Babacan'dan şaşırtan itiraf! Bizde de oluyor
Abone olBaşbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'nin 2001'de olduğu gibi yeni krizler yaşamaması için istikrarın herşeyin başı olduğunu belirterek, "Seçimlere gittiğimiz dönemde istikrarın değerini bilmek önemli" dedi.
2002'den itibaren verdikleri sözün
dışına çıkmadıklarını kaydeden Babacan, "Gerçi zaman zaman altına
imza attıkları belgelerde olanlardan farklı konuşanlar oluyor."
dedi.
Babacan, yeni iktidar dönemi için "çıpa"nın yazılı belgeler
olacağını savundu. 2002'den itibaren her iktidar dönemlerinde
verdikleri sözün dışına çıkmadıklarını kaydeden Babacan,
"gerçi zaman zaman altına imza attıkları belgelerde
olanlardan farklı konuşanlar oluyor. Buna da demokrasinin bir
parçası diye bakıyoruz. Attığı imzadan farklı konuşanlar her
dönemde oluyor. Bizim aramızda da bunu yapanlara
rastlanıyor" dedi.
BABACAN'DAN SÜRPRİZ ÇIKIŞ
Ak Parti'deki üç dönem kuralı nedeniyle seçimlerden sonra görevi
bırakmaya hazırlanan Ali Babacan, Fikir Sofrası'nın konuğu oldu.
Fikir Sofrası'nı oluşturan Ahmet Arslan'ın ev sahipliğinde,
Altınhas Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş'ın sponsorluğunda
gerçekleşen toplantıya İstanbul Valisi Vasip Şahin ile 50'nin
üzerinde iş, akademi ve medya dünyası temsilcisi katıldı.
YUNANİSTAN AB'Yİ ETKİLER
Babacan, küresel ekonomide risklerin devam ettiğini, Yunanistan
kaynaklı olası krizin ise Avrupa Birliği ülkelerinin tümünü
etkileme ihtimalinin bulunduğunu belirtti. Bu durumun Avrupa'nın
siyasi birliğine ve istikrarına zarar verebileceğini dile getiren
Babacan, şöyle devam etti: "NATO'nun önemli bir ayağının siyasi
olarak zayıflamasının ileride yaratabileceği etki düşünüldüğünde
zincirleme etki kötü. Dolayısıyla bir şekilde iki tarafın da
uzlaşıp anlaşması son derece faydalı."
TEMELİMİZ SAĞLAM
Bu gelişmelerin Türkiye için de risk teşkil ettiğini söyleyen
Babacan, önümüzdeki dönemde daha dikkatli olunması
gerektiğini belirtti. Türkiye'nin temelinin sağlam olduğunu
savunan Babacan, şunları dile getirdi: "Türkiye ekonomisi 12.5
yıllık dönemde yakalanan siyasi istikrarla önemli kazanımlar elde
etti. Siyasi istikrarın devamı çok önemli. Bir bina inşaat gibi
düşünürsek, temel atma işi neyse istikrar da odur. Bunun yanında
makro ekonomik gelişmeler, istikrar çok önemlidir. Kamu maliyesi,
bankacılık ve para politikaları... Bunlar üç ayaklı bir
sehpa gibi. Üçünde olabilecek her hangi bir gevseme, makro ekonomik
istikrarın korunamaması anlamına gelir. Üçünü de eş zamanlı
sağlamamız gerekli."
G20'DE BÖYLESİ YOK
Bunlardan bir ayağın bile eksik olmasının istikrarın bozulması
anlamına geldiğini anlatan Babacan, bu nedenle yapısal reformlarla
ilgili detaylı hazırlıklar yaptıklarını vurgulayarak, şöyle devam
etti: "12-13 yıldır bu kadar detaylı bir hazırlık
yapmamıştık. 25 ayrı dönüşüm programında bin 248 eylem planı
hazırladık. Bunların takvimini ve sorumlu kuruluşu belirledik. Şu
anda G20 ülkelerinde dahi bu kadar hazırlık yok. Bunun
yanına da yargı reformunu ekledik. Bir de henüz çok detaylarına
girmediğimiz ama iyi bir hazırlığın olduğu eğitim alanı var. Hayat
boyu öğrenim temasının egemen olduğu bir eğitim reformu hazırladık.
Bunun da en önemli unsuru; öğretmen stratejisi. Bu alanların
tümüyle ilgili güzel hazırlıklar var. Önümüzdeki dönemde bunlar
uygulanırsa gerçekten Türkiye'nin ekonomi çehresi çok çabuk
değişebilir."
KİŞİLERE BAĞLANMAK HASTALIK
Babacan, "Türkiye ekonomisi için uluslararası piyasalarda bir Ali
Babacan çıpası var. Yeni hükümette bu çıpanın yerini ne alacak?"
sorusuna şu yanıtı verdi: "Çıpa yazılı belgelerde var.
2001'de partiyi kurduğumuzda pek çok fikir vardı. IMF'yi kovalım,
dış borçları ödemeyelim gibi. Belgelerimizi hazırladık.
'Uygulanacak mı', dediler. Uygulandı. Önümüzdeki dönem de aynı
olacak. Sistem kişilere aşırı bağımlı hale gelmemeli. Kişilere
bağlı sistem hastalık işaretidir. Sistem, liderler dahil kişilere
bağlı olmamalı. Onun yerine kurallar işlemeli. İnsanlar fani.
Herkes fani."
YÜKSEK BÜYÜME BİZİ 'RİSKLİ ÜLKE' YAPIYOR
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan, ekonomide 3 yıldır patinaj yaşandığını söyledi. Patinajın
nedeni nedir?" sorusunu şöyle yanıtladı: "2010-2011'de yüzde 9
dolayında büyüdük. Artık büyümeyi iç tüketim tetikler haldeydi. Bu
tür büyüme cari açığı tetikliyor. Böylesi yüksek büyüme, bizi
riskli ülke haline getiriyor. Artık haketmediğimiz refahı
yaşamamızın doğru olmadığını düşündük. Bu nedenle iç tüketimi
kısmaya dönük önlemler aldık."
ORTA GELİR TUZAĞINDAN KORUNMAK EĞİTİMLE OLUR
Ali Babacan, Türkiye'de çalışan nüfusun ortalama eğitim düzeyinin
7.2 yıl olduğunu belirterek, "Türkiye'nin orta gelir
tuzağına düşmemesinin, oradan sıyrılmasının yolu eğitimden geçiyor.
Yeni dönem için buna dönük bazı adımlar attık. Yeni adımların da
atılması gerekiyor" dedi.