Bahçeli: Merhum liderimizin huzurunda açıklıyorum
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Alparslan Türkeş'in vefatının 20. yıldönümü nedeniyle kabri başında düzenlenen törende konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Partimizin
hisarlarında delik açmak için hayırsızlığın koro ve kafilesinde
toplanmış küçük bir azınlığa artık ne sabrımız ne de tahammülümüzün
kalmadığını Merhum liderimizin huzurunda açıklıyorum. O yaşasaydı
aynı tepkiyi gösterirdi. O aramızda olsaydı tereddütsüz,
tartışmasız, tavizsiz ölçüde bu görüşümüzde olurdu"
dedi.
MHP'nin Kurucu Genel Başkanı Alparslan Türkeş'in vefatının 20. yılı nedeniyle Beştepe'deki anıt mezarında tören düzenlendi. Kur'an-ı Kerim okunmasıyla başlayan anma törenine, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yanı sıra MHP Genel Başkan yardımcıları Celal Adan, Ruhsar Demirel, Mehmet Günal, MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, bazı milletvekilleri ve vatandaşlar katıldı.
Bahçeli, Türkeş'in mezarına, doğum yeri olan Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesi Köşkerli köyünden getirilen toprağı serpti, kırmızı-beyaz karanfiller bıraktı ve mezara su döktü.
"TÜRKEŞ BEY'İN AÇTIĞI ÇIĞIRDA ÜLKÜLERİMİZİ BİR ADIM DAHA İLERİ GÖTÜRMEK DURUMUNDAYIZ"
Bahçeli, "Merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey'in vefatının
üzerinden 20 uzun yıl geçmiştir. O, Türk devlet ve siyaset
hayatının mümtaz ve müstesna bir yüzüydü. O, zamanının kabuklarını
kıran, çağına damga vuran, Türk-İslam ülküsünü bayraklaştıran
inanmış bir dava insanıydı. Başbuğumuzu manevi huzurunda
Fatihalarla yad ederken, aynı zamanda bizlere bıraktığı eşsiz
emanetleri kıskançlıkla koruma ve zafere ulaştırma mücadelemizin de
azimle süreceğini söylemek istiyorum. Çünkü koyduğumuz hedeflere
ulaşmak mecburiyetindeyiz. Çünkü Merhum Türkeş Bey'in açtığı
çığırda, gösterdiği yolda, tavsiye edip tembihlediği güzergâhta hem
ilerlemek hem de ülkülerimizi bir adım daha ileri götürmek
durumundayız. Bunu yaparken kaynaklarımızdan kopamayız,
kopmayacağız. Bu uğurda ruh kökümüzden, fikri yörüngemizden,
ülkülerimizden asla savrulmayacağız. Üstlendiğimiz emanetler
kutludur. Üstümüzdeki sorumluluk ağır olduğu kadar tarihidir. Ülkü
şehitlerimizin anıları, yarım kalan hayalleri bizimledir. Taş
duvarları medreseye çeviren, her biri gururumuz olan Yusufiyeli
arkadaşlarımın hedefleri irademizdir. Karşımıza çıkarılan engelleri
birer birer aştık, aşmaya devam ediyoruz. Tuzakları kırıp, kötürüm
bakış ve yaklaşımları reddettik. Merhum Başbuğumuzun izinden
yürüyor, Ülkücü ömürlerin varlık ve birlik mücadelesini
sürdürüyoruz. 48 yıllık siyasetimizin hakkını, hukukunu ve
haysiyetini savunuyoruz" dedi.
"BİZ BU VATAN VE MİLLET ÜZERİNE YEMİN İÇTİK"
'Bizi durdurmaya çalışıyorlar, tıpkı dün olduğu gibi' diyen Bahçeli şöyle devam etti; "Önümüze duvarlar örüyorlar, tıpkı geçmişte yaşandığı gibi. Nifak ve namertlikle saflarımızı dağıtmaya, safiyane duygularımızı istismar etmeye çabalıyorlar, aynen mazide görüldüğü gibi. Ancak yine başaramayacaklar, yine yapamayacaklar. Güvence Milliyetçi-Ülkücü Hareket'tir. Fırsatçıların, kriptoların, kişilik bozulmasına, ideolojik başkalaşmaya uğramış gafillerin elbette hevesleri kursaklarında kalacaktır. Biz bu ülke için yemin ettik. Biz bu vatan ve millet üzerine yemin içtik. Asla vazgeçmeyeceğiz. Asla dönmeyeceğiz. Asla gerilemeyeceğiz. Merhum Türkeş Bey yaşamış olsaydı aynısıyla bunu yapardı. Nitekim bizlere anlatıp öğrettiği buydu. Gösterip uyguladığı da böyleydi. Liderliğin; fedakarlık, fikri yükseklik, zihni berraklık, vicdani duruluk, ahlaki temizlik, siyasi uzak görüşlülük, engin ve derin bir kavrayış olduğunu fani hayatında kanıtlayan da oydu. Merhum Türkeş Bey devlet bekası üzerine titremiştir. Milli birlik ve kardeşlik ruhuna sadakatle bağlılık göstermiştir. Türkiye'nin tarihi hak ve çıkarlarını korkusuzca müdafaa etmiştir. Türklük denildi mi, onun nezdinde akan sular dururdu."
"MHP BİTECEK DİYENLERİN ASIL KENDİLERİ BİTMİŞTİR"
Bahçeli, "Türk-İslam Ülküsü onunla yeşermiş, kök salmıştı. Demişti ki: 'Milliyetçi Hareket, Türk tarihinden, Türk milletinin binlerce yıllık mazisinden sürükleyip getirdiği kıymet hükümlerinden kuvvet ve hız alan kutsal bir ideolojidir.' Ayrıca, Milliyetçi Hareket'in insan sevgisine dayandığını samimiyetle ifade etmişti. Türklük gurur ve şuuru ile İslam ahlak ve faziletini milliyetçilik anlayışımızın geniş manadaki ifadesi şeklinde değerlendirmişti. Merhum Türkeş Bey Türkiye Cumhuriyeti'ne evet dedi. Biz de bugün evet diyoruz, kurucu genel başkanımızın sözünü sahiplenip kararlıca seslendiriyoruz. Bizim gibi görünüp de bize saldıran, çelme takan, önümüze taş koyup geleceğimizi ipotek altına almaya kalkan siyasi defoların uyduruk ve uyuşmuş tezlerini çiğniyor önümüze bakıyoruz. Merhum Türkeş Bey'e sürekli itiraz edip asılsız ve ahlaksız eleştiri oklarını yöneltenler bir kez daha başlarını kaldırsalar da, onlara müsamaha yoktur. 1990'lı yıllarda MHP'yi eritip ekarte etmek maksadıyla kuyruğa girenler şimdilerde şanslarını denemek için son defa kuyruğa girseler de, onlara müsaade yoktur. Türkeş'siz MHP, MHP'siz Meclis, MHP'siz siyasetin kin ve karanlık gayesi altında Türkiye ve Türk düşmanlarıyla uzun yıllardır kol kola girenlere aman vermemek için Türklüğün bekası son nefesimize kadar müdafaa edilecektir. MHP bitecek diyenlerin asıl kendileri bitmiştir.
MHP'ye vade biçenler miadı dolmuş bitkin ve buruşuk zihniyet
sahipleridir. MHP artık olmayacak dedikodusu yayanların asıl kendi
ve çevreleri yanıp kül olacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi
kaynağını Türk-İslam Ülküsünde bulmuş Türk milliyetçiliğinin
kalpgahı, ana karargâhıdır; aksini söylemek doğru ve ahlaki
sayılamayacaktır. Millet bitti demeden bu dava bitmez; Türklük
sönmeden Ülkü meşalesi söndürülemez, Milliyetçi Hareket Partisi
silinemez. Bitişimizi gözleyenler tükenişlerinin acısıyla peşinen
kıvranmaktadır. Merhum Türkeş Bey çok veciz ve isabetli bir şekilde
bakınız bizlere nasıl seslenmişti: 'Türk ne kadar kuvvetlenirse
Müslümanlık da o kadar kuvvet kazanır. Tarih bunun ispatıdır. Bu
gerçeği göremeyenler, inkar edenler Milliyetçi Hareket'e
düşmandır.' Şüphesiz bize kim husumet besliyorsa ya Türklüğümüze
yan bakan, ya da Müslümanlığımıza nefret saçan yabancı uşakları,
batılın bekçileri, haçlı emellerinin piyonlarıdır. Bunların
görünüşü kimseyi aldatmasın. Bunların sözleri hiç kimseyi
şaşırtmasın. Maske takıp içimize fitne aşılayanlar, kimliğimizi
kullanıp hatıralarımızı zırh yaparak oynanan rezil oyunlara figüran
olanlar sadece MHP'ye değil, Türk milletine de düşmanca tavır
alanlardır. Milliyetçi Hareket Partisi Merhum Türkeş Bey'in
ifadesiyle, Türkiye'nin yaşama iradesidir. Bu iradenin aleyhinde
olanlar hem MHP'nin hem de Türkiye'nin karşısındadır. Bunlara
eyvallahımız dün olmadı, yine olmayacaktır. Bunlarla dişe diş,
kıran kırana mücadelemiz dün yapıldı, merak buyrulmasın yine
yapılacak ve alayı birden yenilgiye uğratılacaktır. Bu irade bizde
vardır. Bu dirayet bizde vardır. Bu direnç hepimize hâkimdir. Bu
cesaret Milliyetçi-Ülkücü Hareket'in her şerefli mensubunda
fazlasıyla mevcut ve muazzam düzeydedir" diye konuştu.
"DEVLET ZORDAYSA ÜLKÜCÜLER KAYITSIZ OLAMAZDI"
Bahçeli, "Merhum Türkeş Bey mukaddes davamıza olan sadakatiyle her kesim ve düşünceden insanın saygısını kazanmıştı. Devlete uzanan elin kırılacağına, millete zulmü reva görenlerin aşılacağına, kalbi fesat olanların nihai mağlubiyetine inanmıştı. Meşum odaklar, yeminli Türk düşmanları, çeteler onu susturamamıştı. En büyük iki eseri olan Milliyetçi Hareket Partisi ile Ülkü Ocakları'nı ise asla teslim alamamışlar, boyun eğdirememişlerdi. Hiçbir hayırsız mihrak bu büyük dava insanının istiklal aşkına set çekememişti. Onun ufku başka başkentlerin havasına kapılmamıştır. Kalbi Türklük dışında bir sevda için atmamıştır. Hayallerinde Türklüğün olmadığı tek bir kare dahi yer almamıştır. Kendisi ile beraber yetiştirdiği ve miras bıraktığı kutlu davasının neferlerini hep bu anlayış etrafında toplamıştır. Demokrasiye olan sarsılmaz bir inançla mücadelesini sürdürmüştür. Milli meselelerde örnek bir uzlaşma siyaseti izlemiş, Türklüğün bekası parolasıyla ecdadın mukaddes emanetine sarılmıştır. Elbette böylesi bir hayat kolay geçmemiştir. İnandığı değerler uğruna bedel ödemekten de korkmamıştır. Hiçbir zaman yılanlardan, yorulanlardan ve bırakıp gidenlerden olmamıştır. Yeri geldi zalimin karşısındaki çelikten halat, mazlumun omuzundaki ipekten el oldu. Yeri geldi kadife eldiven içerisindeki çelik yumruk olup Türklüğün karşısındaki cepheye göz açtırmadı. Bu yüzden ülkücüler her zaman ipeğe sarılmış çelik olarak tanındı. Vatan tehlikedeyse ülkücüler sessiz kalamazdı. Devlet zordaysa ülkücüler kayıtsız olamazdı. Millet dardaysa ülkücüler eli kolu bağlı duramazdı. Bu kutlu davanın 48 yıllık tarihinde bir hilal uğruna binlerce şehit verdik. Gözyaşları ve dualar eşliğinde dava arkadaşlarımızı vatan toprağına emanet ettik. Ölümün bile ayıramadığı ülküdaşlarımızı birbirinden ayırmaya çalışan alçaklarla karşılaştık. Pes etmedik ve her mücadelemizden zaferle çıktık. Şehitlerimizin hatıralarına leke sürdürmedik. Merhum Türkeş Bey'in vatan ve millet sevgisi üzerine ettiği yeminden ödün vermedik." dedi.
"KARARIMIZDAN DA UCUNDA ÖLÜM DAHİ OLSA DÖNMEYİZ, DÖNMEYECEĞİZ"
Bahçeli, "Bu ülke için yeminimiz var dedik, çiğnemedik, çiğnetmedik. Devletimiz beka sorunu yaşarken bir köşeye çekilip seyirci kalmayı reddettik. Sırf bu yüzden hedef alındık, ama bunu da aştık, yine aşacağız. Merhum Türkeş Bey bizlere diyordu ki: 'Allah birdir, tektir, birliği sever.' Devamında şöyle söylemişti: 'Birlik olan yerde bereket, kutsiyet vardır. Tüm teşkilatımızda daima arkadaşlarımız arasında samimi kardeşlik, el birliği, gönül birliği, işbirliği istiyorum. Birliği bozucu, birliğe zarar verici, ikiliğe yol açıcı davranışları hiçbir zaman kabul edemem, tasvip edemem.' Biz de kabul etmiyor, elimizin tersiyle itiyoruz. Ben Ülkücüyüm diyen hiç bir vatan ve millet evladı da onay vermiyor, vermeyecek. Partimizin hisarlarında delik açmak için hayırsızlığın koro ve kafilesinde toplanmış küçük bir azınlığa artık ne sabrımız ne de tahammülümüzün kalmadığını Merhum liderimizin huzurunda açıklıyorum. O yaşasaydı aynı tepkiyi gösterirdi. O aramızda olsaydı tereddütsüz, tartışmasız, tavizsiz ölçüde bu görüşümüzde olurdu. Bizler, milletimizin birlik ve beraberliği için kavli karar ettik. Kararımızdan da ucunda ölüm dahi olsa dönmeyiz, dönmeyeceğiz. Bizler; şanıyla şerefiyle, şehidiyle şühedasıyla edep ve erdemiyle tarihe adını kahraman diye yazdırmış Milliyetçi-Ülkücü Hareketiz. Bu duygu ve düşüncelerle konuşmama son verirken Merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey'i ve aziz şehitlerimizi minnet ve şükran hislerimle anıyor; Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum." diye konuştu.