Bahçeli Erdoğan'ı topa tuttu
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Partisinin MYK toplantısı sonrası çarpıcı açıklamalar yaptı.
İNTERNET HABER -Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Partisinin MYK toplantısı sonrası
çarpıcı açıklamalar yaptı.
İstanbul'un kaybettiği Olimpiyatlardan Suriye Krizine dek pek çok konuda açıklama yapan Bahçeli, hükümete yönelik sert eleştiriler dile getirdi. Başkalarını suçlamadan önce Olimpiyatları kaybettiği için Başbakan Erdoğan ve Hükümetin önce kendi davranışlarına bakmaları gerektiğinin altını çizen Bahçeli, çözüm sürecinin Türkiye'yi bölünmenin eşiğine getirtiğinin söyledi.
İşte Bahçeli'nin açıklamalarından çarpıcı bölümler:
SEÇİM SÜRECİ MHP İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
AKP zihniyeti geri dönülmez bir yola girdi. Siyasi görüş kaygı
verici bir şekilde daraldı. İç ve dış sorun alanları günden günze
ağırlaştı. Partimiz MYK üyeleri İstanbul'da bir araya geldi. 10
eylüly İstanbul toplantımızda Türkiye meseleleri ana gündemimizi
teşkil etti. Her zamanki gibi partimizi yakından ilgiliendiren
siyasi gelişmeler ve seçimlerin hazırlığı çok boyutlu olarak gözden
geçirildi. 30 Mart seçimleri için izlenecek yöntemler tekrarern
görüşüldü. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ülkemizin istikrarı için
önemli. Dikkatli, dirayetli, dengeli bir şekilde çalışıyoruz. Tüm
seçim çevrelerinde iddialayız. Tıpkı milli bir seferberlik anlayışı
ile çalışıp başarıya ulaşacağız. İstanbul bizim açımızdan çok
önemli. Bu büyük kentimizde MHP'nin hakettiği ve sabırla beklediği
atılımı yapacağını biliyor ve teşkilatın buna göre davranmasını
bekliyorum.
DÜNYADAKİ EN BÜYÜK TÜRK KENTİ OLİMPİYATLARA
LAYIK
İstanbul dünyanın en büyük Türk kentidir. Kıtaların,
medeniyetlerin, kültür ve insanlık değerlerinin kavşak
noktasındadır. İstanbul'umuz birliğin tanığı ve sevk merkezidir.
Değişik unsur ve kimlikleri ruhunda eritmiştir. Birlikte yaşamanın
timsali olarak gönlümüzde taht kurmuştur. İstanbul'u tanımadan
günümüzü anlamak mümkün değildir. Başarısız yönetimler çok şeyi
alıp götürmüştür.
BAŞBAKAN KENDİ SORUMLULUĞUNA BAKSIN
Son günlerde Olimpiyat oyunları çerçevesinde İstanbul bir hayli
konuşulumuş ve ilgi görmüştür. Bir çok şehri geride bırakıp Tokyo
ile finale kalmıştır bu da hafife alınmayacak bir sonuçtur. Biz
parti olarak Olimpiyatları istedik ve destek olduk. Ne yazık ki
Tokyo kazandı. Geçmişten bu güne kadar Türkiye 5 kez müraacaatta
bulunmuş, üç kez de resmen aday olmuştur. Ama hiç birinde bizleri
sevindirici bir sonuç alınamamıştır. Oylamanın sonucu ne olursa
olsun gönlümüzde kazanan İstanbul'dur. Japonya'ya ikinci defa
sunulan imkanın hiç olimpiyat düzenlemeyen Türkiye'den neden
esirgendiği analiz edilmelidir. Olimpiyat batılı ülkelere bir ödül
müdür. Madem bu şans verilmeyecektir o halde bunca hazırlığa ne
gerek vardır. Galibi baştan belli bir oylamaya lüzum var mıdır?
Olimpiyat Komitesinin kriterleri nelerdir ki İstanbul başarılı
olmamıştır? Kamuoyuna yansıyan görüş ve bilgilerden seçilmeme
etkilerinin doping, Gezi Parkı ve Suriye krizi olduğu
anlaşılmaktadır. 2020 Olimpiyatlarının istanbul'da yapılamayışını
başbakan ve hükümet iyi anlamalıdır. Tüm dünyanın Türkyie'nin
aleyhinde olduğunu sıklıkla ifade eden Başbakan sorumluluğu biraz
da kendinde aramalıdır. Başbakan'ın ayağının tozuyla yaptığı
açıklamalar ve spordan sorumlu bakanın terbiye dıışı kına edebiyatı
kabul edilemez. AKP olimpiyatlardan elde edeceği başarıyı kendi
hanesine yazmak isterken birden bire panikle ne yapacağını
bilememiştir. Siyasi hırs ve öfke hali vardır sözlerinde.
Türkyie'nin başarıszlığına sevinecek hiç bir vatan evladı yoktur.
Münferit çıkışlara saygı ve nezaket eksikliği ile yorumlamak
yanlıştır. İnanıyorum ki İstanbul bir gün mutlaka Olimpiyatları
kazanacaktır.
ÜLKE ÇÖZÜM SÜRECİ İLE BÖLÜNMENİN EŞİĞİNE
GELDİ
Türkiye bugün 10 yıl 10 aydır görevde bulunan AKP iktidarını neden
olduğu siyasi çatışma, kamplaşma ve gerilimle boğuşmaktadır.
Başbakan Erdoğan'ın yönettiği türkiye dağılma ve parçalanmanın
eşiğindedir. Milli hedeflere yönlendilremiştir ülkemiz. AKP ile
yılları israf etmiş fırsatları kaçırmış durumdayız. AKP'nin
zavallılığı ortadadır. Akıl, mantık, millilik yerine, fitne, yalan
dolan, melanet hakim olmuştur. İçeride yoksulluk, dışarıda
yalnızlık, yenilgi, yılgınlık, yalakalık etkisini göstermiştir.
Artık mızrak çuvala sığmamaktadır. Sökülen dikişler
kapatılamamaktadır. Hiç bir iktidarın dönmeinde yaşanmayan
yanlışlıklar Erdoğan yönetiminde yaşanmıştır.
ÖCALAN'A SEKRETER VERİLEBİLİR
İhanete destek vermiş, bölücülere el vermiş, suç üstü yakalanmıştır. Çözüm ve barış diye gerçek hedefleri gizlenen ihanet süreci PKK'nın toparlanması için bir ortam olmuştur. PKK Başbakan sayesinde ordu kurma imkanı bulmuştur. Cani başının affı ısıtılmaya, kamuoyu oluşturulmaya çalışılmıştır. Türk milleti soğuk savaş odağına yerleştirilmiştir. PKK'nın güç toplaması hükümet tarafından seyredilmiş ve zımmen onaylanmıştır. Egemenliğimiz hırpalanmıştır. Kanlı örgüt herşeyi misliyle yaparken, başbakan süreç rezaletiyle vakit kaybetmektedir. Yol kesmekte, vergi adında haraç toplamakta, şantiye basmakta, insan kaçırmaktadır. PKK varlığımıza karşı kazdığı ölüm siperini genişletmiş ve derinleştirmiştir. Karakol inşaatına karşı çıkanların ulaştığı cürrahlık ortadadır. AKP deyim yerindeyse yol vermiş, askeri imkanları azaltmış, canilere hareket olanağı yaratmıştır. Vatanımız, bayrağımız, milli birliğimiz tehdit altındadır. Kaçakçı görünümlü teröristler sınırlarımıza saldırmaktadır. Hükümet üyesi bir bakanın imralıya ricacı olarak gittiği iddiaları medyaya yansımıştır. İmralı yarı açık cezaevi, cani başı misafir olmuştur. Kimin geleceği katilin iki dudağına teslim edilmiştir. Sanırsınız sözde karargahını deniz kıyısına kurmuş olan terörist başına sekreter verilmesi an vesilesidir. Türkiye'nin göz göre göre bölünmesine meydan verecek ilişki ve eylem ortaklığı alenileşmiştir.
ÖRGÜT VERİLEN MOLAYI İYİ DEĞERLENDİRDİ
Şu an bir avuç eşkiya milletimize kafa tutmakta, AKP de alttan almaktadır. PKK talepleri karşılanmazsa kan döküleceğini ahlaksızca açıklamaktadır. Örgüt verilen molayı rehavete kapılmadan iyi değerlendirmiştir. 8 mayıs'ta büyük bir gürültü ve propaganda ile başlayan sözde ricat sona ermiştir. Buradan başbakan'a sormak isterim, hani herşey iyi gidiyordu, hani karanlık bir devrin kapıları kapanıyordu, hani 30 yıllık terör bitiyordu. Süreç ihanetin sonucunda cudi'den çiçek toplanacağını, Fırat sularında korkusuzca serinleneceğini söyleyen Başbakan şimdi nerede ne durumda ve nasıl aklanacak. Sayın Erdoğan şimdi hangi yalanlara başvuracak. Türk milletini aldatmanın, kandırmanın hesabını başbakan nasıl verecektir. PKK militanları paralel devlet oluşumu için herşeyi göze almışlardır. Yeni cinayetleri yeni pusular için hazırlık haline girmişlerdir. Dünya alem PKK'nın gitmediğini bilmesine rağmen bu yalın gerçek hep hasıraltı edilmiştir. Süreci bozanların tarih önünde hesap vereceğini söyleyerek PKK'ye ayar vermeye çalışmışlardır ama Türk milleti esas Başbakan Erdoğan'ı hiç unutmayacak, hesap soracaktır. Bingöl'de ele geçen patlayıcılar PKK'nın planlarını deşifre etmiştir. AKP-PKK çirkef bir birlik ile varlığımıza kastetmektedir. Hükümet bunun hesabını mutlaka ödemelidir. Aziz milletimizi başbakan'ın ihanete varan adımlarının karşılıksız olmadığını göstermelidir. Türkiye çok kanlı bir bölünme süreci yaşayabilir. Tüm bu olumsuzluklara izin vermek mümkün değildir. AKP-BDP-PKK'nın maskesini indirmek bizim görevimizdir.
KÜLTÜREL VE AHLAKİ GÜVENLİK DUVARLARIMIZ ÇATLAMAYA YÜZ
TUTTU
Önemle vurgulamak istiyorum ki Türk milletini dış tesirlerden
koruyacak kültürel ve ahlaki güvenlik duvarları AKP yüzünden
çatlamaya yüz tutmuştur. Milletimiz ağır ekonomik sorunlara rağmen
sabırla beklemiştir. Ancak hiç bir sorun çözülmemiştir. AKP
hükümeti milli çıkarları pazarlayıp, şahsi ihtiraslar için
geleceğimizi hedefe koyarak çürümeyi topluma bulaştırmışlardır.
Manevi bir çöküş süreci başlamıştır. AKP ile kanunsuzluk
vurgunculuk kol gezmeye başlamıştır. Dolardaki hızlı yükseliş,
hayat pahalılığındaki dayanılmaz artış vatandaşı perişan etmiştir.
Yetersiz olan yatırım ve isdihtam daha da azalmaya başlamıştır.
Doların belini kırmaktan söz eden Merkez Bankası başarılı
olamamıştır. Hükümet devasa açıkları kapatamadığı gibi milletin
cebinden çalmıştır. Uluslarartası sorunlardaki kördüğüm ülkemizi
zor duruma sokmuştur.
SURİYE SALDIRISI HAÇLI SEFERİ İSTEMEKTİR
Başbakan Erdoğan Suriye'ye yönelik her koalisyonun içinde olacağını söylemiştir. Daha öncesinde de Kosava modelini istemiştir. Anlaşılan Başbakan Erdoğan Ortadoğu'nun füze yağmuruna tutulmasını beklemekte, Esadı devirmek için batılıların müslüman coğrafyasına ölüm saçmasını istemektedir. Ecdat yadigartı külliyelerin, tarihi camilerin bombalanmasıni beklemektedir. Haçlı yandaşı bir zihniyet, ibretlik olduğu kadar talihsizdir de. Başbakan Erdoğan ölçmeden, milli menfaatleri dikkate almadan komşu içn operasoyn istemek cinayetle eşdeğerdir. Suriye saldırısı milli perspektifle yorumlanmadan türk milleti savaşa sürüklenmektedir. İçeride barış ,dışarşıda savaş demesi insani ve islami de değildir.
ERDOĞAN YAŞANANLARIN VEBALİNE NASIL
KATLANACAK
Başbakan Erdoğan'ın acele ile saldırı istemesi demokrasiye de
aykırıdır. Suriye'ye düşecek her bombanın Türkiye'ye yansıması
fazla olacaktır. Masum canlar yine kefenlere sarılacaktır. Kimyasal
silahın intikamını almaktan bahsedenler ölümleri arttıracaktır.
Başbakan Erdoğan ölüm şakşakçılığından ne zaman vazgeçecektir.
Acaba Esad rejimi can havliyle ülkemize saldırırsa Başbkan Erdoğan
bunun vebaline nasıl katlanacaktır. Suriye'ye karşı herhangibir
saldırı gerçekleştiğinde Şam'ın misilleme yapması ve Reyhanlı gibi
kanımızı dökmesi durumunda Erdoğan ne diyecektir. Şüphesiz Esad
rejimi boş durmayacaktır. Etnik ve mezhep karıştırıcılığı ile
ülkemizi karıştırmaya çalışacaktır. Irak'ın kuzeyindeki yapı
unutulmasın ki Irak işgalinin bir sonucudur.