Bağımlılık tedavisi ömür boyu sürüyor
Abone olDr. Tulga Tolun Şatır, bağımlı olan kişilerin tedavisinin ömür boyu sürdüğünü, kişinin yaşam biçimini tamamen değiştirmesi gerektiğini açıkl...
Dr. Tulga Tolun Şatır, bağımlı olan kişilerin tedavisinin ömür
boyu sürdüğünü, kişinin yaşam biçimini tamamen değiştirmesi
gerektiğini açıkladı.
Bağımlılık, kişilerin ruhsal ve bedensel sağlığına ya da sosyal
yaşamına zarar vermesine rağmen, belirli bir eylemi tekrarlamaya
yönelik önüne geçilemez bir istek duyma halidir. Bağımlı olmamanın
bağımlılık tedavisi görmekten binlerce kez daha kolay olduğunu dile
getiren Psikiyatri Uzmanı Dr. Tulga Tolun Şatır, “Bağımlılık çok
sinsice ilerler. Devlete de bu konuda çok büyük görev düşüyor.
Toplumun her kesimine hitap edilebilen bir eğitim süreci olmalı.
Mesela küçük bir çocuğun sigara, alkol veya madde kullanan birini
görmesi, onu normalleştirmesi ileride yaşantısı için tehlikedir.
Çocuk özellikle de sevdiği birinin bunları kullandığını görürse
daha kolay yönlenebilir” şeklinde konuştu. Madde bağımlısı
olanların sigara bağımlısı da olduğunu, toplum içinde sigara
içmenin normalleştirilerek, kişi de bu kavramın normal olarak
yerleştiğini söyleyen Psikiyatri Uzmanı Dr. Şatır, “Sadece sigara
içip, madde bağımlısı olmayan kişiler var. Fakat madde bağımlısı
olup da sigara içmeyen kişi neredeyse yok gibi. Sigara kişilere ana
kapı gibi görünüyor. Sigara içmeye başlayan kişi vücuduna zararlı
olduğunu bildiği halde sigarayı vücudunun içine alabiliyor. Kapı
aralanıyor ve daha sonra madde kullanımı söz konusu olduğunda kişi
maddeyi aynen sigara gibi düşünüp, zararlı olduğunu bilse de
vücuduna alabiliyor” dedi.
SOSYAL ÇEVRE DEĞİŞMELİ
Bağımlılık tedavisinin çok zor bir süreç olduğunu, bağımlılığın hiç
gelişmemiş olmasının arzu edildiğini açıklayan Dr. Şatır, “Çünkü
bağımlılık tedavisi hayat boyu devam eder. Yaşam biçimi tamamen
değiştirilmelidir. Bu durum birçok hasta tarafından pek sevimli
karşılanmaz. Tedavide bağımlı olunan maddeyi bırakma hedefinin yanı
sıra bir daha hiç içmemek ve sosyal çevrenin, yaşamın değişme
hedefi de vardır. Bu süreç en az 2 yıl alacağı için, en iyisi böyle
bir bağımlılığa yönelmemek” diye konuştu.
Bağımlılık rahatsızlığının aile tarafından kabul edilmesi
gerektiğini belirten Dr. Şatır sözlerine şöyle devam etti: “Bazen
bağımlılığın oluşmasında ailesel sebepler de etkili olabiliyor.
İşte o zaman aile tedaviye katkıda bulunamıyor. Aileden destek
alınması için hekim önce aile ile görüşüyor ardından tedaviye
katkıda bulunabilmesi için yol gösteriyor. Bu süreç çok uzun
sürebiliyor. Tedavinin ömür boyu sürmesi nedeniyle hastalara ‘hayat
boyu’ fikrini ortadan kaldırmaları gerektiğini ve hayatı minik
minik günlere bölmeleri gerektiğini söylerim. ‘Hayat boyu madde
kullanmadan ne yapacağım? o kadar uzun süre bunu başarmak çok zor?’
diyerek hastalar tedaviyi gözlerinde büyütebiliyor. ‘Bugün sabahtan
geceye kadar hiçbir madde kullanmadım. Tüm hafta boyunca da madde
kullanmadan haftayı tamamladım’ diyerek motive olacaktır.”
(İHA)