Bahçeli Erdoğan'ı hedef aldı
Abone olMilliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yeni anayasa tartışmalarında Erdoğan'ı sorumlu tuttu.
MHP lideri Bahçeli, yeni anayasa çalışmaları için
Başbakan Erdoğan'ın komisyona süre vermesini
eleştirdi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM
Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda elerinden gelen her demokratik
mücadeleyi gösterdiklerini belirterek, “TBMM Anaya
Komisyonu’nun dağılmaması için üzerimize ne düşüyorsa
yapacağız” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Kızılcahamam’da
gerçekleştirilen il başkanları toplantısının kapanışında bir
konuşma yaptı. Patalya Otel’de gerçekleştirilen ve iki gün süren
toplantının verimli, katılım düzeyi yüksek ve başarılı bir şekilde
geçtiğini belirten Bahçeli, toplantının çok yararlı sonuçlara
vesile olacağına inandığını söyledi.
Toplantıda, il başkanlarının fikirlerini, yaşadıkları şehirlerle
ilgili sorunları paylaştıklarını ve beklentileri dile
getirdiklerini söyleyen Bahçeli, “Ayrıca partimizin Başkanlık
Divanı üyesi değerli arkadaşlarım tarafından, ekonomideki
gelişmeler, biriken riskler ve takip edilen politikalardaki
yanlışlıklar anlatılmış, Mahalli idareler seçimiyle ilgili
hazırlıkların seyri ve Yeni Büyükşehir Belediye Kanunu’nun
mahsurları ve neden olacağı tehlikeler ayrıntılı şekilde izah
edilmiş, TBMM’deki siyasi çalışmalar, parti grubu faaliyetleri dile
getirilmiş ve Anayasa hazırlığı konusunda bilgilendirmeler
yapılmıştır. Bunların yanı sıra, bölücü terör konusu, PKK’yla
yürütülen müzakereler, bölgesel ve küresel bağlamdaki ülkelerarası
münasebetler de değerlendirmelerimiz arasında bulunmuştur” diye
konuştu.
“HİÇBİR TUZAK KUTLU YÜRÜYÜŞÜMÜZÜ BOZAMAMIŞTIR”
Kızılcıhamam’daki il başkanları toplantısının her anlamda dolu, her
düzeyde faydalı geçtiğini sözlerine ekleyen Bahçeli, konuşmasına
şöyle devam etti:
“Buradan, ülkemizin her köşesine yansıyacak ve yayılacak derin
sinerji, ortak akıl, güçlü fikir, sağlam irade ve milli heyecan
MHP’nin hak ettiği noktaya taşıyacak, milletimize umut olacaktır.
Zira Türkiye’nin başka bir çaresi kalmamıştır. Türkiye’nin
zincirlerinden kurtulması, milletimizin sorunlarından çıkması için
Milliyetçi Hareket’in sapsağlam duruşu gerekmektedir.
Sorumluluğumuz büyük, yapacaklarımız çoktur. Varlık nedenimiz olan
aziz Türk milleti, MHP’nin milli nitelikli müdahale ve mücadelesine
tutunmayı ve yanlış gidişatın tersine dönmesini dört gözle
beklemektedir. Bunu başaracak kadro çok şükür burada ve inançlı bir
şekilde hazır olduğunu beyan etmektedir. Kızılcıhamam’da tertip
ettiğimiz il başkanları toplantımız aynı zamanda partimizin 44’ncü
yıl dönümünü gururla idrak ettiğimiz bir zaman aralığına denk
gelmiştir. 8-9 Şubat 1969’da başlayan millet ve ülke mücadelesi
geçtiğimiz cumartesi 44’ncü yılına girmiştir. Bu sebeple mutluyuz,
sevinçliyiz ve fazlasıyla da coşkuluyuz. MHP rüştünü ispat etmiş,
Türk siyaset ve fikir hayatında eşsiz bir yer edinmiştir. Sahip
olduğumuz milli ve manevi mirası her şeyin üzerinde görerek ve her
konunun üstünde tutarak bugünlere geldik. Bir parti için yarım asra
yaklaşan siyasi mücadele anlamasını ve kabullenmesini bilenler için
çok şeyler ifade edecektir. Şanlı mazimizin her diliminde, şerefle
iç içe geçmiş dünümüzün her bölümünde Türk milletini ve Türk
devletini yükseltme ve layık olduğu mevkiye ulaştırma kararlılığı
yer almıştır. Ülkülerimizin gayesi bu olmuştur. Özlemlerimizin,
iddialarımızın hedefinde bunlar yer almıştır. Bu bakımdan hiçbir
zorluk bizi yolumuzdan alı koyamamıştır. Hiçbir tuzak kutlu
yürüyüşümüzü bozamamıştır. Hiçbir art niyet ülkülerimizden bizi
geri döndürememiştir. Bundan sonra da Allah’ın izniyle böyle
olacaktır. Partimize ömür biçenler, fikriyatımızın miadını
doldurduğunu söyleyenler elbette büyük bir handikabın ve hezeyanın
tutsağı olmuş gafillerden başkası değildir.
“MHP 44 YILLIK BİR ÇINAR”
MHP’nin 44 yıllık bir çınar haline gelmesinde, şehitlerin paha
biçilemez fedakarlıkları, dava ve ülkü büyüklerinin katkıları,
milli hedefler uğruna dünyevi nimetlere sırt dönen neslin
desteklerinin yer aldığını belirten Bahçeli, “Türk siyasetinde
kimler gelmiş, hangi partiler geçmiştir, ama MHP büyüyerek,
anıtlaşarak ve milletiyle bütünleşerek şimdiye erişmiştir”
dedi.
“BİZİM TAVRIMIZ EZBERE DAYALI OLMAMALIDIR”
Gündeme gelen ilişti ve diyalogların çok dikkatli ve itinalı bir
şekilde ele alınması gerektiğini söyleyen Bahçeli, meselelerin
ayrıntıda kalan yanlarının görmezden gelindiği takdirde;
yapacaklarının, tespit ve önerecekleri çare yollarının kalıcı bir
etkisi olmayacağını belirtti. Bahçeli, “Her şeyden önce, ülkemizi
hedefine alan ve ittifakla sürdürülen vahim gelişmelerin seyrine ve
istikametine dikkatle eğilmek gerekmektedir. Kim ya da kimlerin
hangi vasıtalarla, nasıl bir yöntemle, hangi propaganda kanallarını
hangi doz ve derecede kullandığını teşhis etmek takınacağımız
tutum, getireceğimiz teklifler için şarttır. 44 yılın saygıdeğer
sorumluluğu buna işaret etmektedir. Bizim tavrımız ezbere dayalı
olmamalıdır. Eleştirilerimiz derinlikli, yorumlarımız fikri alt
yapısı olan ve sosyolojik gerçeklere uygun olan bir kıvamda
bulunmaktadır. Ülkemizin içinde kıvrandığı problemleri tarih
şuuruyla ele alıp, milli değerlerin süzgecinden geçirmek önümüzü
görmemize, tümseklerin aşılmasına oldukça yardımcı olacaktır.
Bugüne kadar benimsediğimiz ve takip ettiğimiz siyaset
stratejilerinin, milli tezlerin, milliyetçi tekliflerin özünde bu
gerçekler yatmaktadır. 44 yıllık iftiharın, 44 yıllık emanetin ve
44 yıllık emeğin altında bunlar yer almaktadır” diye konuştu.
“TÜRKİYE ÇOK AĞIR ŞARTLARLA KARŞI
KARŞIYADIR”
Türkiye’nin bugün, hangi siyasi düşüncede olursa olsun, bu vatanı
gönülden seven herkesinin isyan ettirecek çok ağır şartlarla karşı
karşıya olduğunu öne süren Bahçeli, yaşanmakta olan bunalım
döneminin her alandaki tahribatının, endişe verici boyutlara
ulaştığını kaydetti.
“Kangren haline gelen sorunlar ve sıkıntılar, Türk milletinin
sabrını taşırma noktasına dayanmıştır” diyen Bahçeli, “İçinde
bulunduğumuz bu vahim şartlar, önümüzdeki dönemde korkarız ki daha
da ağırlaşma emareleri taşımaktadır. Türkiye’yi, içeride ve
dışarıda, çok büyük risk ve tehlikelerle dolu zor günler
beklemektedir. Her alanda topyekun bir milli seferberlik gerektiren
böylesine ağır şartlar karşısında, Türkiye iç çekişme, tartışma ve
çatışmalarla kan kaybetmektedir. Türkiye’nin karşısındaki
badirelerin idraki ve bilinci içinde olmayan siyaset kurumu, bu
tehlikeli gidişatı önleyecek tedbirler yerine, sürekli kriz ve
gerginlik üretmekle meşguldür. Türkiye üzerinde karanlık oyunlar
oynamak hevesinde olanların önündeki en büyük engel, gerçek manada
Türk milliyetçiliği ruhu ve ülkücülük şuurudur. İşte bunun içindir
ki, bu milli ruh ve şuur, şaibe ve töhmet altında bırakılmak ve
vicdanlarda mahkum edilmek istenmektedir. Maksatlı ve planlı olarak
başlatılan bu topyekün kara çalma kampanyasında Türk olmak ve Türk
milliyetçiliğine gönül vermek, suçlu olarak ilan edilmiş,
ırkçılıkla itham edilerek şeytanın yolu olduğu küstahça ileri
sürülmüş, bilimsel, fikri ve ahlaki temeli olmayan
değerlendirmelerle yakıştırılmayan sıfat ve atılmayan iftira,
yüklenmeyen günah kalmamış, çatışmacı, ayrımcı, kafatasçı, şiddet
kışkırtıcısı, bölücü, demokrasi düşmanı gibi temelsiz ve hayasız
suçlamalarla kara çalma sağanağı altında bırakılmıştır. Kısacası,
Türk milliyetçiliğini aşağılamak ve küçük düşürmek AK Parti
öncülüğünde günün modası, geçer akçesi ve bildik zihniyetlerin
alışkanlığı haline gelmiştir” dedi.
“YAŞANAN YÜKSEK GERİLİM ORTAMININ EN BÜYÜK SORUMLUSU
BAŞBAKANDIR”
Bahçeli, “Türk Milliyetçiliğini ırkçılık ve bölücülükle aynı kefeye
koyarak kışkırtıcılık yapan Başbakan, bugün yaşanan yüksek gerilim
ortamının en büyük sorumlusudur” dedi. Bahçeli konuşmasına şöyle
devam etti:
“Bütün bu tahrik ve saldırıları yaptıktan sonra, hiç sıkılmadan
aslına yüz çevirmiş milli birlik ve kardeşlik masalından dem
vurması, sözde çözüm ve barışa vurgu yapması emsalsiz bir
riyakarlık örneğidir. Bu zihniyet bir taraftan, değişik fırsatları
kullanarak sureti haktan görünüp günah çıkarmaya çalışırken, diğer
taraftan tahriklerini ısrar ve inatla sürdürmektedir. Bize
samimiyet dilini öğrenmemizi tavsiye eden ve aldığı ahlak dersinin
farklı olduğunu ifade Başbakan’ın bilmesi lazımdır ki, PKK’ya
samimiyet göstermek, İmralı canisine yönelik samimi pozlar
takınmak, Türkiye’nin milli gerçeklerini, Türk milletinin bin
yıllık kardeşliğini samimiyet sözleriyle yok etmek, peşmergeye ve
BOP’a hayranlık içinde samimiyetle bağlanmak bir marifet olarak
görülüyorsa, bizim kitabımızda böylesi bir samimiyetin bırakınız
bulunmasını, esamisi bile okunmayacaktır. Samimiyet dilinden kasıt
bölücü ve yıkıcı niyetlere sahip olmak ise biz bu dili ya
sustururuz, ya koparırız, ya da elimizin tersiyle iteriz. Ortadır
ki, Başbakan’ın ahlakı da itiraf ettiği gibi farklıdır. Allah
korusun, bizim ahlakımız bu siyasi anlayışla benzerlikler taşımış
olsaydı, kendimizden utanır, 44 yıllık geçmişimizle çelişirdik.
Gelişmelere bakıldığında herkesin üzerinde durması gereken ilk
soru, hangi duygu ve düşüncelerin bir Başbakan’ı Türk
milliyetçiliğini suçlama kampanyasının ve Türk milletini bölme
bayraktarlığını yapmaya sevketmiş olduğudur. Şüphesiz bunun cevabı,
kendisinin siyasi dünya görüşünde bulunacaktır. Başbakan’ın
Türkiye’nin milli birliği ve milli kimliği hususundaki sakat
düşüncelerinin, etnik bölücülüğe cesaret kazandıran tutumunun
nedenlerinin aranacağı yer de yine aynı adrestir. Gelişerek
değiştiği edebiyatıyla geçmişini inkar ederek, değişmeyen niyet ve
düşüncelerini saklamaya çalışan Başbakan’ın siyaset geçmişi ve
geleneği, bugününün aynasıdır.”
“TÜRKİYE’NİN SOSYAL VE EKONOMİK SORUNLARI İÇİNDEN ÇIKILMAZ
HAL ALDI”
Türkiye’nin sosyal ve ekonomik sorunları içinden çıkılmaz bir hal
aldığını sözlerine ekleyen Bahçeli, “Başbakan Erdoğan, son grup
toplantısında, toplumsal refaha katkı yapmak için değil de, ihanet
sürecini kapatabilmek ve üzerin örtebilmek için açıkladığı bazı
iyileştirici tedbirler her şeyden önce yeterli olmayacaktır. AK
Parti 10 yılı aşkın bir süredir iktidardadır. Engelli
kardeşlerimizi yeni mi hatırlamıştır? Bize göre engelli
kardeşlerimiz, şehit yakınlarımız ve 65 yaş üzeri vatandaşlarımız
hem istismar edilmekte hem de temelsiz adımlarla aldatılmaktadır.
Ekonomide artık mızrak çuvala sığmamaktadır. Yakından takip
ediyoruz ki, tüketim ve ithalata dayalı sanal büyüme açmazı
ülkemizi ağır dış borçların altına iterek milli geleceğimizi ve
bağımsızlığımızı tehdit eder hale gelmiştir” dedi.
“KOMİSYONUN DAĞILMAMASI İÇİN ÜZERİMİZE NE DÜŞÜYORSA
YAPACAĞIZ”
MHP’nin TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda elinden gelen her
demokratik mücadeleyi gösterdiğini dile getiren Bahçeli,
konuşmasında şunları kaydetti:
“Biz, anayasa hazırlığı sürecinin Başbakan tarafından
sulandırılmasına ve taciz edilmesine kesinkes karşıyız ve bunu
doğru bulmuyoruz. Üstelik böylesi önemli bir çalışmaya vade
biçilmesini, süre tayin edilmesini dürüst bir tavır olarak da
görmüyoruz. TBMM’nde grubu bulunan partilerin eşit sayıda
verdikleri üyeleri aracılığıyla anayasa hazırlığı için
sürdürdükleri 1.5 yıla yaklaşan süreci sabote etmenin en başta aziz
milletimize saygısızlık olacağını düşünüyoruz. Parti olarak, Türk
milletine yakışır, milli gerçeklere uygun ve değişmez maddelere
riayet edecek ve Türk ifadesine sadık kalarak geniş kapsamlı bir
anayasa yazılması gerektiğine inanıyoruz. Başbakan Erdoğan’ın
mevcut rejimi yıkarak başkanlık sistemini bölücülerle birlikte
getirme amacı çok tehlikeli sonuçlara yol açacaktır. Demokratik
tepkimizi her platformda göstereceğiz ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun dağılmaması için üzerimize ne
düşüyorsa yapacağız. Önümüzdeki bir diğer önemli gündem maddesi ise
mahalli idareler seçimidir.”