Bahçeli’den hükümete çağrısı
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Musul’da Türk vatandaşlarının rehin alınmasına ilişkin, “Öncelikle vatandaşlarımızın kurtarılmasını istiyo...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Musul’da Türk vatandaşlarının
rehin alınmasına ilişkin, “Öncelikle vatandaşlarımızın
kurtarılmasını istiyor ve bekliyoruz. Ancak IŞİD terörüne karşı her
türlü tedbirin de sırasıyla ve acilen planlanarak alınmasını
gerekli görüyoruz” dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin
Siyaset ve Liderlik Okulu’nun 10. Dönem Sertifika Töreninde
konuştu. Milli ve tarihi kabulleri eriyen ve silikleşen iktidar
kadroları Türkiye ve Türk milletini felakete sürüklemektedir. AK
Parti siyasetinin baştan ayağa sorunlu olduğunu savunan Bahçeli,
“Hükümetin iç ve dış politikası iflas etmiştir. Uğruna nice faninin
feda olduğu vatan topraklarımız üzerinde şeref ve bağımsızlığımızın
sembolü bayrak çekildiği gönderden indirilmektedir. Sınırlarımızın
dibinde terör örgütleri devlet kurmak için kan ve ölüm yatırımı
yapmaktadır. Fakat hükümet korkak, sinmiş ve acizdir. IŞİD terörü,
Musul Başkonsolosluğumuzu basmakta, diplomatlar dahil olmak üzere
49 vatandaşımızı rehin almaktadır; fakat Başbakan hala muhalefete
laf yetiştirmekle meşguldür. IŞİD militanları ekmeğini kazanmak
için direksiyon çeviren tır şoförlerimizi fidye maksadıyla
kaçırmakta ve alı koymaktadır; ne var ki Başbakan hala yalanlarına
devam etmekte, meseleyi sulandırmaktadır. Sorarım sizlere,
Musul’daki diplomatik misyonumuzun basılması Türk topraklarına
tecavüz etmek değil midir? Vatandaşlarımızın silah zoruyla ve
tehditle özgürlüklerini gasp etmek Türkiye Cumhuriyeti’ne hakaret
değil midir? Bunlar oluyorken, Başbakan IŞİD’e en küçük tepki
göstermemiş, gösterememiştir. IŞİD’i eleştiren bir tek sözü henüz
duyulmuş değildir” diye konuştu.
“AKP KAYBETMİŞTİR”
“Elbette biz öncelikle vatandaşlarımızın kurtarılmasını istiyor ve
bekliyoruz” diye devam eden MHP lideri, “Elbette Türkmen
kardeşlerimizin yerinden yurdundan edilmesine tahammül edilmemesini
ve sessiz kalınmamasını talep ediyoruz. Ancak IŞİD terörüne karşı
her türlü tedbirin de sırasıyla ve acilen planlanarak alınmasını
gerekli görüyoruz. Şunu unutmayalım, AKP hükümeti mezhepçi ve
jeopolitik gerçeklerimizi umursamayan politikalarını sürdürürse
sonuç çok acı olacaktır. Politikadaki yanlışlar dizisini
stratejiyle düzeltmek olmayacak bir şeydir. Doğru siyaset yoksa,
doğru strateji denklemi kurulamayacaktır. AKP’nin Ortadoğu
politikası tepeden tırnağa yanlış olduğundan, stratejik ve taktik
adımlarla sorunlar göğüslenemeyecek, giderilemeyecektir. AKP
kaybetmiştir” ifadelerini kullandı.
“TÜRK MİLLETİNİN JEOPOLİTİK ANGAJMANLARINA TAMAMEN TERS”
Başbakan Erdoğan’ın IŞİD tehdidini sulandırmaya çalıştığını savunan
ve bunun Türk milletinin jeopolitik angajmanlarına tamamen ters
olduğunu anlatan Bahçeli, “Türkmenlerin katledilmesine duyarsız
kalması, Türkmen yurtlarının işgaline atalet içinde bakması Türk
milletinin bin yıllık siyasetine aykırıdır. Komşu coğrafyaların
bölünüp parçalanmasına destek vermek, değilse bile seyirci kalmak
Ankara’nın güvenliğini riske ve belirsizliğe sokacaktır. Bunu
bedeli de biliniz ki çok vahim olacaktır. Hele hele Başbakan’ın
terör örgütleriyle düşüp kalkması, bölücü ve yıkıcı teröristlerle
mücadelede ayak sürümesi Türk devlet geleneğini hiçe saymaktır. Bu
şartlar altında, yeni Türkiye masalı okuyan Başbakan ve hükümeti
milli ahlak ve fıtrattan yoksun olduğu için tehlikenin azametini
görememekte, anlayamamaktadır. Eğer bu döngü devam eder, Başbakan
bayrak indirenlere sergilediği yabancı ve gayri milli bakışı
sürdürür, Irak ve Suriye’nin terör örgütleri tarafından istilasına
kayıtsız kalırsa, biliniz ki, Türk vatanı jeopolitik açmazdan
dolayı mahvolacaktır. Bu kaçınılmaz akıbeti değiştirecek bir tek
olumlu örneğe tarih henüz şahitlik etmemiştir. İnsanlığın geçmişi,
tarihin çöplüğü riskleri öngörememiş yöneticilerin ve devletlerin
enkazı ile doludur. Herkesi bir kez daha uyarıyorum; coğrafyamız
tartışılırsa, milletimiz; milletimiz tartışılırsa devletimiz;
devletimiz tartışılarsa bayrağımız ve bayrağımız tartışılırsa
varlığımız ortadan kalkacaktır. Tehdit bu kadar somut ve yakındır.
Allah muhafaza ama, bölgesel kaos, bölgesel ateş Türkiye’yi vuracak
ve yakacaktır. 1916’da cetvelle çizilen Ortadoğu haritası Osmanlı
İmparatorluğuna pahalıya patlamış ve vatan kaybettirmişti. Şayet
bunun ikincisi olursa, bu defa da son yurdumuzu kaybetme
ihtimaliyle yüz yüze kalacağımızı müzakereci Başbakan idrak
etmelidir” diye konuştu.
"AKP FİKİRSİZ OLDUĞU İÇİN..."
Türkiye’nin gücü olduğunu ama bunun atıl vaziyette olduğunu ileri
süren Devlet Bahçeli, “Gücünü zamanında ve kıvamında kullanan Türk
devletinin vatan topraklarında hiçbir hain bayrak indirmeye cesaret
edemeyecektir. Ya da hiçbir terör örgütü tehdit savuramayacak,
sınırlarımızda at koşturamayacaktır. Başbakan Erdoğan Türkiye’nin
içini boşaltmış, ‘dünya lideri oldum, oluyorum’ gürültüsüyle
ülkemize küme düşürmüştür. Başbakan hiçbir sözünü yerine
getirememiştir. Ne söylediyse altında kalmıştır. Ne dediyse yutmuş,
neyi hedeflediyse fos çıkmıştır. 2003 yılında Irak’taki çuval
rezaletinden beri değişen bir şey olmamıştır. Onurlu, dengeli,
barışçı, tutarlı ve yaptırım gücü olan Türk dış politikasından;
korkan, kaçan, pısan, çekinen, izin ve icazet bekleyen vizyonsuz
politikaların pençesine düşülmüştür. AKP fikirsiz olduğu için
ülkemizi bu duruma düşürmüştür.
AKP siyasete şirket mantığıyla baktığı için bugünkü zelil hale
sürüklenmiştir. Hepsinden önemlisi hükümet; milli, vicdani, ahlaki
ve İslami ölçülerini paraya çevirdiği ve rüşvete değiştiği için
menfaat ortaklığına dönüşmüştür. Eskilerin deyimiyle iktidardaki
partide devlet ve siyaset adam eksikliği ülkemizin önünü kesmiş,
elini zayıflatmış, gücünü aşındırmıştır. Oysaki Türkiye’yi bölgesel
ve küresel zeminde yakından ilgilendiren çok ciddi sorun alanları
vardır. Bakınız, Avrupa ülkeleri de içten içe kaynamaktadır.
İtalya’nın Venedik, İspanya’nın Katalonya, İngiltere’nin İskoçya
ile ilişkileri bu ülkelerin iç bünyelerini tartışmaya açacak, zora
sokacak kadar karmaşık bir hal kazanmıştır. İlave olarak Avrupa
Birliği’ne başkentlik yapan Belçika’da, Valon ve Flaman geriliminin
ve uzlaşmaz çelişkilerinin uzunca bir tarihi olduğu da
malumlarınızdır. Kanada üzerinde İngiltere ve Fransa’nın nüfuz
mücadelesi değişik vasıta ve kanallarla hala devam etmektedir.
Ukrayna’da Rusya ve Batı arasındaki mücadele endişe vericidir.
Sorun sadece Ortadoğu’da değildir. Sıkıntı yalnızca Afrika ve Asya
özelinde yaşanmamaktadır. Nihayetinde uluslararası toplum sancılı
ve istikrarsız bir mecrada kan kaybetmektedir. Ayrıca dünyada 200
milyon işsiz vardır ve pimi çekilmiş bomba gibidir. Birleşmiş
Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün açıklamalarına göre, yerküre
üzerinde sayıları 842 milyona varan insan aç ve sefildir. Bunun
için de aziz milletimizin fertleri önemli sayıda yer kaplamaktadır.
Vitrinler doludur, AVM çılgınlığı salgın hastalık gibi
yayılmaktadır, fakat yoksulluk, ekonomik adaletsizlik, vicdan
eksikliği, terör saldırıları, siber savaşlar, sınır mücadeleleri
bir o kadar acımasız düzeydedir. Zenginliğin tam karşı cephesine
keskinleşerek yerleşen fakirlik, işsizlik, darlık ve kıtlık
insanlığı tüketmektedir. Kabaran eşitsizlikler, artan
hukuksuzluklar, kişi hak ve hürriyetlerine karşı gösterilen
ilgisizlikler büyük ve kontrolsüz yıkımların habercisi
niteliğindedir. Fakat Başbakan Erdoğan kendi derdine düşmüştür.
Rüşvet ve yolsuzluk sarmalından yakayı kurtarmanın telaşındadır.
Bölücülükle uzlaşma, teröristlerle kucaklaşma emelindedir. Bunlar
yetmiyormuş gibi, Cumhurbaşkanı adayı olmak için her yol ve yöntemi
denemektedir. Milliyetçi Hareket Partisi, geride kalan kırk beş
yılın birikimi ve kadroları ile Türkiye’mizin yönetimine, Türk
milletinin onurlu geleceğine taliptir. Ve AKP oyununu bozacak,
Recep Tayyip Erdoğan komplosunu etkisiz kılacak yegâne iradedir”
dedi.
(İHA)