Birini giderken izlemek öyle kolay iş değildir.
Yürek ister yürek…
Canın yerine koyduğun senden giderken; ardından bakmak
gerek.
Ama gözünle değil yüreğinle…
Ki kimse bakmaz, bakmadığı içinde görmez.
Göremez; giden yüreği…
O yürek; gülerek mi gider, yoksa ağlayarak mı bilmez o
yüzden.
Sonuçta gidiyordur işte ve gitmesi kötüdür.
Kötü sevilmez böyle zamanlarda, çünkü terk edilmek koyar
kalana…
Gerisinden ona ne ki?
Oysa giden gidiyordur; ne yaparsan yap boşadır çaban.
Bağlasan tutamazsın.
Tutsan bağlayamazsın.
Dikiş tutmaz yani.
Gidiyordur çünkü.
Böyle zamanlarda çoğu insan; onu bırakıp gidenin peşinden ya
koşar ya da durdurmaya çalışır. Ama aslında bütün çabası
kendinedir. Kendini kurtarmaktır.
Giden ne ister bilmez.
Biliyor gözükür, belki biliyor gibi de yapar ama görmez,
göremez.
Çünkü bakmaz yüreğiyle...
Ama susanlar var ya susanlar, giden “gidiyorum,” dediğinde
susanlar, gidenin ardından “canımdın canın sağ
olsun,” diyenler var ya, işte onlar; gideni, gidenin
yüreğini görürler.
Çünkü onlar yürekleri ile bakanlardandır.
Yürekleri ile sevmişlerdir.
Çok sevmiş ama hepsinden önemlisi; güzel sevmişlerdir.
İşte onlar; gözleri değil yürekleri ile
ağlayanlardandır…
Zordur gideni izlemek ve emin olun çok az insan izler. Hem
sadece gittiği anda değil. Hep izlerler.
Gecenin karanlığında, sabahın ilk ışıklarında, belki bir
şarkıdaki mısrada, belki bir filmin içinde…
Bir ömür…
Çünkü onlar; gerçekten sevmişlerdir ama ne yazık ki sevgi
içlerinde yalnız kalmıştır.
Yalnız kalıp yüreklerinde saklanmıştır.
“Belki,” diyerek, “belki,” diyerek…
Bekleyerek…
Diğer yazı ve şiirlerimi takip etmek isteyenler için Facebook
sayfam;
Eklemek isteyenler için Twitter adresim;