Bahçeli’den hükümete sert eleştiriler (2)
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AK Parti’nin “Milli İradeye Saygı” mitinginde pankart açan ülkücülere sert çıktı. Bunun bir siyasi entrika...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AK Parti’nin “Milli İradeye
Saygı” mitinginde pankart açan ülkücülere sert çıktı. Bunun bir
siyasi entrika olduğunu savunan Bahçeli, “Bugün biz, konuyla ilgili
gerekli hukuki müracaatı da yaparak, partimize dönük
terbiyesizliğin hesabını yargı nezdinde ucu nereye dayanırsa
dayansın soracağız” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP Grup Toplantısı’nda gündeme
ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Gezi Parkı olaylarına değinen
Bahçeli, “Başbakan ve hükümeti, Gezi Parkı buhranını kışkırtmak
için elinden geleni yapmıştır” dedi.
Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın Gezi Parkı olaylarında suçluyu hep
başka tarafta, dışarıda aradığını söyleyerek, Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç’ı da eleştirdi. Bülent Arınç’ın “Gerekirse askeri bile
devreye sokabiliriz” şeklindeki açıklamasına tepki gösteren
Bahçeli, “Düne kadar şikayet ettikleri askeri bile devreye
sokacaklarını ifade eden bazı hükümet üyeleri ateşle oynadıklarını
göremeyecek kadar şuurlarını kaybetmiştir. Darbe davalarıyla,
Türkiye’nin bağırsaklarını temizlediğini iddia eden malum Başbakan
Yardımcısı; ‘burası dingonun ahırı değil, hukuk devletidir’ diyerek
herkese gözdağı vermiştir. Askerimizi, bölücü katillerin önünden
çekip de Taksim’e indirme planları ve masum vatandaşlarımızla karşı
karşıya getirme niyetleri en vahşi dingoluk değil midir?” diye
sordu.
Başbakan Erdoğan’ın sanatçılarla gerçekleştirdiği görüşmeleri de
değerlendiren Bahçeli şöyle konuştu:
“Tribünde oturanlar, dizi film setinden çıkıp oraya buraya
koşanlar, İstanbul gecelerinde boy gösterenler, şu işe bakınız ki
Başbakanla toplumsal bir mesele hakkında görüş alışverişinde
bulunmak üzere masaya oturmuşlardır. Bu olanlar oynanan oyunun bir
parçasıdır. Herkes önceden yazılmış rolü kapsamında hareket
etmektedir. Ve Gezi Parkı ateşini belirli bir seviyede tutmak için
yapılan AK Parti kontrollü ve güdümlü, derin ellerin de devrede
olduğu bir operasyondur.
Bu gelişmeler kapsamında kanaatimiz odur ki, Başbakan Erdoğan’ın
toplumsal tansiyonu ve kanamayı belirli bir sınırda tutarak
sürmesini istediği anlaşılmaktadır. Bu ihtimali kesinlikle yabana
atmamak lazımdır. Zira kendi partisinin zayıflamasını bu şekilde
durduracağını düşünmüş olması hesaba katılması gereken bir
durumdur. Hükümet çıkmaza girdiğinden can simidine ihtiyaç
duymuştur.”
“MİLLİ İRADEYE SAYGI MİTİNGLERİ TESADÜF GÖRÜLMELELİDİR”
MHP lideri Bahçeli, konuşmasının bir bölümünde ise, AK Parti
tarafından Ankara ve İstanbul’da gerçekleştirilen “Milli İradeye
Saygı” mitinglerini de değerlendirdi. Bahçeli şunları söyledi:
“Birden bire ‘Milli İradeye Saygı’ temalı açık hava toplantılarını
düzenlemesi, tesadüf görülmemelidir. Başbakan Erdoğan kendi
cephesine arkası arkasına yığınak yapma derdindedir. AK Parti’nin
erimesini frenleyebilmek amacıyla iç dinamikleri yapay dış
korkuluklarla örtmeye ve ötelemeye çabalamaktadır. Uluslar arası
medyaya çatması bundandır. Türkiye’deki medya organları da iktidar
korkusundan tam bir oyuncağa çevrilmiş, hemen hemen birçoğu
susturulmuştur.
AK Parti’nin sözde benimsediği demokrasi anlayışı işte bu kadar
hoşgörüsüz ve ilkeldir. Daha düne kadar milli değer ve ilkelerimize
karşı müştereken kumpaslar hazırladığı Avrupa Parlamentosu’yla
bugünlerde ters düşmesi boşuna değildir. Avrupalı komiserler
içişlerimize karışırken, Türkiye’nin dokunulmaz haklarına ve
tarihsel varlığına kast ederken acaba Başbakan Erdoğan’ın aklı
neredeydi? Avrupa Birliği, PKK’lıları koruyup kollarken, hatta
aktivist olarak ilan ederken Başbakan nerede gezmekteydi?”
“DEMOKRASİYLE GELEN BAŞBAKAN YİNE DEMOKRASİYLE GİTMELİ”
Bahçeli, Gezi Parkı olaylarına ilişkin olarak ise hükümetin ancak
seçimle değişebileceğine vurgu yaptı. AK Parti’nin ancak seçimle
gidebileceğine dikkat çeken Bahçeli, konuşmasını şöyle
sürdürdü:
“Demokrasiyle gelen Başbakan ve hükümeti yine demokrasinin
imkanlarıyla götürülmeli ve siyaseten bitirilmelidir. Türkiye’nin
AK Parti ile yollarını ayırma vakti gelmiş ve geçmektedir. Başbakan
Erdoğan Türk milletini birbirine kırdırmadan, birbirine hasım hale
gelen getirmeden mutlaka gitmelidir. TOMA’cı AK Parti’ye tahammül
kalmamıştır. Başgaz Erdoğan’ın inandırıcılığı tükenmiştir.
İnsanlarımızın milli ve manevi değerlerini öğüten iktidar
demokrasisiyle görevden alınmalıdır. Türkiye daha fazla dara düşer,
işler daha da içinden çıkılmaz hal alırsa mutlaka demokratik
mekanizmalar harekete geçirilmeli, bu iktidara son vuruş sandıkta
yapılmalıdır.”
“BAŞBAKAN’IN TEŞEKKÜRÜNÜ KABUL EDECEK DAVA ARKADAŞIM YOKTUR”
MHP Genel Başkanı Bahçeli, AK Parti’nin Sincan’da gerçekleşen
mitingine katılarak pankart açan ülkücülere de sert çıktı. Oradaki
ülkücülerin MHP’li olmadığına vurgu yapan Bahçeli, bunun bir siyasi
entrika olduğunu ve konuyu yargıya taşıyacaklarını söyledi. Bahçeli
konuyla ilgili olarak şunları kaydetti:
“Şunu herkes bilmelidir ki, Başbakan’ın teşekkürünü kabul kabul
edecek hiçbir dava arkadaşım yoktur. AK Parti’nin mitinginde üç
hilalimizi ve bozkurt simgemizi çalarak kullananlar da MHP’li
olmadığına göre Başbakan dolandırıcılara, sokak serserilerine
teşekkür etmiş sayılacaktır. Üç hilalin ve bozkurt simgesinin AK
Parti mitinginde kullanılması çok net ve siyasi bir entrikadır.
Bunun tarafımızdan hoş görülmesi de düşünülemeyecektir. Bu
ahlaksızlığın içinde kimlerin olduğu, kimlerin parmağının bulunduğu
az çok bellidir.
Başbakan Erdoğan; yavuz hırsız ev sahibini bastırır mealinden
yaptığı konuşmaları bir yana bırakmalı, siyasi ahlaksızlığın ve
mili irade saygısızlığının hesabını vermelidir. Ve bu tezgahın
içindeyse hemen özür dilemeli, paralı askerlerini yargıya teslim
etmelidir. Nitekim bugün biz, konuyla ilgili gerekli hukuki
müracaatı da yaparak, partimize dönük terbiyesizliğin hesabını
yargı nezdinde ucu nereye dayanırsa dayansın soracağız.
Başbakan Erdoğan şayet bu tezgahtan haberi yoksa, o halde çok
kritik bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu mutlaka görmelidir. AK
Parti’nin açık hava toplantısında, Başbakan’ın konuşma yaptığı
platforma çok yakın bir noktada kolaylıkla kimliği meçhul isimler
büyük boyutlu değişik flama ve afişleri açabiliyorsa durum ciddi
demektir. Bu kapsamda Başbakan Erdoğan’ın tuzağa düşürülme ihtimali
de çok fazladır. Yani kimliği müprem afişçiler, kiralık
pankartçılar Başbakan’ın dibine kadar güvenlik çemberini aşarak
gelmişse, gözü kara suikastçılar da rahatlıkla bunu
yapabileceklerdir.”
(İHA)