Bahçeli'den zehir zemberek sözler!
Abone olMHP lideri Bahçeli, sızdırılan ses kayıtlarıyla ilgili konuştu, Erdoğan'ı çok ağır sözlerle suçladı.
MHP lideri Devlet Bahçeli, Suriye ile ilgili
sızdırılan ses kayıtlarını değerlendiriyor. Türkiye'nin içte ve
dışta kolları olan büyük bir yapının saldırısı altında olduğunu
ifade eden Bahçeli, hükümetin Türkiye'nin bağımsızlığını
lekelediğini, sınırları delik deşik ettiğini söyledi.
Devlet Bahçeli, son yaşananları basın toplantısıyla değerlendiriyor. Erdoğan'ın gözünü kan ve hırs bürüdüğü iddia eden Bahçeli, 11 yılda Türkiye'nin geldiği durumu vahim olarak nitelendirdi. İşte Bahçeli'nin basın toplantısından satır başları;
Devlet Bahçeli, son yaşananları basın toplantısıyla değerlendiriyor. Erdoğan'ın gözünü kan ve hırs bürüdüğü iddia eden Bahçeli, 11 yılda Türkiye'nin geldiği durumu vahim olarak nitelendirdi. İşte Bahçeli'nin basın toplantısından satır başları;
“Türkiye dört bir koldan saldırıya uğramaktadır. Türkiye
Cumhuriyeti içte ve dışta kolları olan bir yapının saldırısı
altıntadır. Türkiye’de her şey ayaklar altındadır ve gündem
karmakarışıktır. Durum vahamet ötesidir, manzara korkunçtur.
Başbakan ve Hükümeti milletin bağımsızlığını lekelemekle
kalmamış milli sırlarımızı delik deşik etmiştir.
"ERDOĞAN AKIL YOLUNDAN ÇIKMIŞTIR"
"ERDOĞAN AKIL YOLUNDAN ÇIKMIŞTIR"
Başbakan Erdoğan’ın gözünü kan ve hırs bürümüştür. Sağ duyusu
kaybetmiş, akıl yolundan çıkmıştır. Başbakan Erdoğan kendisi,
ailesi, yakınları, yandaş işadamları hakkındaki şaibeleri
aydınlatmak yerine reddiyeci bir tutumla önüne kim geliyorsa
saldırmış, yargıyı çalışamaz hale getirmiştir. 17-25 Aralık
tarihleri arasında yapılan rüşvet ve yolsuzluk soruşturmaları
sonrasında görev yeri değiştirilen hakim ve savcıların sayısı
şimdilik 784’ü bulmuştur. Yolsuzluğa bulaşan kim varsa
korumaya alınmıştır. Başbakan soyguna milli irade kılıfı
geçirmenin arayışındadır. 30 Mart rüşvetin aklanacağı,
hortumcuların temize çıkacağı, 17 ve 25 Aralık’ın rövanşı değildir.
30 Mart yenilenmedir ama Yeni Türkiye adlı karanlık mecraya sapma
yeri değildir.”
AKP Hükümeti 11 yılda ülkemizi mahvetmiştir. Cumhuriyet
tarihinde bu kadar yüzsüzleşen, yozlaşan bir iktidar görülmemiştir.
Başbakan ve çevresi inanılmaz ve kimsenin onaylamayacağı bir
düzenin aktörü olmuştur. Hükümet kul hakkı yemiştir, tepeden
tırnağa günah işlemiştir. Neresinden bakarsak bakalım 17 Aralık bir
milattır. Başbakan ve hükümetinin gerçek yüzü ortaya serilmiştir.
Türkiye altın kaçakçılığı üssü haline getirilmiştir. Büyük
paraların döndüğü kara para aklama merkezi haline getirilmiştir.
Rüşvetle vatandaşlık dağıtımı sınır tanımamıştır. AKP’ye oy veren
kardeşlerin Allah için biraz vicdan muhasebesi yapmalıdır. Öyle
tapeler, öyle ses kayıtları ortaya dökülmüştür ki akılla, vicdanla
izah edilmesi mümkün değildir. İranlı Zarraf için namuslu emniyet
müdürlerini kurban eden, bu zatın önüne yatmaya kalkanlar bu ülkede
içişleri bakanlığı yapmıştır.
ALO FATİH, ALO NERMİN TELEFONLARI
ALO FATİH, ALO NERMİN TELEFONLARI
Başbakan haysiyetini, siyasi iffetini, siyasi geleceğini
kutulara kilitlemiştir. Alo Fatih diyaloglarıyla medyanın
bağımsızlığı zedelenmiştir. Alo Nermin hattıyla medyanın haysiyeti
yerin dibine geçmiştir. Medya çalışanları işinden edilmiştir.
Başbakan başörtülü bir kadın gazeteciyi yazılarından rahatsız
olduğu için işten attırmıştır.
"ERDOĞAN KORKUDAN TİTRİYOR"
Başbakan korkudan titremiş, ne yapacağını şaşırmıştır. Rüşvetçileri sayısal çoğunluğuyla şimdilik emniyete almıştır. Bu kadar isnat ve olağanüstü suçlamalarla başbakanlık görevini yürütümeyecektir. Türk Milleti’nin başhırsız, başçalan, başgötüren dediği bir kişi o koltukta oturamaz. Ya paşa paşa hesap verecektir ya da tarihi nitelikli yolsuzluklar için ülkeder kaçmak zorunda kalacaktır. Karar kendisinindir.
"DEVLETE AJANLAR SIZDI"
"ERDOĞAN KORKUDAN TİTRİYOR"
Başbakan korkudan titremiş, ne yapacağını şaşırmıştır. Rüşvetçileri sayısal çoğunluğuyla şimdilik emniyete almıştır. Bu kadar isnat ve olağanüstü suçlamalarla başbakanlık görevini yürütümeyecektir. Türk Milleti’nin başhırsız, başçalan, başgötüren dediği bir kişi o koltukta oturamaz. Ya paşa paşa hesap verecektir ya da tarihi nitelikli yolsuzluklar için ülkeder kaçmak zorunda kalacaktır. Karar kendisinindir.
"DEVLETE AJANLAR SIZDI"
Böyle bir devlet, böylesi bir belirsizlik içinde her tarafa
sızmış ajanların saldırısına ne kadar dayanacaktır? Bu durum
başbakanın eseridir. Dışişleri Bakanlığı’ndaki Suriye odaklı
toplantının dinlenmesi ve kayıt altına alınması, şu anlama
gelmektedir. Kimsenin güvenliği kalmamıştır ve devlet yoğun
bakımdadır. Başbakan kendisini ve Bilal’ini kurtarayım
derken devletin bekasını ateşe atmıştır. Başbakana
sesleniyorum, devletin cılkını, posasını çıkarmaktan ötürü mutlu
musun? Şimdi rahata erdin mi, huzur buldun mu? Başbakan bu konuyu
Cemaat’in üstüne yıkmakla kendisini aklayamayacaktır. Bu kadar
geniş çaplı bir dinlemenin Cemaat’in üzerine yıkılması akla ihanet
olacaktır. Dışişleri Bakanlığı’ndaki toplantının dinlenmesi
bir sorun ise orada konuşulanlar da ikinci bir sorundur.
Bu toplantı taraflarca inkar edilmemiştir. Bu toplantı Türkiye’nin
güvenliğini konuşmak yerine hükümetin ve başbakanın güvenliğini
korumak için bir beyin fırtınası şeklinde geçmiştir.Camileri
bombalayacaklar diyerek yıllarca TSK zan altında bırakılmış,
değerli komutanlar yıllarca cezaevinde tutulmuştur. Aziz milletim
bu gerçeği öğrenmeli ve başbakanın esas yüzünü görmeli ve
anlamalıdır. Başbakan için atılan füzeler sonucunda kimlerin
öleceği önemsiz bir ayrıntıdır. Meydanlarda hizmetkarlıktan dem
vuran başbakan milletine kurşun sıkacak bir kişidir. Türkiye
telekulak çetelerinin eline geçerken MİT ne iş yapmıştır? Başbakan
Erdoğan siyasi menfaatleri için her kötülüğü yapacak kadar
insanlıktan ve inançtan uzaklaşmıştır. AKP’nin Türkiye’yi tasfiye
hamlesine ilk ve kati itiraz 30 Mart tarihinde yapılacaktır. Bunu
yapacak milletime sonuna kadar inanıyorum.”