Bahçeli o törende esti gürledi
Abone olDevlet Bahçeli, parti genel merkezinde gerçekleşen Siyaset ve Liderlik Okulu’nun 9. dönem sertifika töreninde yaptığı açıklamada,'Yandaş kalemler ne yaparsa yapsın hırsızlığı haklı gösteremeyecek' dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)
Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan’ın
iddiaların vahametini anlayıp dinlemeden komplo mucitliği yaptığını
savunarak, “Ok yaydan çıkmıştır. Aklını kaybederek kuyruk kesilen
yandaş kalemler ne yaparsa yapsın, Türk milletini aldatamayacak,
hırsızlığı mazur ve haklı gösteremeyecektir. Balıkesirli fukara
koluna takacak saat alamayacak durumdayken, 700 bin liralık
saatleri menfaat karşılığı ve nüfuz ticareti yoluyla edinip kolunda
taşıyanlar bunun hesabını iki cihanda da veremeyeceklerdir."
dedi.
Bahçeli, yargının, siyasi iktidarı tüm uygulamaları
açısından denetleyen ve anayasal sınırlar içinde tutan bir yetkiye
sahip olduğunu, hukuk devleti ilkesi aşınırsa, bundan hiç kimse
kazançlı çıkmayacağını da vurguladı.
ÖNÜMÜZ SİSLİ VE ENGEBELERLE
DOLUDUR
Bahçeli, parti genel merkezinde gerçekleşen Siyaset ve Liderlik
Okulu’nun 9. dönem sertifika töreninde katıldı. Bahçeli, burada
yaptığı konuşmada gündemdeki konuları değerlendirdi. Bugün yaşanan
krizleri aşmanın yolu olarak önce ortak aklı çalıştırmak
gerektirdiğini vurgulayan Bahçeli, “Çalkantılardan kurtulmanın
reçetesi, müşterek aklı harekete geçirmektir. Milletçe doğruda
buluşmak, mantık ve makulde söz kesmek, uzlaşma ve diyalog
kanallarını genişletmek gerekmektedir. Aksi halde Türkiye’nin işi
zordur. Önümüz sisli, bir o kadar da engebelerle doludur.” diye
konuştu.
"KAVGADAN ÇIKAR BEKLEME GİBİ BİR GAYRETİMİZ OLMAYACAK"
Parti olarak ülkenin şu günkü buhranlı halinden memnun
olmalarının akla, inanca, insafa ve izana ihanet olacağını aktaran
Bahçeli, şu ifadeleri kullandı: Bizim yangından mal kaçırma gibi
bir derdimiz yoktur. Bizim fırsatı ganimete dönüştürme, krizden
medet umma, kavgadan çıkar bekleme gibi bir gayretimiz olmayacak,
olamayacaktır. Milletimizin üzgün, sıkkın ve şaşkın olduğu bir
durumda, bizim ısrarla siyasi menfaat çetelesi tutmamız kendimizi,
mazimizi ve milliyetçi mücadelemizi inkardır. ‘Önce ülkem ve
milletim, sonra partim ve ben’ anlayışına müzahir tavrımızı
koruyarak, iktidar sefaletinin neden olduğu sivrilikleri, hasis
emelleri, adalet, akıl ve vicdanla izah edilemeyen yanlışlıkları
kaygıyla izliyoruz. Hem kel hem de fodul olan iktidarın
adalete giydirmeye çalıştığı deli gömleğini hafife almamız eşyanın
tabiatına aykırı olduğu gibi, milletimizin hukukuna da açıkça
hakarettir. Bu milli duruşumuzla hali hazırda yaşanan, gittikçe
karmaşıklaşan devlet ve sistem krizini aşmanın formülleri üzerine
kafa yoruyoruz.”
BAŞKA BİR İKTİDAR
YOLDADIR
Türkiye’nin, iktidarın suç ve suçlunun yanında yer alan
tercihinden dolayı dört bir tarafından su aldığını belirten
Bahçeli, “O halde ülkemizi düzlüğe ve yüzeye çıkaracak
birinci yol, soruna neden olan rüşvet ve yolsuzluk iddialarının
üzerine kararlıca gitmektir. Eğer bu hususta irade gösterilip,
başarı sağlanırsa, batışa neden olan yük ve ağırlıklar kaldıraç
işlevi görecek ve Türkiye dehşet döngüsünden hasar alsa da
kurtulacaktır. Karanlığa göz kırpan ve iyice paranoyaklaşan
iktidarın ülkemize köstek olması böylece engellenecektir.
Başbakan’ın önündeki en ciddi tarihi sorumluluk, kaosun
kurumsallaşmasına, hangi badirelere kapı aralayacağı az çok belli
olan siyasal kopuşa mani olmak ve hukukun elini kolaylaştırmaktır.
Türkiye’nin devası hukuk ve hukukun üstünlüğüne hürmet edilmesidir.
AKP iktidarı dip yapan saygınlığını az da olsa diriltmek istiyorsa
başka bir seçeneği yoktur. Konfüçyüs’ün deyimiyle söyleyecek
olursak; 'bir iktidar saygı görmüyorsa, herkes bilsin ki başka bir
iktidar yoldadır.'” şeklinde konuştu.
"HUKUK KURALLARI TOPLUM YAPISININ GÜVENCESİ"
Başbakan’ın iddiaların vahametini anlayıp dinlemeden komplo
mucitliği yaptığını kaydeden Bahçeli, rüşvet ve yolsuzluğun suç
ortaklarının, önüne geleni tehdit olarak gördüğünü kontrolsüzce
saldırdığını dile getirdi. Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ok yaydan çıkmıştır. Aklını kaybederek kuyruk kesilen
yandaş kalemler ne yaparsa yapsın, Türk milletini aldatamayacak,
hırsızlığı mazur ve haklı gösteremeyecektir. Balıkesirli fukara
koluna takacak saat alamayacak durumdayken, 700 bin liralık
saatleri menfaat karşılığı ve nüfuz ticareti yoluyla edinip kolunda
taşıyanlar bunun hesabını iki cihanda da veremeyeceklerdir.
Teessüfle belirtmek isterim ki, akıl ve mantık şu an Türkiye’den
elini ayağını çekmiştir. Ülkemiz ‘yaşa-kahrol’ cepheleşmesinde
enerji kaybetmekte, hayat damarları tıkanmaktadır. Tarihin her
döneminde ahlak ve iman yolundan sapanlar hak ettikleri cezaları
bulmuşlardır. Şu gerçeğin altını kalın olarak çizmek isterim ki,
hukuk kuralları, adalet ilkeleri toplum yapısının güvencesi olarak
düzen ve dengeyi sağlamıştır.”
DEVLETİ ÇETEDEN AYIRAN
HUKU ZAYIFLARSA...
İktidarın yargı tarafından denetlenmesinin ilk kez 19’ncu
yüzyılın ikinci yarısında fikri bir zemin bulduğunu hatırlatan
Devlet Bahçeli, “Hukuk devleti prensibi, hukukun tutarlı ve eşit
uygulanmasının yanı sıra, siyasi meşruiyetin hukuk kurallarına
bağlanmasını da sağlamıştır. Hukuka dayanarak, hukuka uygun hareket
etmek iktidarların en temel sorumlulukları arasındadır. Hukuk
devletinde; devletin adalete uygunluğunu sağlayan ilke ve kurallar,
bu uygunluğu temin edecek yargı denetimi, bu mekanizmanın etkin
işleyişi için lazım olan yargı bağımsızlığı ve bunların
tamamlayıcısı niteliğindeki adil yargılama güvencesi
vazgeçilemezdir.
Hakim, savcı ve mahkemelerin bağımsızlığı hukuk devletinin olmazsa
olmaz özelliği olup muhafaza edilmelidir. Anayasamızın 138’nci
maddesi bu maksada hizmet etmektedir. Kuvvetler ayrılığı ilkesi de,
erkler arasındaki çatışma ve güç mücadelesini frenleyerek, bunlar
arasındaki ilişkiyi belli ve tanımlanabilir bir kurala
bağlamaktadır. Yargı, siyasi iktidarı tüm uygulamaları açısından
denetleyen ve anayasal sınırlar içinde tutan bir yetkiye sahiptir.
Bu aynı zamanda devlet içindeki gerilimleri yumuşatmaya, görev ve
yetki aşımından doğan aşırılıkları törpülemeye yaramaktadır. Hukuk
devleti ilkesi aşınırsa bundan hiç kimse kazançlı çıkmayacaktır.
Devleti çeteden ayıran hukuk eğer zayıflarsa toplumsal barış ve
milli birlik hasar alacak, dağılma riskiyle karşılaşacaktır.”
sözlerini dile getirdi.