Bahçeli’den sert eleştiriler
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti’nin rejim değişikliğinin kıyısında olduğunu, Başbakan’ın barut fıçısının yanında çakma...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti’nin rejim
değişikliğinin kıyısında olduğunu, Başbakan’ın barut fıçısının
yanında çakmakla dolaştığını ileri sürdü.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Samsun’da ‘Milli Değerleri Koru
ve Yaşat’ temalı açık hava toplantısında ‘Kurtuluş’ mitingi
düzenledi. Mitingde konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “1919
yılının şartlarını kıyasladığımızda, soruyorum sizlere; yine
küresel çevreler, büyükelçileri eliyle, mesela ‘şöyle yapın, bundan
silah almayın’ diyerek, içişlerimize karışmıyorlar mı? Yine
işbirlikçiler dört koldan ihanet yarışına girmiyorlar mı? Yine
sanal sorunlarla yeni bölünmelerin ve kamplaşmaların önü açılmıyor
mu? Yine dinimiz adice siyasete alet edilmiyor mu? Yine haktan,
hukuktan ve özgürlükten bahsedilerek vatanımız belirsizliğe,
insanımız tehditlere mahkum bırakılmıyor mu? Oyun hep aynıdır.
Üstelik taraflar tanıdık, senaryo bildiktir” dedi.
DAMAT FERİT’E BENZETTİ
Başbakan Erdoğan’ın, tıpkı Damat Ferit gibi, Kürdistan’a rıza
gösterdiğini, kapalı kapılar arkasında destek sözü verdiğini iddia
eden Bahçeli, “Geçmişin tüm teslimiyetçileri Başbakan’ın şahsında
dirilmiştir. Damat Ferit Toroslar’ın ötesi, Sevr Anlaşması Fırat’ın
doğusu, Başbakan da Sivas’ın ötesi olarak bu vatan coğrafyasını
kafalarda ayırmış, taksim etmiş ve dilimlemiştir. Başbakan Erdoğan
ve hükümeti teröristlerle ihanet mesaisindedir. PKK ‘süreç bitti’
yaygarası koparırken, Başbakan hala devam ettiğini iddia
etmektedir. PKK; ‘vururuz, iç savaş çıkartırız, saldırırız, bedel
ödetiriz’ dedikçe, Başbakan, bahar havasından, barış ikliminden
bahsetmektedir. PKK hain taleplerini sürekli güncelleyip, silahını
üzerimize doğru çevirdikçe; Başbakan umuda, güvene, sorunların
samimiyetle, soğukkanlılıkla ele alınmasına vurgu yapmaktadır. Ya
bu Başbakan tam bir yalancı ve şuursuzdur ya da PKK terör örgütü
bulanık suda balık avlama derdindedir. Ancak gelişmeler katillerin
boş durmadığına, silahtan vazgeçmek gibi bir niyetlerinin
olmadığına, sınır ötesine de çıkmadığına ayan beyan işaret
etmektedir. Başbakan Erdoğan hedef şaşırtmaktadır” ifadelerini
kullandı.
"SAMSUN’UN ADINI AMİSOS YAPACAK MISIN"
“Sayın Başbakan Siirt’in Aydınlar ilçesinin ismini Tillo,
Tunceli’nin ismini Dersim olarak değiştirmeye ramak kalmışken,
Samsun’un ismini de ‘Amisos’ yapacak mısın?” diyen Bahçeli, şunları
kaydetti:
“Değerli Samsunlular soruyorum sizlere, Başbakan’ın sözde
demokratikleşme paketinde, demokrasi adına bir şey görüyor musunuz?
Paketlerle PKK’ya taviz verilmesini onaylıyor musunuz? Süreç
ihanetinin, yıkım projesinin, müzakere ahlaksızlığının sizlerin
hayrına olduğuna inanıyor musunuz? Peki, Başbakan ve hükümetinin
Türk olmayı kabahat olarak göstermesini, Türklüğü hakir görmesini,
Türk milletini 36 etnik parçaya ayırmasını doğru buluyor musunuz?
Milleti 36 parçadan ibaret gören Başbakan Erdoğan; dün bu konuyla
ilgili olarak aynen şunları söylemiştir, ‘Aklımıza geldiği
kadarıyla 36, şu anda bize verilen bilgileri söylüyorum, etnik grup
var.’ Sayın Başbakan bu 36 etnik grup ve hatta daha fazlası varsa,
sana diyorum ki, bunları biliyor da açıklamıyorsan namert kere
namertsin. Kimlerden ibarettir bu 36 etnik grup? Sen kendini bu
36’nın içinde mi, yoksa ihtiyatta beklettiğin etnik gruplardan
birisinde mi görüyorsun? Türk milletini 36’ya ayırmaktan özel bir
zevk mi alıyorsun? Bu kapsamda, tek millet olmaktan nasıl ve hangi
zeka seviyesiyle bahsediyorsun? Sayın Erdoğan sana Samsun’dan
sesleniyorum, gel bu 36’yı açıkla, gel bu kez namertlikten kurtul,
daha fazla da uzatma, sündürme ve tahribat verme.”
"BARUT FIÇISININ YANINDA ÇAKMAKLA DOLAŞIYOR"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a eleştirilerini sürdüren Bahçeli,
“Osmanlı’yı yıkan küresel aktörler, 94 yıl sonra yeni bir oyun için
kendilerine maalesef yeni bir teslimiyet hükümeti bulmuşlardır.
Başbakan Erdoğan ve hükümeti anayasa yoluyla son vuruşu yapmak
istemektedir. Türk milletinin dokunulmaz ve devredilmez hakları
lime lime doğranmak üzeredir. Türkiye Cumhuriyeti rejim
değişikliğinin kıyısındadır. Başbakan barut fıçısının yanında
çakmakla dolaşmaktadır. Bu şahsın dün Cumhuriyetle ilgili sözleri
de tam bir ucubedir. Başbakan, ‘yan gelip yatmakla cumhuriyetçi
olunamayacağını, cumhura, cumhuriyete hizmet etmekle cumhuriyetçi
olunacağını’ iddia etmektedir. Cumhuriyetin tescilli, markalı ve
sicilli hasmı şimdi kalkmış bu alanda nutuk atmaktadır. 11 yıldır
Türkiye Cumhuriyeti’ni perişan etmek, kevgire çevirmek, kuruluş
ruhunu tırpanlamak isteyen birisi ne çabuk yaptıklarını unutmuş ve
bir de zeytinyağı gibi üste çıkmaya başlamıştır” diye konuştu.
CAMİ AÇIKLAMASINI ELEŞTİRDİ
“Gezi Parkı’ndaki gençlerin kurduğu çadırlara şafak vakti saldıran
sen mi demokratsın?” diyen Bahçeyi şöyle devam etti:
“Söz de yol yapmak maksadıyla, ODTÜ’ye bayram gecesi iş
makineleriyle baskın yapan sen ve zihniyetin mi cumhurun fikrine
saygı duymaktan ve cumhura hizmetten bahsediyorsun? Lütfen dikkat
ediniz, Başbakan Erdoğan, geçtiğimiz günlerde, yol için cami
yıkacaklarını söylemiştir. Sayın Erdoğan, bir yanda yol için cami
yıkmayı göze alıyorsun, diğer yanda BOP yoklamasında yok yazılmamak
için kilise açıyorsun. Bir yanda yol için cami yıkmayı kafaya
takıyorsun, diğer yanda Akdamar Adası’nda, milletimizin
vergileriyle kilise onarıyor ve tantanayla kurdelesini kesiyorsun.
Bir yanda cami yaparak göz boyuyorsun, diğer yanda kiliselere,
azınlık vakıflarına milletin toprağını kimseye sormadan, danışmadan
keyfince bağışlıyorsun. Sayın Başbakan şunu unutma ki, yol uğruna
cami yıkıyorsan, yoldaşın cani başı için cumhuriyeti havaya
uçurmaktan da asla çekinmezsin. Bu nasıl bir iştir, bu ne büyük bir
günahtır? Başbakan’ın bu sözünü başka birisi kullanmış olsaydı,
emin olunuz ki, ne kâfirliği, ne İslam düşmanlığı, ne de
münafıklığı kalırdı? Başbakan Erdoğan caminin aynı zamanda
medeniyet olduğunu bilmeyecek kadar gözü ve bahtı bağlanmıştır.
Giydiği papaz cübbeleri aklını karıştırmıştır. İslam’la kandırması
ayağına dolaşmıştır. Başbakan Erdoğan BOP’a kendi öyle vermiş,
kendisini öyle adamıştır ki, asıl yüzü belirmeye, asıl niyeti
ortaya çıkmaya başlamıştır. Şimdi siz söyleyiniz, Başbakan ve
hükümetinin son kullanım tarihi dolmuş mudur? Başbakan ve
hükümetine karşı sabrınız tükenmiş midir? Önce 30 Mart 2014
tarihindeki mahalli idareler seçimlerinde bu iktidar uyarılmalıdır.
Arkasından da Başbakan’ın Cumhurbaşkanı olma hayalleri suya
düşmelidir. Nihayetinde milletvekilliği genel seçimlerinde,
‘beraber yürüdük bu yollarda’ diyerek cami yıkmaya bile niyetlenen,
PKK’ya şerefini kaptıran, BOP’a ruhunu ipotek ettiren cahiliye
devri artıklarından kurtulmak başlıca amaç olmalıdır. Bu kutlu
mücadeleye her şeyinizle girmeye kararlı mısınız? Başbakan ve
hükümetinden kurtularak, Türkiye’yi ve Türk milletini kurtarmaya,
Samsun’dan kurtuluş meşalesini tutuşturmaya söz veriyor musunuz?
İşte Samsun budur. Samsun’a da bundan başkası yakışmayacaktır.”
(İHA)