Bahçeli'den hükümete 1 metre tehdidi!
Abone olAK Parti'yi 'Haçlı kalıntıları' olarak niteleyen Bahçeli'den hodri meydan: MHP sıralarına 1 metre yaklaşırsan görürsün...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli grup
toplantısında milletvekillerine seslendi. Konuşmasına geçen hafta
Meclis'te meydana gelen olaylara değinen Bahçeli, konuşmasının bir
bölümünde AK Parti'lilere meydan okudu: Meclis'te MHP
sıralarına 1 metre yaklaş bakalım ne olacağını görürsün!
İşteBahçeli'nin konuşmasından satır başlıkları: AKP
yurt dışında planlanmış ve yurt içinde ortaya konulmuş bir
projedir. Bu dönem içinde Türkiye üzerinde emelleri olan hiçbir
engellemeden karşılaşmadan Türk milletine silah zoruyla
yaptıramadığını hükümet nezdinde gerçekleştirilmiştir.
Bugün karşımıza çıkan gelişmelerin ikinci aşaması ise partimizin
bütün engelleri aşarak TBMM'de grup kurmasıyla ortaya çıkan süreçle
ortaya çıkandır. Siyaset kurgularını MHP'siz bir meclis üzerine
şekillendiren ülkemiz üzerindeki bütün tasarruflarını hiçbir
engelle karşılaşmadan rahatça yürütmek istemiştir.
AKP ve onun arkasındaki küresel mihrakları ile içteki işbirlikçi
odaklar partimizin meclise girmiş olmasını bir türlü
hazmedememişlerdir. Partimizin meclis grubu büyük bir fedekarlıkla
ve sorumlulukla görevini yürütmüş, umulanın aksine tam bir inançla
milli görevlerini başarıyla gerçekleştirmişlerdir. Hükümetin en
büyük umudu partimizin zamanla yorulması olmuştur.
AKP ZİHNİYETİ MHP'YE ÇARPTI!
MHP TBMM çatısı altında bulunduğu süre içinde çözülmeye, yıkılmaya,
teslimiyete ısrarla direnmiş, milletimizin kendisinden beklediği
direnişi soruna kadar göstermiştir. Kendine güç vehmeden AKP
zihniyetini açılım denen yıkımın ve PKK ile işbirliği arayışlarının
MHP'ye çarpanak darmadağan olması tam bir bozgun yaratmıştır. Bugün
öfke, tehdit, panik, telaş ve tükeniş halinde AKP zihniyetinin
durumu budur ve gerçekler bundan ibarettir.
Bütün bu direnişler siyaset sırtlanların son çırpınışlarıdır. Bu
saldırılar sadece partimize değil milli kimlik ve milli dile
yönelik düşmanca bir davranıştır. AKP zihniyeti 7 yılı aşan uzunca
süredir iktidardadır. 7 yıl içinde Habur'dan giriş yapan PKK'lılar
için düzenlenen AKP kucaklaşma törenleri karşısında AKP içinde en
küçük bir tepki gösterene şahit olan var mıdır?
BİR TEK AKP'Lİ VAR MIDIR?
Milletimiz açlıktan ve yoksulluktan inim inim inlerken, işçi,
memur, esnaf, emekli, çiftçi kan ağlarken vicdanı sızlayan bir
vekil gören var mıdır? Hükümet Washington masalarına yüz sürerken,
bunu şerefine koyup eleştiren bir AKP'liye rastgelen var mıdır?
Yıllardan beri palikaryanın, Ermeni komitacıların, Brüksel
komiserlerinin aşağılamaya karşı mücadele eden var mıdır?
Milletimiz açlıktan ve yoksulluktan inim inim inlerken, işçi,
memur, esnaf, emekli, çiftçi kan ağlarken vicdanı sızlayan bir
vekil gören var mıdır? Hükümet Washington masalarına yüz sürerken,
bunu şerefine koyup eleştiren bir AKP'liye rastgelen var mıdır?
Yıllardan beri palikaryanın, Ermeni komitacıların, Brüksel
komiserlerinin aşağılamaya karşı mücadele eden var mıdır?
DOĞRU YERDEYİZ DOĞRU SÖYLÜYORUZ
Katile sayın demeyi şerefine yediremeyip ayağa kalkmış bir AKP'li
gördünüz mü? Milletimizden ve coğrafyamızdan intikam almak
isteyenlerin tamamı Başbakan'ın arkasına sıraya girerken buna
'alçaklık' diyen AKP'liye rastladınız mı? AKP'nin yanlışları bizim
doğrularımızdır. Doğru yerdeyiz, doğruları söylüyoruz ve doğruların
peşindeyiz.
Milliyetçi harekete karşı oluşturan şer cephesinin ve ihanet
ittifakının derdi budur. MHP'yi sindirme amacına girmişlerdir.
Küresel talepleri yüce Meclis'in çatısı altında iştahla
alkışlayanlar MHP'yi silmek için oturdukları yerden kalkma cihetini
göstermişlerdir. Bu haçlı zihniyetinin açıkça saldırısıdır. Bu
yabancı merkezlere dur diyen MHP'ye karşı işbirlikçilerin
saldırısıdır.
Brüksel'de Avrupalı, Washington'da Amerikalı, Erivan'da Ermeni,
Erbil'de Kürt olanların açıkça saldırısıdır. PKK ile kolkola ama
MHP'ye düşman, Peşmergeyle can ciğer MHP'ye tepkili, Rum'la kardeş
Ermeni'yle dost ama MHP'ye hasım olanların son çırpınışlarıdır.
AKP'LİLER HAÇLI KALINTILARIDIR
TekraR söylüyorum, bu son olay yalnızca Meclis'te meydana gelen
olay Türk Milleti'ye tam bir hesaplaşmanın işaretidir. Bu hesap al
bayrağımıza karşı silinmemiş nefretlerin, İslam'a karşı
tükenmemişlik düşmanlıkların hesaplarıdır. Bu 9. haçlı
seferleridir. Yerlerinden kalkıp MHP sıralarına gelenler Haçlı
kalıntılarıdır. Bir tarafta Türk milleti diğer tarafta kinler ve
nefret bulunmaktadır. Bir yanda MHP bir yanda şer cephesi ve
işbirlikçiler vardır.
Susmayan ve geri adım atmayan milliyetçi hareket Başbakan
Erdoğan'ın oyunlarını bozmuştur, küresel senaryoları boşa
çıkartmıştır. Başbakanın öfkesi bundandır. Kulaklarına kadar
kızarmasına ne eşi olan hanımefendilerinin yaşadıkları ne de
peygamber yakıştırmalarıdır. Hesap verme duygusu iliklerine kadar
işlemiş ve bir zihniyetinin iflasının tükenişidir.
Milletin gözünden düşmenin, iktidarını kaybetmenin, yönetemez hale
gelmenin hergün adım adım erimenin kaçınılmaz akıbete biraz da
yaklaşıyor olmanın gerginliğidir. Çırpınışlar boşuna, tahrikler,
yalanlar ve iftiralar beyhudedir. Kaçış ve kurtuluş yoktur. Er ya
da geç milletin hakemliğine gidilecektir. O gün geldiğinde ne
yandaşların çırpınışları, ne hırsız ve uğursuzların uğultuları
onları kurtarmaya yetmeyecektir.
1 METRE YAKLAŞIN GÖRÜRSÜNÜZ!
Millet sahipsiz değilir, ülkemiz umutsuz değildir. Yüreği Türkiye
için çarpan milletvekili arkadaşlarım, Türkiye sevdası kardeşlerim
Türkiye'nin sadece ümidi sizsiniz. Kuşatmayı yaracak ve milleti
yalandan, dolandan istismardan ve soygundan kurtaracak olan
sizlersiniz. Bu yüzden hedefte siz varsınız. Ne geri adım atacağız,
ne dayatmalara boyun eğeceğiz. Doğru olduğuna inandığımız yolda
sonuna kadar gideceğiz. Niyet sahibi ayaklarını denk alsınlar, kuru
tehditlere pabuç bırakmayacağız. Nereden gelirse gelsin her türlü
saldırıyı anında def edeceğiz
Buradan söylüyorum bundan sonra MHP sıralarına 1 mitre yaklaşan
bundan sonra ne olacağını görecektir. Siyaseten ayakta durabilmek
uğruna yıkmadık değer, istismar edemedikleri mukaddesat
bırakmadıklarını herkese göstermiştir. Bizim bunlarla mücadele
etmemiz sözkonusu olamaz ve mümkün de değildir. Erdoğan ve ekibinin
1 gün fazla kalmak için yıpratmayacağı bir değeri olmayacağını
biliyoruz.
AKP'NİN KAYBETTİĞİNİN GÖSTERGESİ
Bir taraftan Osmangazi'yi ağzına alarak diğer
taraftan soykırımı hoşgören, bir yandan yetim hakkını gözetip öte
yandan yandaşlara helal haram demeden yağdıran, haktan bahsederken
memuru, işçiyi sindiren yağmacılara göz yuman bir zihniyet
karşısındayız. Bunların düştükleri seviyede siyaset yapmamız
mümkündür. Merhum Başbuğ Alparslan'ı bile istismar yaptığı ortadır.
Ne olmuştur ki bizi faşist ilan etmişlerdir. Bu ağız PKK
ağzıdır.
Yaşananlar 7 yıl sonra kaybettiği seviyenin göstergesidir. Bu
AKP'de yaşanan çürüme, çözülme, çöküş ve çaresizliktir. Bu çatışma
stratejisi AKP'yi kurtarmayacaktır. İşbirlikçi medya da beklenen
sonun er ya da geç karşısılarına gelmelerini durduramayacaktır. Biz
çalışmalarımıza devam edeceğiz, AKP'nin foyasını ortaya çıkacaktır.
Artan tehditlere aldırmayacağız, sataşmalara yüz vermeyeceğiz. Aziz
milletimiz müsterih olsun, korkuya ve kaygıya kapılması. MHP varsa
çare bitmemiştir, hesaptan kaçış yoktur.
KİMSE BİZİ SEVMEK ZORUNDA DEĞİL
Geçen hafta konuşmamda Başbakan Erdoğan'la medya ilişkilerine
dikkat çekmişimdir. Bu konuşmaların medyada yer alış şekli bu
konudaki haklılığımızı teyit etmiştir. Kimse partimizi sevmek
zorunda değildir. Kimse fikirlerimizi desteklemek mecburiyetinde
değildir. Bunlar kalem ve fikir sahiplerinin tercihidir. Yaşanan
son olayla ilgili olarak yapılan haberlerin ve bu haberlerden
çıkarılarak yapılan yorumların ahlaka, insanfa, meslek terbiyesine
sığdığını söylemek mümkün değildir.
KİRALIK VİCDANLAR HESAP VERECEK
Biz kimseden partimizi desteklemesini tarafsız bir gözle
yorumlamasını artık beklemiyoruz. Hiç değilse vicdanın kırıntısı
kalmış olanlardan gerçekleri yazmalarını bekliyoruz. Meclis'te
geçen hafta yaşananlar yalnızca AKP'nin değil kalemlerini satmış
olanların ahlaki sınavı olmuştur. Gerçeğin arkasında durmaktan
korkanlar, kiralık vicdanlar yine aynı ahlaksızlığı
sergilemişlerdir. Bir kez olsun doğruların yanında yer alma
erdemini gösterememişlerdir.
Şerefini ve haysiyetini kaybetmişlerin, fikrini, kalemini ve
yorumunu iktidara teslim etmişlerin bundan sonraki çabaları boşuna
olacaktır. MHP iktidarın papağanı olmuş yazar ve yorumcuları asla
affetmeyecektir. Sipariş yorumları, ısmarlama manşetleri asla
unutmayacak ve zamanı geldiğinde açmak üzere tek tek not edecektir.
Hükümet ve işbirlikçilerine aziz milletimiz gereken dersi
verecektir. MHP iktidarında bu rezaletlerin sadık sorumluları
efendileri ile birlikte mutlaka hesaba çekilecektir.
BU GERİLİM SEÇİM STRATEJİSİ
Patenti Başbakan Erdoğan'a ait olan siyasi gerilim stratejisi
milletimizin hüzur ve sükununu çok olumsuz etkilemektedir.
İnsanımız açlık ve sefaletle boğuşurken öbür tarafta toplumsal
çatışma dinamiklerin harekete geçmesiyle iyice sıkışmıştır. Bir
konuşma kürsüsü görünce öfke nöbetlerine giren Başbakan Erdoğan'ın
bu tavrı sınırları aşmıştır. Erdoğan'ın bir seçim stratejisi olarak
harekete geçirdiği yeni istismarlara çabaladığına geçtiğimiz
günlerde şahit olunmuştur.
Milletimizin geçim şartlarını kötüleştiren ve hayat pahalalığını
azdıran iktidar partisi manevi değerleri istismar ederek gündemi
saptırmakla meşgüldür. Bugünden itibaren dertlerine deva olunmuş
hiçbir toplumsal kesime şahit olunmayacaktır. Şayet ortada
zenginleşen, gelişen ve refahı yükselen birisi varsa bunlar AKP
yolsuzluk ve talan politakalarıyla hayat bulmuştur. Erdoğan devlet
hazinesini 'yetim hakkı yedirmem' gürültüsüyle kendi yakınlarına
peşkeş çekmiştir.
ERDOĞAN SÜSLÜ YALAN SÖYLÜYOR
Bizce krizin kime ne şekilde sürtürenek geçtiği malumdur. Kaldı ki
krizin yol açtığı hasarı tespit ederek önlemleri alması lazım olan
iktidar zihniyetin söz oyunlarıyla günü geçiştirmesi anlaşılabilir,
bağışlanabilir değildir. Erdoğan hangi süslü yalanları söylerse
söylesin milletimizin bağrını da delip geçmiştir.
AKP'nin bu zamana kadar aldığı yerinde karar olmamıştır bundan
sonra da olmayacaktır. Erdoğan'ın belirli aralıklarla gündeme
getirdiği bizim hükümet ortağı olduğumuz dönemdeki bir istismar
konusunu sizlerle paylaşmak isterim. Hükümet 2009 krizinin
aşabilmek için belli başlı üç yola başvurmuştur. Bunlardan
birincisi küresel kriz olduğu yönünde dışarıddan kaynaklandığını
söylemiştir. Bu bir temelsiz iddiadır.
Türkiye'nin 2009 yılı krizi çok ağır sonuçlara yol açmış, işsizlik
ve sefalet bu krizin en bariz göstergesi olmuştur. Bu kriz
2000-2001'deki krizle karşılaştırılmıştır. Bizim Başbakan Erdoğan'a
bu konuda cevap verme gibi bir kaygımız yoktur. Ancak bazı
gerçeklerin üzerindeki sis perdesinin aralanması kaçınılmazdır.
Eğer Erdoğan 2001'deki krizi hatırlatarak bazı gerçekleri
unutturmayı amaçlıyorsa beyhude çabalıyor.
MİLLETİN DAYANMA GÜCÜ KALMADI
2001 krizinin siyasi sonucuna saygı duyduğumuzu ve bunun bedelini
ödediğimizi defalarca söylemişizdir. Bu konuda utanılacak bir şey
yoktur. Asıl utanacak olan ekonomiyi krize sokan Başbakan Erdoğan
ve yol arkadaşlarıdır. Ekonomik bu sarsıntıdan sonra gelebilecek
bir ekonomik türbülansa karşı dayanma gücü zayıflamıştır.
ERDOĞAN'I YÜCE DİVAN'A GÖNDERECEĞİM
Başbakan Erdoğan'ın ikide bir Merkez Bankası'ndan bir gecede
çekildiğini iddia ettiği paranın kısa özeti bu şekildedir.Erdoğan'a
açık söylüyorum, sen ve partin krizde ortaya çıktın ve ürediği yere
geri dönmeye mahkumdur. Biliniz ki, vatandaşlarımızın gelirlerini
devletimizin rezervlerini spekülatif saldırılarla kim
hortumladıysa, buna zemin hazırlayanlar aynı suçtadır. Amaç
bellidir bize göre MHP'siz siyasetin gerçekleşmesi için Merkez
Bankası'nı vakumlayanlar destek olmuşlardır.
Başbakan Erdoğan'ın Merkez Bankası'nı talan edenlerle bir ilişkisi
olduğu gözükmektedir. Spekülasyonlarla paramıza el koyanlara hesap
soracağım. Beni Yüce Divan'a göndermeyeni ben güle güle Yüce
Divan'a göndereceğim.