Babacan reklamla vurdu
Abone olMuhalefetin olumsuz tablo çizdiği ekonomik verilere Bakan Babacan banka reklamı ile karşılık verdi.
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, ''Makroekonomik
Gelişmeler ve Borç Yönetimi'' konusunda basın toplantısı
düzenliyor. Babacan ekonominin ne kadar değiştiğine banka
reklamları ile örnek verdi.
Babacan 2002 ve öncesi ile bu hükümet dönemindeki banka
reklamlarını karşılaştırarak şunları söyledi:
"Bankaların 2002 öncesi reklamlarını hatırlayın. Bir inceleyin
bankacılık sektörünün nereden nereye geldiğini görün. O dönemde
'dolara şu kadar faiz liraya şu kadar faiz veriyoruz' türünden
reklamlar veriyorlardı. Şimdi her çeşit kredi veriliyor. Otomobil,
taşıt, konut ve müşteri kredileri gibi. Bankalar daha çok kredi
kullandırıyor.Bankaların sermaye yeterliliği OECD ülkeleri arasında
en yüksek ülke durumunda" dedi.
Babacan, ekonomide moral faktörün çok önemli olduğunu belirterek,
''habire olumsuzluk pompalayanlar, habire (bir şeyler kötü
gidiyor, birşeyler olacak) diyenler, Türkiye'ye kötülük
yapıyorlar'' dedi.
Babacan, makro ekonomik gelişmeler konusunda
Hazine Müsteşarlığı'nda düzenlediği basın toplantısında,
açıklanan göstergelerin ''evrilip çevrilip başka türlü sunulmasına
ve sadece muhalefet olsun diye pek çok farklı yaklaşıma'' şahit
olduklarını söyledi.
Bir ülkenin ekonomisinde moral faktörün çok önemli olduğunu
kaydeden Babacan, eğer moraller iyiyse, güven ortamı varsa, o
ülkede işlerin iyiye doğru gideceğini ifade etti. Ekonomide işin
gerçekleri ile göstergelerin çok önemli olduğunu ama bunun yanında
psikolojik ortamın da önemi bulunduğunu vurgulayan Babacan,
şöyle konuştu:
İKİ ÜLKE BENZETMESİ
''Düşünün ki iki ülke, ekonomik göstergeleri tamamen aynı, makro
ekonomik yapısı, politikaları aynı. Fakat bu ülkeden birinde
moraller bozuk, diğerinde iyi. Moralin iyi olduğu ülke, mutlaka 3
ay, 6 ay, 1 sene sonra ekonomik açıdan çok daha farklı noktaya
gelecektir. Çünkü beklentiler iyi oldukça, moraller iyi oldukça
yatırımlar gelecektir. Yine moraller iyi olunca o ülkede tüketim,
normal seviyesine devam eder. Endişelerin, korkuların egemen olduğu
ortamlarda ise hem yatırımlar, hem harcamalar azalır. Bu da
ekonomik açıdan kötü sonuçlar doğurur.
Türkiye ekonomisindeki bunca iyi gelişmeye rağmen, ardı arkasına
rekor rakamlar açıklanırken, kendi yatırımcımız Türkiye'ye rekor
seviyede yatırım yaparken, dünyanın dev firmaları gelip, Türkiye'yi
yatırım yeri olarak belirlerken, habire olumsuzluk pompalayanlar,
habire (birşeyler kötü gidiyor, birşeyler olacak) diyenler, bunu
yaparken de adeta temsil ettikleri kitlelerin sözcüsüymüş gibi
konuları sunanlar, Türkiye'ye kötülük yapıyorlar.''
İYİ SONUÇLAR, TÜRKİYE'NİN İYİ SONUÇLARI
Devlet Bakanı Babacan, şu anda Türkiye'nin önünde tarihi bir fırsat
olduğunu, bu fırsatın bir kere kaçırılması halinde, bir daha
yakalanmasının onlarca yıl alabileceğini dile getirdi.
''Bu ülke hepimizin'' diyen Babacan, şöyle devam etti:
''Sadece bu hükümeti yıpratalım, hükümetin yaptığı şeyleri hep
kötüleyelim ki, başarısız görünsünler. Hükümet, AB için çalışıyor,
AB'yi kötüleyelim. Makro ekonomide iyi sonuçlar alıyor, bu
politikaları kötüleyelim. Bunu yaparken Türkiye'ye zarar veriyoruz.
Hükümeti yırtama, hükümeti kötü gösterme adına, makro ekonomik
politikalar ya da AB gündemimizden eğer sapmalar oluşturulmaya
çalışılıyorsa, programın sağına, soluna saldırıp, şuraları
biraz
didiklersek, şöyle kötü bir sonuç gelir mi acaba Türkiye'ye, bu da
acaba hükümeti yıpratır mı şeklindeki çabalar, Türkiye'ye kötülük
yapmaktır.''
Kendi dönemlerinde, hükümet olarak iyi sonuçlar almalarının
Türkiye'nin iyi sonuçları olduğunu da kaydeden Babacan, bu nedenle
konulara daha daha geniş perspektifle ve uzun vadeyle bakılmasını
istedi.
Türkiye'nin önünde çok güzel günler bulunduğunu da belirten
Babacan, bu kadar kısa sürede bu gelişmesi sağlayan Türkiye'nin 5
yıl, 10 yıl sonra nasıl bir ülke olacağının görülmesi gerektiğini
ifade etti. Babacan, bu nedenle doğru politikalar etrafında
kenetlenilmesi, Türkiye'nin en doğrusu ne ise onun yapılması ve bu
politikaların arkasında güçlü şekilde durulması gerektiğini
sözlerine ekledi.