Bahçeliden hükümete uyarı
Abone olAnkara'da işler iyiden iyiye karışıyor. AB konusundaki telaş hükümeti nereye sürüklüyor? Fikret Bila yazdı...
Ankara'da işler iyiden iyiye karışıyor. AB konusundaki telaş
hükümeti nereye sürüklüyor? Fikret Bila yazdı...
Kaynak: Milliyet
Yazar : Fikret Bila
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin yaptığı yazılı açıklama dikkate
alınması gereken önemli uyarılar içeriyor.
Bahçeli, özellikle etnik eksenli gerginliğin tırmandığı günlerde
sağduyulu tutumu ve çağrılarıyla Türkiye'nin bir iç çatışma
ortamına sürüklenmesini önleyen bir liderlik gösterdi. Yangına
körükle gitmedi, sokağı adres göstermedi, çatışmalar yoluyla siyasi
getiri peşinde koşmadı.
Bahçeli'nin bu yerinde tutumunun değeri, bugün olmasa bile, belki
ileride daha iyi anlaşılacaktır.
Önceki gün yaptığı analiz ve uyarılar, bu nedenle önem
taşımaktadır.
Bahçeli'nin analizini ve uyarılarını yorumlarsak...
Temel sorun
Bahçeli'nin saptaması, son dönemde
siyasal gündemdeki tartışmaların, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş
ilkelerinin ve devletin temel kurumlarının hedef alındığına
ilişkindir.
Bahçeli'ye göre, hedef tahtasına konulan üç temel kurum ve ilke söz
konusu:
1- Üniter yapı ve ulus bilinci
2- Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)
3- Yargı.
MHP liderine göre bu üç kurum, Avrupa Birliği (AB) süreci içinde
zayıflatılıp yıpratılıyor. Dahası, bir tahribat söz konusu.
Bahçeli, temel sorunu böyle tanımlıyor.
Şemdinli davası
İddianamenin hazırlanmasında
yaşananlar, Bahçeli'nin analizine göre, Şemdinli olaylarının
devletle hesaplaşma vesilesi olarak görülmesinin ve güvenlik
güçlerine karşı bir linç kampanyasının kanıtları. Şemdinli
davasındaki yargı süreci ve alınan karar esas ve usul bakımından
soru işaretleriyle dolu.
Bahçeli'ye göre, yargı sürecinin sürati ve sonucu, "rövanş" kuşkusu
uyandırıyor. Buradan hareketle TSK'nın bir kurum olarak
yargılanması amaçlanıyor.
AB'ye uyarı
MHP lideri, AB yetkililerinin,
PKK'ya yakın bir söylem içinde olduklarına dikkat çekerek, TSK ile
PKK'yı aynı kefeye koyduklarını vurguluyor. Bu yaklaşımın, terör ve
terörle mücadele açısından bir "riyakârlık" olduğu saptamasını
yapıyor.
AB'nin bu tutumunu giderek belirginleştirmesinin, PKK'yı
cesaretlendirdiğine, giderek "ortak beyan ve tutum" haline
dönüştüğüne işaret ediyor.
Potansiyel risk
Bahçeli'nin belki üzerinde en
çok durulması gereken uyarısı, bu sürecin Türkiye'yi giderek bir
çatışma ortamına sürüklemesi riski.
Bahçeli bu riske, "Rüzgâr eken, fırtına biçer" özdeyişiyle işaret
ediyor.
Türkiye'nin en önemli şansı etnik kökenli terör eylemlerinin ve bu
eylemlere paralel söylemin, zaman zaman küçük çaplı olaylara yol
açsa da, yaygın bir çatışmaya dönüşmemiş olması. Sorunun sosyolojik
niteliğe bürünmesi ve bir arada yaşama riskini artırması ve giderek
yaygın iç çatışmalara dönüşmesi Türkiye'nin karşılaşacağı en büyük
felaket olur.
Sorunun bu derinlikte bir potansiyel riski beslediği göz ardı
edilmemelidir.
Günlük, yüzeysel söylem ve kısa vadeli siyasi çıkar hesaplarıyla
hareket eden siyasilerin, Bahçeli'nin uyarısının üzerinde
düşünmeleri gerekir. "Çevir kazı yanmasın" politikası, bu
büyüklükteki riskler karşısında etkisiz ve komik kalır.