Bahçeli ne dediyse çıktı FETÖ kehaneti
Abone olDevlet Bahçeli'nin 2011'de FETÖ hakkında yaptığı açıklama 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yeniden gündeme geldi.
Oktay Sağlam
İNTERNETHABER.COM- MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 2011'de bugünleri işaret eden bir açıklama yapmış.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ dün TBMM'de muhalefete seslenirken yeni bir beyaz sayfa açmaya çağırdı. Her taşın altından FETÖ çıkınca bu çağrı kaçınılmazdı.
Danıştay saldırısıyla başlayan ve 10 yıl boyunca bu yapı, türlü davalarla insanlara kan kusturdu çünkü... Özeleştiri niteliği taşıyan açıklamasında Bozdağ, şunları söylüyordu:
BOZDAĞ'IN ÖZELEŞTİRİSİ
"Bu konuda hepimizin geçmişte söyledikleri var. Geçmişte bize bu Fetullahçı yapıyla ilgili çok şeyler söyledi dostlarımız, biz onlara inanmadık. 17 Aralık'tan sonra da biz çok şey söyledik. Sayın Kılıçdaroğlu'na da söyledim. 17 Aralık'tan sonra da siz bize inanmadınız. Diyoruz ki; Artık biz birbirimize inanarak, söylediklerimizi çek ederek yola devam edersek ben eminim ki bundan sonra böylesi yapılar, devlet için böylesi bir tehlike ve tehdit oluşturmazlar."
AYNI SAFTA BULUŞTULAR
Bozdağ'ın işte bu açıklamaları devletin yeniden şekilleneceği önümüzeki sürece ışık tutabilir. Cumhuriyet tarihinin en kanlı gecesi toplumun tüm katmanları için milat olma yolunda ilerliyor.
40 yıla dayanan örgütün sinsi ve korkunç yüzü, tehdidin akıllara ziyan büyüklüğü "düşmanları" bir araya getirdi. Devletin temellerinin sarsıldığı o geceyle birlikte, belki de ilk kez "millet olma" şuuru zihinlere ve meydanlara yansıdı. Ülkenin istikbali taraflara savaş baltalarını kuma gömmek zorunda bıraktırdı.
CHP VE AK PARTİ'NİN ÇEKİŞMESİ
Oysa 15 Temmuz darbe girişimine kadar tablo çok farklıydı. Tehlikenin bu denli büyük olduğuna kimse inanmıyordu. AK Parti ne diyorsa CHP "tersini" söylüyordu. Aynı şekilde iktidar partisinde "CHP söylüyorsa tersi doğrudur" anlayışı hakimdi.
Erdoğan'ın 17 Aralık sonrası Cemaat'le kavgasında "kandırıldık" söylemi "siyasi şov" olarak görülüyordu. CHP de 17 Aralık sonrası Cemaat'e yönelik operasyonları eleştiriyor, Kılıçaroğlu, paralel yapının kanallarında boy gösteriyordu. Yaşanan çekişmeren karlı çıkan paralel yapıydı oysa.
BAHÇELİ HEP TUTARLIYDI
Oysa Bu süreçte eleştirilmeyecek isim varsa o da MHP lideri Bahçeli'ydi. Bütün cemaat ve tarikatlara eşit mesafede olma halini bozmayıp, partisini "dinci" değil, "dinli" hareket anlayışıyla yönetti. Siyasi hayatı boyunca Gülen ile hiç karşılaşmadı.
Seçim meydanlarında cemaatlere göz kırpmadı, kontenjan ayırmadı. Sağ cenahta yer almasına rağmen populizm rüzgarına kapılıp partisini sızmalara karşı korumayı bildi.
BAŞKA ODAKLAR TARAFINDAN YÖNLENDİRİLİYOR
Telefon dinlemeleri, internete düşen ses kayıtlarının cirit attığı ortamda şimşekleri üzerine çekmeyi göze alan Bahçeli, 31 Mart 2011'de yazılı açıklamasında bakın ne diyordu:
-Fethullah Gülen Hocaefendi yurtdışındadır. Türkiye’deki cemaatin bu konuda bir dahli varsa, Hocaefendi’nin cemaat üzerinde tam olarak etki ve kontrol icra edemediği, bilgisi ve iradesi dışında bazı unsurların bu işlere karışmış olacağı bir ihtimal olarak karşımızdadır.
-Diğer akla gelen husus ise Türkiye’deki cemaatin başka odaklar tarafından yönlendiriliyor olabileceğidir.
GÜLEN'E SESLENDİ 1 AY SONRA KASET SKANDALI PATLADI
Bahçeli aynı açıklamada Gülen Cemaati'nin zan altında kalmaması adına faaliyetlerini askıya alma çağrısı yaptı. O dönemde Bahçeli "Ergenekon dostu" ilan edildi, medyanın koro halinde top ateşine maruz kaldı. Yaklaşık ay sonra MHP'de, yöneticilerin istifasıyla sonuçlanan kaset skandalı patlak verdi.
"LİDER" DEĞİL "DEVLET ADAMI"
Bahçeli'nin "yerli" duruşunu ve FETÖ'ye olan bakışını 15 Temmuz gecesi yaşananlar anlatıyor. Darbe girişimi sırasında Erdoğan'ın, 1'inci Ordu Komutanı Dündar'a, telefonda “Size nasıl güveneyim?” sorusuna Dündar'ın cevabı “Beni MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye sorun…” oldu.
Bahçeli için "lider değil" denilebilir ama tüm bu yaşananlardan sonra "devlet adamı" yakıştırmasını sonuna kadar hak ettiği kesin.