Şimdi...
Şimdi kalk oturduğun yerden...
Şimdi kaldır başını göğe...
Ertelediklerini başla yaşamaya...
Özel günler için sakladığın çamaşırları çıkar parfüm
kokulu kutudan...
Kendi için giy onları, şimdi...
Bu gece kullanmaya kıyamadığın tabakları koy masaya...
Etiketini dahi çıkarmadığn peçeteleri koy tabakların
yanına...
Hani o çok sevdiğin, "o gece" giymeyi
düşündüğün elbiseyi geçir sırtına...
Daha özel bir an yok şu andan başka...
En özel yemeği yap bugün kendin için, süsle masayı birini
beklemeden...
Açmaya kıyamadığın o kıprkırmızı şarabı aç, kristal kadehi
kendine kaldır bu gece...
Hani, birikte gideriz diye ertelediğin tatil var ya...
Şimdi, hemen şimdi gidiş biletini al oraya...
Çok yük yapmana gerek yok, bir terlik, bir gecelik, birkaç esbap
yeter yaşamana...
Okumak için uygun anı kolladığın kitabın sayfalarını başla
çevirmeye...
Ne duruyorsun!
Hemen diyorum, şimdi...
Neyi bekliyorsun kendine gelmek için?
Beklediğin o özel anlar sen harekete geçmezsen gelmez ki...
Silkelenmek için beklediğin şey beklersen gelmez ki...
Yık kendi elelrinle tuğla taşıyıp ördüğün duvarları...
Yok et, hemen şimdi kendi çabalarınla önüne diktiğin
engelleri...
O beklediğin an harekete geçmezsen gelmeyecek çünkü...
O gelirse, seneye, şu ararsa, bunlar olursa demeyi bırak
artık...
Mutluluk ne bir olaya, ne bir kişiye, ne bir söze bağlanamaz
hiçbir zaman...
İçinde mutlu olmaya bak...
Hemen kalk ve erimesinler diye yakmaya kıyamadığın kokulu
mumları yak..