Bahçeli seçim tarihi verdi!
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaşanılan sürecin seçime doğru gittiğini belirterek tarih verdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaşanılan sürecin seçime doğru
gittiğini belirterek tarih verdi. Bahçeli, "Süreç 2010 sonbaharında
seçime zorluyor" diye konuştu.
Bahçeli açıklamasında "siyasal sürecin zorladığı 2010 yılı
sonbaharında yapılması muhtemel olan Milletvekilliği Genel
Seçimlerinde bugün itibariyle, “tek başına iktidar” hedefi ile yola
çıkılmıştır" dedi.
Bahçeli'nin açıklaması şöyle:
"Aziz milletimizin refah, huzur, kalkınma ve güvenlik beklentisiyle
3 Kasım 2002 tarihinde tek başına iktidar olma fırsatını verdiği ve
bu imkanı 22 Temmuz 2007 tarihinde tekrarladığı Adalet ve Kalkınma
Partisi hükümetleri için geride bıraktığımız 2009 yılı iradesini ve
meşruiyetini tamamen kaybettiğinin anlaşıldığı bir yıl
olmuştur.
Türkiye 2010 yılının ilk günlerine de yalan, istismar, şantaj,
kayırma, korku ve iftiralar üzerine şekillenen bir hükümet etme
modeli ile girmiş; gelişmeleri öngöremeyen ve yönetemeyen bir
siyaset çaresizliği AKP iktidarına bütünüyle hakim olmuştur.
Bitmek tükenmek bilmeyen vaadlerle ve umut tacirliği ile yönetimini
ve ömrünü sürdürmeye çabalayan bu ilkesiz kadrolarla ülkemizin
hiçbir sorununun çözülemeyeceği belli olmuş, siyaseten tükenişinin
bütün emareleri birer birer görünmeye başlamıştır.
Toplumun her kesiminde yaşanan vahim gelişmeler Türkiye’nin AKP
zihniyetini ve yönetimini daha fazla taşıyamayacağını işaret
etmektedir.
Türkiye’mizin bütün sorunlarını çözümü için çok elverişli bir süre
olan yedi uzun yıl, sanal başarı masallarıyla, sahte kahramanlık
gösterileriyle ve sürekli tekrarlanan vaatlerle geçiştirilmiş ve
maalesef heba edilmiştir.
Türkiye bugün dünden daha yoksul, daha umutsuz, daha karamsar, daha
yorgun ve daha yılgındır. Yarınların da bu iktidarla daha iyi
olacağına dair hiçbir emare ve ışık görünmemektedir.
AK PARTİ'NİN 7-K'LI TAHRİBAT ZİNCİRİ
Adalet ve Kalkınma Partisi ile geride kalan kayıp yılların
özeti, artık bir AKP klasiği halini almış olan “Kriz, Kargaşa,
Kaos, Korku, Kutuplaşma, Kavga, ve Karanlık” dan oluşan “7-K”lı
tahribat zinciridir.
Toplumun her yanını saran siyasi, sosyal, ahlaki ve ekonomik “kriz”
hali giderek derinleşmektedir.
Devleti oluşturan kurumlar arasında derin bir yetki ve sorumluluk
çatışması başlamış, erklerin birbirinin işlerine müdahale ettiği,
birbirine güven duymadığı “kargaşa” idari sistemi
zayıflatmıştır.
Hükümet ile devlet kurumları arasındaki güven bunalımı had safhaya
ulaşmış, yaşanan belirsizlik ortamı, haklı ile haksızın, doğru ile
yanlışın, meşru ile meşru olmayanın birbirine karıştığı bir
“kaos”un doğmasına neden olmuştur.
Hükümetin dayatma, baskı ve zorlama ile demokratik ölçüleri aşan
başına buyruk ve despot siyaseti kişilerde ve kurumlardaki
güvensizliği tırmandırmış, temel hak ve özgürlüklerin ihlal
edildiğine, gözlenildiğine, dinlenildiğine, izlenildiğine dair
yaygın bir “korku”, topluma hakim olmuştur.
KUTUPLAŞMA SÜRECİNE GİRİLDİ
Yedi yıldır hükümetin etnik ve mezhep temelli ağır tahriklerine
maruz kalan, bin yıllık kardeşliği ağır yara alan, derin bir inanç
istismarına uğrayan aziz milletimiz ve hükümetin zorlamalarına
karşı durmaya çalışan devlet kurumları maalesef cepheleşme eğilimi
göstererek “kutuplaşma” sürecine girmiştir.
Yaşanan derin ayrışmalar beraberinde öfke ve direniş doğurmaya
başlamış, özelikle etnik tahrikler toplum içinde; hükümet
zorlamaları ise devlet kurumları arasında “kavga” ortamını
hazırlamıştır.
Yaşanan bütün bu olumsuzluklar, milletimizin birliğini, geleceğini
ve kardeşliğini, devletimizin varlığı, bütünlüğü ve bekasını,
insanımızın huzurunu, refahını ve güvenliğini “karanlık” bir
geleceğe mahkûm hale getirmiştir.
Bu “7-K”, 58. Cumhuriyet Hükümetinden başlayarak 59 ve 60.
Hükümetleri de kapsayan ve toplam yedi yıl bir ay 20 gündür devam
eden AKP tahribatının simgesi haline gelmiştir.
Bugün Türkiye, bir yanda “açlığın, adaletsizliğin, ahlaksızlığın ve
asayişsizliğin”; diğer yanda ise “yokluğun, yolsuzluğun,
yoksulluğun ve yozlaşmanın” acımasız yüzüyle ve bunların kaynağı
olan AKP gerçeğiyle karşı karşıyadır.
Yıllardır, bugün değilse yarın diyerek sabırla ve belki düzelir
ümidiyle ısrarla bekleyen Türkiye’nin bu ağır tabloyu daha fazla
taşımasının imkânı kalmamıştır.
İzlenen teslimiyet anlayışının içte ve dışta yol açtığı büyük
tahribatın onarımı; ilkeli, güvenilir ve onurlu ilişkilerin yeniden
tesisi, güçlü ve tek başına yeni bir iktidarın başta bulunmasını
artık kaçınılmaz hale getirmiştir.
Siyasal, sosyal ve ekonomik gidişat millet iradesinin tazeleneceği
“seçim sandığını” işaret etmektedir.
SEÇİM 2010 SONBAHARINDA OLABİLİR
Bu itibarla, 2010 yılının ilk toplantısını yapan Milliyetçi
Hareket Partisi Merkez Yönetim Kurulu, toplantı tarihi olan 7 Ocak
2010 tarihini AKP’nin yedi huzmeli ampulünün “7-K”sından “kurtuluş”
günü olarak ilan etmiştir.
Önümüzdeki dönem, Türkiye için AKP iktidarından bir kurtuluş
fırsatı; Milliyetçi Hareket Partililer ve Türk milliyetçileri için
yeniden yükseliş ve ülke yönetimine gerçek anlamda ve tek başına
talip olma imkânı sunmaktadır.
Bu tarihi toplantı bu yönüyle Adalet ve Kalkınma Partisi’nden
kurtulmanın ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin iktidarı ile
kucaklaşma inancının kararı ve kararlılığı olmuştur.
Zamanında yapılması halinde 556 gün sonra, 17 Temmuz
2011’da, veya bugün olgunlaşmış siyasal sürecin zorladığı
2010 yılı sonbaharında yapılması muhtemel olan Milletvekilliği
Genel Seçimlerinde bugün itibariyle, “tek başına iktidar” hedefi
ile yola çıkılmıştır.
Bu tarihten sonra bütün siyasi hazırlıklar, olağanüstü şartlar
yaşamaya başlayan ülkemizde ihtiyaç duyulacak her an seçime
girilecek ve iktidara ulaşılacak hazırlık, eğitim, donanım ve
teşkilat yapısına yönelik olacaktır.
Yıllardır yaşadığı yokluktan, yoksulluktan, kutuplaşma ve
cepheleşmeden, tahrik ve istismardan bir kurtuluş yolu arayan
milletimizden alacağımız destekle Türk milliyetçiliğinin bir
asırlık fikri olgunluğu, partimizin kırk yıllık siyasal birikimi ve
kadroları bu hedefe ulaşılmasını sağlayacak hazırlıktadır ve
güçtedir.
Milletimiz müsterih olsun; Türkiye’nin yaşadığı bütün ağır
sorunlarını çözecek imkân ve tecrübeye sahip olan partimiz, büyük
Türk milleti için ülkü edindikleri kalkınma ve yükselme
mücadelesini, alınları ak, başları dik, yürekleri inançla dolu
olarak mutlaka sonuçlandıracaktır.
İnancımız odur ki, geride kalan yıllardan ders çıkaran aziz
milletimiz de teveccühünü,
• Sorunlara yalnızca Başkentimiz Ankara merkezli bakan,
• Sınıf, zümre ve yandaşları değil, milletin tamamını
kucaklayan,
• İnançlara saygılı ve fikir hürriyetine inanan,
• Dürüst, ahlaklı, ilkeli, erdemli olan ve hakkaniyeti esas
alan,
• Katılımcı, çoğulcu, demokratik, adil ve uzlaşmacı,
• Köken ve mezhep ayrımı yapmaksızın bin yıllık kardeşliği ve milli
kimliği savunan,
• Ayrımcılığa değil bütünleşmeye, farklılaşmaya değil birleşmeye
öncelik veren,
• Yaşanan sorunları, yalnızca demokrasi içinde ve siyasetle çözmeyi
hedefleyen,
• Milli ve manevi değerlere tam bir saygıyı ve devlet ile millet
arasındaki bütünleşmeyi ilke edinen,
• Ve milletimizin tamamını al bayrağımızın etrafında kucaklamaya
hazır olan Milliyetçi Hareketin kadrolarına yönelteceğine olan
inancımız tamdır.
Bugünden itibaren er yada geç yapılacak olan Milletvekilliği Genel
Seçimleri ile sonuçlanacak siyasal süreç içerisinde milletimizle
kucaklaşmaya başlayarak, bağımsız, güçlü, adil ve huzurlu bir
Türkiye oluşturmak adına, Milliyetçi Hareketin yüksek karakterini
ve hizmet aşkını tanıtmak üzere yapacağınız çalışmalarda başarılar
diliyorum.
Milliyetçi Hareket, kendisine gönül vermiş muhterem vatandaşlarımın
ve dava arkadaşlarımın destek, gayret ve fedakârlıkları ile
Türkiye’mizin ve Türk milletinin yegâne güvencesi olmayı sürdürecek
ve tek başına iktidar hedefine ulaşacaktır."