Bahçeli: Erdoğan istifa etmeli
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın, cumhurbaşkanı adayı olması halinde Başbakanlıktan istifa ederek seçime girmesi gerekt...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın,
cumhurbaşkanı adayı olması halinde Başbakanlıktan istifa ederek
seçime girmesi gerektiğini savundu.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Çatı Aday” görüşmeleri kapsamında
Türkiye Kamu-Sen’i ziyaret etti. Görüşmelerin ardından MHP lideri
Devlet Bahçeli ve Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ile
birlikte kameraların karşısına geçti.
Cumhuriyetin kuruluşundan bu güne kadar geçen süre içerisinde 19
kez Cumhurbaşkanlığı seçimi olduğunu belirten Bahçeli,
“Cumhuriyetin kurucuları ardı ardına sorumluluğu üstlenirken, çok
partili hayata geçtikten sonra da çok değerli şahsiyetler
parlamentodan olmak kaydıyla Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Bir başka
ifadeyle bugüne kadar Cumhurbaşkanlarımız, parlamento üyesi veya
orayı da temsil edilen siyasi partilerin dışardan, parlamento
dışından önerdikleri insanların parlamento aracılığıyla seçimiyle
Cumhurbaşkanı olmuşlardır” dedi.
İlk kez Türkiye’de Cumhurbaşkanı halk tarafından seçileceğini ifade
eden Bahçeli, şunları aktardı:
“28 Ağustos 2014 günü 11’inci Cumhurbaşkanımız olan Sayın Abdullah
Gül’ün görev süresi tamamlanmaktadır. Halk tarafından
Cumhurbaşkanlığının seçilme sürecini hazırlayan yasal çalışmalar
sırasında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin görev süresi dolup, dolduğu
günden 60 gün önce başlatılması ifade edilmektedir. Bu düşünceden
hareket edersek 29 Haziran 2014 ile Yüksek Seçim Kurulu’nun
takvimini de dikkatini aldığımız vakit 3 Temmuz 2014 günü adaylar
belirlenecek ve müracaat günü 3 Temmuz saat 17,00’e kadar devam
edecektir.”
Siyasi iktidarın 12 yıllık hizmet sürecinde önemli olayların
yaşandığını söyleyen Bahçeli, “Bu olaylar Türkiye’de bir
cepheleşmeye, kamplaşmaya, kutuplaşmaya Türkiye’yi götürmüştür.
Siyasi iktidarın gerilim stratejisiyle her an bir çatışma ortamına
da sürüklenebileceği kaygısı taşınmaktadır. Hangi olay gündeme
geldiği vakit biz milli idareyle geliyoruz yüzde 51 bizim
yanımızdadır diyerek hem yüzde 49’un varlığını, hem de yüzde 49’un
temsil eden milli iradenin toplamış olduğu siyasi partilerin yok
farz edilme eğilimi gittikçe yaygınlaşmıştır. Şimdi bu anlayış
Cumhurbaşkanlığı seçiminde de bir dayatma olarak Türkiye’nin
gündemine taşınırsa o zaman kutuplaşma, cepheleşme, gerilimi ve
çatışmayı tahrik edecek davranışları Cumhurbaşkanlığı bakamına da
taşımış olmak gibi bir toplumsal kaygıya kapılmamak mümkün
değildir” şeklinde konuştu.
“BAŞBAKANIN, CUMHURBAŞKANI OLMAYA HEVESLİ GÖRÜNMEKTEDİR”
Başbakan Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığı adaylığının netleşmediğini
belirten Bahçeli, şunları söyledi:
“Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Sayın Genel Başkan ve Başbakanı,
Cumhurbaşkanı olmaya hevesli görünmektedir. Onun hazırlığını da
yapmaktadır. Henüz daha aday olduğunu da netleştirmemiştir.
Partinin bazı sözcüleri, milletvekilleri, bakanlar,
Cumhurbaşkanlığı adayı olarak Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın
kuvvetli bir aday olarak çıkacağı, kendilerinin ise anayasadaki tüm
yetkileri kullanarak bir Cumhurbaşkanlığının yapılmasının
gerektiğini vurgulayarak başkanlık sistemine de geçilebileceği
düşüncesini ortaya koymaktadır.”
“BAŞBAKAN SIFATINI KULLANMADAN, AKP’Lİ BİR MİLLETVEKİLİ OLARAK BU
YARIŞTA BULUNACAĞIM DEMESİ TÜRKİYE’DEKİ SİYASİ ETİĞİ ORTAYA KOYMASI
LAZIM”
Başbakan Erdoğan’ın, cumhurbaşkanı adayı olması halinde
Başbakanlıktan istifa ederek seçime girmesi gerektiğini vurgulayan
Bahçeli, şunları kaydetti:
“Sayın Başbakan partisinin arzusu, isteği doğrultusunda veya
kendisinin yıllardan belli hevesi çerçevesinde bir Cumhurbaşkanı
olmayı düşünüyor ise, tartıştırmayı bir kenara bırakıp adaylığını
kesin olarak ilan etmesi gerekir. Bu da yetmez ben aday oluyorum,
aday olacaklarla adil bir yarışa girebilmek için başbakanlık
görevimi de terk ediyorum. Başbakan sıfatını kullanmadan, AKP’li
bir milletvekili olarak bu yarışta bulunacağım demesi Türkiye’deki
siyasi etiği ortaya koyması lazım. Özellikle üzerinde durulması
gereken konulardan birisi budur. Bunu yapmadıkları takdirde zaten
başlangıç da Cumhurbaşkanlığı seçimleri genel seçimler, mahalli ve
idari seçimlerinde de çok yakinen görüldüğü gibi seçim
başlangıcında ya da ortasında veya sonucunda Türkiye’de bir
meşruiyet tartışmasını Cumhurbaşkanlığı tartışmasının gittikçe
yaygınlaşmasına sebep olabilir. Cumhurbaşkanlığı makamı çok
önemlidir. Anayasamızda yeri vardır. Görev ve sorumluluğu bellidir.
Cumhurbaşkanlığı yemininde de bu çok net ve öz olarak
tanımlanmıştır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 51-49 ikileme
arasında Türkiye’yi bir çıkmaza sokmak yerine toplumu bütününü
kucaklayabilecek bir yol bulmak lazımdır.”
“ORTAK ADAY YÜZDE 64 SAĞ EĞİMLİLERLE, YÜZDE 34 SOL EĞİLİMLERİ DE
KAVRAYACAK KUCAKLAYACAK BİR ADAY OLMASI LAZIMDIR”
Türkiye’nin her düşüncesini, her kültür unsurunu, siyasi bakış
acılarını kavrayacak bir cumhurbaşkanı adayı ortaya çıkarabilecek
bir sosyal zemine ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Bahçeli, şöyle
devam etti:
“Çok siyasi hayata geçtiğimiz günden bu yana Türkiye’deki seçmen
profili iki kümede kendini hissettirmektedir. Bir tanesi yüzde 64
oranında sağ eğilimli bir küme, diğeri ise, yüzde 34 oranında sol
eğilimli bir küme. Cumhurbaşkanlığı bu ülkede yaşayan Cumhurbaşkanı
olacak. Her yaştan seçime katılma hakkını elde etmiş, hangi
partiden olursa olsun o insanların Cumhurbaşkanı olacaksa, bu
ülkede yaşayacaksa doğulu, batılı, kuzeyli, güneyli her
vatandaşımızın Cumhurbaşkanı olacaksa, hangi etnik ve mezhep
temelli bir düşünceye sahip olan insanlarımızın Cumhurbaşkanı
olacaksa bunların içerisinde bir çatı ortak aday çıkarmak gerekir.
Ortak aday yüzde 64 sağ eğimlilerle, yüzde 34 sol eğilimleri de
kavrayacak kucaklayacak bir aday olması lazımdır. Milliyetçi
Hareket Partisi çatı adayı diye Türkiye’nin her düşüncesini, her
kültür unsurlarını siyasi bakış acılarını kavrayacak bir
Cumhurbaşkanı adayı ortaya çıkarabilecek bir sosyal zemine ihtiyacı
gerektirir. İşte bu sosyal zemin yüzde 64’ün ve yüzde 36’ın
içerisinden ortak adayımız bizim budur denilebilecek bir çalışmayı
ortaya koyabilmektir.”
“YURTDIŞI ZİYARETLERİN YAPILMASINDA YARAR VARDIR”
Yurtdışı gezilerinin de yapılabileceğini belirten Bahçeli, şunları
söyledi:
“Yurtdışı ziyaretlerin yapılmasında yarar vardır. 1963 yılından bu
yana çoluğun çocuğun rızkını kazanmak için yabancı ülkelere gitmiş
insanlarımızın şuan dördüncü nesli orada yaşamaktadır. Böyle bir
süreç içerisinde Avrupa Türklüğü diye nitelendirdiğimiz 4 milyonu
aşkın insanımız bulunmaktadır. Yüksek Seçim Kurulu’nun yapmış
olduğu çalışmalarla da 2 milyon 700 bin’e yakın bir seçmen
kitlesinin orada olduğu da söylenmektedir. Bunlarında oy kullanması
artık Türkiye’ye gümrük kapılarında değil oralarda yapılacak olan
çalışmalarla mümkün olacağı düşünüldüğünde siyasi parti
temsilcilerinde düşüncelerini oradaki insanlarımıza aktarma gibi
bir saygınlığı ortaya koyması gerekir. Bu AKP’nin geçenlerde yapmış
olduğu toplantıyla göstermiştir. Şimdi CHP’nin Genel Başkanı
gitmeyi düşünmektedir. Zaten Milliyetçi Hareket Partisi her zaman
ordadır. En güçlü teşkilatlarıyla. Yeri geldiğinde de gidilebilir
diye şimdiden işaret edebilir.”
İSMAİL KONCUK
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Cumhurbaşkanlığı
seçiminde, seçilecek kişinin hem toplumsal problemlere duyarlı
olması lazım, hem çalışma hayatı ile ilgili hassasiyetler taşıyan
bir insan olması gerektiğini ifade ederek, “10 Ağustos tarihinde
Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak. Bu Cumhurbaşkanlığı seçimi hem
Türkiye’nin yaşadığı sosyal olaylar ve toplumsal olaylar
değerlendirilerek hem de çalışma hayatında işçilerin, bütün
çalışanların karşı karşıya bulunduğu tehditler değerlendirilerek
yapılması gereken bir seçimdir. Bu Cumhurbaşkanlığı seçiminde,
seçilecek kişinin hem toplumsal problemlere duyarlı olması lazım,
hem çalışma hayatı ile ilgili hassasiyetler taşıyan bir insan
olması lazım. Türkiye’de gittikçe derinleşen bir kamplaşmayı
maalesef yıllardır hep birlikte yaşıyoruz” şeklinde konuştu.
Koncuk, sözlerine şöyle devam etti:
“Sayın Devlet Bahçeli’nin ortaya atmış olduğu çatı aday formülü
gerçekten Türkiye’nin değerlendirmesi gereken bir formül olarak
aklı mantığa çok uygun geliyor. Burada bizim anladığımız çatı
adaydan kasıt siyasi bir aday değil. Toplumun tamamını kucaklayacak
bir insan. Milliyetçi Hareket Partisi kendi siyasi görüşlerini bir
kenara iterek, diğer partilere benzer teklifler götürülmesi bize
göre kaosun bu kadar derinleştiği ülkemizde siyaseten bu kadar
açılım yapabilmek gerçekten fedakârlık isteyen bir durumdur. Bizden
olsun değil, bizim partimizden olsun anlayışından öte bu milletin
tamamına sahip çıkacak bir aday.”
(İHA)