Bahçeli: Demokrasiye sığan hiçbir yanı yoktur
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, askeri müdahalenin demokrasiye sığan hiçbir yanı olmadığını belirterek, "Tahrir meydanı hem demokrasiye h...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, askeri müdahalenin demokrasiye
sığan hiçbir yanı olmadığını belirterek, "Tahrir meydanı hem
demokrasiye hem de darbeye açılan birbirine uzaktan yakından
benzemez iki kapı olarak hafızalara kazınacak" dedi.
Mısır’daki askeri müdahaleye yönelik yazılı basın açıklaması yapan
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Tunus’ta başlayıp Arap coğrafyasında
yayınlan olayların ardından Mısır’da, düzen ve dengenin
sağlanamadığını belirtti.
Mısır’ın devrik Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in, 30 yıllık baskıcı
iktidarını 18 günde kaybederek 11 Şubat 2011 tarihinde görevinden
ayrılmak zorunda kaldığını hatırlatan Bahçeli, "Tahrir Meydanı’ndan
yükselen zorlama ve dış kaynaklı demokrasi ve özgürlük talepleri
taşları yerinden oynatmış, ezberleri bozmuş ve şimdilerde daha iyi
görülen dayanaksız bir iyimserlik havasına neden olmuştur"
dedi.
Mısır’da, Muhammed Mursi’nin yüzde 52’ye yakın oy desteğiyle
Cumhurbaşkanı seçildiğini hatırlatan Bahçeli, "Ne var ki, Mursi
yönetiminin bir yıllık performans ve icraatları, Mısır’ın
tansiyonunu düşürememiş, cepheleşmesini hafifletememiş, gerilimini
azaltamamış ve biriken sorunlarını çözememiştir.
Büyük umutlar bağlanan Mursi yönetimi, açılan demokratik krediyi
çok çabuk israf etmesinin yanında, beklentileri karşılayamamış,
karşılamamıştır. Anayasa değişikliği konusunda dayatmacı tercihler,
ekonomide başarısız adımlar, partizanca yaklaşımlar, farklı toplum
kesimlerine soğuk ve mesafeli bakışlar Mısır’ı için için kaynatmış
ve karıştırmıştır. Hüsnü Mübarek’i protesto için Tahrir’e
dökülenler, bu defa da göreve gelişi bir yılı bile dolmadan
Mursi’ye karşı toplanmışlar ve geniş ölçekli itirazlarını
seslendirmişlerdir. Sonunda 3 Temmuz itibariyle Mısır ordusu
yönetime el koymuş, Mursi’yi ve İhvan hareketini iktidardan
uzaklaştırmıştır" ifadelerini kullandı.
Mısır’ın bu noktaya gelmesinde iktidarıyla muhalefetiyle herkesin
payı olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Her ne kadar Mursi hali hazırda
mağdur rolünde ise de, kendisine verilen imkanları adaletli ve
kapsayıcı kullanamadığından dolayı kusurludur. Ancak bu askeri
müdahalenin demokrasiye sığar hiçbir yanının olmadığı ve hiçbir
şekilde de hoş görülemeyeceği ortadadır" dedi.
Tahrir Meydanı’nın hem demokrasiye hem de darbeye açılan birbirine
uzaktan yakından benzemez iki kapı olarak hafızalara kazınacağını
belirten Bahçeli, şunları kaydetti: "Mısır’daki son gelişmeler aynı
zamanda 2 yılı aşkın süredir Tahrir’e yüklenen tüm pozitif
anlamları boşa çıkarmakla kalmamış, demokrasiyi de sabote etmiştir.
Arap Baharı dalgasının demokrasi, çoğulculuk ve özgürlük
kanallarındaki tıkanlığı açmaya değil, aksine daha da güçlü şekilde
kapatmaya ve karartmaya yarayan küresel bir tezgah olduğu yabana
atılmamalıdır. BOP’un büyük resmine bakıldığında başka bir sonuca
ulaşılması mümkün olmayacaktır. Dün demokrasiyi tavsiye ve telkin
edenlerin, bugün askeri yönetimlere düşük yoğunluklu tepki
göstermeleri ve yalnızca ’kaygılıyız, herkesi itidale davet
ediyoruz’ klişeleriyle vaziyeti idare etmeleri geri plandaki
niyetleri tercüme etmesi bakımından kayda değerdir. Demokrasi
mücadelesinden darbe yönetimi mecrasına kayılması tamiri ve tarifi
çok zor olacak bir kayıp ve kayma olarak şekillenecek,
tescillenecektir. Bugünkü şartlarda demokrasiye sahip çıkmak,
halkın çağrılarına kulak vermek her siyasi kurumun ertelenemez ve
geciktirilemez vazifesi olmalıdır. Demokrasi dışı arayışlara, ara
rejim heveslilerine, vesayetçi düzenlere ortam ve fırsat vermemek
için iktidar mevkiinde bulunanların sabırlı, sorumlu, şuurlu ve
sağduyulu hareket etmeleri tercihten öte bir zorunluluktur"
açıklamasında bulundu.
Mısır’daki yaşanan olumsuz gelişmelerin ve maliyeti oldukça fazla
olan tecrübelerin AK Parti hükümeti tarafından iyi okunması
gerektiğine dikkat çeken Bahçeli, "Zira bu ülkedeki yeni ve vahim
demokrasi dışı manzaranın Ortadoğu’ya ve ülkemize tesirleri az ya
da çok muhakkak ki görülecektir. AKP hükümetinin bundan sonra
Mısır’daki darbeci yönetimle temas ve diyalog kurma konusunda
ihtiyatlı davranması, gelişmelere karşı demokrasinin yanında saf
tutarak bu ülkenin iç işlerine direk karışmayacak temennilerde
bulunması doğal ve doğru bir tutum olacaktır. Bunun yanı sıra,
Mısır’da ikamet eden, iş ve yatırım yapan vatandaşlarımızın hak ve
menfaatlerinin korunması konusunda lazım gelen tüm çabaların
sergilenmesi mecburiyettir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak,
Mısır’ın en kısa süre içinde demokrasi kulvarına girmesi en tabii
ve en samimi beklentimizdir. Bu ülkenin denge ve düzene acilen
gelmesi, halkın hislerine, şikayetlerine ve yakınmalarına önem
verilmesi, başkaları tarafından yazılan kaos senaryosunun yırtılıp
atılması bölgesel esenlik ve istikrar için de tartışmasız
gerekliliktir. Ayrıca iç çatışmaya düşmeden, olabilecek en yakın
zamanda seçimler yapılarak Mısır’ın makul ve meşru araçlarla
yönetiminin belirlenmesi hem bölgemiz hem de ülkemiz bakımından
sürüncemede bırakılamayacak bir ihtiyaçtır. Unutulmamalıdır ki,
demokrasiye rağmen hiçbir yönetim ayakta kalamayacak, demokrasiye
karşı hiçbir yönetimin meşruluğu ve ahlakiliği bulunmayacaktır.
Darbe yönetimleri tarihin eskimiş sayfalarında kaldığından, geriye
dönüşler, geçmişin yanlışlarına tekrar yönelmeler zaman kaybı
olmanın ötesinde; toplumsal felaketlere, bölünmüşlüklere ve yeni
tip diktatörlere de kaynaklık teşkil edecektir. Çare demokrasidir,
çıkış demokrasidedir, çerçeve demokrasiyle sınırlı kalmalıdır.
Mısır’ın yapması gereken demokrasi vicdanının, demokratik
kuralların kararlılıkla arkasında durmasıdır."