Babası o acıyla 84 yaşına kadar yaşadı
Abone ol1960 cuntasının mağdurlarından Ahmet Üren, Demokrat Partili babasına sırf CHP’ye geçmediği için yapılanları ağlayarak anlattı.
Memleketleri Tekirdağ'daki 60 dönümlük tarlaları sırf
DP'li oldukları için ellerinden alındığını, gece bekçisi olan
babası işten atılarak ailece açlığa mahkum edildiklerini belirten
Ahmet Üren, yarım asırdır darbelerin verdiği acılarla gurbet hayatı
yaşadıklarını belirtti.
EL KONULAN MALLARININ İADESİNİ İSTEDİ
1960'ta babasının, 1980 darbesinde ise kendisinin gece bekçisi
olarak işkence ve zulümlere şahitlik ettiğini dile getiren Üren,
1961 Anayasası'nın ve Milli Güvenlik Kurulu kararlarının halen
yürürlükte olduğu için mallarının iade edilmediğini dile getirdi.
DP'li oldukları gerekçesiyle okula bile alınmadıklarını belirten
Üren, bugün AK Parti hükümetinden tek isteklerinin el konulan
mallarının iade edilmesi olduğunu söyledi.
Hatay’ın Erzin ilçesi Kızlarçayı köyünde oturan Ahmet Üren, ilk
askeri darbe olan 27 Mayıs’la henüz 10 yaşında Tekirdağ
Hayrabolu’da tanışmış. 60 yaşından sonra Hatay’a yerleştiğini
belirten Üren, 27 Mayıs darbesi olduğunda babasının mahalle bekçisi
olarak çalıştığını, sırf Demokrat Partili diyerek kendilerine
yapılmayan işkence kalmadığını ifade etti. Darbe yapan zihniyetin
insanları zorla CHP’li yapmaya çalıştıklarını anlatan Ahmet Üren,
“1956-1960 yılları arasında babam memleketimiz Tekirdağ’ın
Hayrabolu beldesinde Bekçi başıydı. Demokrat Parti’nin
devrilmesinden sonra, babamız gece saat 24.00’de bağlı bulunduğu
jandarma karakolundan alındı. Bir hafta içeride tutularak
‘Cumhuriyet Halk Partiliyim’ demesi için baskı yapıldı. Babam
‘Cumhuriyet Halk Partili değilim, partimden vazgeçmem’ demesi
üzerine hem işinden oldu, hem de DP iktidarı döneminde göçmen
asıllı oldukları için verilen o dönem ki Faraş Köyü (Ataköy’ndeki
60 dönümlük tarla icarla çalıştırıldı diyerek, yalancı şahitlerin
ifadeleri sonucunda mahkeme kararıyla elinden alındı. Ve alındığı
gün köy muhtarlığına devredildi.” dedi.
'GÖREV ARKADAŞLARI BABAMIN ÜZERİNE ÇIKIP EZİYET
ETTİ'
27 Mayıs darbesinde Adnan Menderes’i destekleyen insanların
‘hayvan’ olarak görüldüğüne dikkat çeken Ahmet Üren, babasının bir
hafta çektiği işkenceyi gözyaşları içerisinde anlattı. Sırf siyasi
görüşünü değiştirmediği için babası Mehmet Üren’in beraber görev
yaptığı arkadaşlarının önünde hor görüldüğünü söyleyen oğul Üren,
“Babama etmediklerini bırakmadılar. Bırakın falakaya yatırmayı, en
çok zoruna giden görev arkadaşlarının babamın üzerine çıkıp eziyet
etmeleriydi. Babam anneme danıştığında annem, ‘CHP’liyim dersen
seni boşarım’ deyince babam Demokrat Parti’den vazgeçmeyeceğini
söylüyor. Babamız işten atıldı. 60 dönümlük yeni arsamız bizden
alınıp köye verildi. Babamın 1956-60 yılları arasında yaptırmış
olduğu ev, ‘DP’li Belediye Başkanı Ahmet Aydın tarafından
yaptırıldı’ denilerek yıkım kararı çıkarıldı. Annemin ailesi
tarafından baskılar yapılınca ev yıkılmaktan kurtarıldı.” şeklinde
konuştu.
Darbe yüzünden günlerce aç kaldıklarını dile getiren Ahmet Üren
babasının yeniden işe dönme sürecini ise şöyle anlattı: “Aç
kaldığımız günler oldu. Fakat anne tarafımızdan gelen yardımlarla
ayakta kaldık. Babam iş arama bahanesiyle Bursa’ya gitti. 1963-64
senesinde eski Demokrat Parti senatörlerinden Cemal Tarlan’a
uğraması sonucu Tarlan babamı alıp Şişli Emniyet Amirliği’nde
yeniden Bekçibaşı yaptı. Babam işe, biz de ekmeğe kavuştuk. Babam o
acıyla 84 yaşına kadar yaşadı."
‘KUYRUĞU ÇIKIK DEYİP OKULLARA ALMADILAR’
Henüz 13 yaşındayken Demokrat Partili olmaları sebebiyle eğitim
hakkından mahrum bırakıldığına değinen Üren, askeri okullara ve
liselere sadece CHP’li ailelerin çocuklarının alındığını belirtti.
Erken yaşta iş hayatına atıldığının altını çizen Üren, ‘‘Şanssızlık
peşimizi hiç bırakmadı. Babam mağdur edildi, onun çocuğu olmamız
nedeniyle 6 kardeş de mağdur bırakıldık. Benim arkadaşlarım Kuleli
Askeri Lisesi’ne yazılırken, ben 13 yaşında iş hayatına atıldım.
Okullara alınmadık. CHP’liyim diyenlerin çocukları, kardeşleri
liselere alındı, okutuldu. Ama bizi ‘Bunlar DP’li. Bunların kuyruğu
çıkık’ dediler, okutmadılar." diyerek yaşadıkları ayrımcılığı dile
getirdi.
'21 GÜN SAĞCI-SOLCU NASIL DÖVÜLÜR, ONU
ÖĞRETTİLER’
Kendisinin 1980 ihtilalinde babası gibi emniyette gece bekçisi
olarak çalıştığını anlatan Ahmet Üren, sağ-sol ayrımı yapılmadan
insanların işkenceye tabi tutulduğuna vurgu yaptı. İşkence
yapmadığını, sadece mahkûmların gözlerini bağladığını belirten
Üren, dayak seslerinin duyulmaması için radyo ve TV’nin son ses
açıldığını söyledi. İşkenceleri gözleriyle gördüğünü söyleyen Üren,
"1980 ihtilali olduğu zaman, gece 24.00’ten sonra sokağa çıkma
yasağı başladığı andan itibaren daha önceden tespit edilmiş evler,
jandarma tarafından basılıyor, sağcılar ve solcular alınıyor ve
Maltepe Zırhlı Tugay Komutanlığı’na götürülüyordu. O an insan hakkı
diye bir kavram yok. Gözleri bağlanmış, elleri kelepçelenmiş o
gençler ister MHP’li olsun, ister Dev-Sol olsun hiçbir hakkı
kalmıyordu. Görevde olan bizim gibilere üzerimize asker üniforması
giydirilerek 21 gün askeri eğitim verildi. İkinci defa askerlik
yaptırdılar. Bize 'kavga nasıl yapılır, karşımızdaki sağcı-solcu
ile nasıl mücadele edeceğimiz' anlatıldı. Günlerce işkenceden
ölenleri duyduk.’’ şeklinde konuştu.
‘İŞKENCECİLER TARAFINDAN ELİMİZDEN ALINAN MALLARIMIZI
İSTİYORUZ’
Yıllarca onurlarının çok kötü kırıldığının altını çizen Üren,
‘‘Süleyman Demirel iktidara gelene kadar baskılar devam etti.
Nereye gidersek gidelim baskıyı hissettik. Onurumuzla oynadılar.
Demirel iktidara geldikten sonra baskılar kalktı. Fakat yaptığımız
mücadele hiçbir işe yaramadı. Tarlalarımız iade edilmedi. Çünkü o
dönem Milli Güvenlik Kurulu (MGK)’nun koyduğu kararlar vardı. Asker
her ne kadar elini ayağını çekmiş gibi gözükse de 1961 anayasası
zaten yürürlükteydi. Bu yasa yürürlükte olduğu müddetçe bizim
mallarımızın geri iade edilme gibi durumu söz konusu değil zaten.
Bu yasa hükümetimiz tarafından kaldırılacağına göre, biz haksız
yere alınan, babalarımızın işkence çekerek ellerinden alınan
mallarımızın geri iadesini istiyoruz. AK Parti hükümetinden başka
bir şey istemiyoruz.’’ ifadelerini kullandı.
Ahmet Üren, Merhum Başbakan Adnan Menderes’in Tekirdağ’a yaptığı
seçim ziyaretinde elini öptüğünü, Menderes’in kendisiyle ilgilenip
hayatına başarılar dilediğini de anlattı. Menderes’in haksız yere
idamının ardından hayatın Demokrat Partililere zehir edildiğine
dikkat çeken Üren dönemin sorumlusu Kenan Evren’e hakkını helal
etmediğini söyledi. Üren şimdi, yaşayan sorumluların ölmeden bir an
önce cezalandırılmasını istiyor.