Bahçeli çok sert: Bak Sayın Davutoğlu...
Abone olYeni kabine açıklamasının hemen ardından twitter'dan açıklama yapan Devlet Bahçeli, Başbakan Davutoğlu'na seslendi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Ahmet
Davutoğlu'na çattı! 7 Haziran seçimlerinden bu yana olası bir
koalisyon için MHP'nin sıraladığı şartları sağır sultanın bile
duyduğunu; ancak AK Parti'nin duymadığını ileri süren Bahçeli,
Davutoğlu'nun bazı şeyleri idrak edemediğini
söyledi.
Bahçeli, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu twitter'dan uzunca bir
mektupla eleştirdi. İşte Bahçeli'nin o tweetleri;
"Biz 17-25 Aralık çerçevesinde; hırsızların mahkemeye
çıkarılmasını, rüşvetçilerin yakasından tutulmasını istiyoruz;
anladın mı? Biz PKK’ya silah ve mühimmat sağlayan,bölünmeyi
kurgulayan, mahvımızı projelendiren çözülme sürecinin çürümeye
terkini istiyoruz, anladın mı? Biz saraydaki 17-25 rumuzlu şahsın
Türkiye’yi yıkıma ve Türk milletini yok oluşa sürüklemesine itiraz
ediyoruz, anladın mı? Biz Anayasa ve yasa üstünlüğünün herkesi
kapsayacak derinlikte derhal temin ve takviye edilmesini istiyoruz,
anladın mı? Biz mağdur milyonların helal kazancının haramzadelerin
kursağından söke söke çıkarılmasını istiyoruz, anladın mı? Biz
Türklüğe idam fermanı yazan, milliyetçiliğe haçlı gözlüğüyle bakan
hainlere devlet umurunun cesurca gösterilmesini istiyoruz,anladın
mı?
Diyalog kurmak için önce samimiyet, sonra da halis bir niyetle
konuşmak esastır. Anlamak için dinlemek, dinlemek için ise sabır
lazımdır. Bazen konuşana değil, konuşturana dikkat etmek
zorunludur. Ağaca bakayım derken ormanı gözden kaçırmamak böyle bir
şeydir. Çok söz yalansız, çok para haramsız olmaz derler. Yalan ve
haramın ise şu günlerde ne kadar da sözü dinleniyor, ne kadar da
hükmü geçiyor!
Çelişki ve korku içinde bocalayan her şahsiyet yanlışı müdafaa
edecek ölçüde ahlak güzergâhından sapar. Bu sapma hali tükenişin
habercisidir. Bugün iradesi saraya zimmetli Başbakan şahsımı hedef
alarak şu soruyu sordu: “Ne istiyorsun mübarek? Ne istiyorsun Allah
aşkına?”
Aslında ne istediğimizi sağır sultan bile duydu da, bir tek
Davutoğlu ve dedikoducu çevresi anlamadı, anlayamadı, anlamak
istemedi.
Başbakan bugünlerde çok meşgul, çok bitkin, çok dalgın, çok
tedirgin. Ya anlamıyor, ya da anladığını özümseyip muhakeme
edemiyor. Üzücü!
Anlamak için kulakları açıp pür dikkat odaklanmak gerekiyor.
Aklında saray kabusu olanın, anlayışında tıkanıklıklar olması gayet
normal.
Başbakan tahminim beni yanıltmıyorsa zeki bir insan. Aslında ne
söylediğimi anlaması zor değil. Dersine iyi çalışmıyor,
kaytarıyor!
Bununla da yetinmiyor, gerçekleri saptırıyor, zavallı durumlara
düşüyor. Kaldı ki ne istediğimizden önce nasıl dinlediğini
değerlendirmeli.
Kapalı zarf usulüyle Bakanlar Kurulu ihalesine çıkması, saraydan
geçer not almak için verilen seçim ödevine çalışması zihnini
laçkalaştırmış.
Şimdi bunları söylerken, ak troller iftira seferberliğine çoktan
çıkmışlardır. Bunlar yoklama kaçağı olmamak için saldırıya
geçmişlerdir.
Bak Sayın Davutoğlu, ne istediğimi bilmek istiyorsun; o kadar
söyledim, yine idrak edememişsin. Sözün çoğu cahile, sözün azı
arife söylenir.
Yine de merak ve stresten dolayı sarayın bahçesinde volta atmaktan,
geceleri boşluğa bakmaktan seni kurtaracağım; ama iyi dinle,
hıfzet.
Biz 17-25 Aralık çerçevesinde; hırsızların mahkemeye çıkarılmasını,
rüşvetçilerin yakasından tutulmasını istiyoruz; anladın mı?
Biz PKK’ya silah ve mühimmat sağlayan,bölünmeyi kurgulayan,
mahvımızı projelendiren çözülme sürecinin çürümeye terkini
istiyoruz,anladın mı?
Biz saraydaki 17-25 rumuzlu şahsın Türkiye’yi yıkıma ve Türk
milletini yok oluşa sürüklemesine itiraz ediyoruz, anladın mı?
Biz Anayasa ve yasa üstünlüğünün herkesi kapsayacak derinlikte
derhal temin ve takviye edilmesini istiyoruz, anladın mı?
Biz mağdur milyonların helal kazancının haramzadelerin kursağından
söke söke çıkarılmasını istiyoruz, anladın mı?
Biz Türklüğe idam fermanı yazan, milliyetçiliğe haçlı gözlüğüyle
bakan hainlere devlet umurunun cesurca gösterilmesini istiyoruz,
anladın mı?
Hâlâ anlamadıysan senin için yapacağım bir şey yok. İstersen yazılı
sor cevaplayayım, istersen ulak gönder soru işaretlerini
gidereyim.
Biz Türkiye’ye evet dedik, onlar kaçtı. Biz huzura ve kardeşliğe
evet dedik, onlar sıvıştı Biz millet için varız dedik, onlar anında
kayboldu.
Son olarak diyeceğim tekraren şudur: Türk’ü anlamak için önce
dinlemek şarttır. Onlar kimseyi dinlemedikleri gibi, bizi de
duymadılar.
AKP-PKK gayri meşru birlikteliği hükümet nikahıyla ilan edildi.
Türk tarihi bu karanlık günleri yazdığında anlama özürlüleri ne
yapacak?"