Bahçeli’den eleştiri ve çağrı
Abone olMHP lideri Devlet Bahçeli, Taksim Gezi Parkı’nda başlayan ve tüm yurda yayılan olaylarla ilgili vatandaşları sağduyuya çağırdı, Başbakan Erd...
MHP lideri Devlet Bahçeli, Taksim Gezi Parkı’nda başlayan ve tüm
yurda yayılan olaylarla ilgili vatandaşları sağduyuya çağırdı,
Başbakan Erdoğan’ın Tunus’tan dönüşünde yaptığı açıklamaları
eleştirdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Merkez Yönetim Kurulu
ve İl Başkanları Toplantısı’nın ardından yazılı bir açıklama yaptı.
Bahçeli, Türkiye’nin olağanüstü gelişmelerin yaşandığı ve
belirsizliklerin aşırı ölçüde ivme kazandığı bir tarih aralığından
geçtiğini belirtti. Bu ortam altında, Milliyetçi Hareket Partisi
Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri ve İl Başkanlarının dün itibariyle
iki ayrı oturum halinde bir araya geldiğini ifade eden Bahçeli, bu
toplantılarda ülke ve dünya gündemindeki sıcak ve öne çıkan konu
başlıklarının görüşüldüğünü ve değerlendirmelerde bulunulduğunu
vurguladı. Bahçeli, “Gittikçe farklı boyut alan ve kapsam alanını
da genişleten vakalar zinciri ilke ve esaslarımız muhteviyatında
topluca ele alınmıştır” dedi.
Türkiye’nin en önemli meselesi olarak, Taksim Gezi Parkı merkezli
cereyan eden hadiselerin ön plana çıktığının şüpheye yer
bırakmayacak kadar belli olduğunun altını çizen Bahçeli, bu
çerçevede kaygı, korku ve kutuplaşmaların iyice keskinleştiği ve
yönetilmesi zor bir noktaya doğru sürüklendiğinin görüldüğünü
belirtti.
“TAKSİM OLAYLARI BAŞBAKAN TARAFINDAN İYİ OKUNMALI VE
YORUMLANMALIDIR”
“Başbakan Erdoğan’ın itici, intikamcı, iğneleyici, ithamcı,
idareimaslahatçı ve ikircikli beyanları çok tehlikeli bir ortama
davetiye çıkarmıştır” diyen Bahçeli, açıklamasında şunları
kaydetti:
“Haricindeki sosyal ve siyasal kesimlere saygısız, ölçüsüz ve
duyarsız yaklaşan, üstelik üst üste yığılan beklenti ve talepleri
duymayan, önemsemeyen Başbakan’ın başlıca istikrarsızlık unsuru
haline geldiği anlaşılmaktadır. Taksim Gezi Parkı’ndaki ağaçların
kesilmesine, buraya Topçu Kışlası ve AVM yapılmasına karşı
sergilenen güçlü itirazların birden bire yatak değiştirerek şiddet
ve nefretle dolu bir yöne kayması Başbakan tarafından iyi okunmalı
ve yorumlanmalıdır. Ne var ki Başbakan Erdoğan’ın bu şuur, olgunluk
ve ferasetle yollarını kesiştirdiğine dair bir belirti veya işaret
henüz alınmamıştır. Şimdiye kadar Başbakan ve hükümetinin
kontrolsüz gidişine ve kimseyi umursamayan zorbalıklarına ciddiye
alınması gereken ve çok farklı toplumsal şifreleri uhdesinde
barındıran bir direniş gösterilmiştir.”
“TAKSİM’DE GÜN YÜZÜNE ÇIKTI”
Özel hayatını, dokunulmaz haklarını ve en temel insani
kazanımlarını tehdit altında gören vatandaşların müdahaleci ve
mütecaviz hükümet politikalarına karşı seslerini yükselttiğini,
tepkilerini ortaya koyduğunu vurgulayan Bahçeli, “10.5 yılı aşan
bir süredir iktidar olan AK Parti’nin çarpık sosyo-ekonomik
politikaları, milli konuları hedefine alan yaralayıcı teklifleri,
milli kimliğe ve milli tarihe düşmanca yaklaşımları toplumsal
öfkeyi sürekli tahkim etmiş, Taksim’de de gün yüzüne çıkarmıştır.
Bilhassa genç kuşağın haysiyet mücadelesi vererek varlıklarını
hafife alan Başbakan ve hükümetini ikaz etmesi anlaşılması ve
üzerinde durulması gereken yeni bir durum olarak karşımızdadır”
diye konuştu.
“HÜKÜMETE TAKSİM GEZİ PARKI’NDA İYİ BİR CEVAP VERİLDİ”
Çevre hassasiyetinin tetiklediği, yeşili ve doğayı koruma
kararlılığının uyandırdığı kişisel özgürlük arayışlarının, kimlik
ve kişilik izharlarının değerli, muteber bir insani tutum olduğunu
belirten Bahçeli, “Hükümetin baskı, eziyet ve zorbalıklarına, her
şeyi belirleme ve tayin etme saplantılarına, kimseyi dinlemeyen,
anlamayan ve aldırmayan antidemokratik sapmalarına Taksim Gezi
Parkı’ndan iyi bir cevap verilmiştir” dedi.
Demokratik haklarını masumane vasıtalarla savunmak amacıyla
meydanları dolduranların, düşüncelerini bu yollarla duyuranların,
otoriter mizaç ve simalara karşı duranların gerekli mesajları
verdiğinin altını çizen Bahçeli, Taksim Gezi Parkı eksenli
hadiselerin bundan sonra sürmesi halinde ise Türkiye için
öngörülmesi, üstesinden gelinmesi ve telafisi çok zor olay ve
provokasyonlara zemin ve saha açacağı tartışma götürmez bir gerçek
olduğunu ifade etti.
“DERİN BİR KOMPLONUN DEVREDE OLDUĞU BELLİ”
Gezi Parkı’nı yasa dışı eylem ve hedeflerine üst yapma arayışında
olan illegal örgütlerin, marjinal odakların ve bölücü terör örgütü
PKK’nın devlet-millet cepheleşmesini ve hukuk dışılığın
yaygınlaşmasını çığırından çıkarmak maksadıyla uğraştığı gün gibi
orta olduğunu belirten Bahçeli, “Taksim başta olmak üzere, birçok
eylem ve gösterinin yapıldığı yeri bölücü terörün önümüzdeki
süreçte muhtemel isyan ve başkaldırısı için bir prova ve ön
hazırlık olarak gördüğünü sorumluluk bilinci içinde incelemek,
takip etmek ve buna yönelik tedbir geliştirmek gerekmektedir.
Yurdumuzun dört bir yanında, demokratik hakkının peşinde olan
kardeşlerimizin arasına sızarak duyguları ve heyecanları
kışkırtmayı amaçlayan kabus senaryosunun karanlık faillerine izin
vermemek çok önemlidir. Bugüne kadar yeterince provokasyon
yapılmış, şiddet sahneleri görülmüş, ölümlü olaylar yaşanmıştır.
Başbakan ve hükümetinin despot ve hoşgörüsüz uygulamalarını
protesto ederken daha büyük bir yanlışın, yanılgının ve yenilginin
içine düşmekten kaçınmak, yerli ve yabancı mihrakların eline koz
vermekten uzak durmak ihmal edilemeyecek bir milli görevdir.
Uluslararası toplum nezdinde Taksim’in gündeme yerleşmesi, değişik
ülkelerin görüşlerini peş peşe bildirmesi, ülkemizin kriz ve kaosla
karşılaştığının ilanı ister istemez yerli ve yabancı işbirlikçileri
olan derin bir komplonun devrede olduğunu da işaret etmektedir”
şeklinde konuştu.
“VİCDANLI VATANDAŞLARIM OYUNLARA GELMEMELİ, SAĞDUYULU HAREKET
ETMELİ”
AK Parti’nin görevden alınacağı, siyaseten bitirileceği ve haddinin
bildirileceği yerin kesinlikle sandık olduğunu vurgulayan Bahçeli,
“Başbakan’ın iyice zıvanadan çıkan, kabalaşan ve tek adamlığın
izlerini taşıyan siyaset dilinin cezası demokratik araçlarla
kesilmelidir. Bu itibarla Gezi Parkı’nda planlanan yıkım ve
tahribatlara engel olmak ve hükümetin ayırıcı ve ötekileştirici
politikalarına, hakir ve hor görücü tarzına haklı olarak öfke duyan
samimi ve vicdanlı vatandaşlarım oyunlara gelmemeli, sağduyulu
hareket etmeli ve günü geldiğinde bu iktidara demokratik faturayı
kesmelidir. Şiddet ve toplumsal başkaldırıyla hiçbir sorunumuz
kalıcı şekilde çözülemeyecek, hiçbir meselenin üstesinden
gelinemeyecektir” dedi.
Başbakan Erdoğan’ın gelişmeleri anlayamadığını, tepkileri fark
edemediğini ve rest çekerek vaziyeti kurtarmaya yöneldiğini öne
süren Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın Tunus’tan dönüşünde İstanbul
Hava Limanı’nda yaptığı konuşmada kullandığı üslubun keskin,
tehlikeli ve hoşgörüsüz olduğunu savundu. Bahçeli, “Başbakan’ı
karşılamaya giden kalabalıkların gece yarısı attığı sloganlar,
yaptıkları tezahüratlar tam bir saflaşmanın ve düşman kamplarına
ayrılmanın ürünüdür. Başbakan Erdoğan’ın küçümseyici dili, sırtını
dayadığı faiz lobisine birden bire saldırması; tencere, tava çalan
vatandaşlarımızı aşağılaması ve Taksim’deki projelerden
vazgeçmeyeceğini diklenerek duyurması Türkiye’yi ucu açık ve
tahmini mümkün olmayan boğuşmalara götürme riski taşımaktadır”
dedi.
“SORUMLU BAŞBAKAN ERDOĞAN VE HÜKÜMETİDİR”
Türk milletinin rahatını ve huzurunu bozacak her karışıklığın, her
bunalımın ve her kaybın sorumlusunun Başbakan Erdoğan ve
hükümetinden başkası olmayacağını ileri süren Bahçeli, konuşmasına
şöyle devam etti:
“Uzlaşmadan kaçan, bireysel tercihleri yok sayan, demokratik hak ve
beklentileri örseleyen siyasi zihniyet Türkiye’nin imajını da yerle
bir etmiştir. Başbakan Erdoğan toplumsal tebliğe kulak vermekten,
zorlamalardan vazgeçmekten, itidalli ve yatıştırıcı bir üslup
benimsemekten uzak durduğu müddetçe Türkiye’nin normale dönmesi ve
makul bir çizgiye gelmesi söz konusu olmayacaktır. Kırılmış, köşeye
sıkışmış, onuru incinmiş, yok sayılmış, içe kapanmış, dışlanmış ve
kırgınlık içinde olan gençlerimizle ve tüm vatandaşlarımızla
irtibat kurulmadıkça düzelme ve denge sağlanamayacaktır.
Demokrasimizin rüştünü ispatlayabilmesi ve toplumsal uyumun tesisi
için Başbakan zafer kazanmış komutan edasıyla konuşmayı bir kenara
bırakmalı, sürtüşmeyi devam ettirmemelidir. Hatasından caymalı,
inatlaşmamalı ve yangına körükle gitmemelidir. Kitlesel tepkinin
büyük badirelere neden olacağını, başka tehdit ve facialara emsal
teşkil edeceğini iyi görmelidir.”
“BAŞBAKAN ERDOĞAN ARTIK KENDİ ÇALIP OYNAMAKTAN VAZGEÇMELİ”
“Unutulmamalıdır ki, sokakların sakin bir şekilde tahliyesi,
tatmini ve teskini yerine Esadlaşmak, Hüsnü Mübarekleşmek ve
Kaddafileşmek dirliğin imhasına, birlikte yaşamanın mahvına neden
olacaktır” diyen Bahçeli, “Başbakan Erdoğan’ın birleştirici,
kuşatıcı ve yapıcı bir yaklaşımı benimsemesi hem kendi hayrı hem de
ülkemizin huzuru açısından paha biçilemez bir önemdedir. Dalga
dalga yayılan itirazların başka yönlere çevrilmemesi, devletin
milletiyle bölünmez bütünlüğünü vurmaması için bu sorumluluktan
kaçmamalıdır. Başbakan Erdoğan artık kendi çalıp oynamaktan
vazgeçerek, Taksim’deki inat ve hesaplarını bir kenara bırakmalı,
Türk milletinin diktatörlere haddini bildireceğini aklından
çıkarmamalıdır. Parti olarak meşruiyet sınırlarında kalan gösteri
ve tepkilere saygı duymakla birlikte, herhangi bir çatışma ve kavga
ortamına çekilmemek için olayların içinde yer almama irademizi
kararlılıkla muhafaza edeceğiz. Milliyetçi Hareket Partisi,
Başbakan ve hükümetiyle demokratik yollardan ve kuvvetli bir
şekilde mücadele etmek için ülkemizin her köşesindedir. Temalı
olarak düzenlediğimiz açık hava toplantılarımız bunun en bariz
kanıtıdır. AK Parti’nin icraatlarını tasvip etmeyen, hakkının
yenildiğini düşünen ve Başbakan’ın Türkiye’yi kötüye götürdüğüne
inanan, sıkıştıkça yurtdışına kaçtığını gören milletimin her
ferdiyle buluşmak, onların sözcüsü olmak, hislerine tercümanlık
yapmak ve ortak hedefler etrafında toplanmak en büyük istek ve
hedefimizdir. Milliyetçi Hareket Partisi AK Parti’den hesap soracak
ve gayri meşru siyasetini sandıkta mağlup edecektir. Bu konuda tek
güvencemiz ve dayanağımız büyük Türk milletidir” diye konuştu.
(İHA)