Bahçeli'den taksitli şantaj iddiası
Abone olMHP lideri Devlet Bahçeli AB'nin Türkiye'nin özürlü aday muamelesi yaptığını öne sürdü. AB zirvesini değerlendiren Bahçeli, şantaj sürecinin başladığını iddia etti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AB Zirvesi ile ''Türkiye'yi
özürlü bir aday ülke olarak gören ve AB'nin dışında tutmayı
amaçlayan onur kırıcı ayrımcılığın'' tescil edildiğini savunarak,
''3 Ekim 2005 tarihi, AK Parti'nin aczinin bedelinin, Türkiye'den
taksit taksit tahsil edileceği bir tehdit ve şantaj sürecinin
başlangıcıdır'' dedi. Bahçeli, parti genel merkezinde düzenlediği
basın toplantısında, 16-17 Aralık'taki AB zirvesini değerlendirdi.
Çağdaşlaşma adı altında sahneye konulan büyük bir ''ihanet oyunu''
ile Türkiye'nin içerden çökertilmeye, teslim alınmaya çalışıldığını
öne süren Bahçeli, iktidar ve AB'yi maddi kazanç kapısı olarak
gören bir avuç ''inançsız ve ilkesiz çıkar grubunun'', bu oyunun
aktörleri, senaristleri ve yönetmenleri olarak sahneye çıktığını
savundu. ''AB hayal ticaretinin'' sürdürülmesi için yeni bir
pazarlama zemini hazırlandığını ifade eden Bahçeli, Brüksel zirvesi
kararlarının, millete yansıtılış biçimi, bu konuda yapılan yorum ve
değerlendirmelerin, ''bazı kesimlerin tedavi kabul etmeyecek kadar
kangren haline gelen siyasi ve ahlaki zaafını bir kere daha ortaya
koyduğunu'' ileri sürdü. ''KIBRIS İÇİN ANAHTAR TESLİMİ HAZIRLIĞI''
''Türkiye'yi özürlü bir aday ülke olarak gören ve AB'nin dışında
tutmayı amaçlayan onur kırıcı ayrımcılık, zirve kararıyla tescil
edilerek, resmiyet kazanmıştır'' diyen Bahçeli, sözlerini şöyle
sürdürdü: ''Zirvede Türkiye'ye verilen tek şey, bir dizi ağır
şartların boyunduruğunda, içi boşaltılmış ve göstermelik bir süreç
başlatılması için bir tarih verilmesi olmuştur. Daha da vahimi, bu
boş tarih bile, icat edilen yeni bir Kıbrıs kriterine bağlanmış ve
Kıbrıs Rumlarının tanınması, bu göstermelik sürecin başlatılması
için ön şart olarak Türkiye'ye dayatılmıştır. Zirve kararına
bakıldığında, asıl amacın Türkiye'yi AB'nin kontrolünde ve
yörüngesinde tutmak olduğu kolaylıkla anlaşılacaktır. Kıbrıs
Türklerini adeta Türkiye'nin sırtında bir kambur olarak gördüğünü
saklamayan AKP ve Başbakan Erdoğan'ın, 2004 yılı içinde Rumlara
teslim edemediği Kıbrıslı kardeşlerimizi, şimdi de AB'nin bu
dayatmasıyla, bu göstermelik süreci başlatabilmek için anahtar
teslimi hazırlığı içinde olduğu anlaşılmaktadır.'' ''SİYASİ VE
AHLAKİ PİŞKİNLİK'' Bahçeli, Brüksel'de teslim olan AK Parti'nin
bunu zafer gibi göstermeye çalışmasının, her bakımdan ''siyasi ve
ahlaki pişkinlik'' olduğunu iddia ederek, 3 Ekim 2005 tarihinin, AK
Parti'nin aczinin bedelinin Türkiye'den taksit taksit tahsil
edileceği bir tehdit ve şantaj sürecinin başlangıç tarihi olduğunu
savundu. İçi boş sürecin, Türkiye'ye ve Türk vatandaşlarına siyasi
ve ekonomik hiçbir yararının olmayacağını ifade eden Bahçeli,
Türkiye'nin adeta ''şamar oğlanı'' haline getirileceğini ileri
sürdü. Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti
yöneticilerine, ''hayali bir perdede gölge oyunu oynamayı bırakın.
Günü ve görüntüyü kurtarmak uğruna Türkiye'yi ve Türk milletinin
geleceğini ateşe atmayın. Türkiye'yi sürüklediğiniz bu felaketin
ilk kurbanının sizler olacağını da hiçbir zaman unutmayın'' diye
seslendi. ÜNAL ERKAN'IN MHP'YE KATILIMI Bahçeli, konuşmasının
sonunda, partisine katılan eski DYP Milletvekili ve eski OHAL
Valisi Ünal Erkan'a, yakasından çıkardığı parti rozetini taktı.
Devlet Bahçeli, Erkan'ın yakasında aynı zamanda Beşiktaş rozetini
görünce, ''Bir de üstelik Beşiktaşlıyız'' dedi. ''KİMİ KAST ETTİĞİ
HERKES TARAFINDAN ANLAŞILDI'' Bir gazetecinin, koruması İsmail
Hakkı Özkan'ın dün Musul'da şehit olan Türk güvenlik görevlilerinin
cenaze töreninde Başbakan Erdoğan'a yönelik sözlerini anımsatması
üzerine Bahçeli, ölen kişilerin, Özkan'ın beraber çalıştığı
arkadaşları olduğunu ve bunun üzüntüsü içinde o davranışı ortaya
koyduğunu söyledi. Bahçeli, Özkan'ın bu cümlesi ile kimi kast
ettiğinin, herkes tarafından çok iyi anlaşıldığını belirterek, ''8
yakın korumam vardır, hepsi alanlarında iyi yetişmiş Özel
Harekat'ın değerli mensuplarıdır. Allah onları korusun'' dedi.