Bahçeli Türke çok sert çıktı
Abone olAhmet Türk'ün Kürtçe konuşmasına tepkiler sürüyor. Olay grup toplantısına MHP lideri Bahçeli çok sert çıktı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Meclis grup
toplantısında Kürtçe konuşan DTP'li Ahmet Türk'e sert tepki
gösterdi. Yazılı açıklama yapan Bahçeli, zehir zemberek ifadeler
kullandı.
Bahçeli, Türk'ü ihanetle suçladı ve DTP'yi PKK yandaşı olmakla nitelendirdi. Bahçeli "Bu gazi Meclis'e yapılan bir ihanettir." dedi.
MHP lideri ayrıca Erdoğan'a yüklenerek "Başbakan Davos duruşunu burada da göstersin, görelim" dedi.
Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin ''AK Parti'nin
açtığı yolda kurgulanan hain projenin adım adım uygulanmaya çaba
harcandığı son derece hassas bir dönemin bütün emarelerini
göstermeye başladığını'' iddia etti.
Terörden beslenerek masumane istekler halinde meşrulaşma eğilimi
gösteren ''federasyon, ayrı bayrak, ayrı eğitim dili, ortak kurucu
halk, çokluklar devleti ve hatta ayrılma tehditleri'' gibi ihanet
kavramlarının, tehlikenin boyutlarını algılamak açısından yeterli
olacağını belirten Bahçeli, ''Türkiye, siyasi bölücülük ve silahlı
terörün adım adım meşruiyet kazanması yolunda hükümetin
icraatlarıyla mesafe aldığı çok tehlikeli bir döneme girmiş, terör
destekli etnik bölücülük siyaset sahnesine taşınmış, PKK'nın
siyasallaşma stratejisinde yeni bir aşamaya gelinmiştir'' dedi.
''Türkiye'nin ve Türk milletinin kaderi üzerinde kumar oynayanların
amacının ülkeyi ayrışma, ayrıştırma ve çatışma ortamına sürüklemek
olduğunun artık bütün gerçeğiyle ortada olduğunu'' savunan Bahçeli,
açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
''Bu kapsamda 'durmak yok yola devam' denilerek tam hızla girilen
stratejik dönemeçte, bölücülüğün bütün siyasi emellerini adeta
teslim alan AK Parti ile Meclis'teki siyasal bölücüler arasındaki
işbirliği sıkılaşmış; bölünme ve husumetin sahiplenilmesinde görev
dağılımı ile ince rekabet yaşanmaya başlanmıştır. Bu ihanet
sürecinde AKP, bölücüler ve Barzani arasındaki işbirliğinde kimin
ön alacağı tartışma ve seçim malzemesi konusu olmuş, iktidarın
Türkçe dışında yayın yapan TRT kanalını iftiharla açmasından sonra,
bu kez de PKK yandaşları Türkçe dışında bir dili TBMM çatısı
altında grup toplantılarına kadar taşımışlardır.
Ülkemizin temel değerlerinin aşağılandığı, milli Türk tarihinin
sorgulandığı, her türlü alçaklığın alkışlandığı, sınırsız hıyanetin
sergilendiği ve bütün bunların teşrifatının ise iktidar partisi
tarafından hukuka uygunluk kılıfı ile yapıldığı bugünkü siyasi
ortam; beka düzeyindeki tehlikelere geri dönülmemek üzere kapı
aralamıştır. Cumhuriyeti temelinden sarsmak ve milli devlet
yapısını parçalamak için emel ve fikir birliği etmiş oldukları
bilinen mihraklar, Sevr sevdalıları, AB hayranları, federe devlet
kılavuzları ve okyanus ötesi maşalar, iktidar zihniyetini de
aralarına katarak tam bir cephe oluşturmuş, safları sıklaştırarak
faaliyetlerine hız vermişlerdir.''
''DEMOKRATİK ÇÖZÜM PLATFORMU HALİNE
GETİRİLECEK''
Bahçeli, bugün yapılmak istenenin ''etnik bölücülüğün siyasi bir
sorun olarak çözümü için uygun bir ortam yaratılması, bunun siyasi
ve toplumsal altyapısının iktidar ve bölücülük el birliği ile içten
içe hazırlanması'' olduğunu ileri sürdü.
Açıklamasında, ''Türkiye'deki Brüksel ve Erbil lobilerinin, İmralı
canisinin, PKK'nın ve TBMM'deki piyonlarının Türkiye'ye dayatmak
istedikleri bu siyasi senaryonun sahneye konulması mümkün
olabilirse, PKK'nın siyasi talepleri ve eylem planını, bu süreçte
demokratik çözüm platformu haline getirilecek ve iktidar tarafından
yürürlüğe konulacak'' görüşünü ileri süren Bahçeli, şunları
kaydetti:
''Bu aşamadan sonra her gün yeni bir rezaletin yaşanması, her gün
farklı bir odağın bölücülük bayrağını taşıması, tırmanan ayrılık ve
husumet ortamının yeni boyutları ile karşımıza çıkması artık
kaçınılmaz olacaktır. Nitekim, demokrasinin sağladığı imkanla
milletvekilliğine kadar ulaşarak siyasi bölücülüğün temsilciliğini
yapan bir zatın; partisinin Meclis Grup toplantısında, Anayasa ve
yasalara aykırı olarak Türkçe dışında bir dille konuşma yapması bu
zihniyetin aldığı mesafeyi ve iktidarla arasındaki irtibatı
göstermesi bakımından önemli ve anlamlı olmuştur.
Bu son hadise ile AK Parti'nin ve bizzat Başbakan Erdoğan'ın sözde
'Kürt açılımı ve Diyarbakır yaklaşımının' bölücü mihraklarda derhal
karşılık bulduğunu ve bölücülüğü TRT ekranlarından Kürtçe
selamlayan Başbakan Erdoğan'ın '36 etnik grup var' diyerek attığı
tohumların elverişli zeminlerde hızla yeşermeye başladığını ortaya
koymuştur.''
''AB MACERASI BİR KEZ DAHA GÖZDEN
GEÇİRİLMELİ''
Sıranın ''iktidar tarafından özgürlük adı altında bölücülüğe
anayasal kılıfların hazırlanacağı ve milli devletin ortadan
kaldırılması için son darbelerin vurulacağı yeni bir sürecin
karşılıklı jest ve hamlelerle yaşanmasına geldiğini'' iddia eden
Bahçeli, ''Türkiye sanal ortamlarda kahramanlığa soyunarak duygu
sömürülerine sarılan Başbakan Erdoğan'dan Davos'ta bir gazeteciye
karşı gösterdiği duruşu, şimdi kendi açtığı yolda karışımıza bölücü
taleplerin tırmanışı olarak çıkmış bu meselede de muhataplarına
göstermesini beklemektedir'' dedi.
Bahçeli, MHP'nin ''İstiklal savaşını yönetmiş bir Gazi Meclis
içinde böyle bir ihanetin karşılıksız kalmaması için TBMM
üyelerinin onurlarını koruyacaklarına ve millet adına gerekeni
derhal yaparak bu lekeyi mutlaka temizleyeceklerine inandığını''
ifade ederek, ''Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmesine, etnik
farklılıkları aşan ve ortak değerlere dayanan milli birliğin tahrip
edilmesine hiç kimsenin gücünün yetmeyeceğini'' belirtti.
Türkiye'nin etnik, mezhep ve kültürel farklılıklar temelinde bir
çekişme ortamına sürüklenmesi ve bunun sonucu sorunlu ve ayrışmaya
elverişli bir devlet ve toplum haline getirilmesinin ''çok önemli
bir tehdit'' olduğunu savunan Bahçeli, şunları kaydetti:
''Bu kapsamda, AB macerası bu çerçevede bir kez daha gözden
geçirilmeli, Hükümet'in tam bir teslimiyetle ve sürekli olarak
dengeli ve olumlu bulduğunu açıkladığı Brüksel dayatmaları milli
birliğimizin geleceği açısından yeniden sorgulanmalıdır.
Hiçbir kuvvet ve mihrak, Türk milletini bölme ve Türk devletini
parçalama gibi gizli veya açık niyetlerinin gerçekleştiğine hiçbir
zaman şahit olamayacaktır. Hiç kimse hayale kapılmamalı, Türkiye
Cumhuriyeti devletinin temel harcı olan ilke ve esasları
değiştirmeyi, milli devlet niteliğini ve üniter yapıyı tavsiye
etmeyi hatırından geçirmemelidir. Yüksek vatan sevgisi, millet aşkı
ve bağımsızlık heyecanının zirveye ulaşarak, şehitlikle taçlandığı
muhteşem Türk tarihi, Türk Milletinin vatanı ve birliği için neleri
göze alabileceğini göstermesi bakımından ibret vericidir.
Tarihimizin aziz hatıraları, Türk milletinin muazzam gücünü
sınamaya kalkışan ihanet odaklarını nasıl bir sonun beklediğini
anlamaları açısından ders alınması gereken ihtar ve ikazlarla
doludur.
Bu itibarla, bugün de milletimizi birbirine düşürmeyi,
topraklarımızı tartışmayı hayal edenler varsa, kendileri gibi niyet
sahiplerinin ve işbirlikçilerinin tarihte uğradıkları akıbetten
artık ders çıkarmış olmaları kendi hayırlarına olacaktır.
Bilinmelidir ki bu konuda Türk milleti henüz son sözünü
söylememiştir.''