Bahçeli AB'yi Erciyes'te bıraktı
Abone olŞimdiye kadar 'onurlu üyeliği' savunan MHP Lideri Bahçeli, şimdi müzakerelerin yeniden gözden geçirilmesini istiyor. Bahçeli'ye göre AB'den Türkiye'ye hayır yok...
MHP, AB politikasını değiştirdi. Bugüne kadar "AB'ye dik durarak
girme" tavrını ortaya koyan MHP lideri Devlet Bahçeli, Türkiye-AB
ilişkileri için şimdi "Ne Türkiye'ye ne de AB'ye hayrı olacaktır"
görüşünü dile getiriyor.
Erciyes Zafer Kurultayı'nda iki gün boyunca partililerle bir arada
olan Bahçeli, AB'ye yönelik eleştirilerinin dozunu iyice artırarak,
önceki görüşlerinin aksine bu kez "Türkiye-AB ilişkilerinin yeniden
tanımlanması gerektiğini" savundu. Hükümetin AB ilişkisini
"teslimiyetçi" bir anlayışla yürüttüğünü ileri süren Bahçeli,
Gümrük Birliği Ek Protokolü'nün imzalanmasının ardından Türkiye'nin
yayınladığı deklarasyonun hukuken hiçbir anlamının olmadığını
bildirdi. Türkiye'nin Ek Protokolü imzalamasının bile AB'yi tatmin
etmediğini ifade eden Bahçeli, Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'ın
açıklamalarına dikkat çekerek, "Şimdi Türkiye'nin Rumlarla tam
diplomatik ilişki kurmasına yol açacak bir süreç için zorlama
yapılmaktadır" diye konuştu.
AB, Türkiye'yi istemiyor
Müzakerelerin başlayacağı 3 Ekim öncesi Türkiye'nin, 3 Ekim heyecan
ve sevincinden kurtularak yeniden düşünmesi gerektiğini dile
getiren Bahçeli, şu ifadeleri kullandı: "AB ülkelerindeki
gelişmelerle birlikte Türkiye'nin üyeliğinin belirleneceği
çalışmalar tekrar gözden geçirilmelidir. AB yönetimi açıkça ifade
ediyor; üyeliğin 2013-2014 yılında olabileceğini. Hiçbirisi yakın
bir tarih değil. Tam üyeliğin söz konusu olmadığı, olamayacağı
iddia ediliyor. AB'nin Türkiye'yi içine almak istemediği artık
bütün çıplaklığıyla anlaşılmıştır. 3 Ekim'de başlatılması öngörülen
göstermelik süreç, eğer başlarsa, sonu tam üyeliğe gitmeyen çıkmaz
bir sokakta Türkiye'yi oyalama ve hırpalama süreci olacaktır. Böyle
bir denklem içine hapsedilen ilişkilerin bundan sonra ne Türkiye'ye
ne de AB'ye hayrı olacaktır. Bu kısır döngünün bir yerden kırılması
ve ilişkilerin geleceğinin yeni bir tanıma kavuşturulması artık
kaçınılmazdır."
Berrak düşünme zamanı
Bahçeli, "Papa'nın Ayasofya'da dua edeceği ve Ayasofya'nın tekrar
kilise olacağı" yönündeki iddialarla ilgili olarak da, bu tip
söylentilerde daha duyarlı ve soğukkanlı davranılması gerektiğini
vurguladı. Bahçeli, "Aşırı derecedeki zihinsel kargaşadan birileri
milimetrik olarak mesafe alıyor. Artık bu oyundan ülkenin
kurtulması gerektiğini düşünüyorum. Herkes büyük bir planlamayla
adım atıyor, biz ise her adımda daha büyük bir kargaşayla daha
berrak düşünme kabiliyetimizi kaybediyoruz" dedi.
3 Ekim tarihi Mondros'un rövanşı mı?
3 Ekim tarihine dikkat çeken Bahçeli, çok tartışılacak bir de iddia
ortaya attı. Mudanya Mütarekesi'nin başladığı tarihin 3 Ekim 1922
olduğuna dikkat çeken Bahçeli, Mudanya Mütarekesi ile 58 bin Yunan
askerinin Trakya'dan çekilerek, bölgenin Misak-ı Milli içine
girdiğine işaret etti. Bahçeli, "Neden 3 Ekim; bu düşünülüyor mu?
AB, Türkiye'nin AB sürecindeki üstün gayretleri nedeniyle farklı
bir tarih vererek AKP'yi onore edilebilirdi. Örneğin; 18 Kasım, 15
Mart, 3 Kasım gibi. 3 Ekim bizim bildiğimiz kadarıyla Mudanya
Mütarekesi'nin başladığı tarihtir. 3 Ekim müzakere sürecinden sonra
Kıbrıs'tan 35 bin askerin çekilebileceği, KKTC'nin varoluş
gayesinin ortadan kaldırılabileceği gibi tartışmalar
başlatılabilir. Hangi tarihte neyin rövanşı alınmak isteniyor, iyi
görmemiz gerekir" diye konuştu.
Haber: Hamdi Ateş
Kaynak: