Bahar alerjisine dikkat!
Abone olUzmanlar, alerjik kişilerin sıklıkla bahar ve güz aylarında sorun yaşadığını söyledi.
Özlü, toplumda yaklaşık her üç kişiden birinin alerjik bünyeye
sahip olduğunu belirterek, ''Alerjik kişilerin önemli bir kısmında,
mevsimsel yakınmalar başlayabilir veya şiddeti artabilir. Sıklıkla
bahar ve güz aylarında sorun yaşanmaktadır'' dedi.
Mevsimsel alerjinin en sık rastlanan nedeninin solunan havada
bulunan polenler olduğuna dikkat çeken Özlü, ''Havadaki polen yükü,
yaşanılan coğrafyaya, iklim koşullarına ve mevsime bağlı olarak
değişkenlik gösterir. Ağaç polenleri, genellikle şubat-mart, çim
polenleri nisan-temmuz, yabani ot polenleri ise yaz sonu ve
sonbaharda ortaya çıkar. Ağaçlandırılmış, çimenli alanlarda,
bitkilerin tozlaşma mevsimlerinde, rüzgarlı, lodoslu havalarda
polen yükü fazladır'' diye konuştu.
İklim koşullarındaki değişime ikincil olarak havada bulunan ev tozu
veya küf mantarı gibi diğer birçok alerjen yükünün de bulunduğunu
dile getiren Özlü, bu nedenle her mevsim alerjisinin polene
bağlanmaması gerektiğini ifade etti.
Baharla birlikte alerji hastalarında değişik yakınmalar ortaya
çıkabileceğini kaydeden Özlü, ''Alerjik nezleli hastaların elleri,
sık sık burunlarına gider. Tatlı bir kaşıntı ve bıktıracak şekilde
art arda hapşırmalar, devamlı bir nezle hali, burun akıntısı, burun
tıkanıklığı görülebilir. Hastaların 'burnumda et var' şeklinde
ifade ettikleri polipler oluşabilir. Kişi burundan nefes alamayıp,
ağızdan nefes alıp vermeye başlayabilir'' dedi.
Alerjik göz nezlesinde gözlerde sulanma, kızarıklık ve yanma, adeta
göz kapakları altında kum varmış şeklinde rahatsızlık
hissedileceğine dikkat çeken Özlü, ''Gözde dayanılmaz bir kaşıntı
olabilir. Alerjik sinüzitle ilişkili olarak baş ağrısı, yüzde, alın
bölgesinde ağırlık ve ağrı, geniz akıntısına bağlı olarak boğazda
gıcıklanma, yanma, kaşıntı, devamlı yutkunma ve boğaz temizleme
ihtiyacı olabilir. Kişi, boğazındaki balgamı bir türlü koparıp
atamamaz'' diye konuştu.
Prof. Dr. Özlü, astımlı hastalarda ise göğüste sıkışma, tıkanma,
nefes alıp verirken darlık ve zorlanma, hırıltılı solunum ve inatçı
öksürük nöbetleri olduğunu belirterek, ''Gece sabaha karşı uykudan
uyandıran, çok rahatsız edici öksürük ve nefes darlığı atakları
gelişebilir. Hasta, yürürken, yokuş-merdiven çıkarken
zorlanabilir'' dedi.
Alerjik hastalıkların etkin şekilde tedavi edilmemesinin kişiyi
bezdireceğini ve yaşam kalitesini düşüreceğini ifade eden Özlü,
''Günümüzde alerjik hastalıkların teşhis ve tedavisiyle ilgili
büyük gelişmeler olmuştur. Kişinin alerjik bünyeye sahip olup
olmadığı, alerjisinin neyle ilişkili olduğu, alerjik hastalığının
olup olmadığı, alerjik hastalığının hangi organda yerleştiği ve
ağırlığı kolayca ölçülebilmektedir. Doğru bir teşhis sonrasında,
kişinin duyarlı olduğu alerjenleri tanıyıp bunlardan kaçınması, en
iyi yaklaşımdır. Bu mümkün olmadığında alerjik reaksiyonları
önleyip, kontrol altına alan, şiddeti azaltan, alerjik yakınmaları
gideren, yaşam kalitesini düzelten tedaviler uygulanabilir''
şeklinde konuştu.