Bahçeli MİT'e fena saydırdı

Abone ol

12 Eylül davasına bakan mahkemeye MİT'in gönderdiği belgeler MHP lideri Devlet Bahçeli'yi fena kızdırdı.

MİT'in CHP’nin iktidarda olduğu 15 Şubat 1978’de hazırladığı raporda "Ülkücü kuruluşlara genel merkezden verilen talimatta yurt sathında anarşinin durmaması için elden gelenin yapılması istenmiştir" ifadeleri Bahçeli'yi küplere bindirdi.

Yine aynı belgede MHP’nin ve lideri Alparslan Türkeş’in “sağcı bir cunta” beklentisi içinde olduğuna ilişkin yazılar yer alıyordu.

NAMUS MESELESİ

Bu belgelerin geçtiğimiz hafta sonu Vatan gazetesinde yer almasından sonra Bahçeli, bugün yazılı açıklamayla "MİT'in elinde ne belge ve bilgi varsa açıklaması haysiyet ve namus meselesi haline gelmiştir" diye seslendi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 12 Eylül 1980 darbesiyle ilgili başlayan hukuki süreç içerisinde, milliyetçi-ülkücü hareketi zan ve töhmet altına alan bir kampanya yürütüldüğünü iddia etti.  MHP Genel Başkanı Bahçeli, 12 Eylül davasına ilişkin yazılı basın açıklaması yaptı. 

KİRLİ VE ALÇAK KAMPANYA

Bahçeli, MHP'ye ''ihtilal şartlarının hazırlayıcısı ve olayların bir numaralı faili'' suçlamalarında bulunulduğunu öne sürerek, ''12 Eylül 1980 darbesiyle ilgili başlayan hukuki süreç içerinde, milliyetçi-ülkücü hareketi zan ve töhmet altına alan kirli ve alçak bir kampanya sürekli mesafe almaktadır. Partimizi ve mensuplarımızı ihtilal şartlarının hazırlayıcısı ve olayların bir numaralı faili gibi sunan ahlaksız iftiralarda gözle görülür bir artış yaşanmaktadır'' ifadelerini kullandı.

Bahçeli, uydurma ve asılsız olarak nitelediği haberlerin psikolojik operasyon sürecinin parçaları olduğunu ileri sürerek, açıklamasında şunları kaydetti:

''12 Eylül öncesinin şiddet ve vahşet tablosundan dolayı mağdur olan milliyetçi-ülkücü hareketin şerefli mensupları bu müfteriliği asla affetmeyecektir.

İhtilale giden yıllarda yaşanan vahim komplo ve tezgahlardan dolayı haksız ve yersiz yere hedefe koyulan, olayların zanlısı olarak gösterilmeye çalışılan, bunun sonucunda da mahkumiyetlere ve ölüm cezalarına maruz kalan dava arkadaşlarımızı, aradan geçen 30 yılı aşkın bir süre sonra bir kez daha suçlamaya kalkışmak tam anlamıyla aşağılık bir tertiptir.
12 Eylül öncesindeki kutuplaşma ve kargaşa nedeniyle herkes cezasını çekmiş ve hukuken aklanmıştır.''

MİT'E ÇAĞRI

Dava arkadaşlarının savcı ve hakimler tarafından zorlama suç ve uydurma iddialarla hapse atıldığını ve idam edildiğini öne süren Bahçeli, açıklamasında, ''Ne var ki dava arkadaşlarımızı ihtilale neden olan failler olarak bir kez daha gösterme ahlaksızlığı başını kaldırmış durumdadır. Özellikle Kahramanmaraş ve Çorum olaylarıyla ilgili devletin, bilhassa MİT'in elinde ne belge ve bilgi varsa açıklaması haysiyet ve namus meselesi haline gelmiştir'' çağrısında bulundu.

İddiaların arkasında MHP'yi etkisizleştirme ve itibarsızlaştırma çabaları bulunduğunu ileri süren Bahçeli, şunları öne sürdü:

''Geçtiğimiz yılın 27 Nisan'ında başlayan kaset komplosu da bunun bir uzantısı ve tarafları esasen bizce malum olan kirli bir ittifakın rezilce kumpasıdır.

Bugüne kadar partimizi gözden düşürmeye ve marjinalleştirmeye dönük kaset tuzağının vuzuha ermesinde herhangi bir gelişme olmaması, suikastçıların hala ortaya çıkarılamaması, devletin içinde yuvalanmış ve iktidarın yönlendirmesiyle faaliyet gösteren güçlerin varlığını da açıklıkla kanıtlamaktadır.

Milliyetçi Hareket Partisi kimin ne yaptığını, hangi ilişki ağlarının tarafı olduğunu ve varlığı üzerinde kimlerin hesap yaptığını net olarak bilmektedir.''

İŞTE BAHÇELİ'Yİ AYAĞA KALDIRAN O HABER VE MİT'İN OLAY RAPORU

[PAGE]

‘Aydınlar solu destekliyor’

Bu rapora göre MİT, sol hareketin “komünist” olduğunu, aydınlar tarafından desteklendiğini belirttikten sonra solcuların karşısında ise “anti-komünist ve milliyetçi” gençlerin olduğunu belirtti. Komünist hareketin arkasında eski ve yeni komünistler, aydınlar, yazarlar, öğretim üyeleri ve öğretmenlerin olduğu ileri sürülen MİT raporunda Türkiye’de bir komünist tehlikenin olduğunun artık inkar edilmeyeceği ifade edildi.

‘Faşist değil, reaksiyon’

Solcuların hareketinin “aksiyon” ülkücülerin ise “reaksiyon” olarak nitelendiği raporda bu ayrımın Marksistlerin diyalektiğine de uygun olduğu ileri sürüldü. Raporda şöyle denildi: “Komünistler, Türkiye’de hür devletin temelini, insanlık haysiyetinin özünü kuvvetle tehdit eder hale gelince, ızdıraplar ve felaketler pahasına kazanılmış Türk devletini, beynelmilel komünizmin pençesine kaptırmak istemeyen gençliğin direnişe geçmesi en tabii neticesidir.”

‘Komünistleri öldürün’

Belgeler arasında MİT’in CHP’nin iktidarda olduğu 15 Şubat 1978’de, ülkücülerin faaliyetlerine ilişkin hükümete ilettiği bir istihbarat raporunda ise “Ülkücü kuruluşlara genel merkezden verilen talimatta yurt sathında anarşinin durmaması için elden gelenin yapılması istenmiştir. Bu karar kamuoyunda ‘hükümet anarşiyi önledi’ şeklinde bir fikir uyanmaması için alınmıştır. Bundan sonra ülkücüler eskiden olduğu gibi yakaladıkları karşıt görüşlü öğrencileri sadece döverek göz dağı vermeyecekler, komünistleri yakaladıkları takdirde öldürecekler” denildi.

‘MHP sağ cunta bekliyordu’

Aynı belgede MHP’nin ve lideri Alparslan Türkeş’in “sağcı bir cunta” beklentisi içinde olduğuna ilişkin de çarpıcı bir bilgi yer aldı. MİT belgesinde, “Alparslan Türkeş kendisi ile görüşen bazı ülkücülere hükümetin en geç bütçe oylamasından sonra düşürüleceğine yemin ederek ifadede bulunmuş ve morallerini bozmamalarını istemiştir. Ülkücü çevre, ordu üst kademelerinden bazı komutanların, Türkeş’in arkadaşı ve kendilerine yakın olarak görmekte, bu komutanların yakında Sağ Cunta tesis edebileceklerine inanmaktadır” denildi.

‘ABD 2 gün önce biliyordu’

MİT’in 12 Eylül 1980 tarihini taşıyan istihbarat raporunda ise yıllardır tartışma konusu olan ABD’nin darbedeki rolüne ilişkin tarihsel önemde bir bilgi yer aldı. ABD’lilerin darbeyi 2 gün önceden bildiğini ortaya koyan “ABD Büyükelçiliğinin faaliyetleri” konulu raporda “ABD Ankara Büyükelçiliği’nin bütün personeli 11 Eylül 1980 gecesi saat 23.30’dan itibaren büyükelçilikte toplanmıştır. Büyükelçilikte çalışan bir mahalli personel 12 Eylül 1980 sabahı yaptığı görüşmede, Elçilik mensuplarının askeri müdahale olacağını iki gün önceden bildiklerini beyan etmiştir” denildi.

Mahkeme MİT’e sordu

Özel Yetkili Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Meclis’e 12 Eylül darbesi öncesinde, darbeyle ilgili MİT tarafından TBMM Başkanlığı’na bilgi verilip verilmediğini sordu. Mahkeme, 11 Eylül 2000 tarihinde İzmir’den avukatların, Milli Güvenlik Konseyi Üyeleri ile sıkıyönetim komutanları hakkında yaptığı ve dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş’ın TBMM’ye gönderdiği dosyayı talep etti...

Günün Önemli Haberleri