Bahçeli'den zehir gibi cevap!
Abone olMHP lideri Devlet Bahçeli Karayılan'ın açıklamasını sert sözlerle değerlendirdi.
MHP lideri Devlet Bahçeli "AKP'nin
boyun eğen tutumu alenileşmiştir. PKK'nın elini kolunu sallayarak
çıkmasına güvenlik güçleri izin vermeyecektir"
dedi.
Karayılan'ın bugün PKK'nın çekilme
kararını değerlendiren Bahçeli hükümeti tehditle karışık eleştirdi.
Hükümete "Sabrımızı daha fazla zorlamayın" diyen Bahçeli TSK'ya da
çekilen PKK'ya karşı sessiz kalmayın çağrısında bulundu.
Bahçeli Karayılan'ın açıklamalarını 4 maddede analiz ederek herkesi
uyardı.
MHP Lideri Bahçeli "Terör örgütü militanlarının
sınırlarımızdan geçişlerine seyirci kalmak, bunu kolaylaştırmak
PKK'nın değirmenine su taşımak olacaktır ki, bunun hesabı kim
olursa olsun muhataplarından mutlaka eninde sonunda sorulacaktır.
Türkiye yolgeçen hanı, terörist ikmal ve dinlenme yeri
değildir" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bugün yapılan MYK toplantısı
sonrası ve PKK'nın sözde çekilme açıklaması üzerine bir açıklama
yaptı.
Bahçeli'nin açıklaması şu şekilde:
Milliyetçi Hareket Partisi Merkez Yönetim Kurulu asil ve yedek
üyelerinin katılımıyla bugün toplanmıştır.
Bu çerçevede ülke gündemiyle ilgili temel meseleler hakkında
değerlendirmelerde bulunulmuş, son gelişmeler ele alınmıştır.
Özellikle süreç ihanetinin boyutu, AKP-PKK ve İmralı canisi
arasında yapılan müzakereler ve diğer önemli konu başlıkları
görüşülmüştür.
AKP hükümeti Türkiye’nin itibar ve saygınlığını aşırı şekilde
zedelemiş, önüne gelenin diklendiği, istikamet verdiği, hafife
aldığı ilkesiz, iddiasız ve korumasız bir ülke haline
getirmiştir.
Ve Türk devlet geleneğini çok ciddi şekilde incitmiş ve kesintiye
uğratmıştır.
Hükümet aziz milletimizin hak ve hukukunu, varlık ve birlik
haklarını layıkıyla savunmamış, sadakatle sahiplenmemiştir.
Zira AKP’nin buna niyetinin de olmadığı yaşanılan tecrübelerle
belirginlik kazanmıştır.
AKP’nin PKK’yla yürüttüğü pazarlıklar, İmralı canisiyle haince
yaptığı görüşmeler her şeyi gözler önüne sermiş, tüm karanlık yüz
ve emelleri ayyuka çıkarmıştır.
Bölücü terör örgütü, hükümetin gaflet ve ihanete varan
politikalarından dolayı adeta Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne denk
bir statüye çıkarılmıştır.
Bu rezil ve kabul edilemez durum paralelinde PKK terör örgütü
Kandil’den sözde gündem belirlemeye, basın toplantılarıyla
varlığını göstermeye, Türk milletinin aklı ve zekâsıyla alay etmeye
son hızla devam etmiştir.
Hükümet ise buna tam bir şuursuzluk ve teslimiyet haliyle destek ve
katkı vermiştir.
AKP zihniyeti PKK’ya teşrifatçılık rolünü hakkıyla benimsemiş ve
gereğini de yapmış, yapmaya da devam etmektedir.
PKK’nın meşrulaşması konusunda AKP’nin olağanüstü çaba ve
yönlendirmesi ahlaksızca sürmektedir.
En son olarak PKK’nın sınır dışına (sözde) çekilmesiyle ilgili
kararı her şeyi bir kez daha gözler önüne sermiş, AKP’nin
acziyetini ve boyun eğen tutumunu yeniden alenileştirmiştir.
Bölücü terör örgütünün sınır ötesine çekilip çekilmeyeceği,
çekilmesi halinde bunun ne zaman ve nasıl olacağı, bu kapsamda
sınır dışına çıkmanın silahlı mı silahsız mı gerçekleşeceği
aylardır tartışılan konu başlıkları arasında yer almıştır.
Kandil’deki terör kampından bugün yapılan açıklamaya göre, PKK’nın
ülkemizden 8 Mayıs itibariyle çekileceği ilan edilmiştir.
Buna göre, teröristlerin öteden beri kullandıkları güzergâhlardan
gizli ve kısa süre içinde Irak’ın kuzeyine gidecekleri
açıklanmıştır.
Ne var ki PKK’lı militanların silahlarını bırakmayacakları, üstelik
güvenlik güçlerinin herhangi bir müdahalesi karşısında sözde
çekilmenin anında duracağı ve karşı saldırıya geçileceği terör
elebaşları tarafından ifade edilmiştir.
Bunun yanı sıra, bölücü terör örgütü, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne
duyarlılık içinde ve ciddiyetle hareket etmesini hatırlatmış, Türk
devlet güçlerinin tahrikte bulunmamasını küstahça istemiştir.
4 MADDELİK UYARI
Bu gelişmeler karşısında herkesin şu gerçekleri bilmesinde sonsuz
faydalar olacağı şüphesizdir.
1– PKK, etnik temelli bölücü bir örgüt olarak 29 yıldır onbinlerce
insanımızı katleden, vatanımızı bölmeye, milletimizi ayırmaya
çalışan bir cinayet şebekesidir.
Bu itibarla hiçbir örgüt militanın bir şey olmamış gibi
sınırlarımızdan elini kolunu sallayarak çıkıp gitmesi, buna da
güvenlik güçlerimizin sessiz, tepkisiz ve ilgisiz kalması söz
konusu olmayacaktır.
Aksi durumun suç olacağı, teröre yardım ve yataklıkla bir ve aynı
anlama geleceği iyi bilinmelidir.
2- PKK terör örgütünün yuvalandığı terör kampları zaten
sınır ötesindedir.
Yıllardan beridir sınırlarımızın mücavir alanlarında konuşlu
bulunan terör inleri saldırı ve provokasyonların karar ve hareket
merkezi olarak zehir saçmaktadır.
PKK’lı teröristler eylem kararlarını uygulamak, saldırı ve
pusularını icra etmek amacıyla yılın belirli aylarında sürekli
olarak silahlı şekilde sınırdan girip çıkmaktadır.
Bu yüzden, PKK’nın çekilmesi gibi bir iddia ve ifade tamamen
asılsız, uydurma ve yalandır.
Bölücü kanlı örgütün sembolik düzeyde sınır dışına çekilmesi, zaman
kazanmaya, stratejik hedefleri için daha sıkı bir hazırlık yapmaya
dönük sinsi ve kurnaz bir taktiksel adımdan başka bir şey
değildir.
3- Başbakan Erdoğan’ın geçtiğimiz Mart ayının son
günlerinde yaptığı bir açıklamada, PKK’lıların sınırlarımızı terk
ederken silahlarını gömmelerini veya mağaraya bırakmalarını
istediği bilinen ve kamuoyuna mal olmuş görüşleridir.
Bununla birlikte Başbakan’ın, militanların sınırdan geçmelerinin
ancak bu şekilde mümkün olacağını söylemesi ve güvenlik güçlerinin
silahı görürse müdahale edeceklerini, aksi durumda suç
işleyeceklerini belirtmesi hafızalardaki tazeliğini hala
korumaktadır.
Buna göre PKK’lıların ellerinde silahlarıyla birlikte sınır dışına
intikallerinin hiçbir meşru ve ahlaki mazereti olamayacaktır.
PKK’lı militanlarının görüldükleri yerlerde etkisiz hale
getirilmeleri veya yakalanmaları en başta hükümetin Türk milletine
şeref ve namus borcu olarak değerlendirilmelidir.
Başbakan Erdoğan bu düşünceleriyle eğer Türk milletinin gözünü
boyamadıysa, derhal PKK’lı militanların hakkından gelecek iradeyi
göstermeli ve aldığı millet sorumluluğunun gereğini bir an önce
yapmalıdır.
4- Başbakan ve hükümeti Türk Silahlı Kuvvetleri’ne konusu
suç teşkil eden talimat vermekten kesinlikle uzak
durmalıdır.
Anayasa’nın 137’nci maddesinde tanımı yapılan kanunsuz emri vermek,
hem vereni hem de uygulayanı tam olarak bağlayacak ve Anayasa
suçunu oluşturacaktır.
PKK militanlarının yol güzergâhındaki birlikleri geri çekme, başka
yerlere kaydırma, hafifletme, karakollardaki gözetleme kulelerini
boşaltma, kontrolleri azaltma, insansız hava araçlarını uçurmama,
termal kameraları kapatma veya militanları görmezden gelme anlamına
gelecek her tavırdan muhakkak ki vazgeçilmelidir.
Bunların hilafına atılacak her adım Türk milletine ve Türk
devletine karşı tarifi olmayacak düşmanca bir tutum olacak,
teşebbüste bulunanın dahi yanına bırakılmayacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi tüm gelişmeleri yakından ve titizlikle
takip etmektedir.
Türk milletinin PKK’ya teslim olması ya da PKK’nın hain taleplerine
rıza göstermesi hiçbir şart altında söz konusu olmayacaktır.
PKK’nın sözde sınır dışına çıkma kararı yalnızca yeni mevziler elde
etmeye dönük alçakça planlanan ve AKP’yle birlikte ifa edilen
karanlık bir kampanyanın parçasıdır.
Buna Türk milletinin inanması da düşünülemeyecektir.
Başbakan Erdoğan ve hükümeti; PKK’ya verdiği tavizlerinin
Türkiye’yi ne hallere düşürdüğünü, çözüm sözleriyle Türk milletinin
çözülmeyle ve bölünmeyle karşı karşıya kaldığını net olarak
görmelidir.
Kuşkuya yer bırakmayacak şekilde söylemek lazımdır ki, PKK’lılar
silahlarıyla birlikte güvenlik güçlerine teslim olmalı ve
arkasından da bağımsız yargı önünde döktükleri kanlarının hesabını
vermelidir.
Bunun dışında militanların sınırlarımızdan geçişlerine seyirci
kalmak, bunu kolaylaştırmak PKK’nın değirmenine su taşımak
olacaktır ki, bunun hesabı kim olursa olsun muhataplarından mutlaka
eninde sonunda sorulacaktır.
Türkiye yolgeçen hanı, terörist ikmal ve dinlenme yeri
değildir.
Türk milleti, bölücü katilleri masum görecek ve şehitlerimizin
haklarını çiğneyecek bir anlayışta da asla olmayacaktır.
Bu nedenle hükümet, bilhassa Başbakan Erdoğan kendisini gözden
geçirmeli, milli vicdanların sabrını daha fazla zorlamamalıdır.