Bahçeli Aytaç Durak'ı sildi attı!
Abone olMHP grubunda konuşan Bahçeli gündeme dair konularda çarpıcı açıklamalar yaptı. Ancak bir açıklaması adeta deprem etkisi yarattı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında
milletvekillerine seslendi. Bahçeli'nin konuşmasının son bölümünde
ise partisinin Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak ve
meclis üyelerini istifaya davet etti.
İşte Bahçeli'nin konuşmasından satır başlıkları:
TAŞ ATAN ÇOCUKLAR ŞARTI
Biz elbette ki hiçbir çocuğun her hangi bir suça karışmasını
isteyemeyiz ve dileyemeyiz. Böyle bir temenninin ve sürecin içinde
de asla olamayız.
Bir çocuğun sırf taş attığı için yıllarca mahkûm edilmesine ve adım
adım terörist olmasına da sıcak bakamayız.
Ancak, kamuoyuna “taş atan çocuklar” olarak yansıyan gündemi
dikkate aldığımızda, varsa bir suçun veya kusurun da karşılıksız
kalmasına destek veremeyiz.
SAVCILIK HEMEN HAREKETE GEÇTİ |
Adana Cumhuriyet Savcılığının, Büyükşehir Belediye Meclisindeki
rüşvet tartışmaları ve sonrasında ortaya atılan iddialarla ilgili
araştırma başlattığı öğrenildi. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Adana Cumhuriyet Savcılığı, Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak ile bazı belediye meclis üyeleri hakkında bir süredir basında çıkan haberler ve iddialar nedeniyle inceleme başlattı. Söz konusu iddialardan bazıları hakkında soruşturma yapıldığı, bazıları hakkında da süren davalar olduğu, ancak daha önce soruşturulmayan iddiaların belirlenmesi için çalışma sürdürüldüğü belirtildi. VALİ'DEN İLGİNÇ AÇIKLAMA Adana Valisi İlhan Atış, ''Adana Büyükşehir Belediyesindeki olayların yüzde 99'u ile ilgili adli süreç başladığını'' belirterek, ''Deniz dalgalanmadan durulmaz, sonucun çok iyi olacağını tahmin ediyorum'' dedi. Vali Atış, AA Adana Bölge Müdürü Ercan Halıcı'yı ziyaretinde, MHP'li Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak ile kendi partisinin meclis üyesi ve başkan vekili Mustafa Tuncel arasındaki karşılıklı suçlamalarla ilgili hiç kimsenin yorumda bulunmasının doğru olmayacağını, kararı yargı organlarının vereceğini bildirdi. |
Bugün çocukken polise taş atanın, yarın büyüyünce Mehmetçiğe
kurşun atmayacağından emin olacak bir çözüme, şayet ikna olursak
elbette ki yanında yer alacağız.
Ne var ki, kamu vicdanını yaralayan bu vakıanın çözümünü sağlayalım
derken, PKK güdümündeki aileler ile çocuklarına, polisi ve karakolu
taşlama serbestliği verilmesine de göz yummayız.
Yarın yaygınlaşacak eylemlerde, araçları yanan, evleri tahrip olan,
dükkanları hasar gören veya kendileri bizzat mağdur olan
vatandaşlarımıza vereceğimiz hesabı da mutlaka dikkate alırız.
SÖZDE ERMENİ İDDİALARI
Zira milletimize yönelik asla kabul edemeyeceğimiz bu ağır
iftiralar, yalnızca AKP hükümetinin sorunu değil, hepimizin ortak
direnişini ve mücadelesini gerektiren milli bir sorundur.
Konu bugünkü millet varlığımız ile köklerimiz arasındaki kültürel
mirası, vicdani ve insani bağı ve bağlantıyı kopartacak kadar
önemli bir hal almış ve maalesef ülkemiz içinden de işbirlikçileri
bulabilmiştir.
Görünen odur ki, kimsenin tarihi gerçekleri aramak ve doğruları
tespit etmek gibi bir kaygısının olmadığı bu önyargılı gidişatla,
milletimizi soykırımcı olarak suçlayacak yeni devletler ve
parlamentoları bundan sonra da devreye girecek yenileri
eklenecektir.
Ancak, bizim burada hükümeti eleştirilerimizin birinci nedeni,
yabancılara şirin görünme adına, kendi tarihini gammazlayan, kendi
ceddini ihbar eden, milletini suçlayan ve isyancıları bile ucuz
siyasetine malzeme yapan bir zihniyetin işbaşında bulunuyor
olmasıdır.
İkincisi ise yabancıların hakkımızda verdikleri kararlar kadar, AKP
hükümetinin çizdiği iyimser tablonun, şişirilmiş başarı
balonlarının birer birer patlıyor olmasıdır.
Sözde bütün uluslar arası sorunları çözme gibi son derece iddialı
başladıkları bu alanda verilen bunca tavize rağmen sorarım sizlere
hangi sorunu çözmüşlerdir?
ÇANAKKALE RUHUNU ARIYORUZ
Çanakkale yalnızca vatan topraklarının savunulması için yapılan bir
savaşın adı değil, aynı zamanda bir milletin izzet-i nefsi için
nasıl ayağa kalkabileceğini, ufalanarak daha fazla parçalanmamak
uğruna neleri göze alabileceğinin de tarihi şahadetidir.
Türk milletini, on asırdır yaşadığı topraklardan atmak için
seferber olmuş haçlı zihniyetinin durdurulması için Diyarbakırlı
ile Tokatlı’nın, Adanalı ile Bursalı’nın, Malatya’lı ile
İzmirli’nin, Mardinli ile Ispartalı’nın nasıl kucaklaştığının ibret
ve kıvanç vesilesidir.
Asırlarca büyüyen ve üç kıtaya yayılan sınırlardan sonra acı ve
göçlerle başlayan bir küçülmenin bu son çekilme hattında, büyük
milletin bin yıllık ana yurdunu, Ertuğrul Ocağını, ata toprağını
nasıl savunacağını, bunun için ölümü nasıl göze alacağını gösteren
bir iftihar sayfasıdır.
Ülkemizin her yanından gelerek Çanakkale’de buluşmuş olan yüz
binlerce Mehmetçiğin şehadeti ve fedakârlığı her türlü takdir ve
şükran hissinin üzerindedir, eşi ve emsali yer yüzünde yoktur.
Çanakkale, “tek dişi kalmış canavar”a karşı Anadolu ve Rumeli
Türklüğünün topyekun bir direnişinin adıdır ve ünvanıdır.
Çanakkale, Mehmet’ini muhabbetle bağrına basıp; “Oğul seni
yetiştirdim hizmet eyle vatana, Ak sütümü helal etmem saldırmazsan
düşmana”, diyerek cepheye uğurladığı eli mübarek anaların
zaferidir.
ERDOĞAN KUNTA KİNTE'YE BENZEMİYOR
Başbakan Erdoğan, geçen hafta içinde bazı sağlık tesislerinin toplu
açılışında, 18’nci yüzyılda Batı Afrika’dan Amerika'ya köle olarak
satılan ve köleliğe karşı direnen bir sinema karakteri olan Kunta
Kinte'ye atıfla; “Bu ülkenin gerçekten Kunta Kinte’leri vardı. Ben
de Kunta Kinte'ydim.” sözleri dikkat ve ilgi çekici olmuştur.
Başbakanın, ne olacağı, hangi sıfatı taşıyacağı, kendisini nasıl
tanımlayacağı tamamen kendi bileceği bir iştir.
Ancak bizim tanıdığımız Başbakan Erdoğan, aç ve sefil yaşayan bir
Afrika kölesine değil, şahsı ve aile efradıyla birlikte safahat
içinde yaşayan Ortadoğu sultanlarına daha çok benzemektedir.
Kunta Kinte olarak başladığını söylediği yer ile bugün edindiği
servet arasındaki uçurumun izahı başka türlü nasıl
yapılacaktır?
Başbakan’a yirmi yılda gülen talihin, yoksulluğu bir türlü aşamamış
vatandaşlara ömrü boyunca gülmemiş olmasının gerekçesi nasıl ifade
edilecektir?
Başkalarının ne olduğu, kendini kiminle tanımladığı ve hangi
milletin mensuplarıyla benzeştirdiği bizim konumuz ve umurumuz
değildir. Ve bizim de kendisine söyleyeceğimiz şudur:
Biz Milliyetçi Hareketin mensupları olarak, Alparslan gibi olmaya,
Fatih gibi bakmaya, Yunus gibi söylemeye, Hacı Bektaş gibi sevmeye,
Mevlana gibi kucaklamaya ve Mustafa Kemal gibi mücadeleye devam
edeceğiz.
AYTAÇ DURAK DERHAL İSTİFA ETMELİ
İddilarla ilgili olarak MHP tarafından gerçeklerin ortaya
çıkarılması için bir heyet görevlendirilmiştir. Bu konuda İçişleri
Bakanlığı tarafından idari soruşturma yürütülmeli ve sonuna kadar
gidilmelidir.
Bu kişilerin MHP tüzüğünce üyeleriklerinin ara verilmesine karar
verilmiştir.
Temennim odur ki bir disiplin kovuşturmasına sebebiyet verdirmeden
Sayın Büyükşheir Belediye Başkanı ve belediye meclis üyesi
partimizden istifa etmelidir