Bahçeli'den Erdoğan'a Necdet Özel yanıtı!
Abone olTwitter'dan hükümete sert eleştiriler yönelten MHP lideri Devlet Bahçeli "Erdoğan bedel ödemekten kaçıyor" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Tayyip
Erdoğan’ın kendisine yönelik, “Sen Genelkurmay Başkanımızın
atılacak tırnağının bir paresi dahi olamazsın” sözlerine Twitter
hesabından tepki gösterdi. “Tırnakçılıkta ustalaşanlar,
tırtıklamakta uzmanlaşanlar, tırnak edebiyatı yapıp tırpanladığı
topraklarımızın bedelini ödemekten kaçıyorlar” diyen Bahçeli, “Tek
tırnaklılar gibi dörtnala kaçmaktansa vatanın yanında durmak en
doğru olanıdır” ifadesini kullandı.
Twitter hesabından değerlendirmelerde bulunan Bahçeli şunları
kaydetti:
TIRNAK HERKESTE VARDIR
“Yalan çınarları, korkaklık anıtları, doğruluk nedir tanımayan
sahte mabutlar toplum ve devlet bünyesinde kamburlaşan ur gibi
oldular. Vatanı arazi, bayrağı bez, milleti yığın, devleti yağma
şantiyesi, inançlarımızı istismar malzemesi gören zevat sendeliyor,
değersizleşiyor. Türbe kaçırıp vatan toprağından kaçanlar vicdan ve
ahlaklarına maske geçirip utanmadan kahramanlık taslıyorlar,
cesaret nutku atıyorlar. Cesaret şahsiyet demektir. Şahsiyetini
operasyonla aldırıp şahsi hesaplarını vatanın önüne geçirenler
ürkek tavşanlara özeniyorlar. Tarihe, millete ve mukaddes
emanetlere bağlılıkta taviz üstüne taviz verenlerin yüzü
kızarmadığı gibi dili susmuyor, dibi görünmüyor. Tırnakçılıkta
ustalaşanlar, tırtıklamakta uzmanlaşanlar, tırnak edebiyatı yapıp
tırpanladığı topraklarımızın bedelini ödemekten kaçıyorlar. Oysa
tırnak herkeste vardır, mertlik er kişiye hastır. Tek tırnaklılar
gibi dörtnala kaçmaktansa vatanın yanında durmak en doğru
olanıdır.
TIRNAKLA DEĞİL CİĞERLİ OLMAKLA UĞRAŞMALI
Merhum Akif’in Şeyh Sadi’den alarak nazma çektiği Kalender
fıkrasındaki kötürüm tilki misali inlemektense aslan olup kükremek
evladır. Namık Kemal’in Vatan Yahut Silistre isimli eserindeki
Zekiye kadar dirayeti olmayanlar tırnakla değil ciğerli davranmakla
uğraşmalıdır. Şeref ve namus hasletleri vatan gemisini batırmakla
değil selametin kıyılarına çıkarmakla ayakta kalacaktır. Yaşanan
hezimetlerden sonra ruhumdaki fırtınaları tam ifade edebilmek için
Namık Kemal’in Vaveyle şiirine müracaat etmek istiyorum: ‘Git
vatan! Kabe’de siyaha bürün. Bir kolun Ravza-i Nebi’ye uzat, birini
Kerbela’da Meşhed’e at. Kâinatta o heyetinle görün. Aç vatan
göğsünü İlah’ına aç, Şühedanı çıkar da ortaya saç.’ Eminim ki,
nefesi vatan kokan, bakışı milliyet saçan, kalbi bayrak gibi
dalgalanan kardeşlerim hissiyatıma ortak olacaklardır. Yenilgi,
acziyet ve gıybet rekoru kıranlar; yerinde saya saya, fazilet ve
muhabbete kıya kıya vatanı gazoz kapağına çevirdiler. Ne hazin!
BOYUNLARINDA VATANSIZLIĞIN İBRET LEVHASI
DURACAK
Şeyh Galip’in, ‘meydandaki baş içindir efser, ser ver ki olasın bu
yolda server’ tavsiyesi ecdadımıza tırnak geçirenlerce yok
sayılıyor. Tarihin kahramanlık sıfatını layık gördüğü, fatih unvanı
verdiği müstesna milletlerden olan Türk milleti namertlerin elinde
bunalıyor. Mabedi rüşvet ve ihanet olanlar sürekli geri viteste
dolaşıyor, sürekli riyakarlık makyajıyla dolambaçlı yollara
sapıyor, sel gibi akıyor. Merhum Müfide Ferit Tek’in Aydemir
Roman’ında anlattığı, ülkü, gönül ve iman insanı olan Demir Bey’in
varisleri kemirenlerle mücadele ediyor. Oturdukları koltuğa on
gömlek küçük gelen taslak zihniyetler söküklerini dikmek,
yırtıklarını yamamak yerine edep sorusu yöneltiyorlar. Edep;
karanlık sarayın duvarlarında hiç çınlamayan, yurt topraklarını
PKK’yla imha edenlerin alınlarında hiç yazmayan bir değerdir. Edep;
Süleyman Şah’ın kemiklerini muazzep kılıp vatana düğüm atan
vefasızların, dili laçkalaşmış vizyonsuzların tam zıt kutbudur.
Merhum Yusuf Has Hacip ne güzel de söylemiş: ‘Dil aslandır, bak,
eşikte yatar; ey ev sahibi, dikkat et, senin başını yer. Sözüne
dikkat et ki başın gitmesin, dilini tut ki dişin kırılmasın.’ Vatan
ve millet ziynetlerini kaybetmiş azınlığın son perdesi inecek,
boyunlarına asılan vatansızlığın ibret levhası ise ilelebet
duracaktır.”