Bahçeli açıkladı: Önerge gekliyor
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Soma faciasına ilişkin, “Alınması gereken tedbirlerin ve kaza sonrası kamuoyunu rahatsız eden gelişmelerin...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Soma faciasına ilişkin,
“Alınması gereken tedbirlerin ve kaza sonrası kamuoyunu rahatsız
eden gelişmelerin belirlenmesi maksadıyla Meclis Araştırması
açılması için önerge vereceğiz” dedi.
Partisinin Meclis’teki grup toplantısında konuşan MHP Lideri Devlet
Bahçeli, Soma’daki madende umutların söndüğünü belirterek, “Kamu
kuruluşlarını verimsiz diyerek uzun süreli kiralama ve özelleştirme
yöntemleriyle elden çıkarmak kardan başka gözü bir şey görmeyen
aymazların ekmeğine yağ sürmüştür. Taşeronlaşma ve vahşi emek
sömürüsü üçüncü dünya ülkelerine özgü bir alışkanlıktır. Bundan
böyle maden işletmeciliğindeki zafiyetler, güvenlik sistemlerindeki
şaibeler, işletmelerin çalışma esasları temelden sorgulanacaktır.
Bir tek insanın canı emniyette değilse, bir tek işçimiz kendi
kusuru dışında zarar görüyorsa orada, o iş yerinde apaçık bir
eksiklik ve yanlışlık var demektir. Önce güvenlik, önce sağlık,
önce insanca çalışabilecek şartları inşa etmek asıl olmalıdır. Bunu
da temin edecek ve sağlayacak siyasi sorumluluk taşıyan hükümetten
başkası değildir” diye konuştu.
MHP ÖNERGE VERECEK
Soma’daki iş kazasının en küçük ayrıntısına kadar incelenmesi
gerektiğini vurgulayan Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hiçbir ihmal gözardı edilmemelidir. Biz de söz konusu facianın
sebepleri ve sonuçları ile neden olduğu ekonomik ve sosyal
sorunların giderilmesi için alınması gereken tedbirlerin ve kaza
sonrası kamuoyunu rahatsız eden gelişmelerin belirlenmesi
maksadıyla Meclis Araştırması açılması için önerge vereceğiz.
Ayrıca Başbakan Erdoğan’ın yaşanan maden faciasıyla ilgili; “bunlar
olağan şeylerdir, bunun yapısında, fıtratında bunlar var, hiç kaza
olmayacak diye bir şey madenlerde yok” demesi acımasız ve kalpsiz
bir şahsiyetin zırvasıdır. Başbakan benzer ifadeleri, 17 Mayıs
2010’da, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Müesses
Müdürlüğü’ne bağlı bir maden ocağında kaybettiğimiz 30 kardeşimizin
arkasından da söylemişti. Bu nasıl bir fıtrattır ki, sürekli olarak
madencilerimizi bulmaktadır? Bu nasıl bir olağan şeydir ki, sadece
emeğiyle geçinen vatan evlatlarını vurmaktadır? Başbakan’ın
fıtratında hortumlayarak zenginleşmek; Somalı madencinin fıtratında
toprak altında can vermek vardır. Başbakan’ın fıtratında koruma
ordusuyla gezmek, önüne gelene tokat atmak, suçsuz günahsız
vatandaşlarımıza galiz küfürler savurmak; Somalı madencinin
fıtratında kömürden rızkını çıkarırken zehirlenmek vardır.
Başbakan’ın fıtratında aşağılık müşavirlerinin yerde kıvranan
insanlara tekme vurması; Somalı madencinin fıtratında ödenmeyen
banka borçları ve hayat pahalılığı altında ezilmek vardır.
Başbakan’ın fıtratında milyarlarca lirayı götürmek; Somalı ve
Zonguldaklı kardeşlerimizin fıtratında madene gömülmek vardır. Bu
nasıl bir fıtrattır? Bu nasıl bir talihtir? Bu nasıl bir düzendir?
Başbakan Erdoğan Soma’ya gitmiş ve terör estirmiştir. Yaslı
Somalılara meydan okumuş, tepkiler karşısında öfke nöbetleri
geçirmiştir. Hükümet ve yandaşları utanmasa Soma’daki maden
felaketini paralel örgüte dahi havale edecek, iş kazasını sabotaj
olarak yorumlamayı arttırarak sürdürecektir.”
ERDOĞAN’IN VERDİĞİ ÖRNEKLER
Başbakan Erdoğan’ın Soma’daki kayıpları normal gösterebilmek için
1862, 1866, 1899’da İngiltere’de; 1906’da Fransa’da; 1914, 1963’de
Japonya’da; 1942 ve 1960’da Çin’de; 1965 ve 1975’de Hindistan’da
yaşanan maden kazalarıyla ilgili örnekler verdiğini hatırlatan
Bahçeli, “Bu misallerin veriliş ve anlatılış şekli Türkiye’yi nasıl
bir kafa yapısının yönettiğini göstermektedir. Yani Başbakan’a göre
301 işçimizin ölümü sıradandır ve literatüre uygundur. Allah’tan
Başbakan 14’ncü yüzyılda Avrupa’yı inim inim inleten veba
salgınından bahsetmemiştir. Allah’tan, Birinci Dünya Savaşı’ndan
hemen sonra dünyayı kasıp kavuran ve milyonlarca insanın ölümüne
neden olan grip salgını aklına gelmemiştir. Başbakan eğer dur durak
bilmeseydi, eğer önüne koyulsaydı, Titanik isimli yolcu gemisinin
1912’de buzdağına çarpmasıyla denize gömülen binlerce kişiden bile
örnekler verebilirdi. Nasılsa saçmalamak moda ve maliyetsizdir.
Nasılsa Başbakan’ın yalan yanlış sözlerinden, ipe sapa gelmez
konuşmalarından yandaş taife bir hikmet çıkaracaktır. Yüreğimizi
ateşe veren maden yıkımını batı ülkelerinde yaşanan 19 ve 20’nci
yüzyıllardaki kazalarla mukayese etmek; tekerleği bulan ilk insanla
aya çıkan ilk insanı kıyaslamak veya atı evcilleştiren ilk insanla
otomobili yapan ilk insanı karşılaştırmak kadar hezeyan ötesidir.
Başbakan hangi çağda, hangi yılda yaşadığını unutmuş, zamanda
yolculuk yapayım derken yanlış butona basmış ve duvara toslamıştır”
ifadelerini kullandı.
"AÇIKÇA SÖYLÜYORUM..."
Gelişmiş ülkelerde çok düşük seviyelerde olan iş kazalarının artık
bir övünç konusu değil, insani bir ödev ve mecburiyet olarak
addedilmekte olduğunu bildiren Bahçeli, konuşmasını şöyle
sürdürdü:
“Açıkça söylüyorum; Başbakan’ın fıtrat dediğine, gelişmiş ülkeler
cinayet demektedir. Tedbir olmadan tevekkülün yararı olmayacaktır.
İşte Başbakan’ın anlamadığı da budur. Yaşanan acıyı istismar etmek
için hazır kıta bekleyenler Somalıların hayatını zehir etmiştir.
Soma’nın karantinaya alınması, giriş ve çıkışların kontrollü
yapılması ganimet avcısı fırsatçıların eseri, sonra da hükümetin
korkaklığıdır. Maden felaketi henüz çok yeniyken, görevli ve sokak
müdavimi bazı marjinal unsurların Soma’yı mesken tutması ve fiilen
olağanüstü hale sebebiyet vermeleri vicdansızlıktır. Türkiye’yi
karıştırmak için el ovuşturanların faal hale geçmesi ve
kışkırtmalarına Somalı kardeşlerimizi alet etme niyetleri inşallah
dikiş tutmayacaktır. Soma’daki acıyı hep birlikte gidermek,
dayanışma ve kardeşlik ruhundan ödün vermemek zorundayız. Soma;
şehidiyle ve yaşayanıyla bizlere çok şeyler öğretmiştir. Ambulans
sedyesinin kirlenmemesi için çizmesini çıkarmak isteyen madencinin,
Avucunda “oğlum hakkını helal et” yazısı çıkan babanın, Demir
boruları ısırarak hayatta kalma mücadelesi veren işçilerin, “Kara
maden iki evladımı aldı” diyerek feryat eden Senem Annenin,
Ayaklarında yırtık çorapla ruhunu teslim eden, helal lokması için
zehir soluyan, arkadaşını kaybettiğinden dolayı kurtulmasına
sevinemeyen emekçilerin, Oğluyla kucak kucağa ölüme yürüyen madenci
babanın hatıra ve mirası asla unutulmayacaktır. Bir avuç kömür için
bir ömür verenlerin geride bıraktıkları millet vicdanına emanettir.
Beklentim odur ki, bundan sonraki maden facialarının önlenmesi için
tüm yasal ve idari tedbirler alınmalıdır. Tehlike ve ölüm saçan
madenler derhal kapatılmalı, işçi sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili
yaptırımlar ağırlaştırılmalıdır. Görevi başında vefat eden
kardeşlerimin yetim çocukları, dul eşleri, ağıt yakan anne ve
babaları mağdur edilmemeli, ihtiyaçları neyse karşılanmalıdır. Ve
işçilerin hayatına mal olan iş kazalarını kökten bitirmek veya en
aza indirmek için modern çalışma yöntemleri acilen tatbik
edilmelidir. Milliyetçi Hareket Partisi Soma’daki yaraların
sarılmasına ve bu kapsamda alınacak tedbirlere ön şartsız katkı ve
destek verecek, üzerine ne düşüyorsa yerine getirecektir. Bundan
hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır.”
(İHA)