Bahçeli, Gülen Cemaati'ne isyan etti!
Abone olSon zamanlarda sıkça tartışan Gülen Cemaati, MHP Lideri Bahçeli'nin de gündeminde. Bakın Bahçeli, cemaat için neler dedi?
Son zamanlarda sıkça tartışan Gülen Cemaati MHP Lideri
Devlet Bahçeli'nin de gündeminde. Özellikle referandum sürecinde
"Fethullah Gülen grubunun, basın yayın ve medya aracılığıyla MHP
üzerinde büyük baskı yaratma gayreti oldu" diyen Bahçeli cemaatle
ilgili Vatan'a konuştu. MHP Lideri Gülen Cemaati için "Her konuda
MHP’yi eleştiriyorlar" dedi.
Referandum sürecinde MHP'ye yönelik bir baskı yaratılmaya
çalışıldığına dikkat çeken Devlet Bahçeli Gülen Cemaatinin
ülkücü harekete mensup insanlarda kanaat değişikliği
yaratmaya gayret gösterdiklerini söyledi.
Bahçeli'nin Gülen cemaati ve türban konusundaki ifadeleri
şöyle...
GÜLEN NEDEN OY KULLANMADI?
Manisa gezimde bir gazeteci arkadaşımız,
“Gülen, ölüleri bile getirin” diyor dedi ve ne
düşündüğümü sordu. O zaman, bu talepte bulunan kişinin öncelikle
gelip kendisinin Türkiye’de oy kullanması gerektiğini söyledim. Bu
kadar işaret verdiğine göre ortada durum var. Sonra çok farklı bir
şey daha yapılıyor. Geçmişi ülkücülüğe dayanan, eski- yeni
tartışmasının da ötesinde ‘Bağımsız aydınlar’ diye bir şey ortayla
çıkarıyorlar. Enteresan buluyorum.
Gülen'den üslup çağrısı |
Hanefi Avcı olayından sonra ilk kez konuşan Fethullah Gülen'den tansiyonu düşüren açıklamalar. Hem iktidara hem de muhalefete çağrısı vardı: "İktidara da, muhalefete de daha yumuşak alaşımlı bir üslup gerekiyor." Devamını okumak için tıklayın |
BAŞBAKAN'IN TEŞEKKÜRÜ DİKKAT ÇEKİCİ
Başbakan’ın teşekkür sıralamasında onlara yer vermesi
dikkat çekici. Bir projenin ortaklaşa kurgusunda zannediyorum bir
birliktelik var. Bu çok önemli ve açıkça da ifade etmek lazım.
Çünkü Abant toplantıları, Erbil toplantıları, Kürt sorununa bakış
açısıyla, Demokratik Toplum Kongresi’nden çıkan kararlarla
bugün AKP’nin yapmaya çalıştıklarıyla paralellikler gördüğünüz
vakit burada dikkatli olmayı gerektiyor. Yoksa bizim herhangi bir
cemaatle, bir problemimiz yok. Olmasına gerek de yok.
Arkadaşlarıma her zaman söylüyorum; bu masa (makam masası) bütün
sosyal kurumlara eşit mesafededir. Cemaat ve tarikatlar olarak
baktığınızda da bu masa herhangi bir tarikat veya cemaatle
örtüşemez.
HER KONUDA MHP'Yİ ELEŞTİRİYORLAR
Bugün için bakıyoruz ki burayı tahrip eden kurumlar ortaya
çıkıyor.
Bir tanesinin Fethullah Gülen grubu olduğu anlaşıldı. Her
konuda MHP’yi eleştiriyorlar. MHP’nin kötü yönetildiğinden
bahsediyorlar. Bu sizin için daha iyi. Burası kötü yönetiliyorsa
niye üzülüyorsunuz? Bir projeyi uygulamada en fazla direnç
unsuru olarak gördüğünüz bir siyasal kurum kötü yönelitiliyorsa
buna sevinmeniz lazım, niye üzülüyorsunuz?
BAHÇELİ TÜRBAN İÇİN NE DEDİ?
MHP Lideri Bahçeli'nin türban sorunuyla ilgili söyledikleri
ise şöyleydi:
"En başından beri bu olay toplumsal sancı haline dönüştü,
Türkiye’nin bundan sıyrılması lazım, dedik. Bunun istismarının da
önlenmesi lazım.
Net alanlar çerçevesinde türban meselesinin çözümü için bir görüş
ortaya koyduk. O görüşümüz hâlâ devam ediyor. O tarihlerde Başbakan
İspanya ziyaretinde çözüm arayışı içinde olduğunu ifade edince
‘Yardımcı olabiliriz’ dedik. Nitekim Anayasa’nın 10 ve 42’nin
değiştirilmesiyle ilgili katkımız oldu. 411 milletvekilinin
onayıyla kabul edildi.
"MHP SİZE TUZAK KURDU" DEDİLER
Kendileriyle yapılan görüşmeler sırasında ve uzlaşma metninde
YÖK’ün 17. maddesi de vardı. Anayasa değişikliğini yapmak
yetmiyordu. Bunu da iktidar yapacak, çünkü milletvekili çoğunluğu
onlarda. Ancak yapılmadı. Hatta ve hatta bir takım çevrelerin artık
ne şekilde baskısı altında kalmışlarsa, ‘MHP size tuzak
kurdu’ dediler ve ona da inandılar. Bu arada CHP AYM’ye başvurdu.
Şimdi iki parti başörtüsünü çözeriz görüşünde. Beraberce
çözeceklerse anlaşırlar, hangi noktada buluşuyorlarsa MHP onlara
katkı sağlar. Ama görünmeyen bir kuyudan MHP de su içmek
istemiyor.
GÜLEN'DEN ÜSLUP UYARISI
[PAGE]Hanefi Avcı olayından sonra ilk kez konuşan Fethullah Gülen,
referandum sonrası taniyonun yükselmemesi adına hem iktidara hem de
muhalefete diyalog çağrısında bulundu. ABD'ye giden Hüseyin
Gülerce, Gülen'in mesajlarını bugünkü köşesinde aktardı:
İNÖNÜ'YÜ ALKIŞLARDIM
"Sevincim, milletimizin geleceği adına bir sevinçtir. Benim yıllardan beri hep hayalim oldu. Devletler muvazenesinde Türkiye'nin de bir yeri olsun, gözünün içine bakılan bir ülke olalım, biz de dümene oturalım, söz kesen olalım istedim. Dünyanın her yerinde olmayınca, Türkiye istediği yerde, hak ettiği yerde olamaz. Ben bunu cami kürsülerinde söyledim. İnsan, özgür olduğu sürece insandır. İnsan, hür olduğu sürece vardır. İnsanın üzerinde vesayet olduğu sürece, insan gibi yaşayamaz. Ben, bu mantığımla, 1946 yılında İsmet Paşa zamanında olsaydım, çok partili hayata geçme kararını da alkışlardım. Ben o harekete de destek verirdim. Ben, 12 Eylül'deki referandumda, fikrimi ifade etmeyi vazife saydım. Milletimiz, vesayetlerden kurtulacaktı, kendi gibi düşünmesinin yolları açılacaktı. Bir kısım kapılar aralanacaktı. Buna inanmışsam, vazifemi yapmak zorundaydım..."
YUMUŞAK ÜSLUP
Sohbette, Fethullah Gülen Hocaefendi'ye, önümüzdeki yeni dönemi nasıl değerlendirdiği de soruldu. "Herkesin üslubunu gözden geçirmesi lazım." dedi. "İktidara da, muhalefete de daha yumuşak alaşımlı bir üslup gerekiyor." dedi. Ve ekledi:
"Yazarlar, yayın yöneticileri, televizyonlarda program yaparlar, nazımızın geçtiği arkadaşlar ses tonlarını yükseltmeseler. Sevgi ruhu harekete geçmeli. Denen her şeye bir laf yetiştirme yerine, dövene elsiz, sövene dilsiz olsak... Yunus edasıyla, üzerimize sopa ile gelene kollarımızı açsak. Açsak da, kucaklaşsak... Biz bu güzelliği 90'lı yıllardaki diyalog sürecinde yaşadık. Yine buna ihtiyacımız var. Herkes, mülahazalarını bir daha gözden geçirmelidir."