Bahçeli, Beşiktaş ve Fenerbahçe’ye sahip çıktı
Abone olBAHÇELİ, BEŞİKTAŞ VE FENERBAHÇE’YE SAHİP ÇIKTI <br/>- MHP GENEL BAŞKANI DEVLET BAHÇELİ: <br/>- “MADEM BAZI ŞAHISLARLA İLGİLİ ŞİKE İDDİALARI ...
BAHÇELİ, BEŞİKTAŞ VE FENERBAHÇE’YE SAHİP ÇIKTI
- MHP GENEL BAŞKANI DEVLET BAHÇELİ:
- “MADEM BAZI ŞAHISLARLA İLGİLİ ŞİKE İDDİALARI VARDIR, O HALDE
YAKLAŞIK BİR YILI BULAN SÜREDİR UEFA BUNU NİÇİN TESPİT VE TEŞHİS
EDEMEMİŞTİR”
- “KULÜPLERİMİZİN GÜNAHKAR GÖSTERİLMESİ VE SIĞ YORUMLARLA
GÜVENİRLİĞİNİN SABOTE EDİLMESİ UEFA’NIN KOLAYCI VE KESTİRME YOLLARA
TEVESSÜL ETTİĞİNİN AYAN BEYAN KANITIDIR”
- “BAZI KULÜP YÖNETİCİLERİ VE OYUNCALARLA İLGİLİ ŞÜPHELERDEN
HAREKET EDİLEREK TÜRK FUTBOLUNUN YÜZ AKI İKİ KULÜBÜMÜZÜN ONUR VE
SAYGINLIĞIYLA OYNAMAK, PRESTİJLERİNE ZARAR VERMEK BİZE GÖRE ART
NİYETLİLİKTİR”
- “TÜRKİYE FUTBOL FEDEASYONU ÜZERİNE DÜŞEN SORUMLUĞU YERİNE
GETİRMELİ, KENDİ SAHASINDA TOP ÇEVİRMEMELİDİR”
- “HERKES BİLSİN Kİ, BU İKİ KULÜBÜMÜZE YÖNELİK DESTEĞİMİZ VE
SEVGİMİZ HİÇ AZALMAYACAKTIR”
TÜRKER BEKTAŞ
ANKARA (İHA) - Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı
Devlet Bahçeli, UEFA Denetleme ve Disiplin Kurulu’nun 26 Haziran
günü Fenerbahçe ve Beşiktaş hakkında verdiği kararları
değerlendirdi. Fenerbahçe ve Beşiktaş’a sahip çıkan Bahçeli,
“Türkiye Futbol Federasyonu üzerine düşen sorumluğu yerine
getirmeli, kendi sahasında top çevirmemelidir” dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, parti genel merkezinde düzenlediği basın
toplantısında gündeme ilişkin konuları değerlendirdi. Türkiye’nin
ara rejim dönemlerinden, askeri müdahalelerden ve demokrasinin
sansürlediği, kişisel özgürlüklerin baltalandığı karanlık yıllardan
çok çektiğini söyledi. Parlamenter sistemin kapısına silah zoruyla
kilit vurulmasının, millet iradesinin cebren tahakküm altına
alınmasının Türkiye’ye hiçbir şey sağlamadığının altını çizen
Bahçeli, “Daha da önemlisi darbe dönemlerinin sosyal, siyasal ve
ekonomik kaynaklı faturası bir hayli ağır olmuştur. Ara rejimler
toplumsal dokuda hala hissettiğimiz ve tedavi edemediğimiz derin
hasarlar bırakmıştır. Darbenin, darbecilerin, darbe teşebbüslerinin
engellenmesi adına ilk ve en geçerli çare demokrasinin
güçlendirilmesi, siyasi ve demokratik kültürün yaygınlaştırılması
ve zenginleştirilmesidir. Kanun maddesi değiştirerek darbe önlenmiş
sayılmayacaktır. Zaten darbeyi kafasına koymuş darbecilerin hukuka
riayet etme gibi bir kaygıları da olmayacaktır. Hukukta oynamalar
yaparak, özel yetkili mahkemeler kurarak, darbeci izi sürerek, ara
rejim meraklılarının tamamen caydırılması da söz konusu değildir.
Mühim olan darbeci heveslere ortam açmayacak, fırsat vermeyecek,
dayanak olmayacak bir siyasi ve toplumsal yapının varlığını inşa
edebilmektir” dedi.
AK Parti Hükümeti tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet
Kanunu’nda bazı değişiklikler yapmak amacıyla harekete geçilmesinin
zamanlamasının çok ilginç olduğunu belirten Bahçeli, hazırlanan
kanun tasarısında, İç Hizmet Kanunu’nun umumi vazifeler başlığı
altında yer alan 35. maddesiyle birlikte, askerlik tarifini içeren
2. maddesinde, askerlerin siyaset yapma yasağını düzenleyen 43.
maddesinde değişiklik öngörüldüğünü kaydetti.
“35. MADDENİN YENİ HALİ AÇIKÇA PKK’YA VE BÖLÜCÜ ÇEVRELERE BİR
TAVİZDİR”
AK Parti’nin 35. Maddeyi budayarak darbeye hukuki zemin olabilecek
mazeretlerin ortadan kalktığına dönük bir algı ve anlayış tesis
etmeye çalıştığını ifade eden Bahçeli, konuşmasına şöyle devam
etti:
“Bu maddede yer bulan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin vazifesi olarak,
Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye
Cumhuriyeti’ni kollamak ve korumak görevi kaldırılmıştır. Bunun
yerine, TSK’ya, yurt dışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı
Türk vatanını savunmak, caydırıcılık sağlayacak şekilde askeri
gücün muhafazasını ve güçlendirilmesini sağlamak, TBMM kararıyla
yurt dışında verilen görevleri yapmak ve uluslararası barışın
sağlanmasına yardımcı olmak görevi yüklenmiştir. Hükümetin
tasarısında iç tehditlerin artık kalmadığı ve tamamen dikkatlerin
dışarıya verildiği anlaşılmaktadır. 35. maddenin bu yeni hali
açıkça PKK’ya ve bölücü çevrelere bir tavizdir. Oslo’dan İmralı’ya
kadar teröre sunulan ödünlerin ileri bir adımıdır. AK Parti
hükümeti iç tehditlerin bittiğine nasıl ve hangi verilerle karar
verebilmektedir. Terör sorunu sona ermiş midir, bölücülük tehdidi
kalkmış mıdır. Türkiye huzura kavuşmuş, dirlik ve düzene ulaşmış
mıdır. Takdir edeceğiniz üzere, bu sorulara verilebilecek en ufak
olumlu bir cevap dahi yoktur.”
“DEĞİŞİKLİKLERİ DEMOKRASİNİN GEREĞİ OLARAK İZAH ETMEYE
KALKIŞMASINLAR”
TSK İç Hizmetler Kanunu’nda yapılması gündemde olan değişikliğin
teröre ikram ve ödül olduğunu öne süren Bahçeli, “Hiç kimse
yapılması planlanan bu değişikliği demokrasinin gereği olarak izah
etmeye kalkışmamalıdır” dedi. Türkiye’de iç tehdidin sonlandığını
söylemenin tam bir akıl tutulması olduğunu öne süren Bahçeli,
askerlik tarifini içeren 2. maddenin değişikliğe tabi tutulmasının
hazmedilmesi ve makul bulunması kolay olmayacak bir gaflet olduğunu
vurguladı.
“BAŞBAKAN TSK’YI TASFİYE EDEREK TAŞERON GÜVENLİK ŞİRKETLERİNE Mİ
DEVREDECEK”
Bahçeli, “Kanunun mevcut hali askerliği, Türk vatanını, istiklal ve
Cumhuriyetini korumak için harp sanatını öğrenmek ve yapmak
mükellefiyeti olarak tanımlarken, hazırlanan yeni tasarıda
askerlik, yalnızca harp sanatını öğrenmek ve yapmakla
sınırlandırılmıştır. Yani askerliğin mana ve ehemmiyeti sakıncalı
şekilde daraltılmıştır. Milli ve manevi değerlerden soyutlanmış ve
sadece harp üzerine bina edilmiş askerlik tanımı, Türk milletine ve
Türk devlet felsefesine aşırı ölçüde terstir. AK Parti hükümeti
için paralı askerlerle, vatan ve millet görevini ifa eden Mehmetçik
arasında hiçbir fark kalmamıştır. Acaba Başbakan ve hükümeti, Türk
Silahlı Kuvvetleri’ni yavaş yavaş tasfiye ederek askerlik hizmetini
taşeron güvenlik şirketlerine mi devredecektir. Kutsal vatan
nöbetini anlamsızlığa ve boşluğa mı sürükleyecektir. Millet ordusu
olan TSK’yı, parayı bastıranın emrine mi verecektir. Son değişiklik
teklifleri ister istemez bizim aklımıza bu soruları getirmektedir”
diye konuştu.
“TÜRK FUTBOLUNUN YÜZ AKI İKİ KULÜBÜNÜN ONUR VE SAYGINLIĞIYLA
OYNANIYOR”
MHP Genel Başkanı Bahçeli, basın toplantısında UEFA Denetleme ve
Disiplin Kurulu’nun 26 Haziran günü Beşiktaş ve Fenerbahçe hakkında
verdiği kararları değerlendirdi. Bahçeli, 110 yıllık bir maziden
süzülüp gelen Beşiktaş ile 106 yıllık bir geçmişe sahip
Fenerbahçe’nin UEFA tarafından haksız ve peşin hükümlerle
suçlandığını ve cezalandırıldığının altını çizdi.
UEFA kararlarının tartışılacak ve sorgulanacak birçok yanının
bulunduğunu belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
“Değişik müsabakalarda şike yapıldığı ve teşvik pirimi verildiği
iddialarının UEFA tarafından tüm yönleriyle, adalete ve hakkaniyete
riayet edilerek tetkik ve tahkik edildiğini söylemek zorlama bir
yorum olacaktır. Her şeyden önce UEFA, tüzel ve gerçek kişi ayrımı
gözetmemiştir. Anlayamadığımız taraf, ilk etapta şahıslar ceza
almazken, kulüplerimizin niçin ve hangi mantıkla cezalandırılmaları
olmuştur. UEFA Denetleme ve Disiplin Kurulu’nun, görevlendirdiği
müfettişten şike ve teşvik pirimi iddialarına adı karışan bazı
isimlerle ilgili ilave bir rapor istemesi de yetersiz ve eksik
bilgilerle hüküm verildiğine karine teşkil etmiştir.
Bu kararı şike iddialarıyla ilgili ‘kanaat oluştu’ şeklinde
anlamlandırmak ise bizim açımızdan gereksiz ve gerekçesizdir. Madem
bazı şahıslarla ilgili şike iddiaları vardır, o halde yaklaşık bir
yılı bulan süredir UEFA bunu niçin tespit ve teşhis edememiştir.
Kulüplerimizin itham edilmesi, günahkar gösterilmesi ve sığ
yorumlarla güvenirliğinin sabote edilmesi UEFA’nın kolaycı ve
kestirme yollara tevessül ettiğinin ayan beyan kanıtıdır. Bazı
kulüp yöneticileri ve oyuncularla ilgili şüphelerden hareket
edilerek Türk futbolunun yüz akı iki kulübümüzün onur ve
saygınlığıyla oynamak, prestijlerine zarar vermek bize göre art
niyetliliktir.”
“BUNA KİMSENİN HAKKI YOKTUR”
Meselenin yalnızca iki kulübün suçlanması ve hak mahrumiyeti
yaşamasıyla sınırlı olmadığını belirten Bahçeli, üzerinde
düşünülmesi ve durulması gereken konunun Türk futbolunun ve Türk
sporunun da yargılandığı, aşağılandığı ve itibarıyla oynandığı
gerçeği olduğunu ifade etti.
Bahçeli, “İsviçre’den, Türk futbol kulüplerini ve bunlara gönül
veren milyonlarca kardeşimizi rencide etmek miyop ve muğlâk batılı
anlayışın ifşasından başka bir anlama gelmemiştir. Buna da kimsenin
hakkı yoktur. UEFA’nın kararlarında objektif olmadığı, Beşiktaş ve
Fenerbahçe’yle birlikte incelediği Romanya’nın bir takımına karşı
takındığı tarafgir bakışla da sabitlenmiştir. Bu iki kulübümüze
ceza yağdıran bu kurumun, hemen hemen benzer konuda bir Avrupa
takımına sıra gelince yelkenleri suya indirmesi ve sadece 5 yıllık
bir denetimle iddiaları savuşturması çifte standardın tescilidir.
Bu gelişmeler ışığında söylemek lazımdır ki, UEFA’nın verdiği karar
kesin ve itiraz edilemez olmadığı için şimdi sırayı ‘Tahkim’
aşaması almıştır. Kulüplerimizin yaptıkları itirazlarının
incelenerek doğru ve adil bir karar verilmesi Türk sporunun
üzerindeki yükü biraz olsun hafifletecektir” şeklinde konuştu.
“TFF KENDİ SAHASINDA TOP ÇEVİRMEMELİDİR”
Türkiye Futbol Federasyonu’nu da sert bir dille eleştiren Bahçeli,
“Türkiye Futbol Federasyonu üzerine düşen sorumluğu yerine
getirmeli, kendi sahasında top çevirmemelidir” Başbakan Erdoğan’ın
UEFA Başkanı nezdinde gerekli çalışma ve girişimi yapması
gerektiğini ve iki büyük kulübe sahip çıkması gerektiğini sözlerine
ekleyen Bahçeli “Elbette kim şike yapmışsa, teşvik primine kimler
tevessül etmişse bulunup haklarında gerekli işlemler
yapılmalıdır.Buna diyeceğimiz bir şey yoktur. Sporun ruhu,
sportmenlik ahlakı da bunu gerektirecektir. Ancak tüzel kişilerin
hedef tahtası yapılmasına müsaade etmemek, iddialar sübut bulmadan,
somut bir hal kazanmadan adı geçen kişi ya da kişilerin peşinen
suçlu ilan edilmesine engel olmak sorumluluk makamındaki herkesin
görevi olmalıdır. Başbakan Erdoğan meseleye seyirci kalmamalı,
Avrupa futbol lobisinin fütursuzluğuna hareketsiz durmamalıdır.
Özellikle Çarşı Grubu’nun muhalif duruşunu bahane ederek en başta
Beşiktaş’a ve yöneticilerle sürtüşme gerekçesiyle Fenerbahçe’ye
şaşı ve duyarsız yaklaşmamalıdır. Fenerbahçe ve Beşiktaş’a şike
yaftası vurmak, bazı oyuncularını ve yöneticilerini iddialar netlik
kazanmadan suçlamak kimseye, hele spor hayatına bir şey
kazandırmayacaktır. Herkes bilsin ki, bu iki kulübümüze yönelik
desteğimiz ve sevgimiz hiç azalmayacaktır” dedi.
(İHA)