Bahar değil, karakış

Eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın, Gezi Parkı olayları ile ilgili “Türk polisi ile Türk milletinin karşı karşıya gelmesi ’bahar’ olarak tanımlanamaz. Aynı milletin evlatlarının karşı karşıya getirilmesi ancak ’karakış’ olarak nitelendirilebilir” değerlendirmesini yaptı.
Halil Şıvgın, İstanbul Taksim’de bulunan Gezi Parkı’nda başlayan ve tüm Türkiye’ye yayılan olayların 12. gününe girmiş olmasından duyduğu endişeyi paylaşmak ve önerilerini dile getirmek istediğini belirterek “Türk polisi ile Türk milletinin karşı karşıya gelmesi “bahar” olarak tanımlanamaz. Aynı milletin evlatlarının karşı karşıya getirilmesi ancak ’karakış’ olarak nitelendirilebilir” dedi.
Olayların yatışmasını sağlayacak güç ve yetkinin Başbakan ve hükümette olduğuna dikkat çeken Şıvgın, sağduyunun galip gelebilmesi için Başbakan’a ve hükümete büyük rol düştüğünü belirterek “İstanbul’a 3. Havaalanın 3. Köprünün kanal İstanbul’un yapılmasını istemeyen yerli ve yabancılar olabilir. İMF ‘ye borçlu olmaktan kurtulan bir Türkiye’yi, faizlerin düşmesini ekonomik ve siyasi istikrarın bozulmasını, isteyenler bulunabilir. Gelişen büyüyen, güçlenen Türkiye’yi içeride ve dışarıda çekemeyenler dün olduğu gibi bu gün de olabilir, olacaktır” ifadesini kullandı.

SOSYAL MEDYA VE BİLGİ KİRLİLİĞİ
Sosyal medyada samimi mesajlar kadar, provokatif ve gerçek dışı bilgilerin yayıldığı da gözlendiğine dikkat çeken Şıvgın, şöyle dedi:
“Sosyal Medya’daki bilgi kirliliğinin önüne geçebilmenin en basit yolu, ana akım medyanın doğru, eksiksiz, tarafsız ve zamanında haber vermesinin sağlanmasıdır. Bu mümkün olmadığı sürece, sosyal medya gibi platformlarda yanlış, eksik ya da provokatif bilgilerin dolaşımı kaçınılmaz olacaktır.” Şıvgın, siyasi iktidarın bu harekete elini uzatması gerektiğini vurgulayarak “ Böylece hem ülkemizde huzur hakim kılınır, hem de dünyaya demokrasi dersi verilebilir” dedi. Hareketi kendi emelleri doğultusunda kullananların ayıklanması gerektiği vurgulayan Şıvgın, şöyle devam etti:
“Bu hareketi kendi emelleri icin kullanmak isteyenlerden arındırmak gerekmektedir. Demokrasi, insan hak ve özgürlüklerinden söz ederken bu özgürlükleri boğacak olaylara da sebebiyet verilmemelidir. “
(İHA)