Babacan Krueger'e tepki gösterdi
Abone olDevlet Bakanı Ale Babacan IMF Birinci Başkan Yardımcısı Anne Krueger’in asgari ücretin yüksek olduğu yönündeki açıklamalarına tepki gösterdi.
Devlet Bakanı Ali Babacan, IMF’yle asgari ücret konusundaki en
büyük tartışmayı 2004 yılında yaptıklarını, IMF’nin asgari ücretin
artırılmasının enflasyonu olumsuz etkileyeceği yönündeki
endişelerinin gereksiz olduğunun ortaya çıktığını söyledi. IMF
Birinci Başkan Yardımcısı Anne Krueger’in asgari ücretin yüksek
olduğu yönündeki açıklamalarını ise Babacan, "O kendilerinin
görüşüdür. Biz Türkiye için en iyisi neyse onu yapacağız" diye
yorumladı. Babacan, NTV’de katıldığı bir programda gündemdeki
konulara ilişkin soruları yanıtladı. Krueger’in asgari ücretle
ilgili açıklamalarının anımsatılması üzerine Babacan, yeni
stand-by’la ilgili görüşmelerde asgari ücretle ilgili özel bir
konunun gündeme gelmediğini söyledi. IMF’yle asgari ücret
konusundaki en büyük tartışmayı 2004 yılının başında yaptıklarını
hatırlatan Babacan, enflasyon hedefi yüzde 12 iken asgari ücrete
2004 yılında yüzde 40’lık artış verdiklerini bildirdi. Babacan,
IMF’nin enflasyonun olumsuz etkileneceği yönünde çok ciddi
endişelerinin bulunduğu belirterek, Merkez Bankası, Hazine ve diğer
kuruluşlarla birlikte bir çalışma yaptıklarını ve asgari ücretteki
yüzde 30-35’lik artışın enflasyonist olmayacağını belirlediklerini
söyledi. Krueger’in açıklamalarının bir soru üzerine gündeme
geldiğini savunan Babacan, şöyle devam etti: "Bu planlı verilen bir
mesaj değil. Sadece soru üzerine, konu konuyu açıyor. 2004 yılında
büyük bir tartışma konusu olduğu için oradan görüşleri onların
farklı açıkçası. Ama biz Türkiye’yi iyi biliyoruz, çok iyi
tanıyoruz. Türk insanının özelliklerini de, Türk ekonomisinin
yapısını da çok iyi biliyoruz. Biz asgari ücrete geçen yıl yüzde 40
zam verdik. Enflasyon yüzde 9.3’le hedefin altında gerçekleşti.
Çünkü dersimizi çalışmışız. Asgari ücretteki yüksek artışın
kesinlikle zarar vermeyeceğini belirledik. 2001 yılındaki krizde
çalışanlar çok büyük gelir kaybı yaşadı. Bazılarının zararı telafi
edildi; bazılarınınki edilmedi. Reel asgari ücret ve verimlilik
arasında açık oluşmuştu. IMF’nin endişelerinin gereksiz olduğu
ortaya çıktı. O kendilerinin görüşüdür, olabilir. Biz Türkiye için
en iyisi neyse her zaman onu yapacağız." "DIŞARIDAN BANKACILIK
SEKTÖRÜNE TAZE SERMAYE GİRİŞİ ŞART" Yabancıların Türk bankacılık
sektörlerine girişinin etkilerinin sorulması üzerine Babacan, artık
yabancı ve yerli sermaye ayrımının söz konusu olmadığını,
uluslararası sermayenin bulunduğunu söyledi. Babacan, bankacılık
sektörünün hızla büyümesi gerektiğini belirterek, bankaların
aktiflerinin GSMH içindeki payının yüzde 70 düzeyinde bulunduğunu,
bu oranın diğer ülkelerde yüzde 250-300’ü bulduğunu bildirdi.
Babacan, bankacılık sektörünün gelecek dönemde sermaye ihtiyacının
olabileceğini ifade ederek, "Biz Türkiye ekonomisinin büyümesini
istiyorsak, büyük bir bankacılık sektörüne ihtiyacımız var. Büyük
bankacılık sektörünün de sermayesinin büyük olması lazım. Bunu
Türkiye’den bulamayabilir. Mutlaka kapıları açık tutmamız lazım.
Yüzde 30-50-80 gibi hiçbir yüzde telaffuz etmememiz lazım. Dışardan
bankacılık sektörüne taze sermaye girişi şart. Kısıtlamalarla bu
kapıları kapatırsak ekonominin üzerine büyük bir engel, bariyer
koymuş oluruz. Telaffuz dahi etmemeliyiz böyle şeyleri" dedi.
"ZİRAAT VE HALKBANK’LA İLGİLENEN ULUSLARARASI KURULUŞLAR VAR"
Ziraat Bankası ve Halk Banaksı’nın özelleştirme süreçlerinin
başlatıldığını kaydeden Babacan, bunun yolunu en başta halka açılma
olarak düşündüklerini söyledi. Bankacılık sektöründeki hızlı
aktivitenin bir yan etkisi olarak Halk Bankası ve Ziraat’le
ilgilenen uluslararası kuruluşların bulunduğunu ifade eden Babacan,
"Bir yandan halka arz yoluyla hazırlıklarımız devam ederken, öte
yandan da gelecek tekliflere de açık olacağız. Bankacılık
sektörünün hızla gelişmesi için ne gerekiyorsa yapmamız gerekiyor"
diye konuştu. "ARACILIK MALİYETLERİNİ AŞAĞIYA ÇEKMEMİZ LAZIM"
Babacan, aracılık maliyetlerinin mutlaka düşürülmesi gerektiğini
belirterek, bu konunun niyet mektubunda da yer aldığını bildirdi.
Babacan, "Aracılık maliyetlerini hızla aşağıya çekmemiz gerekiyor.
Aksi halde Türkiye’deki aracılık maliyetini yüksek tuttuğumuz zaman
bankacılık sektörünün bir kısmını yurtdışına taşıyoruz; bu da
off-shore dediğimiz bankacılık sektörü oluyor. Ankara’nın ortasında
banka şubesinde off-shore veznesi var. Aracılık maliyetlerini
minumuma, hatta sıfıra indirmeyi çok arzu ediyoruz" dedi.