Bahçeli'den balyoza tek kelime yok!
Abone olPartisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli Balyoz operasyonuna dair tek kelime etmedi, MGK ile köprüleri attı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli parti grubu toplantısında
milletvekillerine seslendi.
Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkanlar:
Türkiye 7 yıldan bu yana bir yönetim çaresizliğiyle yüzyüzedir.
Ülkemizin menfaatlerını, devletin geleneklerini siyasi ömrünü
uzatmak için harcamaktan çekinmeyen bir kadroyla karşı karşıyayız.
AKP Hükümetinin serseri mayın gibi yapmakta olduğu tatbikat her
geçen gün ağırlaşmaktadır.
Yıkım ittifakları hayatımızı kanser gibi sarmıştır. Ülkemizde gözü
olan, kaynaklarımızı ucuza kapatmaya çalışan, ecdadımızdan öç almak
için Türkiye cesaret kaynağı haline gelmiştir. AKP iktidarının
maddi ve manevi tahribatından etkilenmeyen hiçbir kimse ve hiçbir
kurum kalmamıştır.
HÜKÜMET İKNA ETMEKTEN UZAK
Ülkeyi puslu ve karanlıklı yola sokan zihniyet sahipleri Türk
milletinin üzerine bir kabus gibi çökmüştür. Kirli siyaset
şebekesinin işbirlikçi medyayla milletimizi ikna edememektedir.
Bu karanlık tablo karşısında bizi teselli eden nokta
vatandaşlarımızın artık gerçekleri görmeye başlamış olmasıdır. Aziz
milletimizin yalanlara kanarak hükümet etmek yetkisini iktidara
getirmenin acı sonuçlarını görmeye başlamıştır. Anaların
feryatlarını, işinden atılmışların tepkisi, şehit ailesinin haklı
öfkesi, gazimizin tekrarlanan acısı, teröristlerin sevinç
çığlıkları ve ardı ardına mevzi kazanan yabancı başkentlerin
talimat listeleri geri dönmektedir.
Bugün hükümetin hiçbir sorun karşısında ne gücü, ne ahlakı ne de
niyeti kalmıştır. Her alanda tam bir teslimiyet ve çözülüş anı
yaşanmaktadır. Bıçak kemiğe çoktan dayanmıştır. Türk milletinin
kaderi kardeşliği ve geleceği bu kangrenin sökülüp atılmasına
bağlıdır.
TEK ÇARE SEÇİME GİTMEK
Bu hastalıklı yapıdan kurtulmak için tek çare seçime giderek
milletin hakemliğine başvurmaktadır. Başbakan Erdoğan ne kadar
direnirse dirensin Türkiye seçim iklimine girmiştir. Fitnenin,
fesadın, yalan ve riyanın saltanatını sürdürmesi artık mümkün
değildir. Milli iradenin şamarı ar veya haya duygusunu vicdan
duygusunu kaybetmiş olanların yüzünde mutlaka patlayacaktır.
AKP'nin kaçamayacağı seçim sandığı milletimizin önüne sonunda
konacaktır. Bu tarih geldiğinde aziz milletimiz, başına çuval
geçirilen askerlerimizin, PKK ile girilen pazarlıkların, peşkeş
çekilen devlet imkanlarının, Habur'da yapılan terörist kucaklama
törenlerin, birliğimize yönelik fitne ve fesatların hesabını birbir
soracaktır. Bütün bunların takibini gereğini MHP büyük bir inançla
yapacaktır.
HESAP SORMAK NAMUS BORCUMUZ
Bu hesabı sormak bizim milletimizin yalnızca bugünene değil
muhteşem mazisine gönül ve namus borcumuz olacaktır. MHP'ye oluşan
şer cephesinin kabusları bundandır. Devletin valisini, kaymakamını
alet etme gayretleri, sanatçıyı bölünmeye razı etme
çırpınışlarındaki telaş buradadır. Gidilen yoldan dönüş yoktur,
çırpınışlar nafiledir.
Ne pişmanlık beyanları ne özür talepleri bu yola girmiş olanları
kurtarmaya yetmeyecektir. MHP aziz vatan ve Türk Milletinin
birliğine ve kardeşliğine sahip çıkacaktır. Türkiye'nin kaderi bir
avuç ilkesiz ve inançsız grubunun siyasi hesaplarına teslim
edilmeyecektir. Korkunun ecele faydası yoktur, korktukları gün de
bir gün mutlaka gelecektir.
TÜRKİYE SAVAŞTAN ÇIKMIŞ GİBİ
Seçim gününün giderek yaklaşması AKP zihniyetinin her geçen gün
yönetemez hale gelmesi, yaşanan gerilimler, şahit olan hukuki
gelişmelerle devlet ve toplumun dengelerini temelinden sarsmıştır.
Ağır sorunlarla boğuşan Türkiye'de yaşanan vahim gelişmeler devlet,
toplum ve fertlerde derin endişe ve kuşkuların doğmasına yol
açmıştır.
Ordu, yargı, üniversite gibi temel kurumlar birbirine
düşürülmüştür. Toplum başta etnik farklılıkların kaşınması olmak
üzere tehlikeli bir ayrışmanın içerisine sürüklenmiştir.
Müesseseler arasındaki uyumsuzluk meydan okumaya kadar dönüşmüştür.
Türkiye tıpkı bir savaştan çıkmış yorgun, bezgin çıkış arayan
yenilmiş bir devletin arayışları ve bunalımlarını yaşamaktadır.
Bu sorunlar intikamcı bir hükümetin varlığından kaynaklanmaktadır.
Her seçim yaklaştıkça sahte bir mağduriyet üzerine inşa edilen
gerilim stratejisi üretmek, sözde darbe karşıtlığına oynamak, baskı
ve dayatmalarla kitleler üzerinde korku yaşatmaya çalışmak, inanç
istismarıyla mütedeyyin kitleye ipotek koymaktadır.
BU YAŞANANLAR DEVLET KRİZİDİR
Bugün Cumhurbaşkanı ve Başbakan dışında birbiriyle uyumlu iş yapan
hiçbir makam ve organın kalmamış olması dikkat çekici ve kuşku
uyandırıcıdır. Bu gidişatın devamı mümkün değildir. Kim ne derse
desin yaşanan devlet krizidir ve rejim krizini davet
etmektedir.
Yaşanan krizde çözümün taraflardan biri de adalet kurumudur. Eğer
birlikte yaşamak ve mülkü temeliyle birlikte korumak istiyorsak
önümüzde başka seçenek yoktur. Hukuk tamamen kendi mecrasında
olmalıdır. Bu konuda adaletin bir gün herkese lazım olacağı
akıllardan çıkarılmamalıdır. Gündemde olan yargı sürecinin
hassasiyeti dikkati alınarak iktidar muhalefet, adalet ordu,
üniversite medya tüm sivil toplum kuruluşları aralarındaki
kışkırtıcı beyanları gerilimin ateşi düşünceye kadar
ertelenmelidir.
HUKUK KURUMU HUKUKU ZORLAMALIDIR
MHP önerdiği bu sukunete katkı yapmaya ve iyi niyet işbirliği
yapmaya hazır ve kararlıdır. Yaşanan kargaşanın bir nedeni de yoğun
bir karalaa ve karartma kampanyasının medya üzerinden yapılıyor
olmasıdır. Yaşanan sorunlarla ilgili olarak elinde bilgi, belge ve
döküman bulunan herkes konuyu medyaya taşımadan doğrudan adli
makamlara iletmek durumdadır. Medyada yer alan hukuki metinlerin
servis edilmesi hukuk tarafından sorgulanmalıdır.
Sorun rejimin güvenliğini zedeleyecek niteliktedir. Cumhurbaşkanı,
TBMM Başkanı, Başbakan, yüksek yargı organların başkanları
Genelkurmay Başkanıyla devlet zirvesi düzenlenmelidir. Bu zirvenin
ardından sağlam güvenceler içerecek bir mutabakat ve irade beyanı
kamuoyuna açıklanmalıdır. Yolsuzluklar, suistimaller, ahlaki
çözülmeler gibi topyekün bir uzlaşma zemini tesis
edilmelidir.
MGK AÇIKLAMASI İZAHA MUHTAÇ!
Suçlular hesabını vermelidir. Suçu bulunmayanlardan kamuoyunda özür
dilemekle yükümlü olunacaktır. TBMM açıktır ve yasama organı
çalışmaktadır. TSK terörle mücadele ve savunma görevinin
şuurundadır, hükümet yanlışlara rağmen işbaşındadır. Yıkmadan
onarmak, kırmadan tamir etmek iyi niyetli sağduyulu çabaları
gerektirmektedir. MHP bu iyiniyetli son çağrı olarak tekliflerin
dikkate alınmaması halinde milletimizin huzur bulması açısından bu
zorlu ve şerefli misyonu yerine getirmeye hazırdır.
Bizim çatışmaları bir devlet krizi süreç içinde yaşananları fetret
devri emarelerini abartılı bulanlar bu durumu nasıl
maskeleyeceklerdir. En son yapılan MGK toplantısı ardından yapılan
açıklama izaha muhtaçtır. Burada teröristle kucaklaşma yer
almamıştır. Kucaklaşma istenirken bin yıllık kardeşliği çiğnenen
politikalar eleştirilmemiştir. Türkmenler'e sahip çıkılması
gerektiğinden bahsedilmemiştir.
YENİ ANAYASAYA İHTİYAÇ VAR AMA
Yaşanan devlet krizi karşısında olağanüstü mgk çağrısına kulak
asmayanların sonuç alması da sonuç vermesi de mümkün olmayacaktır.
MGK marifetiyle yapılan tavsiyelerle kurul üyelerinin tamamının
töhmet altına giriyor olmasıdır. MHP'nin anayasa ve yasa
değişiklikleriyle ilgili görüş ve yorumları geçmişte defalarca
tekrarlanmıştır. Özetle ifade etmek gerekirse partimiz değişen
topluma cevap verecek anayasalara ihtiyacın doğal olduğu insan
hakları ve hukukun üstünlüğü bakımından yeni bir düzenleme
yapılmasının yararlı olduğunu söylemiştir.
Burada önemli olan anayasayı değiştirecek siyasi zeminin niteliği,
değişimin zamanlaması ve değiştirecek olanların liyakatıdır. MHP
olarak 7 yıl boyunca toplumsal taleplere karşı kıpırdanmadan
beklemiş, millet yararına hiçbir adım atmamış, dokunulmazlıkların
kaldırılmasına yanaşmamış, Alevi kardeşlerimizle ilgili çözüm
önerilerimize yanaşmamış, temiz toplum önerilerimizi reddetmiş bir
siyaset anlayışının anayasa değişiklik çağrılarına destek olmamız
mümkün değildir.
BUNLAR BAHANE OLAMAYACAK
Anayasa sicili bozuk, sabıkalı kişilerin değiştireceği bir metin
değildir. Bu tür kafa yapısının ve ahlak zaafiyetinin imzalayacağı
belge karşılıklsız çıkacaktır. Beyhude bir hevestir. Anayasa
değişikliğini bir ülkenin 7 yılını istismarla yalanla acımasızca
israf etmiş, yabancı başkentlerin masalarında harcamış, ne kadar
millet düşmanı varsa onlarla elele vermiş açlık ve yoksulluktan
başka bir sonuç almamışların bahane bulacağı bir sığınma vasıtası
olamayacaktır.
Siyasi normalleşme süreci başlatılmadan ve Türkiye'yi yönetme
kabiliyetini kaybetmiş bugünkü hükümete dayalı siyasi tablo
değişmeden yeni anayasa hazırlanması doğru değildir. Yegane TBMM'de
kurulacak Anayasa Komisyonu ve kararın 24. dönem TBMM
bırakılmasıdır. Aksi yönde yürütülecek çabalar hem sonuç
almayacaktır hem destek bulmayacaktır.
BU ZİHNİYETLE İŞBİRLİĞİ YAPILMAZ!
Partilerimizin uyarımızı ciddiye almayan, MHP'nin fedakar ve
vefakar kadrolarını her konuşmada aşağılayan, 3 hilale tabela
diyerek tahkir eden, şehide kelle diyen, teröriste tören
düzenleyenlerle, milyonlarca Türkiye sevdalısına hergün hakaret
eden bir zihniyetle işbirliği yapmamız asla sözkonusu
olmayacaktır.
Uzunca bir süredir devam eden kurumlararası çatışmanın yeni bir
örneği geçtiğimiz hafta yaşanmıştır. Yargı kendi içinde geçen bir
olaya müdahil olmuş ve kamuoyu yakından takip etmiştir. MHP çabuk
ve yanlış bir yorum yapmaktan kaçınmıştır. Haklı ve haksız
ayrımından imtina ederek gerçeklerin bir an önce ortaya çıkmasını
talep eden açıklamamız geçtiğimiz hafta kamuoyuna duyurulmuştur
Bu konuda mutlaka bize katılmaları gibi bir dayatmacı düşüncemiz
yoktur. Çoğunlukla hak verenlerin yanısıra doğru bulmayanlar da yer
almıştır. Bu konu demokratik ortamın doğal ve haklı bir sonucudur.
Yaptığımız açıklamaların ardından AKP'nin partimizin görüşlerini
doğrudan hedef alarak yayınladığı karşı açıklama tam bir çarpıtma
belgesidir. Bu belgede yer alan hususlara ayrı ayrı cevap verecek
durumda değiliz.
STATÜKOCULUK BUYSA BİZ STATÜKOCUYUZ
Bizim ne bozulmuş sistemin devamından yana bir
niyetimiz vardır ne de dinamitlemek gibi bir alçalmanın
hevesindeyiz. MHP aziz milletin refahı ve huzurunu savunan bu
konuda devleti mükellef kılan tam bir kaynaşmayı temsil etmektedir.
MHP hiçbir taassubun peşinde hiçbir kavramın körü körü arkasında
değildir. Ancak teslimiyetçi ve işbirlikçi AKP zihniyeti MHP'yi
illa ki statükocu olmakla suçlamaksa bu konuda söyleyeceklerimiz
şunlardır.
Statükocu olmak şehidimize sahip çıkmak demekse, bayrağım, devletin
vatanım demekse biz statükocu olmayı sürdüreceğiz. Statükocu olmak
yurdumun her yöresini sahiplenmekse köke bakmaksızın milletim
demekse stütükocu olmayı inadına sürdüreceğiz. Statükoyu
değiştirmek milleti parçalamaksa, Hakkari'yi İzmir'den, Van'ı
Antalya'dan ayırmaksa biz statükoyu sürdüreceğiz. Ülkemizi küresel
zalimlerden esirgemekse, müslüman katilleriyle yapılan eş
başkanları lanetlemekse biz statükoyu sonuna kadar
sürdüreceğiz.
ÖYLEYSE BİZ İNADINA STATÜKOCUYUZ!
Siz küresel senaryolara figüran olur statükoyu değiştirin biz
başkent Ankara'yı koruyalım statükoyu koruyalım diyoruz. Siz bebek
katilleriyle pazarlık yaparak statükoyu değiştirin biz vatanın,
milletin, devletin birliği konusunda ısrarla ve inadına
statükocuyuz...
Başka yerlerde sanal raporlar arayarak ısmarlama raporlara sığınmak
hiçbir zaman sonuç vermeyecek AKP'yi siyasi yok oluştan asla
kurtarmayacaktır. Başbakan Erdoğan ve hükümetinin herşeyi tersten
okuma ve yanlışta ısrar anlayışı ülkemize çok zarar vermiştir. Bu
kafa yapısının meselelere sürekil dışarıdan baktığı anlaşılmıştır.
Zannedersiniz ki Türkiye AKP'yle güllük gülistanlıktır.
VATANDAŞLAR KRİZ MAĞDURU OLDU
Kriz var diyenler hükümeti gerekli tedbirleri alması için ikaz
edenler demokrasi karşıtı olarak yaftalanmıştır. Bize bir şey olmaz
diyerek yoluna devam etmeye çalışan bu durum güneş altında elinde
fenerle gezen şaşkın birisine benzemektedir. En son olarak TÜİK
tarafından yayınlanan yaşam memnuniyeti araştırmasında
vatandaşlarımızın yüzde 34'ü kriz ortamında borçlanmıştır.
Başbakanın geçim derdi yoktur. Onun yerine işadamları vardır.
Huzursuzluk her tarafı sarmıştır, adı konulmamış bir toplumsal kaos
yayılmaktadır. Milletimizin huzur ve refahı Cumhuriyet döneminin
hiçbir şekilde olmadığı kadar bozulmuştur. AKP çatışma olmuş,
kavgayla büyümüş ve yolsuzluk markası haline gelerek her türlü
rezilliği sergilemiştir.
MEMLEKET SEVDALILARI MHP'YE
MHP kurtuluş ve yükseliş arayanların yegane umudu haline gelmiştir.
Türkiye sevdalıları birikim ve bilgili kadrolarıyla ülkemizi ayağa
kaldıracak inanca sahiptir. Yaşananlar yüreği memleket sevdası olan
birleşmeyi gerekmektedir. Memleket sevdalıları 3 hilalin altında
buluşmalıdır. Kaybedecek zamanımız yoktur, saflarımızı birleştirmek
zorundayız. Bu aziz vatanı ve büyük Türk milletini seven herkesin
yeri MHP olmalıdır. Bütün vatanseverleri, nerede doğmuş olursa
olsun anasının dili ne olursa olsun herkesi MHP altında toplanmaya
çağırıyorum.
Bu çağrı kapsamında MHP'nin genel başkanı olarak ben de atacağım
ilk adımı huzurunuzda açıklıyorum. Önümüzde günlerde Aydınlık
Türkiye Partisi'ni ziyaret edeceğim ve kardeşimle kucaklaşacağım.
Cenab-ı Hak MHP'yi mahçup etmesin. Hepinizi saygılarımla
kucaklıyorum....