Bahçeli o fotoğrafla Erdoğan'a çattı
Abone olMHP lideri Devlet Bahçeli Kandil görüşmesinde çekilen o fotoğraflarla Başbakan Erdoğan'ı sert bir biçimde eleştirdi.
İNTERNETHABER.COM- MHP grup
toplantısında Geneş Başkan Devlet Bahçeli gündeme ilişkin konuları
değerlendirdi.
Bahçeli BDP'li milletvekillerinin Kandil'de Karayılan'ın
başkanlığında yaptıkları görüşmeyi sert bir biçimde kınadı.
Görüşmeleri için ortamı Başbakan Erdoğan'ın hazırladığını söylerek
AK Parti'nin köprü rolünü üstlendiğini iddia etti.
Başbakan Erdoğan'ın geçtiğimiz ağustos ayındaki PKK'lı
teröristlerle kucaklaşan BDP'lilere söylediği sert sözleri
hatırlatan Bahçeli Kandil görüşmesine neden ses çıkartılmadığını
sordu.
İşte MHP lideri Bahçeli'nin konuşmasından
satırbaşları...
ÖCALAN GÖRÜŞMELERİ
-Milletçe karşı karşıya kaldığımız bugünkü tehlikeler anormal
boyutlara ulaşmıştır. Türk milletinin varlığı vahim şekilde
tırpanlanmaktadır. Çıkış merkezi malum nifak bulutu milli
birliğimizi sıkıntıya sokmuştur.
-Millilik hissiyatına tahammülsüz çevreler kendilerine sunulan
imkanları kullanmaktadırlar. AKP hükümeti tüm belaların ana halteri
haline gelmiştir.
-Abartısız söylemek isterim ki Türkiye dört bir koldan
kuşatılmıştır. Yıkım ve çöküş süreci her tarafı
kapsamıştır. Medya iktidarın borazanı haline
gelerek milletimizi bölmeye destek çıkmaktadır. İş
dünyası da sadece karını düşlünerek her şeye onay
vermektedir.
-Manevi değerlerimiz yanlışı ve yozlaşmayı kabullendirmek için
malzeme yapılmaktadır. İsminin başına aydın ekleyerek kalemlerini
silah gibi kullanan grup yüzsüzce ihanet projelerini kabul
etmektedir.
-Türkiye içinde AKP'nin bulunduğu malum çevreler
tarafından sona doğru itilmektedir. Yasadışı iddialar pıtrak gibi
çoğaşmaktadır. Söyler misiniz bana Türk milleti yüzyüze kaldığı
alçaklıkları nasıl telafi edecektir? Hangi yollarl üstesinden
gelecektir. Mİlli damalrlarımızı kesmeye çalışan Türklüğü yok
etmeye çalışanlara nasıl tahammül edecektir? Yaşanmadık daha ne
kalmıştır? Daha ne kadar Türk milleti aldatılacak?
-Açıktır ki Türkiye iş bilmez, kötü bir yönetim altındadır.
Milletimiz feryat etmekte ve şikayetler artmaktadır.
- Bugün Türkiye kanlı terörün itibar kazandığı ve bölücülüğün üst
düzeye çıktığı bir haldedir.
-AKP hükümetinin politikalarıyla milli değerlerimiz aşılmış,
linç edilmiştir. Birlikte yaşama idealimiz zayıflatılmıştır.
Dilimiz sahipsiz bırakılmıştır. Üniter devlet yapımız saldırılara
açık hale getirilmiştir. Bölücülük kutsanmış ve terör aşama aşama
amaçlarını kullanma kulvarına sokulmuştur.
AKP, BDP, PKK VE CHP BİRLEŞİK HUSUMET
ÇETESİ
-Gelişmelerden anlaşılmaktadır ki insan öldürmekle amaçlarını
gerçekleştirmek isteyenler AKP'ye yön vermektedir. AKP, BDP, PKK ve
CHP birleşik husumet çetesi ülkeyi
bölmektedir.
-AKP hükümeti İmralı canisi ile görüşmelerine
çözüm kılıfı giydirmiştir. Türk milletinin
teröristbaşıyla yapılan görüşmeleri makul karşılaması için yoğun
çaba gösterilmesidir.
-Başbakan'ın kötülüğün günahın fitnenin meşrulaşması adına
analardan dua istemesi münafıkça bir tavırdır. Acaba Başbakan
İmralı canisi lehine dua istediğinin farkında mıdır?
BDP'LİLERİN KANDİL
GÖRÜŞMESİ
-BDP ile işbirliği halinde Kandil ve İmralı'ya
köprü vazifesi görülmesi milletimizde infial
uyandırmıştır.
-İnanıyorum ki BDP'lilerin Kandil görüşmesi
görüntüleri lanetlenmiştir. Bir paçavra altında
toplanılması rezalettir Türk milletine meydan okumaktır.
Kandil'deki Karayılan başköşeye tünemiş, TBMM üyesi olan sözde
milletvekili suretleri de terbiye edilecek çocuk edasıyla yere
çökmüştür. Bu manzaranın geçtiğimiz ağustos ayında BDP'li 9 vekille
PKK'lılarla sarmaş dolaş olmalarından hiçbir farkı yoktur.
BDP'liler Hakkari'deki kucaklaşmalarını ileri taşımışlar
özlemlerini Kandil'de gidermişlerdir.
-Hakkari'ye köpüren Başbakan Kandil'e ses çıkarmamıştır. Oysa ki
Başbakan'ın çok değil 6 ay önce o görüntülere söylediği sözler
hafızamızdadır. Erdoğan demiştir ki "Milletvekilleri
kardeşler olarak birbirine sarılabiliyorlar, medya tespitini yaptı
bu ne muhabbettir, bunlar siyasetçi olmaktan çıktılar, ben nasıl
siyasetçiyim, 9 vekilin gösterdiği tablo yenilir yutulur değil.
Milletin gözünün önünde gittiler efendilerine sırtlarını
sıvazlattılar. Kameralar olmasa ellerini öperlerdi. Kalkacaksın
teröristlerle kucaklaşacaksın sonra merhaba dedik diyeceksin. bu
parlamento yol geçen hanı değildir. Bu parti ismimin aksine barış
isteyen değil barışı engelleyen bir partidir. Gidip teröristlerle
kucaklaşacak kadar bu ülkeden kopmuşlar. Ya Kandil'e ya Meclis'e
gideceksin. Kandil'in emirlerini talimatlarını sorgulayabilecek
bile kendi ayakları üzerinde duramadılar. Bu BDP yönetiminden
itaatten başka bir şey beklenemez. Meclis'e geldiğinde bunların
dokunulmazlıklarını kaldırmakla cevap vereceğiz. Sonrası yargıya
aittir "
-Üstünkörü baktığımızda Başbakan'ın bu sözlerle
BDP'lilere çok kızdığı görülmektedir. Ancak bu
sahnenin daha ağırı Kandil'de gerçekleşmiş ve Başbakan'ın sesi
çıkmamıştır. Peki sorarım size haksızlık karşısında susan
dilsiz şeytan değil midir? Merakımız Başbakan'ın
yeni bir dokunulmazlık resti çekip çekmeyeceğidir. Kendisi mileti
yalanlarla kandırmaya alışmıştır.
-TBMM çatısı altında vekil olan kişilerin teröristlerle görüşmesi
en büyük ihanetlerdir. Buna göz yuman kim olursa olsun ihanete
kasten ve bilerek tam teşebbüsten çanak tutmuştur. İhanet kuşağının
kara yüzleri günü geldiğinde bunun hesabını vereceklerdir.
Teröristbaşı Öcalan'ın verdiği üç mektubun ulaştırıldığı
malumumuzdur. İmralı canisi söz konusu mektuplarda deklare ettiği
yol haritalarını kısaltarak çözüm önerilerinin 21 Mart'a kadar
geçirilmesini beyan etmiştir.
-Yürütülen pazarlıkların bir ucunda terörist başı otururken diğer
ucunda Başbakan Erdoğan vardır. Bize göre tam bir çöküş sürecinde
Türkiye'nin kör düğüm içine kıstırılacağı görülmektedir.
TUTANAKLAR BDP'NİN ÇAYCISINA
KALACAK
-PKK'nın silah bırakması imkansızdır. AKP bu gidişle ateşkese razı
olacak PKK iktidarı eline alacaktır. BDP'Liler çıldırmış gibi
konuşmakta, sıkılmaz, utanmaz bir güruh gibidirler. Bu bölücü
kadronun bildik üslupları kullandıkları görülmektedir. AKP İmralı
amigoluğuna soyunmuştur. Türk milletine yan bakan bu iki siyaset
adresi çirkinlikte sınır tanımamaktadır. Başbakan ise hiçbir şey
olmamış gibi davranmaktadır.
-Bir gazeteye sızan İmralı canisinin
beyanatlarının kimler tarafından servis edildiğini kafaya takan
Erdoğan kendi yaptığını görmemektedir. PKK'nın tavizsizliği orata
çıkmıştır. Oysa Başbakan açıklayın ancak ben açıklarım diyerek
tehdit etmiştir. Görülüyor ki sızıntının ihalesi BDP'deki
çaycı yada fotokopiciye kalacaktır.
HANGİ BAŞBAKAN'A
GÜVENELİM
-Başbakan Erdoğan katıldığı her programda her ziyarette yaptığı her
konuşmada İmralı canisinin beyanetlerini kastederek yalana itibar
edilmemesini istemektedir. Güven beklemektedir. Kısa süre önce
BDP'lilerin dokunulmazlıklarını kaldırmak isteyen mi yoksa
BDP'lilerle yapışık ikiz olan Başbakan'a mı güvenilmelidir.
-Teröristbaşını kastederek "Ben olsam asardım" diyen başbakana mı
yoksa görüşmeleri başlatan başbakana mı güvenilmelidir?
-Erdoğan'ın şuursuzluğu zihni bulanıklığı ülke yönetimi ehliyeti
bitmiştir. Peygamberimiz demiştir ki "Kıyamette 3 grup
insanla konuşmaz. Yalan söyleyen, hileye başvuran ve halkına
zulmedenlerdir." Görülen o ki Başbakan'ın işi
zorlaşmıştır
-Siyasi tarihimizin her devresi böylesi zavallılarla doludur. Bu
söylediklerim Başbakan için iki defa doğrudur. Gerçekleri çarpıtan
sürekli kıvıran siyaset ahlaksızlığı musibet gibi çökmüştür.
-Buradan şimdilik çıkış yoktur ve kalmamıştır. Tüm yollar yalandır.
Biliniz ki kendisi için buradan çıkış yol sadece Yüce Divan
vasıtasıyla olmaktadır. MHP her tür yolu izlemekte ve kayıt altına
almaktadır.
-İmralı canisinin kılavuz kaptan rolüyle dümen başına geçmiş
Başbakan Erdoğan'a talimatlar vermiştir. Türkiye ve Türk mileti
bunalım döngüsüne girdiğinden endişemiz artmıştır.
-Sınırlarımızın önemli bir böülümünün PKK'nın denetimi altına
girmiştir. AKP yönetimi Esad'la savaşmak uğruna PKK ve PYD'ye göz
yummaktadır. Muhtelemelen PKK sağ gösterip sol vuracak.
-PKK'nın silah bırakarak sınır dışına çıkacağı iddialarıkuşkusuz
gerçekleşmeyecektir. İmralı canisine ümit bağlayanlar bağımsız
Kürdistan'ın senedini el altından hazırlamaktadır.
-PKK'nın kaçırarak alı koyduğu evlatlarımız iğrenç bir pazarlığa
girişilmektedir. Dünyanın hiçbir yerinde terör örgütünün kaçırdığı
kişiler tutsak olarak adlandırılmamıştır.
-İnanmışlıkla ifade etmek isterim ki Türk milleti teröristin
insafına bırakılamaz. türk milleti öyle bir kuvvettir ki PKK'nın
aldığı evlatlarımız aranır bulunur, hainlerin ciğeri
sökülür.
-Başbakan Erdoğan MHP'ye söylediği ağır sözlerin yüzde 1'ini PKK'ya
söylememiştir. Unutulmasın ki Türk milleti AKP'nin bölücü
hayallerine kapılmayacaktır.
ALMANYA'DA CAN VEREN
TÜRKLER
-Başta Almanya olmak üzere Türk aileleri marjinal grupların hedefi
haline gelmektedir. Ancak fail ve zanlıların bulunması pek mümkün
olmamıştır. Özellikle Almanya'nın bu konuda sicili iyi değildir. Bu
ülkedeki ırkçı şiddetin kardeşlerimizi nasıl hedefine aldığı
tecrübelerle sabittir. 8 günahsız kardeşimizin can verdiği hadisede
tüm ipuçları değerlendirilmelidir.
-Parti olarak isteğimiz ve beklentimiz AKP hükümetinin elinden
gelen çabayı göstermesiir. Alman hükümetinin yangına neden olan
neyse aydınlatması gerekmektedir.
İSTİKLAL MARŞI'NIN
YILDÖNÜMÜ
-Bugün çok önemli bir tarihin yıldönümüdür. Bağımsızlığımızın
manifestosu İstiklal Marşı'mız 92 yıl önce bugün 12 Mart 1921
tarihinde kabul edilmiştir. Merhum vatan şairimiz Mehmet Akif
Ersoy'un kaleme aldığı dizeler milli şuura inanç kaynağı
olmuştur.
-İstiklal Marşı'mız yazıldığı dönem kadar Türk milletine ait ebedi
duyguların destanıdır. Merhum Akif Türk milletinin ruhuna ve
gönlüne hitap ederek geriye dönmüş hedefleri bastırılmış milli
arzuları alevlendirmiş kendisine ait üslupla harekete
geçirmiştir.
-Bu imanın zaferi bu milli şahlanışın şanlı duruşu diz çökmemiştir.
İstiklal Marşı milliyetçiliğin sonucu hayat bulmuştur.
Milliyetçiliği ayaklar altına alan siyasi zihniyet İstiklal
Marşı'nı kavrayamaz. Merhum şairimizin kökenin ne olursa olsun her
deyişi milli şuuru yükseltmek için yazılmıştır.
-Merhum Akif zulme direnen zalime teslim olmayan kanlı ellerle
çözüm uğruna sırnaşmadan gönüllere taht kurmuştur.
-İstiklal Marşı'nda millet vardır, Türklük vardır. Bağımsız yaşama
bağımsız kalma anafikir olarak belirlenmiştir. Merhum şairimizin
her şiiri varlığın ve yaratılışın özü üstündedir.
- Akif kendisine "Üstat sizi Türkçü
görüyorum" diyenlere "Ya ne
zannediyorsun Türk'e hiçbir kavmin horoz olmasına tahammül
edemem" demiştir. İşte Mehmet Akif budur. Bu kadar
Türkçü bir zihniyettir. Türklükle karşımıza gelmeyin diyenler
Mehmet Akif'in kapısından bile geçemeyeceği ortadadır.
-İstiklal Marşı'mızın kabul edilişinin 92'inci yıldönümünde
şükranla anıyorum. Dileğim odur ki Allah bu aziz millete bir daha
İstiklal Marşı yazdırmasın.