Babacan'dan flaş emeklilik açıklaması

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, erken emeklilikle ilgili tartışmalara son noktayı koydu.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Erken emeklilik yok. Emeklilik yaşının düşürülmesiyle ilgili bir çalışmanın doğru olmayacağını düşünüyorum" dedi.

Düşük maaşla erken erken emeklilik formülü tartışmaları gündemden düşmüyor. Geçtiğimiz günlerde bu yöndeki bir soruya Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Hayır sıcak bakmıyorum” cevabını vermişti.

Erken emeklilik formülü

14 aydan 2 yıla kadar yaşı bekleyenler bir kategoriye daha sonrakiler 3 yıl, 4 yıl ve 5 yıl olarak tespit edildi. Emekli aylığı için 5 yıl bekleyenlerden yüzde 5 kesinti, 4 yıl kalanlardan yüzde 4, 3 yıl önce aylığa bağlanmak isteyenlerden yüzde 3 kesinti formülleri üzerinde duruldu. Yaşı 2 yıl bekleyeceklerden yüzde 2. İki yılın altındakilerden ise yüzde 1 kesintiyle maaş bağlanması öngörüldü. 14 ay ile 24 ay arasındaki dönemler arasındaki adalet de ödenen prim miktarına göre kesinti oranı düşürülerek sağlanacak.

Babacan, JW Marriott Otel'de düzenlediği basın toplantısında, küresel ekonomi ve Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

SÖZ KONUSU DEĞİL

Ali Babacan, Ankara’da ekonomi muhabirleriyle kahvaltılı sohbet toplantısında bir araya geldi. Erken emeklilikle ilgili tartışmaların aktarılması üzerine Babacan, erken emeklilikle ilgili çalışma olmadığına vurgu yaparak, “Pek çok ülke kriz ortamından emeklilik yaşını yükseltirken, Türkiye’nin emeklilik yaşını düşürmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Türkiye erken emeklilik acısını geçmiş yıllardan bu yana çok çekti. Artık bu hata bir daha düşmeyiz." ifadelerini kullandı.

Babacan, kendisinin bireysel emeklilik sisteminde kaydı olup olmadığının sorusuna herhangi bir karşılık vermedi.

IMF'DEKİ OY GÜCÜMÜZ 2002'YE GÖRE 2 KAT ARTTI

Türkiye'nin, IMF'deki kota payı ve oy gücünün basamak basamak yükseldiğini belirten Babacan, Türkiye'nin IMF'deki oy gücünün 2002 yılına göre neredeyse 2 kat arttığını kaydetti.

ÇOCUK TEŞVİKİ PAKETİ BİRKAÇ HAFTAYA TAMAMLANACAK

Babacan, "Bir yandan kadınlarımızın iş gücüne daha çok katılmalarını, bir yandan da ailelerin daha çok çocuk sahibi olmalarını sağlayacak düzenleme üzerinde yoğun çalışmalarımız devam ediyor. Bu çalışmayı birkaç haftaya kadar tamamlayacağız ve Sayın Başbakanımız açıklayacak" diye konuştu.

İSTİHDAM ARTMAYA DEVAM EDİYOR

Türkiye'de istihdamın da artmaya devam ettiğinin altını çizen Babacan, son 4 yılda 4 milyon 700 bin istihdam artışı olduğuna dikkati çekti.

Türkiye'nin yüzde 2,2 büyüdüğü 2012 yılında 1 milyon 88 bin ilave istihdam olduğunu ifade eden Babacan, bunun güvenin sonucunda gerçekleştiğini belirtti.

Yeni oluşan istihdamda, ilk defa kadınların sayısının neredeyse erkeklerin sayısına eşit olduğunu vurgulayan Babacan, 1 milyon 88 binlik söz konusu istihdamın yüzde 49,5'inin kadın olduğuna dikkati çekti. 

Kadınların iş gücüne katılım oranı son yıllarda giderek arttığını belirten Babacan, "Burada büyümenin, daha yüksek gelir düzeyine ulaşmış bir ülke olmanın etkisi var ama 2009'da aldığımız kadın istihdamıyla ilgili tedbirler de kuşkusuz etkili" diye konuştu.

Türkiye'nin, OECD ülkeleri arasında gelir dağılımı en hızlı düzelen ülke olduğunu ifade eden Babacan, şunları kaydetti:

"Yoksullukla mücadelede güzel sonuçlar alıyoruz. Cari açık bir başka önemli konumuz. 2011'de cari açık milli gelirimize oran olarak yüzde 9,7 gibi tarihi yüksek bir seviyeye ulaşmıştı ama 2012'de uyguladığımız yeniden dengeleme politikasıyla geçen yılı yüzde 6 ile kapattık. Tarihimizde ilk defa bir kriz sonucu değil, bilinçli ve planlanarak bir program sonucunda bu rakamı elde ettik."

Türkiye'de cari açık olduğunu ancak Merkez Bankasının döviz ve altın rezervlerinin de hızla arttığına dikkati çeken Babacan, Türk Lirası'nın cari açık veren gelişmekte olan ülkeler içerisinde en istikrarlı para birimi olduğunu vurguladı.

YÜZDE 4'LÜK BÜYÜME HEDEFİ

Babacan, JW Marriott Otel'de düzenlediği basın toplantısında, küresel ekonomi ve Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunduktan sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"Yıl sonu yüzde 4 olan büyüme hedefi, halen ulaşılabilir  bir hedef mi?" şeklindeki soru üzerine Babacan, ilk 3-4 aylık  verilerde özellikle büyüme ile alakalı göstergelerin, beklentilerin bir miktar altında olduğunu ancak bunun yüzde 4'lük hedefi bugünden revize etmeyi gerektirecek düzeyde olmadığını söyledi.

Bugün itibariyle yüzde 4'lük büyüme hedefini, halen ulaşılabilir bir hedef olarak düşündüklerini anlatan Babacan, "Öncü göstergeler, beklentilerin bir miktar altında ama çok değil. Dış talepte de bir miktar problem görüyoruz. Ama iç taleple ilgili fazla endişemiz yok. Çünkü iç taleple ilgili elimizde çok miktarda kontrol aracı var. İç taleple ilgili istediğimiz sonucu alabilecek enstrümanlarımızı istediğimiz yönde yani sıkılaştırma veya gevşetme yönünde her an kullanabiliriz" dedi.

Babacan, 2014-2018 yıllarını kapsayan 5 yıllık kalkınma planını çalışmalarında da sona yaklaştıklarını kaydetti.

Mega projelere ilişkin olarak da Babacan, bunların uzun vadeli projeler olduğunu, bir nükleer santralin 7-8 yıldan önce tamamlanamayacağını, 3. havaalanı projesinin de aynı şekilde düşünülmesi gerektiğini kaydetti. Bunların, Türkiye'nin önümüzdeki 10 yıllık perspektifini dikkate alan projeler olduğunu ifade eden Babacan, "Biz bunlara bugün başlamazsak yarın çok sıkışırız" diye konuştu.

Bu projelerden gelebilecek olası yükümlülüklerin ayrı bir tablosunu Kalkınma Bakanlığı ve Hazine olarak oluşturduklarını ve takip ettiklerini anlatan Babacan, bu tür projelerin zamana yayılan projeler olduğunu, aralarda çıkabilecek sorunları tolere edebileceklerini kaydetti.

Piyasaların da bu tür projelerin "Devlet ve Hazine üzerine bir yük getirir mi? Türkiye'nin başına problem çıkarır mı?" diye bir algısının olmadığını ifade eden Babacan, böyle olsaydı Hazine borçlanma faizinin tarihi düşük seviyelere inemeyeceğini bildirdi. 

KANAL İSTANBUL PROJESİ

Öngörülebilir olması için Kanal İstanbul'la ilgili Yüksek Planlama Kurulu (YPK) kararını aldıktan sonra 3. havaalanı ihalesini yaptıklarını ifade eden Babacan, şöyle konuştu:

"Dün Ulaştırma Bakanımızla görüştüm. Kanal İstanbul'la ilgili de bir an önce aynı şekilde formatımızı oluşturalım, ihalemizi yapalım dedim. Çünkü o da yap-işlet devret olacak, kamu özel ortaklığı olacak. Proje nasıl finanse edilecek, burada başka konsept var. Her bir proje için ayrı, yani terzinin elbise diktiği gibi hazırlık yapmak gerekiyor. Hazır dikilmiş takım elbiseyi al, o projeye giydir mümkün değil. Biz bir bakıma takım elbise diker gibi, terzinin dikişi gibi format oluşturuyoruz. Çünkü bunlar çok büyük projeler. Kanal İstanbul'un inşaatı çok daha uzun sürecek. Yani havaalanı muhtemelen Kanal İstanbul'dan daha önce tamamlanacak. Çevre etkilerini asgaride tutabilmek için her türlü tedbiri alacağız."

Günün Önemli Haberleri