Bahçeli'den Çelik'e çok ağır sözler
Abone olMHP lideri İstanbul'da sanayicilerle biraraya geldi hükümete çattı. Bahçeli'nin Çelik'e de ağır sözleri var!
MHP lideri bu kez ekonomi konuştu çıkıştı AK Partili
Çelik'e ağzına geleni söyledi. İSO Meclis Toplantısında yaptığı
konuşmada Bahçeli, ülkede anlatılan ekonomiyle gerçek ekonomi
arasındaki derin uçuruma dikkat çekti. Bahçeli, Anayasa
değişikliğine de değinerek bununla asıl sorunların ötelendiğini
ifade etti.
İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) meclis toplantısına katılan
Bahçeli, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bahçeli,
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in “Bahçeli PKK
saflarından konuşuyor” şeklindeki sözlerine ve Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'ın açtığı tazminat davasıyla ilgili bir soruya
ilişkin olarak, Başbakan Erdoğan'ın kendisine çok sayıda tazminat
davası açtığını söyledi. Bahçeli, “Bunu sürekli hale getirmiş.
Meclis başkanı da kendi partisinden. Tüm maaşlara el
koysunlar” dedi. Bahçeli, Hüseyin Çelik'e ise,
“Hüseyin Çelik'in ciddiye alınacak bir durumu yok. O şuur
kaybı yaşoyor” karşılığını verdi.
YAŞ’TA OLUMSUZ SONUÇLAR OLABİLİR
Balyoz davasıyla ilgili 102 sanık hakkında çıkartılan yakalama
emriyle ilgili bir soruyu da yanıtlayan Bahçeli, “Sonuçlarını
beklemek lazım. Muvazzaf subaylar 1-4 Ağustos tarihleri arasında
YAŞ toplantısı var. YAŞ'ta terfi ve atamalarda bu tür
yakalama kararlarının olumsuz sonuçları olabilir ve ileride kişinin
özlük haklarında kayıplara vesile olabilir. Terörle
mücadele içinde bulunan ve son günlerde artan teröre karşı komuta
seviyesinde görev üstlenen bir komutanı yakalama emri altına
aldığınız takdirde terörle mücadelenin ne şekilde gelişeceği
konusunda herkesin endişesi olur” dedi.
Bahçeli, bir başka soru üzerine de “Terörle mücadelede aksaklığa
yer verilmemesi gerekiyor. Dörtyol ve İnegöl'deki olaylara
karışanların durumlarının kamuoyuna açıklanması lazım” diye
konuştu.
İSO'DAKİ KONUŞMASINDA HÜKÜMETE YÜKLENDİ
Bahçeli, İstanbul Sanayi Odasının (İSO) Meclis Toplantısında
yaptığı konuşmada ise dünyada son 200 yılın ekonomik seyrine
bakıldığında krizlerin birbirini izlediğini, eksik ve fazla
üretimlerin yol açtığı krizlerin faturasının çok acı olduğunu,
en başta işsizlik ve yaygın bir sefaletin ortaya çıkmasına
yol açtığını söyledi.
Krizlere neden olan çok boyutlu bozulmaların, iç ve dış etkenlere
bağlı olarak fazlalaşan şokların tetiklediği ve makroekonomik
sistemde kişilerin spekülatif hareketlere özendirmesiyle mesafe
aldığını ifade eden Bahçeli, bundan dolayı insanların
ekonominin kar fırsatları artan alanlara yönelmelerinin
yoğunlaşacağını, böylelikle mali yapıda aşırı ve tehlikeli
bir yığılmanın meydana geleceğini belirtti.
Gelinen noktada sorunların hala bitmediğini, kontrolden çıkan bütçe
açıkları ve çoğalan kamu borç stoklarının birçok Avrupa ülkesini
köşeye sıkıştırdığının altını çizen Bahçeli, küresel krizin
ülkeler üzerinde çok derin etkileri olduğunu
söyledi.
CARİ AÇIK
Ekonominin sorunlarının belirli aralıklarla ve
"inatla" kendisini gösterdiğini, ancak bundan ders
ve sonuç çıkaracak bir anlayışın henüz ortalıkta görünmediğini
savunan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Bunlardan birisi olan cari açık sorunu, bu zaman diliminde tekrar
artmaya başlamış ve tehlike sinyallerini yoğunlaştırmıştır. Buna en
başta dış ticaretteki açık neden olmuştur ve ithalattaki artışın
fren tutmaması, cari açığı tetiklemiştir. Somut bir örnek
verecek olursak, 2003 ile 2009 arasında oluşan dış açık miktarı 325
milyar dolardır ve 1923 ile 2002 yılları arasındaki toplamından
daha çoktur. Bu çarpık manzara, bize heba edilmiş ve
dışarı aktarılmış kaynakların ne denli fazla olduğunu
göstermektedir.
Krizin yok farz edilerek veya görmezden gelinerek ya da
'bize bir şey olmaz' denilerek azalmayacağı,
yaşanmış onca tecrübeye rağmen hala idrak edilememiştir. Krizin
ihmal edilmesi ya da hafife alınması bir başka sorun olarak,
ekonomik ve sosyal düzenin normatif temelini
sakatlamıştır. İnsanımızın dayanışma ve yardımlaşma
eğilimlerinin marjinal noktası, uzayan ve ağırlaşan ekonomik
sorunlar nedeniyle sıfıra yaklaşmıştır. Ama buna rağmen, hala
ekonomik büyüme oranıyla övünen ve bu kapsamda, sorun yaşayan her
kesimin gözünün içine baka baka siyasi bir propaganda yapan bir
zihniyetle bugün karşı karşıyayız."
"KÜÇÜLEN TARIM SEKTÖRÜ"
Bahçeli, büyümede özel kesim tüketimi belirleyici iken, gerçekte
insanların hala yeterince ve hak ettiği ölçüde tükettiğini
söylemenin mümkün olmadığına işaret ederek, bu yılın ilk üç ayında,
tarım kesimindeki küçülmenin dikkati çekici olduğunu, yüzde 3,8
oranının, geçen yıla göre geride kaldığını anlattı.
Hemen hemen her sektörde büyüme yaşanırken, tarım kesimindeki
küçülmenin düşündürücü olduğunu ve üzerinde durulması gerektiğini
vurgulayan Bahçeli, "Tarım alanındaki istihdam neredeyse yeni
istihdamın yarısı kadardır. O halde şu soruyu sormak ve cevabını
aramak en tabii hakkımızdır. Madem tarım sektörü
küçülmektedir, öyleyse nasıl olur da yüz binlerce kişiye istihdam
imkanı sunabilmiştir? Küçülen bir ekonomik sektörün,
dünyanın neresinde istihdam sağladığı görülmüştür? Bunlar bile hem
büyüme rakamlarına hem de istihdam verilerine şüphe ile
yaklaşmamıza neden olmaktadır" dedi.