Bahçeli Erdoğan'ı öyle bir şeye benzetti ki..

Abone ol

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında Ak Parti iktidarını hedef aldı

İNTERNETHABER- MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AK Parti'nin dış politikasını deyim yerindeyse yerden yere vurdu. Türkiye'nin adeta bir gerilim merkezi haline geldiğini belirten Bahçeli, "Komşularla sıfır sorun' politikaları, 'bölgesel lider oluyoruz' iddiaları çölde yolunu kaybetmiş vaha gören bedevi ile eşanlamlı olmuştur."

AK Parti'nin bir diğer politik hatasının da Rumlar'la olan ilişkilerde yaşandığını dile getiren Bahçeli, "AK parti döneminde sırtı sıvazlanan Rumlar, toprak talep edebilir duruma gelmiştir" dedi.

Bahçeli, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Ermeni soykırımı sözlerine ise ateş püskürdü. Sarkozy, Bahçeli'ye "Edebsiz Sarkozy" sözleriyle seslendi.

FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında milletvekillerine seslendi. Bahçeli, konuşmasının önemli bir bölümünde  AK Parti'ye yüklendi.

KADINA YÖNELİK ŞİDDET

MHP lideri Bahçeli, partisinin grup toplantısına artan kadına yönelik şiddet olaylarını eleştirerek başladı. Bahçeli, AK Parti iktidarının bir an önce kadına yönelik şiddeti engelleyecek kapsamlı projeler üretmesi gerektiğini söyledi:

"Annelerimizin kızlarımızın yaşadıları travmalar geleceğe umutla bakmamazın önündeki en büyük engeldir. Kadınlara yönelik her şiddeti lanetliyorum. Herkesi neticeye ulaşcak bir tavır almaya davet ediyorum"

"EDEPSİZ SARKOZY"

MHP lideri Bahçeli'nin hedefinde ise Ermeni soykırımı söylemleriyle tepki toplayan Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy vardı:

"AKP'nin açtığı bozuk yolu, sahip oldukları kinlerini kusmak için bir fırsat olarak görenler, Türk milletini ahlaksızca soykırımcı gibi takdim etmeye çalışmaktadırlar. Bu kervana en son olarak Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy bir kez daha katılmış ve iftiralarına bir yenisini daha eklemiştir. Libya'yı parsellemek ve talan etmek maksadıyla NATO şemsiyesi altındaki açık artırıma katılarak emperyalist arzulardan kopmadığını ispat eden bu şahsiyetin, geçmişimize dil uzatma cüretini göstermesi büyük bir kabalık ve edepsizliktir. Erivan ziyareti esnasında, sözde Ermeni soykırım iddialarını tanıma konusunda ülkemize çağrıda bulunma cüretini gösteren Fransa Cumhurbaşkanı, tehditler savurmuş, meselenin yine parlamentolarına gelebileceğini hayasızca ifade etmiştir. Türk milletini soykırım gibi insanlık düşmanı bir suçla itham etmesi hiçbir şekilde kabul edilemeyecek ve geçiştirilemeyecek bir durumdur.

Sarkozy'e önerimiz, eğer ille de bir soykırım örneği görmek ve bulmak istiyorsa geçmişlerine dikkatle bakmasıdır. Orada en başta Cezayir'de yapılan mezalimler açıkça görülecek ve Kuzey Afrika'daki açık ya da örtülü kıyımların derin izleri bariz bir şekilde fark edilebilecektir.''

AK PARTİ'NİN POLİTİKALARI ÇÜRÜK

İşin aslına bakılırsa AK Parti çürük ve gayri milli politikalarının zehirli hasadını toplamakta, bundan da en çok zaiyatı milletimiz almaktadır. Türk milletini soykırımcı gibi göstermeye çalışanlara hükümetin daha cesur yanıt vermesi Türk tarihinin sırtına yüklendiği en büyük vazifedir.

TÜRKİ CUMHURİYETLER İHMAL EDİLDİ

Bahçeli konuşmasında Türki Cumhuriyetlerle ilgili politikalarda üretilmediği eleştirisinde bulundu. Bahçeli, Sovyet tecrübesini yaşamış ve özgürlüklerine kavuşmuş Türki cumhuriyetlerle bağların güçlendirilmesi gerektiğini belirttiği konuşsanıda şöyle konuştu:

Sovyetler Birliği'nin dağılması sonucu bağımsızlıklarını kazanan Türk Cumuhriyetlerinin uluslararası camiada özgür olmalarının 20. yılındayız. Bu soydaş ülkelerle kurulan ilişkiler olması gereken seviyenin çok altında. Kaderine terkedilmeleri ve küresel hesapların hedefi altına gelmesi, bizim için Türklüğün kalbi nerede atıyorsa, orası gözümüzün muazzez bir parçasıdır.  Bunun için Türki cumhuriyetlerle iç içe geçmek hem bir mecburiyettir, hem de Ötüken'den beri tarihin veridği bir sorumluluktur.

AK PARTi ÇÖLDE VAHA GÖRMÜŞ BEDEVİ GİBİ...

Bahçeli, AK Parti'nin sloganlaştırdığı politikalarını ise ilginç benzetmelerle eleştiri yağmuruna tuttu:

Türkiye gerilim merkezi haline gelmeye hızla gitmektedir. 'Komşularla sıfır sorun' politikaları, 'bölgesel lider oluyoruz' iddiaları çölde yolunu kaybetmiş vaha gören bedevi ile eşanlamlı olmuştur. Başbakan Erdoğan'ın dün dost ve kardeş olduğunu iddia ettiği ülkeler, birden bire düşman kampına yerleştirilmiştir. Birlikte baraj açılışlarının yapıldığı, ortak Bakanlar Kurulu toplantılarının gerçekleştirildiği Suriye ile neredeyse savaşın eşiğine gelinmiştir. 'Kardeş Esad' yerini 'Kalleş Esad'a bırakmıştır. Barış heveslisi AK Parti, artık savaş çığırtkanlığı yapmaya ve Suriye'yi hedef almaya başlamıştır.

SIRTI SIVAZLANAN RUMLAR TOPRAK TALEP ETTİ

Türkiye'nin son olarak radar üssü projesiyle uluslararası arenada zor durumda bırakıldığını vurgulayan MHP lideri Bahçeli, AK Parti'nin ikinci bir hatasının da Rumlar'la olan ilişkilerde izlediği politikalar olduğunu dile getirdi:

"Malatya'ya konuşlandırılacak radar nedeniyle İran'ın da rahatsız olmuştur. Bununla birlikte Kuzey Kıbrıs Rum yYönetimi, hem ekonomik alan olarak kullanırken, Güzelyurt ve Maraş'ı istediklerini açıklamıştır. Türkiye tam bir kördüğüm ile karşı karşıyadır. AK parti döneminde sırtı sıvazlanan Rumlar, toprak talepedebilir duruma gelmiştir.

BAŞBAKAN'IN GELDİĞİ AHLAK NOKTASI...

Türkiye geri dönüşü olmayan bir kırılmaya adım adım gitmektedir. BM'nin masumları görmezden gelen uygulamalarının yerden yere veurulması elbette zorunludur. 193 ülkeden ziyade 4 ya da 5 devletin güdümündeki bu organizasyonun, barış dolu bir dünya için yapacağı katkı bize göre kalmamıştır. Küresel lider olma hevesine kapılan başbakan'ın alkışlaması ahlak ve dürüstlük noktasında düştüğü noktayı açıklaması bakımından anlamlıdır.

"AKP POLİSİ HEDEF YAPTI"

Irak'tan Türkiye'ye yönelik terörist sızmaları sonucunda artan PKK terörünün hem çok tehlikeli boyutlara ulaştığını hem de yurt sathına yayıldığını da belirten Bahçeli, "Bununla beraber PKK'nın siyasal uzantıları olduğu artık kimse tarafından inkar edilemeyecek bölücülerin, kontrollü şiddet ve kalkışma eylemleri de hem alenileşmiş, hem de artış göstermiştir. Anlaşılmaktadır ki sadece Mehmetçiklerimizi ve birliklerini hedef almaktan öte polislerimize ve ailelerine yönelen kanlı terör büyük şehirleri de tehdit etmeye başlamıştır" diye konuştu.

BAHÇELİ O POLİSİ DE UNUTMADI...

"Polisin zorunlu askerlik yükümlülüğünü kaldıran AKP hükümetinin, polisi bölücü terörün hedef tahtası yaptığını" belirten Bahçeli, eleştirilerini şu sözlerle sürdürdü:

BAHÇELİ GURUR DUYDU, DEMİRTAŞ İSE...
Devlet Bahçeli'nin BDP'lilerle tartışan ve "devlet benim" diyen polise destek vermesine verdi ama, o polis bir çift sözde BDP'li Demirtaş'tan geldi...
Ayrıntıları okumak için TIKLAYIN...

"Hükümet acz içinde kıvranmakta ve eylemleri tribünden izlemektedir. İnisiyatif tamamen bölücülere ve bölücü örgüte geçmiştir. Geçtiğimiz hafta sonu, Gemlik'te Türk milletine ve devletine meydan okuyan bölücü niyetler tüm çıplaklığıyla ortada olup bunun bir kanıtıdır. BDP milletvekillerinin ayaklanma ve devlete rest çeken çağrıları ise hiçbir şekilde affedilmesi mümkün olmayacak vicdansızlık ve izansızlıktır. Diyarbakır'da 'sen kimsin' diyen siyasi bölücüye karşı, 'ben devletim' diyerek cesur ve kararlı bir çıkış sergileyen ve kendini ezdirmeyen şerefli Türk polisiyle gurur duyduğumuzu da bu aşamada ifade etmeliyim" 

"KANDİL'E BAYRAK DİKMEK DEMEK..."

Kandil Dağı'nda göndere bayrak çekilmesini istediklerini ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a çağrıda bulunduklarını anımsatan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Kandil'e bayrak dikmek demek, Türkiye'ye yöneltilecek her türlü tehlikeye karşı Türk devletinin varlığını ve kudretini orada hissettirmek demektir. Bu itibarla şehitlerin kanıyla anlam kazanmış al bayrağımızı fitnenin kalbine ve üssüne dikmek hem bir vatan borcu hem de namus meselesidir. Her kanlı cinayeti 'teröristlerin son çırpınışları' olarak geçiştirerek bugünlere gelen AKP, güvenlik, siyasi ve hukuki tedbirleri almamış, alamamış ve içinde bulunduğumuz karanlık ortamın tek sorumlusu olmuştur. 2002 yılında sıfır denecek kadar az eylem ve kayıpla devraldığı güvenlik mirasını heba ederek, bugün PKK'nın bu derece büyümesinin, müsebbibi AKP hükümetleri ve Başbakan Erdoğan'dır. Bu ilkesiz ve teslimiyetçi kadroların yıllardır yaptıkları yanlışlar ve koydukları hatalı teşhislerdir.

Milli şuuru ve değerleri tahrip etmek için 2002 yılından beri sistematik gayret gösteren AKP değil midir? Yaşanan kanlı terör eylemlerini ve etnik tahrikleri 'Kürt sorunu' olarak gören ve çözüm adı altında kaşıyarak bölücü siyasi talepler için zemin hazırlayan AKP değil midir? Bu çevrelerin hain amaçlarına terör destekli siyasi çözüm yoluyla ulaşabilecekleri konusunda ümit veren AKP değil midir? Terör örgütünü dağdan şehire inip siyaset yapmaya davet eden, siyasi çözüm ümitlerini yeşerten, teröristlere örtülü siyasi af vaatleri sunan AKP değil midir? Terörden beslenen bölücülüğü 'demokratik hak ve meşru kimlik talebi' olarak mazur gören, Türkiye'nin bölünmesi ve parçalanması projelerine, toplumsal ilerleme ve çağdaşlaşmanın yol haritası olarak sıcak bakan AKP değil midir?"

"TEZKERENİN ÖNEMİ DAHA DA ARTTI"

Hükümete sınır ötesi harekat yetkisi veren tezkerenin öneminin daha da arttığını vurgulayan Bahçeli, "Bu yetki daha fazla sulandırılmamalı, geçmişte olduğu gibi zamana yayılarak içi boşaltılmamalıdır. Türk milleti, son alçak saldırılar karşısında gösterdiği vakur tepki ile TBMM'nin yanı sıra kendisinin de bu Tezkere;nin arkasında olduğunu ortaya koymuştur" dedi.

"Başbakan Erdoğan'ın bizim Kandil'de Türk bayrağı dikilmesine yönelik taleplerine isteksizlik bildiren cevabının, tezkerenin daha ilk haftasında etkisiz kalmasına yol açtığını" savunan Bahçeli, "geçmişte de Kandil'e gitmekten özellikle uzak duran Başbakan Erdoğan'ın, her büyük terör eyleminin ardından Washington'a giderek görüşmesinin daha önceki savsaklama stratejisinin taktiği olarak hafızalarda" olduğunu ifade etti.

Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu teklifimize her defasında tepki gösteren Başbakan'ın, acaba TSK'nın Irak'a girmeyeceğine dair birilerine verdiği bir sözü mü vardır? Kandil Dağı'na operasyon yapılmayacağına yönelik olarak kapalı kapılar arkasında birilerine kesin güvence mi vermiştir? Böyle bir şey varsa sınır ötesi hareket izni neden ve niçin alınmıştır? Görünen gerçek şudur; AKP zihniyeti ve hükümeti PKK terörünü gerçek anlamda tasfiye etmek için Kuzey Irak'a kara unsuru olan kapsamlı bir askeri harekat yapılmasını şimdilik düşünmemektedir. Bu kapsamdaki merak ve endişemiz, alınan sınır ötesi hareket yetkisinin hedefinde Suriye'nin olup olmadığı hususunda toplanmaktadır. İran'ı da kapsamına alan bir savaş senaryosunun fitili acaba AKP tarafından mı ateşlenecektir? Böyle bir girişim eğer gerçekten planlanıyorsa, bölgesel bir felakete ülkemiz açıkça sürüklenecek ve bunun bedeli milletimiz ve devletimiz açısından katlanılamayacak boyutta olacaktır."

Günün Önemli Haberleri