Bahçeli ilk günde kaldı: Erdoğan aday olamaz
Abone olMilliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 30 Mart yerel seçimlerinde Çorum’un Sungurlu ilçesinde partisinden belediye b...
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli,
30 Mart yerel seçimlerinde Çorum’un Sungurlu ilçesinde partisinden
belediye başkanı seçilen Abdulkadir Şahiner’i ziyaret etti. Baktat
tesislerinde partililer tarafından karşılanan Bahçeli, Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan ve kurmaylarını eleştirdi.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin genel seçimler gibi algılanmamasını
isteyen Bahçeli, “Genel seçimlerde siyasi partilerimiz seçime
katılma niteliği taşıyan partiler olarak milletimizin huzuruna
çıkarak kendi görüş ve ideolojileri doğrultusunda milletimize
sunabileceği hizmet paketini anlatarak destek isteyebilir. Nitekim
de geçmiş dönemlerde bu böyle olmuştur. Ama cumhurbaşkanlığı seçimi
Anayasamıza göre geçmişte parlamentoda gerçekleştiriliyordu. Yani
TBMM’de bulunan siyasi partilerin değerli milletvekilleri kendi
aralarında veya dışarıdan herhangi bir aday belirlemek suretiyle
bir yarışı başlatıyorlar. İster o zaman meclisin sayısı 450 ister
şimdiki gibi 550 olsun, milletvekilleri arasında bir uzlaşma
oluşmak suretiyle seçimler sonuçlandırılıyordu” dedi.
Ancak uygulamaya bakıldığında cumhurbaşkanlığı seçimlerin hep
sancılı ve sorunlu olduğunu dile getiren Bahçeli, “Cumhurbaşkanlığı
seçimleri sırasında demokrasimiz gölgelenmiştir, muhtıralarla
askıya alınmıştır, darbelerle belli bir süre ara verilmiştir.
Türkiye bir istikrarsızlığa siyasi krizlere sürüklenmiştir sonuç
itibariyle şekli ne olursa olsun bir cumhurbaşkanı seçilmiş ama bu
seçilen her zaman meclisteki bulunan milletvekillerinin iradesi
şeklinde oluşmamıştır. Zaman zaman değişik yöntemler ve
müdahalelerle ülkemizde cumhurbaşkanlığı seçimi olmuştur. Yine
hatırlatmak isterim ki, 1980 ara rejimi öncesinde cumhurbaşkanlığı
seçimi beş ay 17 gün sürmüş, sonuç alınamamış bir başka ifadeyle
114 tur yapılmış, cumhurbaşkanı seçilememiştir. O dönemden yaşanan
sosyal şiddet ekonomik kriz ve beraber değerlendirilerek Türkiye’de
demokrasi ortadan kaldırılmış, siyasi partiler feshedilmiş, meclis
kapatılmış ve belli bir dönem bir ara rejimle muhatap olunmuştur.
Onun için cumhurbaşkanlığı seçimleri her ülke için önemlidir ama
Türkiye için çok daha önemlidir. Şimdi ise bir yasa değişikliği ile
meclisteki seçilme milletimize devredilmiş ve seçimler millet
tarafından gerçekleştirilecektir. Şimdiki seçimler bu anlayışla
olacak ilk turu 10 Ağustos ikinci turu 24 Ağustos olmak üzere iki
dönemde yapılacak olan seçimlerle cumhurbaşkanlığı seçimi
sonuçlandırılmış olacaktır” diye konuştu.
Bugün böyle bir fırsatın milletin önünde durduğunu kaydeden
Bahçeli, “Takdir sizindir. Dün milletvekilleri aracılığıyla
mecliste yapılmış olan seçimlerin getirdiği sıkıntıları, sancıları,
muhtıraları ara rejimleri dikkate aldığınızda millet olarak ilk
defa önünüze böyle bir fırsat geçiyorsa güzel bir örnekle
sonuçlandırmak, huzur güven ortamında seçimlerin sonucunu almak ve
Türkiye’yi devletin başında boşluk yaratmayacak bir istikrarlı
ortama doğru götürmekte yarar olacağı kanaatindeyiz. Onun için bu
seçimlere her siyasi parti önem vermektedir ancak millet tarafından
ilk defa seçilmiş olması düşünülürken, başlangıçta yasadaki sığlık,
boşluklar aceleye getirilişler şimdi bazı adaylar tarafından
istismar edilir hale gelmiştir. Bunu hangi partiden olursa olalım
bundan böyle eğer halk seçecekse, bugünden eksiklikleri görüp,
düzeltme yönünde dikkate alarak gelişmeleri hep beraber
düşünmeliyiz” diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiren Bahçeli, “Üç aday seçime
girecektir. Burada adil olan, eşit olan herhangi bir haksızlığa
uğramadan seçimlerin ilkeli ve dürüstü yapılması düşünülmüş olsa
MHP’nin yüksek seçim kuruluna yapmış olduğu itiraz anlamını
bulmalıydı. MHP ne demişti eğer Recep Tayyip Erdoğan aday olmayı
düşünüyorsa, başbakanlıktan 11 Temmuz itibariyle ayrılması ve diğer
adaylarla eşti haklara sahip bir yarışın içerisine olması gerekir.
Geçmişte bu düşünülmemişse şimdi düşünmek lazım demiştir. Tabi
AKP’nin bazı sözcüleri yasada böyle bir mecburiyet yok onun için
başbakan olarak girmesinde bir sakınca bulunmaz diyerek gerçeği
bilmelerine rağmen eşitsizliğin farkında olmalarına rağmen
adaletsiz bir uygulamayı ortaya koymalarına rağmen bunda ısrarcı
olmuşlardır. Şimdi düşününüz, adayın bir tanesi başbakan arkasından
devletin bütün imkanlarını da seferber ediyor. Ana uçağı baba uçağı
ile Türkiye’yi dolaşıyor, helikopterlerle bir yerlere kadar
devamını sağlıyor resmi arabalarla alanlara kadar geliyor,
İstanbul’da bir miting yapmış İstanbul’da ne kadar emniyet mensubu
varsa miting alanında. 5 bin tane de Ak Parti’nin özel güvenliği
kurulmuş. Belediyenin, devletin tüm imkanları ile bir miting olmuş
şu kadar insan mitingde vardır diyerek övünülüyor ve
televizyonlarda, basınlarda aynı fotoğraflarla mitingi veriyor”
şeklinde konuştu.
Konuşmasında TRT’yi de eleştiren Bahçeli, “Şimdi biz ilçe ilçe
dolaşıyoruz. Burada televizyon kameralarından birkaç tanesi var.
Akşam yayınlayacakları da şüpheli hele bir tanesi var, hele bir
tanesi var TRT. Hepimizin vergisi ile kurulan bir TRT var. Şimdi bu
TRT’nin bu seçimler dönemindeki yayınlarının bir mukayesesi
yapılmış Recep Tayyip Erdoğan’a 500 saatin üzerinde, öbürlerine üç
saat yedi saat arasında bir şeyle güya adil bir propagandaya fırsat
veriyor. Ey, TRT’nin yöneticileri, genel müdürleri, haber müdürleri
söylüyorum Allah nasip eder, bir sorumluluk üstlendiğimde bu
adaletsizliğin hesabını sormazsam namerdim. Şu meydanı, şu
mütevazilikle doldurmuş olan insanlarımızın yani kamu kuruluşu
niteliğindeki bir televizyonun yöneticilerisiniz. Bu televizyona
bir patron arıyorsanız bu Recep Tayyip Erdoğan değil, RTÜK’ten
sorumlu başbakan yardımcısı değil, bunun patronu millettir.
Başkaları gibi özel televizyonların patronu gibi hareket
edemezsiniz. Bu adaletsizliği yapamazsınız. Her gün mitinglerde
Recep Tayyip Erdoğan, iftarlardan sonra, nerede bir iftar masası
bulsa oraya gidiyor, bir buçuk saat de orada konuşuyor. İkisini
beraber TRT veriyor. Biz ne yapıyoruz, teşekkür, tebrik,
takdirlerimizi sunmak için nerede bir belediye başkanlığı kazanmış,
yol üstünde kimimiz varsa onları ziyaret ederek derdimizi anlatmaya
çalışıyoruz. Bize bu zulmu niye yapıyorsunuz. O sebepten dolayı
adaletsiz başlayan bir seçim vardır. Devletin imkanları ve
vatandaşlarım imkanları bu manada farklılık göstermektedir. MHP bu
imkanlar içerisinde çalışmalarını sürdürmektedir. O bakımdan bu
adaletsizliğin giderilmesi, Recep Tayyip Erdoğan devletin tüm
imkanları istismar etmesine rağmen seçim kaybı ile ancak adaletli
bir hale gelebilir” ifadelerini kullandı.
"BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN CUMHURBAŞKANI ADAYI OLAMAZ"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adayı olamayacağını
savunan Bahçeli, konuşmasında şunları kaydetti:
“Milliyetçi Hareket Partisi, incelerseniz, geçmişten bugüne kadarki
söylemlerimizi dikkate alırsanız, 2000 yılından itibaren
cumhurbaşkanlığı seçimi mecliste gerçekleştirilirken
cumhurbaşkanının nasıl olması, cumhurbaşkanlığının görevlerinin ve
sorumluluğunun ne olduğu buna uygun bir şahsiyetin bulunmasının
gerekliliğini dillenmiştir. Bugün de aynı şeyi söylüyoruz. Bir tane
cümlemizde değişiklik yok, bir tane cümlemizin içerisindeki
kelimede kırıklık yok aldatma yok dün neye inanmışsak şimdi de aynı
şeyi söylüyoruz. İşte Anayasa’nın bu çerçevesinde Anayasa’nın 104.
maddesindeki cumhurbaşkanlığının görev ve sorumluluğu altında nasıl
bir cumhurbaşkanı olması gerektiğini ifade ederken, iki gardaş
arasında sen mi olacağın ben mi olacağın diye işi pişirirlerken,
Recep Tayyip Erdoğan’ın aday olacağı belli de ortaklığı
oluşturuyorlar. Abdullah kardeşim geçen dönem olmuştu kardeşliğimi
yapacağım ben aday olacağım diyor aralarında ve netice itibariyle
de belli bir süre sonra aday da oldu. Şimdi aday Recep Erdoğan var,
bize göre Başbakan Recep Erdoğan yok, aday Recep Erdoğan var.
Adaleti en azından böyle sağlayalım diyoruz. Recep Tayyip
Erdoğan’dan cumhurbaşkanı olmaz olamaz. Bu sözümden Adalet ve
Kalkınma Partisi’ne oy vermiş kardeşlerim de alınmasın gerçeği
söylüyorum bu kafayla başbakanlığın nereye geldiğiniz biliyorsunuz,
bu kafayla cumhurbaşkanlığının da hangi felakete ülkeye
götüreceğini bileceksiniz. Yok diyorsunuz ki biz bu durumlardan
memnunuz, AK Parti’ye gönül verdik, sevdamız Erdoğan’dır. Onu
cumhurbaşkanı yapmak istiyoruz diyorsanız, tercih sizindir. Ama
Türkiye’nin geldiği yerde toplumsal hareketliliğin başlaması
halinde, yaşanan sıkıntılarda o zaman vebali de taşımak
mecburiyetindesiniz Bunu böyle bileceksiniz. Recep Tayyip
Erdoğan’dan cumhurbaşkanı olmaz, olamaz. Kamplaşmaya,
kutuplaşmayla, cepheleşmeyle gerilim stratejisi ile kardeş
kavgasına ülkeyi sürükleyecek yanlış sözlerle, hakaretlerle yalanla
dolanla bir şahıs cumhurbaşkanı olmamalıdır. Türkiye’de etnik
temelli ayrımlar, otuz altı etnik temelle başladık, başladı,
Türkiye’yi nereye getirdi şimdi mezhep temelli ayrımcılığa devam
ediyor. Geçenlerde çıkmış sanki kendisine özel olarak soran var.
Diyor ki bir partinin gelen başkanı kast ettiği CHP, Genel Başkanı
Alevidir diyor. Bir partinin genel başkanı diyor bölücü bir partiyi
kast ederek genel başkanı Zaza’dır diyor ben de Sünniyim diyor.
Sormana ne gerek var, söylemene ne gerek var Ortadoğu Sunni-Şii
ayrımcılığı ile kan gölüne düşmüşken, sen Türkiye’de cumhurbaşkanı
olamadığın takdirde Sünni-Alevi kargaşası mı yaratacağını
söylüyorsun. Recep Tayyip Erdoğan Sungurlu’da, bu albayrakların
altında söylüyorum eğer Türkiye’yi, böyle bir felakete götürmeye
niyetliysen, IŞİD’le uzaktan yakından bir selamın, sepetin varsa
Türkiye’de bir felaketi ortaya koyduğunu zaman senden bu ülkede
eser kalmaz, öyle bir millet tokat atar ki, havada takla atarsın
nereye düşeceğin meçhul olur. Şimdi de kalkmışlar aynı yolla devam
ediyorlar.”
17-25 ARALIK OPERASYONLARINA İLİŞKİN AÇIKLAMA
17 ve 25 Aralık operasyonlarına da ilişkin açıklama yapan Bahçeli,
"Türkiye’yi, bölmeye çalışıyorlar. Hepsinden daha önemlisi,
hepsinden çok daha önemli gördüğümüz 17-24 Aralık meselesidir.
17-24 Aralaık’ın adı rüşvet ve yolsuzluktur. Şimdi bu rüşvet
yolsuzluk deşifre oldu. Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy verenlerin
değil yöneticilerinin yakasına yapıştı. Bunun hesabını vermeden
yargı önüne çıkmadan, bu ayakkabı kutuları neyin nesidir bu
havuzlarda dolarla avronun ne işi var. Bu ihaleler kime nasıl
veriliyor. Evlerle olan görüşmeler sırasında paraların sıfırlamanın
ne anlama geldiğini bize bir anlatman lazım yargıya çıkıp bunları
söylemen lazım Sayın Recep Tayyip Erdoğan. 17-25 Aralık’tan
aklanmadan, paklanmadan, temizlenmeden senden cumhurbaşkanı
olmamalıdır. Olamaz. Şimdi de kalkmış, ayak ayak üstüne atıyor,
kendini zaten cumhurbaşkanı gibi kabul ediyor karşısına bizim bu
televizyonlardan bir tanesinde de soru cevaplarla ön hazırlıkları
yapılmış, tecrübeli, oturuşlarda bulunan insanlar soruyorlar,
cumhurbaşkanlığınızın kesin olduğuna dair kamu araştırmaların
sonuçları açıklanıyor cumhurbaşkanı olursanız ne yapacaksınız.
Diyor ki cumhurbaşkanı olduğum zaman anayasa çerçevesinde
kalmayacağım, hükümeti her zaman toplayabilirim. En geç ayda bir ya
Çankaya’da ya da başbakanlıkta toplarım şöyle ederim böyle ederim
atıyor tutuyor. İhaleleri yapabilirim, hava meydanlarını düşünür,
barajları şöyle yaparım diyor. Yani başbakanlık döneminde 17-25
Aralık’ta ne yapmışsa, bu defa diyor ki cumhurbaşkanı olarak da
yapacağımı bilin diyor. Yolsuzluk ve rüşvetten kendisine yalakalık
yapanlara diyor ki yine bal ve kaymak yiyeceksiniz beni takip edin
ediyor. Bunun, böyle olmayacağını biliyorsun cumhurbaşkanlığı
köşküne kimse yalın ayak gitmez ayağında bir ayakkabısı olur. Ama
ayakkabı kutusu ile girdiğin anda herkes bakacak bu neyin kutusudur
diye. Cumhurbaşkanlığının bahçesinin tanziminde süs havuzları var
oralara bakıp kendisinin haramzadelerle oluşturduğu havuz gibi
görürse, oradaki aziz su artık dolar, kendine gelmeye başlarsa bir
başka felakette öyle olur" dedi.
RABİA İŞARETİNE ELEŞTİRİ
Başbakan Erdoğan’ın zaman zaman yaptığı Rabia işaretini de
eleştiren Bahçeli, “Şimdi kalkmış mecliste de dört tane bakanın
deşifre edilmesi mecliste de soruşturma komisyonun kurulmasıyla,
eli şöyle dolaşıyor neymiş bu Rabiaymış. Sen 12 yıldan bu yana 3
Kasım’dan bu yana bu ülkeyi yönetmiyor musun 2012 ve sonrası
dönemlerde bu işaret neyin nesi bundan evvel Mısır’da Rabia yok
muydu ki sen bunu tespit edip bize anlatıyorsun bu Rabia işareti
midir, başka işaret midir. Benim son döneminde şunlar şunlar şunlar
şunlar deşifre oldular. Bunlar kim dört tane bakan ve çocukları.
Şunu gizli tutayım diyor eli böyle yani kalkıp da bunu beş parmak
olarak beş gardaşı göstermeyin de birini niye saklıyorsun. Dört
tanesinin yolsuzluk ve rüşveti belli beşincisi, sensin oğlun
Bilal’dir. Parmağını şöyle kaldırdığın gün 25 Aralık’taki yolsuzluk
halkası ailecek boynuna geçer senin" ifadelerini kullandı.
EMNİYET MENSUPLARINA YÖNELİK OPERASYONLAR
Emniyet mensuplarına yönelik operasyonlara da değinen MHP lideri
Bahçeli, “Özellikle de AKP’ye oy vermiş kardeşlerime sesleniyorum.
Bir moda haline geldi. Sabahın altı buçuğunda yedi buçuğunda bazı
toparlanmalar oluyor evlere aniden geliniyor. Ramazan denmiyor,
bayram denmiyor. Askerlerden alında şimdi de emniyet müdürlerinden
alındı. Yandaş gazeteler yazıyor bunlar şuydu. Yani 17-25 aralık
yolsuzluğunun savcısını hakim emniyet mensuplarını sürekli olarak
bu yolsuzluğu tespitte gayret göstermiş olan insanları hepsini
toplatıyor ve yandaş gazeteler de yazıyor birinci dalga arkasından
ikinci dalga birisinde 34 tane birisinde 31 tane. Bu arada
kendisinin bakanlarından ağlayan var. Hele sürekli bu devam eder
diyor. Demokratik açılım zırvasıyla ülkeyi ihanete sürükleyen de
diğer alanlara da yayılabilir diyor. E şimdi bu yayıla yayıla
nereye kadar varacak bu dalgaların alayı inançlı temiz yoksul
kimsesiz ama memlekete sevdalısı olanların kıyısına bu dalga
vuracak. Dün yoksulda bugün zengin olan AKP’lilere bu hiç dalga
vurmayacak mı. Yine söylüyorum, şu Türk bayrağının altında
söylüyorum Allah nasip ederse dalga değil, tsunami vuracak. Tsunami
ne biliyorsunuz dalgaların devi demektir. Çünkü oraya bir dalga
yetmez o kadar millete hakaret eden ihalelerin babaları var.
Onların da alayını almak lazım o dalganın içerisine onlar özel
uçakları ile yurt dışına kaçacaklarını zannediyorsa bu aziz
milletin Tsunamisi öyle bir alacakaranlıkta gelir ki alayınızı
dalganın içine alır boğar atar. Allah’ın izniyle o sebepten dolayı
Recep Tayyip Erdoğan’dan adalet bakanı, o da belki aralarına
girecek demek ki o da dalganın içinde olacak. Bak Allah söyletti.
Ama kısaca söylüyorum Recep Tayyip Erdoğan senden cumhurbaşkanı
olmaz başını ağrıtma, yolsuzlukla ve rüşvetten kaçman mümkün değil
bari sana oy vermiş masum insanları kandırarak, hala yanına alarak
hırsızlığına soygununa kimseyi alet etme ve bu işten vazgeç.
Vazgeçmezsen sizin bileceğiniz iş takdir Cenab-ı Allah’ındır ama
biz diyorsak ki senden aday olmaz, senden cumhurbaşkanı olmaz e bu
kadar güzide insana peki oluru kimdir diye sorduklarında bir
cevabımız olması lazım bak halk söylüyor hani tanınmıyordu.
Ekmeleddin İhsanoğlu bey, birçok siyasi partinin etrafında
bütünleştiği, anayasa çerçevesinde cumhurbaşkanlığı görevi yapacak
yemine sadık kalacak bir aziz millet evladıdır. MHP’ye gönül vermiş
arkadaşlarımız da bu adaya destek vermek suretiyle cumhurbaşkanı
olmasını istiyoruz, gösterdiğimiz gayret budur ve büyük çoğunluk da
Ekmeleddin bey etrafında bütünleşiyor. Öyleyse pazar günü sandığa
gidecek misiniz oraya vardığınızda üç tane resmi görecek misiniz
bunların içerisinde en tanıdığınızı her yönüyle biliyorsunuz öbürü
hakkında da kanaatiniz var tanımadığım dediğiniz birisi var o da
Ekmeleddin beydir. Sevgi için ekmek, dirlik için ekmek, her konu
için ekmektir ve cumhurbaşkanlığı için de Ekmeleddin beydir" diye
konuştu.
(İHA)