Babacan cari açığı önemsemiyor
Abone olBabacan'a göre ekonomide alınan tedbirler sonucunda bu yıl kamunun finansman sorunu olmayacak.
Babacan, CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün dış borç ödemeleri ile kurların düşük seyretmesinin cari açık üzerindeki olumsuz etkilerine karşı nasıl önlemler alınacağına ve otomotivdeki ÖTV'de artışına ilişkin soru önergesini yanıtladı. Babacan, güçlü kamu maliye politikaları ve bunun bir gösteresi olan yüksek faiz dışı fazlanın, kamu borç stokunun GSMH'ye oranının azaltılması ve ekonomik politikalara güvenin sağlanması açısından büyük önem taşıdığını belirterek, mali disiplin ve kamu kesimi faiz dışı fazlanın sağlanması konusundaki kararlılıklarının sürdüğünü kaydetti. Hazine'nin önümüzdeki dönemde daha az borçlanmayı, borç çevirme oranını yüzde 80'in altına çekmeye hedeflediğini bildiren Babacan, buna paralel olarak 2003 Eylül ayından itibaren itfasının altında borçlanacağını ilan ettiğini anımsattı. Babacan, 2001 yılı sonunda GSMH'nin yüzde 92'si olan borç stokunun 2003 yılı sonu itibarıyla yüzde 69'a inmesinin öngörüldüğünü dile getirdi. BÜTÇE DİSİPLİNİNE DEVAM EDİLECEK Borcun finansmanında uzun vadeli, düşük faizli kaynaklar kullanılmasına azami çaba sarfedildiğini de bildiren Babacan, başarılı ekonomik politikalar sonucunda uluslararası derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'nin kredi notunu ardarda artırdıklarını, böylelikle Türk tahvillerinin risk primlerindeki düşüşün ivme kazandığını ve borçlanma maliyetinin azaldığını anlattı. Hazine Müsteşarlığı'nın 2003'ün Ekim ayı sonu itibarıyla uluslararası piyasalara 5.3 milyar dolarlık uzun vadeli tahvil ihraç ettiğini anımsatan Devlet Bakanı Babacan, 2003 yılında alınan idari ve yapısal tedbirlerin 2004 yılı ve sonrasında ekonomiye tasarruf sağlayacağını bildirdi. Babacan, 2004 yılında da bütçe disiplinine devam edileceğini ve kamu kesimi faiz dışı fazlasının 2003'te olduğu gibi yüzde 6.5 düzeyinde gerçekleşmesi yönünde politikaların sürdürüleceğini ifade ederken, IMF'ye borç geri ödemelerine ilişkin de şu bilgileri verdi: ''IMF ile kararlaştırılan ödeme planına göre toplam geri ödemeler 2004 ve 2005 yıllarında sırasıyla 5.2 ve 7.8 milyar dolar olarak yeniden düzenlenmiştir. Erken ödeme seçeneği ile karşılaştırıldığında 2004 ve 2005 yıllarında IMF'ye yapılacak geri ödemeler sırasıyla 4.5 ve 2.3 milyar dolar azalmıştır. Bütün bu tedbirler sonucunda 2004 yılında kamunun finansman açısından bir problemi olmayacaktır.'' DÖVİZ KURUNUN DENGELEYİCİ HAREKET ETMESİ İhracattaki artışa dikkati çeken Babacan, bununla birlikte reel sektör ve yurtiçi talepteki canlanmanın yanı sıra Türk Lirası'nın değer kazanması nedeniyle ithalatın da canlı seyrettiğini belirtti. Babacan, 2003 yılı sonu itibarıyla cari işlemler açığının 7.7 milyar dolara yükseleceğini ve GSMH'nin yüzde 3.2'sine ulaşacağının tahmin edildiğini kaydederek, ''Cari işlemler açığındaki bu artış, ekonomimiz açısından bir problem teşkil etmemektedir. Herhangi bir risk oluşması durumunda uygulanmakta olan dalgalı kur rejimi çerçevesinde döviz kurunun otomatik dengeleyici olarak hareket etmesi beklenmektedir'' dedi. Babacan, kısa vadeli borç stokunun üç yıl içinde yüzde 23.8'den yüzde 12.2'ye gerilediğini, döviz rezervinin kısa vadeli borçlara oranının da aynı dönemde yüzde 81.8'den yüzde 178'e yükseldiğini bildirdi. Bankacılık sektörünün kur riski taşımadığını ve açık pozisyon sorunu bulunmadığını vurgulayan Babacan, Merkez Bankası'nın yüksek döviz rezervleri de dikkate alındığında, cari işlemler açığı seviyesinin ekonominin genelinde bir risk teşkil etmediğini savundu. Babacan, vergi konusundaki soruyu yanıtlarken de yapısal reformların önemli bir bölümünün kamu açıklarının kökten çözümlenmesine yönelik düzenlemelerden oluştuğuna işaret ederek, ''vergi ve vergi idaresi reformları bu alandaki en önemli faaliyetler arasındadır. Vergi gelirlerinin artırılması programımızın temel hedefi olan faiz dışı fazla hedefinin tutturulması için önem arzetmektedir. Vergi oranlarına yönelik son yapılan düzenlemeler de bu çerçevede değerlendirilmektedir'' görüşünü dile getirdi.