Bahçeli Mevlana’yı andı
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Hz. Mevlana’nın 740’ıncı Vuslat Yıldönümü" dolayısıyla açıklama yaptı. <br/>Bahçeli, "Hz. Mevlana’nın ...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Hz. Mevlana’nın 740’ıncı
Vuslat Yıldönümü" dolayısıyla açıklama yaptı.
Bahçeli, "Hz. Mevlana’nın 740’ıncı Vuslat Yıldönümü" dolayısıyla
yaptığı yazılı açıklamada, “Türk milleti tarih boyunca kutlu
bağrından yetişen gönül insanları, arifler, pirler, erenler, manevi
dehalar, hikmet sahibi büyük alim ve irfan burçları bakımından
ziyadesiyle talihli olmuştur. Kalplerimizi yedi asırdır aydınlatan,
ruhlarımızı yedir asırdır ısıtan, öğütleriyle, yol gösterici
vasıflarıyla yedi asırdır bizlere manevi kılavuzluk yapanlardan
birisi olan Hz. Mevlana sahip olduğumuz değerlerin başında
gelmektedir. Bugün Belh’den Konya’ya kadar gün be gün çınarlaşan bu
büyük alimin, zamanın kalıplarına sığmayıp insanlığı tümüyle
kavrayan bu yüksek ahlakın, vefatının, yani hasretle beklediği
Rabbi’ne vasıl olmasının 740’ncı yıldönümüdür. Hz. Mevlana için
ölüm kavuşmanın ve hasret yangınını dindirmenin fırsat kapısıdır.
Bunun için vefat gecesini yas ve matem anı olarak değil; "Düğün
Gecesi" olarak tarif etmiştir. Hz. Mevlana surete, şekle ve
görünüşe bağlanmamayı bize vasiyet olarak bırakmıştır. Benlikten
kurtulmaya, kendini bulmaya, dışa değil öze bakmaya davet etmiştir.
Suretten sıyrılarak manaya varılacağını, böylece Hakk’ın
bulunacağını müjdelemiştir. Bu büyük gönül ve ilim kutbumuz şekle
ve benliğe kapılanların şeytanın izinden gidenler olduğunu ikaz ve
önemle bildirmiştir.
Hz. Mevlana bu fani aleme ait bütün irade ve isteklerini terk
etmiş, deyim yerindeyse nefes alırken bu alemde ölmeyi bilmiş,
fakat mana aleminde dirilmiş, yeniden ve bir kez daha doğmuştur. O
bize, bedende yaşarken ruhen namevcut olmayı öğretmiş, dünya
nimetlerini yüz üstü bırakıp Allah’ı bilmeye, onunla yaşamaya,
onunla manen birlik olmaya ve nefsani arzuları çiğneyerek kurtuluşa
ermeye çağırmıştır. Asırlar evvel ‘Ne olursan ol yine gel’
seslenişiyle kardeşliğin, bağışlamanın ve hoşgörünün sembolü ve
inmeyecek sancağı olarak çağlar üzerinden parlamıştır. Hz. Mevlana
ruh dengesini kaybedenlerin ilacı, nefsinin güdümüne girenlerine
çaresi, etnik ve mezhep taassubuna kapılanların devasıdır. Allah
ile bakıp Allah ile gören Hz. Mevlana’da sevgi, bağlanış, hürmet,
terbiye ve irşat gıpta edilecek seviyededir. Anadolu’nun buhranlı
dönemlerinde vehimleri kırmış, anlayış kıtlığını yenmiş, düşünce
noksanlığını aşmış, ahlaki gevşeklikleri onarmış, cepheleşmeleri
yumuşatarak bir olmayı ve kardeşçe yaşamayı nasihat etmiştir.
Toplumsal parçalanma, bencillikler, dünyevi korkular, sen-ben
kavgaları, menfaat düşkünlükleri, şehvet ve şöhret arayışları onun
dergahında erimiş ve kül olmuştur. Türkistan’dan Anadolu’nun dört
bir yanına ulaşan gönül bağları, baş gözüyle değil de gönül gözüyle
nazar eden manevi ateş onunla daha da kuvvetlenmiş, daha da
körüklenmiştir. Bize tek olmayla hayat ve rahat bulacağımızı, bu
şekilde şifa ve şefaati elde edeceğimizi sabırla ve vakarla
gösteren yine o büyük alim olmuştur. Bu duygularla düğün gecesinin
740’ncı seneyi devriyesinde Hz. Mevlana’yı rahmetle, minnetle ve
şükranla yad ediyorum. Aradığımız ve ihtiyacını derinden
hissettiğimiz barışın, kardeşliğin, uzlaşmanın ve birlikte
yaşamanın Mevlana’nın ulvi mesajlarında çıkarılmak üzere saklı
durduğuna yürekten inanıyorum” dedi.