Bağırdım çocuğum ölecek diye durmadılar
Abone ol8 aylık doğmamış bebeklerini kaybeden Kalkan ailesi, yaşadıklarını El Cezire Türk'ten Alper Altuntaş'a anlattı.
Gaziantep'te Kobani eylemleri ve sonrasında çıkan
çatışmalarda doğum sancısı tutan Gönül Kalkanlar'ın yolu
eylemcilerce kesildi, genç kadın çocuğunu kaybetti. Eşi, "Arabanın
içine molotof atan eylemcilere yalvardım ama durmadılar"
diyor.
Gaziantep'teki olaylar ve 5 ölümün arasında bir dram gözlerden uzak yaşandı. 30 yaşındaki Gönül Kalkanlar 8 aylık hamileydi. 7 Ekim'de sancısı tuttu. Oturdukları semtte de Kobani protestoları vardı. Eşi, arabasıyla hastaneye götürmek istedi ama yolu göstericiler tarafından kesildi. Arabanın camları kırıldı, içine molotofkokteyli atıldı. Her şey 15 dakika içinde oldu.
Gönül Kalkanlar hastaneye ulaştığında adını Muhammet Mustafa koymak istedikleri bebeklerini kaybetmişti. Kalkanlar ailesi, Gaziantep'in 'yoksul' mahallelerinden biri olarak bilinen Güzelvadi'de oturuyor. Mahalle aynı zamanda Türklerle Kürtlerin yıllardır bir arada yaşadığı bir mahalle olarak da biliniyor. Kalkanlar ailesi ile evlerinde yaşadıklarını konuştuk. Gönül Kalkanlar o günü şöyle anlatıyor:
BAĞIRDIM ÇOCUĞUM ÖLECEK DİYE DURMADILAR
"Sancım başladı. Telefon ettim eşime 'gel bizi al' diye. Aldı
bizi, arabayla giderken başımıza yığıldılar. Vurdular, kırdılar,
taş attılar. Ben o esnada arka koltuktaki kızıma sarılmıştım."
Eşi Mustafa Kalkanlar yalvarsa da, durumu anlatsa da onlardan kurtulamadıklarını söylüyor:
"15 dakika boyunca arabaya saldırdılar. Çoğu camını taşlarla kırdılar. Tepesine çıkıp tepinmeye başladılar. Arabanın içine, yan koltuğa attıkları molotofu patlamadan dışarı attım. Dışarıda patladı. Bağırdım, yalvardım 'çocuğum ölecek' diye. Yine durmadılar. Küfrettiler."
POLİSLERİN ARASINA DALDIM
Mustafa Kalkanlar zor da olsa aracını kurtardıktan sonra bu sefer eşini hastaneye yetiştirme telaşına düşmüş:
"Manevra yaptım, üzerlerine sürdüm, öyle kurtuldum. Polisin
arasına daldım. Onlar da benim kurtulmak için aralarına daldığımı
anlamadı, copla üzerime geldi. Durumu anlatınca eşimi bir ekip
arabasına aldılar ve hastaneye götürdüler. Hastanede, 'Biz bir şey
yapamayız' dediler. Ambulans istedik, 'Biz özel hastaneyiz
veremeyiz" dediler. Mahalleye dönüp bizi götürecek araba bulana
kadar iki saat daha geçti."
Gönül Kalkanlar 75. Yıl Doğum Hastanesi'ne vardıklarında acı gerçekle yüzleşti:
"Doktor bebeğimin öldüğünü söyledi. Sebep korku ve gaz bombasıymış. Her hafta kontrole giderdik bir şey olmasın diye. İlk çocuğum Fadime doğsun diye 6 yıl uğraştık, tedavi gördük. 7 yıldır da Muhammet olsun diye uğraşıp tedavi gördük. Benim çocuğum canlıydı. Rabbime hep dua ettik, verdi Rabbim ama çocuğumu benden aldılar."
BİZİM ACIMIZI ÖLENLERİN AİLELERİ BİLİR
Gönül Kalkanlar yaşadıkları acıyı ancak ölen 5 kişinin ailesinin anlayabileceğini söylerken eylemcilere tepkiliydi:
"Tamam acısı benim içimde ama 4 tane daha doğmuş, büyümüş çocuk gitti. Onların kokusunu duydu anaları. Nasıl insanlar bunlar? Gözlerini kapatıp adam öldürüyorlar. Bizim acımızı ölenlerin aileleri bilir. Tek şükrettiğim arkada sarılıp koruduğum kızıma bir şey olmaması. Ya ona da bir şey olsaydı."
KÜRTLERLE SORUNUMUZ YOK
Aslen Gaziantepli ve Türk olan ailenin reisi Mustafa Kalkanlar, başlarına gelen olayın ardından birçok Kürt komşusunun kendilerine sahip çıktığını söylüyor:
"Saldıranların hepsi mahallenin çocuğu. Ama ağızları, yüzleri kapalıydı. Kimden nasıl hesap soracağım? Sonra ev sahibimi görmüşler, 'Sizin kiracı ucuz kurtuldu' demişler. Biz yıllardır buradayız. Eşim doğma, büyüme bu mahalleli. Hiçbir Kürt komşumuzla bugüne kadar bir sorun yaşamamıştık. Kürtlerden bana sahip çıkan çok oldu. Benim kimseye zararım olmadı ki şimdiye kadar."
Gönül Kalkanlar da ekliyor: Bu mahallede bu saldırganlara direnmeye çalışan Türk olsun, Kürt olsun çok insan var.
5 BİN LİRA BORCU OLAN 92 MODEL ARACIN 5 BİN LİRALIK MASRAFI OLDU
Aile maddi anlamda da çok zor durumda. Baba Mustafa Kalkanlar aylık bin TL maaş alan bir terzi. Daha 5 bin TL borcu olan 1992 model arabasının da büyük hasar aldığını ve 5 bin liralık masrafı olduğunu söylüyor. Yemeden içmeden kesip çocuk sahibi olmaya çalışan ailenin bakkala, ev sahibine, eczacıya, hastaneye, kısacası birçok yere borcu var:
"6 aydır kira veremiyoruz. Hanımı kontrole götürdüğüm taksiye bile 650 lira borcum duruyor. O gün bile hastaneden eve eşimi borçla getirdim. Eve gelince ilaçlarını almaya gittim. Para yok. Nüfus cüzdanımı rehin bıraktım. Yolda da Terörle Mücadele çevirse kimlik sorsa, kimlik yok. Bir de git üstüne onlardan kötek ye. Çocuk sahibi olacağız diye öğlenleri işyerinde bile yemek yemiyordum. Arkadaşlarım yerken ben bakıyordum."
Tüm bunlar konuşulurken o gün arabada olan ve her şeyi gören 7 yaşındaki kızı Fadime tüm sorularımızı yanıtsız bıraktı ve başı hep öne eğikti. Sesini bile duymak mümkün olmadı. Aile olayın olduğu yerden geçmektense yollarını değiştirdiklerini söylüyor. Mustafa Kalkanlar "Orayı görünce kaybettiğim oğlum aklıma geliyor, bakmak istemiyorum" diyor. Gönül Kalkanlar ise hâlâ iyileşmeye çalışıyor.