Bahçeli hükümete yüklendi
Abone olMilliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, ağırlıklı olarak hükümete yüklendi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli,
Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu'na sahip çıkarak, "Türk
Tarih Kurumu Başkanı Sayın Halaçoğlu Türkiye'dedir. İsviçre gelsin
alsın" dedi. Bahçeli bugün MHP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın
toplantısında, ağırlıklı olarak hükümete yüklendi. Türkiye'nin
bugün ağır bir kriz dönemine sürüklenmek istendiğinin ifade eden
Bahçeli, bu kriz ortamının baş sorumlusunun AK Parti Hükümeti ve
son 2.5 yıldır izlediği politikalar olduğunu söyledi. Türkiye bir
iktidar boşluğunun sancılarını yaşadığını belirten Bahçeli,
"Sayısal iktidar olan AK Parti, muktedir olamamıştır. Devlet
yönetiminin ağlama duvarına çevrilmesi, bunun hazin bir itirafıdır"
dedi. AK Parti Hükümeti'nin, suni gündem peşinde koştuğunu belirten
Bahçeli, "Çıkış yolunu bunda gören AK Parti, bu amaçla Türkiye'de
her kesimle kavgaya tutuşmuştur. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve
anayasal yetkileri bile bu kısır çekişmenin konusu haline
getirilmiştir. Yasama yetkisini kullanmak imkanına sahip olanlar,
aslında bunu kullanma iradesinden yoksun olmalarına kılıf ve bahane
arayışı içine girmişlerdir" diye konuştu. "Meclis şamar oğlanı
değildir, diyerek ucuz kahramanlık peşinde koşanlar, Türkiye'nin
itibarını ayaklar altına aldıklarını ve Türkiye'yi ne hale
getirdiklerini unutmuşlardır" diyen Bahçeli, bu hükümet döneminde,
Türkiye'ye yönelik suikastlar için müsait bir ortam hazırlandığını
ve suikastın hedefinin de Türkiye'nin milli birliği ve kardeşliği
olduğunu dile getirdi. Türkiye'yi etnik tuzakların içine çekmek
isteyen hain saldırıların içerdeki ve dışarıdaki maşalarının artık
ortaya çıktığını belirten Bahçeli, "Bu sinsi tahriklerinin amacı,
Türkiye'yi bir gerginlik, kavga ve iç çatışma ortamına çekerek kan
kaybettirmek ve geleceğini karartmaktır" dedi. Türkiye'nin, son
yıllarda giderek cüret ve zemin kazanan iç ve dış tahrikler sonucu
bir kriz sarmalına sokulduğunu savunan Bahçeli, "Avrupa Birliği'nin
Türkiye'yi dışlayan onur kırıcı davranışları ve Türkiye'de zorla
milli azınlık yaratılmasını amaçlayan dayatmaları, AK Parti'nin bu
konudaki aczi ve teslimiyetçi anlayışı ve bunlardan cesaret alan
bölücü heveslerin tahrikleri, bu noktaya gelinmesinin başlıca
amilleri olmuştur" dedi. Ermeni sorununun bu dönemde ve bu
yoğunlukla ortaya çıkartılmasının da bir tesadüf olmadığını
belirten Bahçeli, "Bu konu, AB'nin Türkiye'ye karşı uyguladığı
kuşatmanın sonucu gündeme getirilmiştir. Başbakan Erdoğan'ın bu
konuda Ermenistan Cumhurbaşkanı ile başlattığı diyalogu endişe ile
karşıladığımızı belirtmek isterim. Buradaki korkumuz, AB karşısında
sergilenen teslimiyet siyasetinin AK Parti tarafından bu hayati
konuda da sürdürülebilecek olmasından kaynaklanmaktadır" diye
konuştu. "TÜRKİYELİLİK SAKAT BİR KAVRAM" Etnik bölücülüğün siyasi
arenaya taşınması ve bölücü terörün kanlı yüzünün yeni bir maskeyle
Türkiye'nin karşısına çıkarılması için adeta bir seferberlik
başlatıldığını savunan Bahçeli, "Bu kuşatma karşısında ise AK Parti
Hükümeti tam bir teslimiyetçilik sergilemiştir. Bu ihanet
heveslerini cesaretlendirecek bütün adımları zaman içinde bir bir
atmıştır. Bu çerçevede, 'Türkiyelilik' gibi sakat bir kavramı
tartışmaya açanın da maalesef Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı
olduğu henüz unutulmamıştır" açıklamasında bulundu. Demokratikleşme
ve Batılı değerlere uyum sağlama adı altında Türkiye'nin karşısına
bir dayatma listesi getirildiğini ifade eden Bahçeli, "Buna göre,
ilk adım olarak Türkiye Cumhuriyeti devleti terörle silahlı
mücadeleyi bırakacak ve PKK teröristleri için siyasi af
çıkaracaktır. Bu suretle İmralı'daki caninin siyaset yapmasının önü
açılacaktır. Bundan sonra, asırlardır bir arada yaşadığımız 'Kürt'
vatandaşlarımız milli azınlık olarak tanınacak ve eşit kurucu ortak
statüleri Anayasa'da teminat altına alınacaktır. Türk Anayasa'sı
yeniden yazılacak, milli devlet yapısı dahil kuruluş esasları
yeniden düzenlenecektir" diye konuştu. Bunun Türkiye'ye şantaj
yoluyla kabul ettirilmeye çalışıldığını kaydeden Bahçeli, "Bu
şablona göre, Güneydoğu sorununa bu zeminde siyasi çözüm bulunacak,
barış süreci denilen bu süreçte, kanlı PKK teröristleri ve içerdeki
maşaları siyasi muhatap olarak kabul edilecektir. Türkiye'nin
batılı kimliğini ispat etmesi için önüne konulan denklem bu
olmuştur" dedi. Eski DEP Milletvekilleri'nin AB'nin baskısına boyun
eğen AK Parti'nin Türk adaletine müdahale ederek salıverildiğini
belirten Bahçeli, "AB'nin baskısına boyun eğen AK Parti'nin Türk
adaletine müdahale ederek salıverdiği terör maşası, eski DEP
Milletvekilleri son dönemde yaşanan tahrik ve nifak seferberliğinin
öncüleri olmuşlardır. Bunun mimarı ve yönlendiricisi olarak da
İmralı'daki kanlı tRen hain saldırıların ierör elebaşısı sahneye
çıkmıştır" dedi. BAŞBAKANIN MERSİN'DEKİ OLAYLARA TEPKİSİ Mersin'de
yaşanan ve daha sonra Trabzon ve bazı yörelerde devam eden olaylara
da değinen Bahçeli, "AK Parti Hükümeti ve Başbakan Erdoğan'ın bu
olaylara tepkisi 'hem nalına, hem mıhına' sudan bir tepki olmuştur.
Kimi hedef aldığı, adresin kim olduğu tam anlaşılamamıştır.
'Bayrağa sevgi ve saygı bahsinde doğrularla sanallığı birbirinden
ayırmak gerekir' diyen Başbakan, bundan neyi ve kimi kastettiğini
açıkça ortaya koymak cesaretini gösterememiştir. Başbakanın hiç
olmazsa bayrak konusunda samimi ve dürüst davranacağını bekleyenler
yine yanıldıklarını görmüşlerdir" şeklinde konuştu. Başbakan
Erdoğan ve aydın çevrelerin, kimi hedef aldığını bilinçli olarak
bulanık bıraktıkları açıklamalarında 'Türkiye'yi sevmenin hiç
kimsenin tekelinde olmadığını' söylediklerini belirten Bahçeli, "Bu
tespit doğrudur. Ancak, bu sevgiden herkesin nasibini aynı ölçüde
almadığı da bir gerçektir. Türkiye sevgisi ve milli değerlere
saygı, her siyasi görüş ve parti mensubu için bir yük değil,
vazgeçilmez bir zarurettir" dedi. AB'nin dayatmalarının önümüzdeki
günlerde daha da artacağını kaydeden Bahçeli, "Bölücü tahriklerin
daha da cüret kazanmasıyla iç gerginlik çok tehlikeli boyutlara
taşınabilecektir. Türkiye içerde hırpalanacak, giderek daha fazla
kan kaybedecektir. AB ile ilişkilerimize bugün hakim olan
hastalıklı yapı, zamanla tedavisi mümkün olmayan bir kangrene
dönüşecektir" değerlendirmesinde bulundu. ÖCALAN'IN YENİDEN
YARGILANMASI Terörist başı Abdullah Öcalan'ın yeniden yargılanması
konusuna da dikkat çeken Bahçeli, şunları kaydetti: "Türkiye'yi,
önündeki bu puslu yolda bekleyen ilk kriz, İmralı'da özel misafir
olarak tutulan kanlı katilin yeniden yargılanması dayatmaları
olacaktır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), verdiği ilk
kararda bu caninin adil yargılanmadığına hükmetmiştir. Hukuki
olmaktan çok uzak olan bu karar, siyasi etkilerle alınmıştır. Amaç,
bu konunun bir baskı unsuru olarak sürekli gündemde tutulmasıdır.
Böylece, bu caninin ilerde siyasi af yoluyla serbest bırakılması ve
siyaset yapabilmesinin önünün açılmasıdır. AİHM'nin itiraz üzerine
vereceği nihai karar yakında açıklanacaktır. Anlaşıldığı kadarıyla
mahkeme ilk verilen kararı aynen onaylayacaktır. Bundan sonra
yeniden yargılanma Türkiye'nin gündemine bir saatli bomba gibi
düşecektir. AK Parti'nin şimdi Öcalan'ın yeniden yargılanması için
hazırlık yaptığı ve bunun zeminini hazırlamak için bahane arayışı
içinde olduğu görülmektedir." Terörist başı Abdullah Öcalan'ın
yeniden yargılanmasının, Türkiye'yi haklı olarak ayağa
kaldıracağını ve terörün içerdeki maşalarının çok tehlikeli
sonuçları olacak etnik tahriklere yöneleceğini ifade eden Bahçeli,
"Bu bakımdan bu saatli bombanın fünyesi, patlamadan önce şimdi
çekilmelidir. AK Parti Hükümeti, bu katilin hiçbir şart altında
yeniden yargılanarak şov yapmasına ve yeni bir tahrik kampanyası
başlatılmasına izin verilmeyeceğini açıklamalıdır. Aksi takdirde,
Türkiye çok gergin bir ortama sürüklenecek ve bunun doğuracağı çok
ağır sonuçların vebali AK Parti'nin Ren hain saldırıların iüzerinde
olacaktır" diye konuştu. AK Parti Hükümeti'nin AB'ye yaranmak için
teröre prim anlamına gelecek adımlar atmamasının, toplumsal huzurun
korunması bakımından hayati önem taşıdığını da kaydeden Bahçeli,
"Son dönemde, Başbakan Erdoğan'ın AB'nin Türkiye'yi bölmek için
çalıştığına ilişkin açıklamalarının bu yönde bir başlangıç olmasını
ümit ettiğimizi belirtmek isterim. Bunlar, en azından Başbakan
Erdoğan'ın AB ezberinin bozulduğunun ilk işaretleridir" dedi.
Konuşmasının sonunda, son dönemde MHP camiasına yönelik
saldırılarda artış olduğunu belirten Bahçeli, milliyetçi ve ülkücü
gençliğe seslendi. Bahçeli şunları söyledi: "Hain tahriklere karşı
azami teyakkuz halinde olmanız hayati önem taşımaktadır. Türkiye
üzerinde etnik tuzaklar kuran hainler, Türk Milliyetçilerini
kanunsuz eylemlerin içine çekemeyecek, bir kardeş kavgasının tarafı
haline getiremeyecektir. Hiçbir güç, Türk Milliyetçilerini sokağa
çekerek kırdıramayacaktır. Bu vatanın çocuklarının eline silah alıp
sokağa dökülmesine asla izin verilmeyecektir. Vakur ve dik
duruşunuzu istismar etmek isteyen ve bunun için sinsi tertipler
içine giren gafil ve hainler her zaman olmuştur. Bunlar bugün de
vardır. Ancak sizler, her zamankinden daha fazla dikkatli olmak
durumundasınız. Türkiye'miz çok ağır bir kriz döneminden
geçmektedir. Türk Milliyetçilerini tahrik ederek bir çatışma
ortamına sürüklemek isteyecek hain kışkırtmalara karşı sağduyunuzu
hiçbir şart altında kaybetmeyeceksiniz." "HALAÇOĞLU TÜRKİYE'DEDİR,
İSVİÇRE GELSİN ALSIN" Daha sonra basın mensuplarını sorularını
yanıtlayan Bahçeli, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf
Halaçoğlu'nun sözde Ermeni soykırımı iddialarını yalanlamasından
ötürü İsviçre'nin savcılık soruşturması açması kararıyla ilgili bir
soru üzerine, "Bu Avrupa ülkelerinin iki yüzlülüğünü ortaya koyan
bir davranış biçimidir. Türk Tarih Başkanı Sayın Halaçoğlu
Türkiye'dedir. İsviçre gelsin alsın" cevabını verdi. MHP'nin bir
erken seçim beklentisi olup olmadığının sorulması üzerine de
Bahçeli, "Türkiye'nin bir erken seçim beklentisi içine girdiğini
düşünüyorum. En uygun tarihi de AK Parti kendisinin kurtuluş günü
olarak belirleyecektir" dedi. TBMM Başkanı Bülent Arınç ve Anayasa
Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin arasındaki "Anayasa Mahkemesi'nin
kapatılması"yla ilgili konuşmaların sorulması üzerine de Bahçeli,
"Çatışmalarla bir yara varmak mümkün değil. Türkiye'de çatışmayı,
dışarıda arabuluculuğu tercih etmek doğru bir siyasi yaklaşım
değil" dedi. Bir gazetecinin Öcalan'ın yeniden yargılanması
konusundaki sözlerinin kamuoyunda ses getireceği sözleri ve
Öcalan'ın, MHP'nin de hükümet ortağı olduğu dönemde İmralı'ya
götürüldüğünü hatırlatması üzerine Bahçeli, "7 saat 23 dakikada
neyi anlattıysak, tekrar 7 saat 23 dakikada milletimize aynı şeyi
anlatırız" açıklamasında bulundu.