Babacan'a göre önemli ama yeterli değil
Abone olBaşbakan Yardımcısı Ali Babacan, sürdürülebilir, kalıcı büyüme adına yapısal reformun ’olmazsa olmaz’ olduğunu vurguladı.
Reformlar bağlamında önemli aşamalar aldıklarını
belirten Babacan, yeni Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu, Hukuk
Muhakeme Kanunu, Sigorta Kanunu ve Sermaye Kanunu’nu örnek
gösterdi.
Ancak bunların yeterli bulmadıklarını da ifade ederek,
"Bunlar önemli ama yeterli değil. İşgücü piyasalarında
ilerlememiz gerekiyor, enerji piyasalarında durum öyle. Tasarruf
oranları geride, burada adımlar atmalıyız. Yine Ar-Ge ve inovasyon
yapan sanayiye ihtiyacımız var.” dedi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, 4. Boğaziçi Zirvesi’ne konuk oldu.
Four Seasons Hotel’de yapılan zirveye Avrupa Birliği (AB) Bakan ve
Başmüzakereci Egemen Bağış ile Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)
Başkanı Mehmet Büyükekşi de katıldı. Toplam 54 ülkenin temsil
edildiği zirvede ekonomiyi yorumlayan Babacan, 2009 bunalımı ile
dünyada dengelerin yeniden belirlendiğini aktardı. Babacan,
“Bunalımın ardından gelişmekte olan ülkelerin ekonomide payı arttı,
yüzde 50’yi buldu. Bu oran her sene artacak. Gelişmekte olan
ülkeler ekonomik ağırlığı elde edecek. Böyle bir ortamda her
ülkenin, bölgenin kendi planlarını ortaya koymaları gerekiyor.”
ifadelerini kullandı. 2009 bunalımının korumacılığı artırdığından
yakınan Babacan, sözlerine şöyle devam etti:
“Korumacılık gümrük duvarlarını güçlendirme, gidiş gelişleri
önleme, göç ile ilgili yanlış uygulamalara girmeyi ifade ediyor. Bu
korumacılıktan en büyük zararı halk görür. Korumacılık ile pek çok
ülkede siyasi irade ‘biz doğru yoldayız, bütün suç dışarıda’
türünden bir eğilime girdi. Bunlar ‘ithal kalifiye olmayan ürünler
ülkeye girdi, göçlerden dolayı kendi adamlarımızı istihdam
edemedik, uluslararası sermaye kaynaklarımızı sömürdü’ gibi
bahanelerle gümrük duvarını artırdı, göç ile ilgili yanlış tavırlar
takındı, uluslararası sermayeyi denetime tabi tuttu. Katiyetle
korumacılık, ülkeye ve halka zarar verir. Halkın kalifiye olmayan
ürünleri ve hizmetleri pahalıdan almalarına ortam oluşturur. Bu
nedenle duvarları aşmamız, olaylara daha geniş bakmamız
gerekiyor.”
Babacan, korumacı eğilimlerin bir yana bırakılması; sermaye ve
ürünün önünde bulunan engellerin kaldırılması temennilerinde
bulundu. Bu anlayışa uyumlu olarak Afrika ve Arap ülkelerini
karşılıklı ticareti artırmaya davet etti.
Türkiye’nin milli gelirinin 800 milyar dolara, ihracatının 153
milyar dolara dayandığını açıklayan Başbakan Yardımcısı, ülkenin
borcunun ve bütçe açığının önemli oranda daraldığını bildirdi.
Ekonomide elde edilen başarıları mali disipline bağlayan Ali
Babacan, “Devletin çok para harcaması büyümeyi olanaklı kılmaz.
Yani hesabı ya da kitabı yapılmadan, borcun nereye gideceği belli
olmadan büyümek mümkün değil.” uyarılarında bulundu. Türkiye’nin
özel sektör ve ihracat ile büyümeyi temel aldığına, ekonomide
başarılı olduğuna işaret etti.
Yapısal reformun önemine değinen Babacan, şunları kaydetti:
“Maliye anlayışı mühim. Bütçede dikkatli gitmek, savurgan olmamak
mühim. Ama kalıcı sürdürülebilir büyüme için yapısal reformlar
olmazsa olmaz. Biz, 2011’den bu yana süratle yola devam ediyoruz.
2012 ve 2013’te yeni Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu, Hukuk Muhakeme
Kanunu yaptık. Bunlar 3 bin maddelik kanunlar. Yine yeni Sigorta
Kanunu, Sermaye Kanunu’nu yürürlüğe koyduk. Teşvik modelini tekrar
ele aldık. Finans ile ilgili kanun yaptık. Bireysel Emeklilik
Sistemi (BES) ile Doğal Afet Sigorta Sistemi’ni yeniledik. Şu an 6
milyon konut depreme karşı sigortalı. Yasadan sonra 1,8 milyon
konut sigorta yaptırdı. İlave olarak Yargı Kanunu ve 4+4+4 olarak
bilinen Eğitim Kanunu’nu çıkardık. Bunlar önemli ama yeterli değil.
İşgücü piyasalarında ilerlememiz gerekiyor, enerji piyasalarında
durum öyle. Tasarruf oranları geride, burada adımlar atmalıyız.
Yine Ar-Ge ve inovasyon yapan sanayiye ihtiyacımız var.”
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ise ülkeler ve bölgelerin
el ele vermesinin önemli olduğuna temas etti. Bağış, ortak
faaliyetlerin tarafların lehine olacağını sözlerine ekledi.