Babahan'dan çarpıtma yanıtı
Abone olHürriyet ve Sabah'ın genel yayın yönetmenleri kapıştı. Sabah'ın ENKA haberini eleştiren Ertuğrul Özkök'e, Ergun Babahan'dan yanıt geldi.
Dün, Sabah'ın ENKA grubu ile ilgili haberini eleştirerek haberi
çarpıtmakla suçlayan Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ertuğrul
Özkök'e yanıt geldi. Sabah Gazetesi Genel yayın Yönetmeni Ergun
Babahan, bir gün aşk bir gün şarap yazan Özkök'ün ertesi günü
Sabah'ı eleştirmeye kalkmasını ilginç bulduğunu yazdı. İşte Ergun
Babahan'ın yazısı... Haberi kim çarpıttı? Ertuğrul Özkök ilginç bir
gazeteci. Köşesinde bir gün aşk, şarap yazıyor, bir gün devletin
kritik pozisyonundaki bürokratını özenle parlatıyor, ertesi gün de
kalkıp SABAH'a yönelik eleştirilerde bulunuyor. Öncelikle altını
çizeyim ki, SABAH gazetesi Sayın Özkök'ün yıllardır alıştığı
biçimde hazırlanmıyor. Yani artık siyasi tarihe malolmuş bir sözle
SABAH'ta "İşveren şak emredip, yönetmen tak diye yapmıyor." SABAH
tamamı gazetecilerden oluşan bir ekip tarafından gazetecilik
ilkeleri çerçevesinde hazırlanıyor. SABAH'ın açık yazıişleri
masasında çalışan herkesin söz hakkı bulunuyor. O nedenle,
Hürriyet'le aramızda "habercilik" açısından ciddi bir fark olduğu,
haber ve yazıların dikkatli biçimde incelenmesiyle kolaylıkla
görülebilir. Bunu vurguladıktan sonra asıl konuya döneyim.
Öncelikle Özkök'e şu soruyu sorayım. Başka gazetelerdeki daha
önemsiz haberleri bile Hürriyet'te kullandıran Özkök, milyarlarca
dolarlık yatırımla ilgili bu olayda acaba niye haber değeri
bulmadı. Gerçek gazetecilik açısından ilginç bir soru değil mi?
Ayrıca yazıda Özkök'ün tipik bir özelliği, olayı kendi istediği
yönde çarpıtma huyu hemen öne çıkıyor. SABAH'ın manşetinde bir tek
kez bile "rüşvet" kelimesi geçmezken Özkök, SABAH'ın Şarık Tara'ya
rüşvetçi dediğini ileri sürüyor. SABAH sorumlu gazetecilik örneği
göstererek Yeni Şafak'ta gördüğü haberi izlemiş ve Şarık Tara'dan
görüş almıştır. Manşette, ENKA'dan 250 milyar lira aldığı
belirlenen avukatın yanıtı da vardır. Kısaca o manşet evrensel
gazeteciliğin tüm kurallarına uyularak hazırlanmıştır. 8 Ağustos
2002'de göreve başladığımızda önümüze bir dizi ilke koyduk. Bunlar,
başta editoryal bağımsızlığı korumak, gazeteciliği evrensel ilkeler
doğrultusunda yapmak, işverenin diğer işleriyle ilgilenmemek,
siyaseti dizayn etmek iddiasında bulunmamak, sivil siyasetin
güçlenmesi için çalışmak gibi tüm dünyada geçerli temel kurallardan
oluşuyordu. Çünkü Türkiye'de son dönemde zayıflayan siyaset kurumu,
kurtuluşu sırtını medyaya dayamakta bulmuş, bunun sonucunda da
medya ile siyasetçi arasında çarpık, zaman zaman kirli bir ilişki
kurulmuştu. Merkez SABAH, eski düzenin temsil ettiği bu ilişkilerin
içinde olmamayı en baştan, en temel kuralı yapmıştır. Merkez SABAH,
eski tip medyanın, özellikle de Doğan Grubu'nun temsil ettiği
değerlerin ve habercilik anlayışının karşısında olmak üzere inşa
edilmiştir bir bakıma. Bu nedenle SABAH, gazeteyi yazı işlerinde
yapan bir kadro oluşturmuştur. SABAH'ta editoryal bağımsızlık
vardır. Gazetenin haber anlayışıyla, işverenin ticari işleri
arasında kesin bir çizgi mevcuttur. Gazetenin haber anlayışı
gazeteciliğin evrensel ilkeleri doğrultusunda belirlenmektedir.
Yani işveren-gazeteci ilişkisi evrensel gazetecilik ilkeleri
doğrultusundadır. Gazetenin genel yayın politikası elbette işveren
tarafından belirlenmektedir ancak gazetenin editoryal bağımsızlığı
özenle korunmaktadır. Bu anlayışa da SABAH'ta hem işvereni, hem
çalışanı tarafından özenle uyulmaktadır. Bu da Hürriyet Gazetesi
Yayın Yönetmeni'nin anlamakta zorluk çekeceği bir yaklaşımdır.
Yazı: Ergun Babahan Haber: Sabah