Bahçeli Erdoğan'ı fena yakaladı!
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Erdoğan'ın grupta konuşmasını riyakarlık ve siyasi sahtekarlıkla suçladı...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün grupta yaptığı konuşmanın
yankıları sürüyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Erdoğan'ın
gözyaşı döktüğü konuşmasına çok sert çıktı.
Bahçeli, "Başbakan Erdoğan’ın 20 Temmuz 2010 günü AKP
Meclis Grup toplantısında yaptığı konuşma siyasi tarihimize kara
bir ilkesizlik, riyakârlık, siyasi sahtekârlık ve münafıklık örneği
olarak geçecektir.
Türk milleti yalan gözyaşları döken Başbakan’ın siyasi tükenişinin
hazin tablosunu ibretle izlemiştir" dedi.
ÜLKÜCÜ ŞEHİTLER İÇİN SAHTE
GÖZYAŞLARI
Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın konuşmasını yazılı bir açıklama ile
eleştirdi. Bahçeli'nin açıklamasından satır başları şöyle:
Başbakan’ın Anayasa değişikliği konusundaki gizli amacı ve niyeti
“etnik bölücülüğün önünü açmak ve yolsuzlukların hesabını vermekten
kaçmaktır. Bu nedenle bütün ümidini Türk milletini son bir kez
aldatarak referandumda evet çıkmasını sağlamaya ve kendisini koruma
altına alacağını hesapladığı yandaş yargı düzenlemesini yaparak
hazin akıbetten kurtulmaya bağlamıştır.
Bunun için hiçbir ahlaki ve vicdani ölçü tanımadan bütün yalan ve
riya malzemesini bu son çırpınışında cepheye sürmüştür. Ülkücü
şehitler için sahte gözyaşları dökmesi bu tiyatronun yeni bir
sahnesidir.
BU DRAM BAŞBAKANIN DRAMI
Grup konuşmasında “trajik bir siyasi tarihi önünüze
getireceğim, bu dram olacak” diyen Başbakan aslında kendi
dramını sahneye koymuştur.
12 Eylül 1980 askeri darbesinde darağaçlarında ve işkencelerde
hayatlarını kaybedenlerin hatıralarına sığınan Başbakan’ın hem
ülkücü hem de devrimci özelliklerini bugüne kadar içinde gizlediği
bu vesileyle anlaşılmıştır. Ancak, bunu otuz yıl nasıl sakladığı,
bu bastırılmış duyguların ruhunda nasıl bir tahribata yol açtığını
tam olarak anlaşılamamıştır. Psikiyatrinin alanına giren bu ilginç
durumun konunun uzmanlarınca incelenmesi yararlı olabilecektir.
SİYASİ SAHTEKARLIK TİYATROSUNUN AKTÖRÜ
Ülkücü şehidimiz Mustafa Pehlivanoğlu’nun son mektubunu bazı
pasajları atlayarak kürsüde okuyan Başbakan’ın senaryo gereği sahte
gözyaşı dökmesi riyakârlığın ve ilkesizliğin zirvesi, son noktası
olmuştur.
Başbakan bu konuda da kendisini aşmış, bilinen riya ve takiye
özelliklerinin ötesine geçerek bir siyasi sahtekârlık tiyatrosunun
aktörü olarak Türk milletinin karşısına çıkmıştır.
BAŞBAKAN'IN ATLADIĞI SATIRLAR
Başbakan’a okurken kürsüde ağladığı ülkücü şehidimizin son veda
mektubunda atladığı şu satırları hatırlatmak istiyorum.
“Şunu hiçbir zaman unutmasınlar ki, Mustafa’lar ölür, Allah
davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi
yakındır. Zafer her zaman Allah’a inananlarındır. Bunun için hiç
üzülmeyin. Cenazemin arkasından ağlamayın, günahtır. Sizden ricam
ağlamayın.”
7 ŞEHİT İÇİN NEDEN DUYGULANMADI?
Başbakan’ın aynı gün Hakkâri Çukurca ve Van’da PKK terör
saldırıları sonrası toprağa düşen yedi şehidimiz karşısında bu
kadar duygulanmaması, gerçek niyetlerin ne olduğunu bütün
çıplaklığıyla ortaya koymuştur.
AKP YALAN KUMPANYASI
Buradan ağlayan Başbakan’a seslenmek istiyorum:
Dün Meclis’te Ülkücü şehitler için döktüğünüz sahte gözyaşlarının
bir damlası ile aynı gün ocaklarına ateş düşen yedi şehidimizin
muhterem annelerinin döktüğü gözyaşlarının bir damlasının vicdan
laboratuarında samimiyet testinden geçirilmesi sonucu ortaya
çıkacak ahlak ve dürüstlük raporu karşısında yüzünüz kızaracak
mıdır?
Ülkücü şehitler için sahte gözyaşları dökerek siyasi münafıklığın
şahikasına çıkan Başbakan’ın ve kahraman Özel Harekât mensuplarını
milliyetçi oldukları için bıyıklarından hareketle aşağılamaya
yeltenen yardımcısının başını çektiği “AKP Yalan Kumpanyası”nı
bekleyen akıbet 12 Eylül 2010 günü milli irade duvarına
çarpmaktır.