MHP liderinin günlerdir meydanlarda, "O kaset komplosunu
kuranları bulmak hükümetin işidir" diye bağırması sadece
bana mı tuhaf geliyor yoksa içinizde benim gibi "Bu işte
bir terslik var" diyenleriniz var mı?
Her dinleyişimde bir kez daha şaşırıyorum..
Şaşırıyorum çünkü ben MHP liderinin o kaset komplosunu kuranları
bizzat, isim isim çok iyi tanıdığını düşünüyorum..
Neden böyle düşündüğümü anlatayım..
Kendilerine "Farklıülkücülük" adı takan bu
karanlık simalar, yayınladıkları her videonun, ilan ettikleri her
bildirinin altına bir not düştü bugüne kadar..
Aynen buraya aktarıyorum:
"Sayın Bahçeli, biz seçimlerden aylar önce sizi uyarmadık
mı? Bu adamları listeye almayın demedik mi? Bu adamlar namuslu
dürüst adamlar değil demedik mi? Elimizde bu adamlarla ilgili
belgeler var demedik mi?"
Demek ki, Sayın Bahçeli o isimleri bal gibi biliyordu.. Demek ki,
kendi deyimiyle bir "sandaja" boyun eğmemek için
bildiği halde o isimleri listesinde tutmaya devam etti.
Bu kadar kör, bu kadar aklıevvel mi olduk Allah aşkına?
Neden madaylonun öteki tarafından bakmıyoruz? Neden bardağın dolu
tarafına göz atmıyoruz?
Bahçelinin iddia ettiği gibi bu komployu MHP'ye Tayyip Erdoğan ve
arkadaşları kurduysa, şu soruyu sormamız gerekmez mi:
"Sayın Bahçeli; Başbakan ve komplocu kurmayları sizin
partinizdeki uçkur düşkünü milletvekillerini tek tek isim isim
biliyor da, siz burnunuzun dibindeki adamların bu zaaflarını nasıl
bilmiyorsunuz?
Hadi siz bilmiyorsunuz.. Hiç bir partili arkadaşınız da mı
bilmedi duymadı ve sizin kulağınıza çıtlatmadı?"
Ben bu ihtimali yok sayıyorum..
Sayın Deniz Baykal da kaset komplosu sonrası AK Parti'yi
suçlamıştı.. Bahçeli de onun yolundan gidiyor. Bu suçlamanın
Baykal'a prim kazandırmadığını görmesine, toplumda
inandırıcılığının olmadığını bilmesine rağmen aynı sözleri tekrar
etmekten kaçınmıyor..
Zaman gösterdi ki, Baykal'ı devirenler bizzat CHP'nin içinden
birileri.. Yine zaman gösterecek ki, Bahçeli'ye bu oyunu oynayanlar
da bizzat MHP içinden birileri..
Mansur Yavaş'ın milletvekilliği adaylıkları açıklanmadan hemen önce
Bahçeli'ye gönderdiği o zehir zemberek mektubu açıp bir daha okumak
gerek bence..
Satır satır, hece hece okumak gerek..
O mektupta adeta bugünlerin haberi verilmişti...
Aman ha..
"Bu işin içinde Mansur Yavaş var" gibi bir iddiam
yok.. Ben sadece Sayın Yavaş'ın bugünleri çok erkenden gördüğünü
düşünüyorum..
Bu nedenle Sayın Bahçeli'nin meydanlarda feryat figan edip,
"Bana bu tuzağı kuranları Sayın Başbakan derhal bulup
ortaya çıkarmalıdır" sözünü samimi bulmuyorum..
Başbakan ne yapsın garibim!
Birinin kaseti bitmeden diğerininki başlıyor..
Telekominikasyon İdaresi Başkanlığı kasetlerin yayınlandığı
siteleri kapatmaya yetişemiyor.. Savcı, önündeki bir kaseti
incelemeden diğeri geliyor..
Birer birer değil, 5'er 10'ar uçkur çözüyorlar..
Başbakan hangisine yetişsin?
FENERBAHÇE'NİN
ŞAMPİYONLUĞU
İlahi adalete ve kadere inanacaksınız.. Herkesin bir hesabının
olduğuna ama Allah'ın da bir hesabı olduğuna iman edeceksiniz..
Trabzonspor'un şampiyon olamaması bana bir önceki sezonu
hatırlattı.. Fenerbahçe'den Trabzonspor'a transfer olan Burak
Yılmaz'ın öylesine dokunduğu o topun filelerle buluşmasıyla
şampiyonluğu kaybetmişti eski takımı Fenerbahçe.. Üstelik 12-0
bitmesi gereken maç, 1-1 beraberlikle sonuçlanmıştı..
Bu yıl ise Trabzonspor'un başarısız diye Ankaragücü'ne gönderdiği
Gabriç aynı şeyi eski takımına yaptı. Koca sezon boyunca 4 gol atan
Gabriç, sarı lacivert forma altında bordo mavili takımdan 2 puanı
söküp alan golün sahibi oldu.. O formanın sarı lacivert olması, o
golü atan ismin Gabriç olması ilahi bir mesajdı adeta..
Fenerbahçe'nin 2 sezonda şampiyonluğu son saniyelerde kaptırmasının
ardından, "Yok yetmedi. 3 olsun" diye nara atanlar
Allah'ın hesabını unuttu..
Bu yıl Fenerbahçeliler dışında tüm takımların taraftarları, kendi
takımlarının dışında her hafta bir başka takımı daha destekledi..
Sırf Fener'e rakip diye.. Sırf fener'i yenme ihtimali var
diye..
Bu da ortaya şu çarpıcı gerçeği çıkardı..
Fenerbahçe ve diğerleri..