Babacan’dan uluslararası basına sert eleştiri
Abone olBaşbakan Yardımcısı Ali Babacan, Gezi Parkı eylemleriyle başlayan olaylara değinerek, “Bu bizim gelecekte görmek istediğimiz bir gençlik dav...
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Gezi Parkı eylemleriyle başlayan olaylara değinerek, “Bu bizim gelecekte görmek istediğimiz bir gençlik davranışı değil” dedi. Uluslararası basını eleştiren Babacan, Türkiye’ye çok ciddi çifte standart uygulandığını söyledi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, İhlas Vakfı Kariyer Akademisi tarafından düzenlenen “8. Kariyer Zirvesi 2013”te yaptığı konuşmasında, Gezi Parkı olaylarına değindi. 3-4 haftalık gelişmeler dikkate alındığında gençlere ne kadar çok sorumluluk düştüğünün daha iyi anlaşıldığını dile getiren Babacan, “İyi işleyen demokrasilerde iletişim, fikir hürriyeti, ifade hürriyeti çok temel konular, çok temel haklar. İletişim kanallarının sürekli açık olması, beklentilerin, arzuların, isteklerin, endişelerin, korkuların açıkça ifade edilebilmesi son derece önemli. Ama bunun medeni yollarla, barışçıl yollarla yapılması bir başka önemli konu. O çizgiyi geçip, eğer iş şiddete geliyorsa, eğer karşıdakine zarar vermeye dayanıyorsa, molotof kokteylileriyle, demir bilyelerle araçları, otobüsleri yakıp yıkmayla bazı mesajlar verilmeye çalışılıyorsa kimse kusura bakmasın bu bizim gelecekte görmek istediğimiz bir gençlik davranışı değil” diye konuştu.
Eylemlere katılanların bir kısmının gayet iyi niyetli ve çevre kaygılarıyla kendilerini ifade eden kişiler olduğunu dile getiren Babacan, “Saygı duyarız. Çünkü bugün küresel ısınma başta olmak üzere çevre meseleleri gelecek nesilleri tehdit eden en önemli küresel sorunlardan biridir. Fakat o kalabalıklar içinde onlar sayıca az, belki de ilk olaylar başladığında kendilerini iyi niyetle ifade etmek isteyen grup. Ama arkasından bakıyoruz ki bunları istismar eden, oradaki o iyi niyetli hareketi baz alıp, onun üzerine şiddet ve farklı eylemlerle çevreye, diğer vatandaşlarımıza zarar veren illegal örgütler. Öte yandan da daha geniş kitleler. Belki de farklı sebeplerle sesini duyurmak isteyen, beklentilerini, arzularını, taleplerini, Türkiye ile ilgili gelecek hayallerini ya da endişelerini, korkularını ifade etmek isteyen vatandaşlarımız” dedi.
“BARIŞÇIL YOLLARDAN KENDİSİNİ İFADE EDENLERE KAPIMIZ AÇIK”
Ali Babacan, bütün bu gruplarla ilgili ayrı ayrı değerlendirme yapıp, ayrı politikalar uygulanması gerektiğini ifade ederek, “Barışçıl yollardan, şiddet içermeyen ve hukuk çerçevesinde kendisini ifade eden bütün vatandaşlarımıza kapımız sonuna kadar açık, onları biz can kulağıyla dinleriz, bütün arzularını beklentilerini dikkate alırız” şeklinde konuştu.
Özelikle şiddeti kendine bir yol seçmiş illegal yapılanmalara ve Türkiye’nin istikrarını, güvenlik ve huzur ortamını hedefleyen yapılanmalara taviz verilmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Babacan, “Çünkü bir kere geri adım attığınızda, bir kere şiddet karşısında şiddetle birlikte gelen talebi kabul ettiğinizde bu hükümete, yetkili kurumlara iş yaptırmanın yöntemi haline gelebilir. Buna izin vermeyiz. İş şiddete varıyorsa orada da katı bir duruş, kesinlikle devam etmelidir, devam edecektir” dedi.
Babacan, 10,5 yıldır Türkiye’de bir güven ve istikrar ortamı oluşturduklarının altını çizerek, “Hükümet olarak tüm halkımızla beraber adım adım, tuğla tuğla inşa ettiğimiz bu istikrar ve güven ortamına sahip çıkmamız gayet doğal. İllegal yapıların, bu güven ve istikrar ortamına zarar vermesine kesinlikle izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’NİN 10 YILLIK BAŞARILARINDAN RAHATSIZ OLANLAR ÇOK”
Kazlışeçme’deki mitingin fotoğrafını "hükümet karşıtı protesto" diye yayınlayan CNN International’ı da eleştiren Babacan, şunları söyledi:
“Daha dün ismini söylemeyeyim, Sayın Başbakanımızın hitap ettiği Kazlıçeşme’deki büyük vatandaş grubumuzun fotoğraflarını koyuyorlar ve altına ‘hükümet aleyhine gösteriler’ yazıyor. Bu da sözüm ona dünyanın en iyi bilinen yayın organlarından birinin web sitesi. Bunları bizim iyi niyetli kabul etmemiz mümkün değil. Şuna üzülüyorum ki; bu belli başlı uluslar arası yayın kuruluşları nasıl olur da kendi itibarlarını yıpratma pahasına böyle bir yayın politikası izlerler anlamak mümkün değil. Bunların arkasında kimler var, niye bunlar yapılıyor bunu da iyi biliyoruz. Türkiye’nin son 10 yıllık başarılarından rahatsız olanlar çok. Kendi içimizde de var, maalesef dışarıda da var. Kendi içimizde Allah’tan az sayıda gruplar ama öyleleri de var ki ‘AK Parti iktidarı gitsin de, memleket batsın’ gibi çok hastalıklı düşünceye sahip olanlar var. Güçlü bir Türkiye’nin kendi egemenlik alanına zarar vereceğini düşünen bazı çevreler de var.”
“Biz doğruları açıkça ifade etmeye başlayınca dünya kamuoyunda bazılarının işine gelmiyor” diyen Babacan, “Gerçekleri yüzlerine çarptıkça diyorlar ki, ‘Türkiye çok oldu’ Evet, çok olacağız, güçlü olacağız ve haklının her zaman hakkı teslim edilecek. İşine gelinde insan hakları deyip, işine gelince başka kelimler kullanıyorsanız, işinize gelince demokrasi, gelmeyince başka konuları savunuyorsanız o ülkenin kredilibitesi olmuyor” dedi.
“ÇOK CİDDİ BİR ÇİFTE STANDART GÖRÜYORUZ”
Babacan, Türkiye’deki gelişmeler dünya basınında sürekli birinci sayfalarda yer alırken, Suriye’deki olayların ise gazetelerde küçük bir haber olarak yer aldığını belirterek, “Peki siz Türkiye’ye demokrasi diyorsunuz, insan hakları diyorsunuz ya hemen Türkiye’nin komşusu bir ülkede büyük bir insanlık suçu işlenirken, bir rejim sistematik bir şekilde kendi vatandaşlarını öldürürken niye buna ses çıkarmıyorsunuz, niye aynı şekilde yüksek sesle suçlamıyorsanız. Eğer prensibiniz, ilkeniz varsa, demokrasi, hukuk, insan hakları diyorsanız, Türkiye için bunları diyorsanız, o zaman Suriye için Türkiye için söylediklerinizin yüz mislini söylemeniz lazımdı. Suriye için böyle bir yayın yaptınız mı? Bu kadar şiddetli bir kampanya başlattınız mı? Burada çok ciddi bir çifte standart görüyoruz” diye konuştu.
“Gerçeği ilelebet örtemezsiniz, güneşi balçıkla sıvayamazsınız” diyen Babacan, Türkiye’nin gerçeklerinin çok açık ortada olduğunu söyledi. Babacan, “Bu gerçekleri çok farklı şekilde yansıtmak isteyenler, yanlış, yanıltıcı haber yapanlar er ya da geç kendileri güven erozyonuna, itibar erozyonuna uğrayacaktır ve Türkiye’nin haklılığı, gücü mutlaka yerini koruyacaktır” dedi.
(İHA)